ANKARA - DEM Parti İmralı Heyeti ile EMEP heyeti gerçekleştirdikleri görüşme sonrası basın toplantısı düzenledi. Sürecin eşit haklar temelinde sonuçlanması için mücadele edileceği vurgusu yapılan açıklamada, barışın hukuka ihtiyacı olduğu vurgusu yapıldı.

 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti üyeleri Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Faik Özgür Erol ile Emek Partsi (EMEP) heyeti EMEP Genel Merkezi'nde yapılan görüşme sonrası basın açıklaması düzenledi.

 

Açıklamada ilk sözü alan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Siyasetçi Leyla Zana'ya yönelik ırkçı saldırıyı "çirkin saldırı" olarak nitelendirdi. Yeni bir dönemin kapılarının aralandığı dönemde de bu gibi saldırıların yaşandığına dikkat çeken Aslan, "O yüzden bir kez daha Leyla Hanım'ın yanında olduğumuzu, bu tür yakıştırmaların, bu tür çirkinliklerin karşısında olduğumuzu belirtmek isterim. Birkaç gündür kamuoyunda da süren tartışmaları hep birlikte izliyoruz. Sürece dair süren tartışmalar, komisyonun yaptığı çalışmalar, açıklanan raporlarla birlikte önümüzdeki süreçte yeni bir dönemin de yeni bir sürecin de kapısının aralanacağını da ifade etmek isteriz. Bu raporların özellikle Kürt halkının taleplerini de yansıtan Kürt halkının isteklerini özlemlerini de yansıtan talepler konusunda zayıflıkların olduğunu da belirtmek isteriz. Biz parti olarak da raporumuzu kamuoyuyla paylaştık" dedi.

 

'EŞİT HAKLAR TEMELİNDE SONUÇLANMASI İÇİN'

 

Kürt meselesinin 100 yıllık tarihsel bir mesele olduğunu belirten Aslan devamla şunları kaydetti: "Yaşanan çatışmaların, yaşanan olumsuzlukların giderilmesi konusunda parti olarak dün de bugün de yarın da elimizden gelen çabayı göstereceğimizi, bu sürecin barışla taçlanması, bu sürecin eşit haklar temelinde sonuçlanması konusunda da çalışmalarımızı, düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz. Bugün heyetle yaptığımız görüşmede bu sürece dair hem kendi düşüncelerimizi hem heyetimizin düşüncelerini öğrenme fırsatımız oldu gelen konuklarımızdan. Önümüzdeki dönemde bu sürecin kanunlarla da güvence altına alınmasının ve kanunlarla da bu sürecin geliştirilmesi konusundaki çabaları tabii ki takip edeceğiz. Tabii ki konuşacağız. Esas olarak sürecin nihayete ermesi, gerçekten bir barışın sağlanması konusunda adımların atılmasını talep edeceğiz. Burada AİHM kararlarının uygulanması da dahil olmak üzere belediye başkanlarının yeniden görevine dönmesi ve demokratik hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılması için çabalarımızı hep birlikte sürdürmeye devam edeceğiz."

 

'HER PARTİNİN DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR'

 

Ardından söz alan Pervin Buldan ise kritik bir zaman içerisinde olduklarını ve her kesimin ve siyasi partinin desteğine ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, "O yüzden biz bu turları gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık bir haftadır bütün siyasi partilerin genel başkanlarıyla görüşüyoruz. Bugün de EMEP'teyiz. Burada görüştük, arkadaşlarımızla istişare ettik. Nelerin yapılması gerektiği konusunda birçok konuyu konuştuk. Ancak şunun altını önemle çizmek isterim ki barışa en yakın olduğumuz bir zaman dilimindeyiz. O yüzden onurlu bir barışın gerçekleşebilmesi için elbette ki herkesin bu sürece katkı sunması gerekiyor. Artık ellerin değil gövdelerin taşın altına girmesi gerekiyor. Bu konuda biz MHP'nin her türlü desteğini gelinen aşamalarda gördük. Yaptıkları açıklama yanımızda durduğunuz sürece katkı sunduklarını hep izledik ve gördük. Bundan sonra da bunun devam edeceği konusunda elbette ki biraz önce yapmış olduğumuz toplantıda görüşmede bir hemfikirlilik var" dedi.

 

'86 MİLYONU İLGİLENDİREN BİR MESELE'

 

Kürt meselesinin ve demokratikleşme sorununun sadece Dem Parti'yi ve Kürtleri ilgilendiren bir mesele olmadığını ifade eden Pervin Buldan devamla şunları söyledi: "Bu mesele 86 milyon insanı ilgilendiren bir mesele. O yüzden de herkesin katkısına ihtiyacımız var. Yarın da Adalet Bakanı ve Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'u ziyaret edeceğiz. Onlarla da istişaremizi yapacağız. Bu turların yarın sona ereceğini ifade etmek isterim. Sadece bir Cumhurbaşkanı görüşmesi kalacak. Onu da muhtemelen önümüzdeki günlerde planlamaya çalışacağız. Geldiğimiz aşama ikinci aşama ve bu ikinci aşamada yasal bir düzenlemeye ihtiyaç var biliyorsunuz. Şimdi onun istişarelerini yapıyoruz. Nasıl bir yasa çıkacak, kimleri kapsayacak? Dolayısıyla bu konuda iktidarın da elbette ki yaptığımız görüşmede önemli fikirlerini, düşüncelerini öğrendik. Ancak nihayetinde bu yasanın elbette ki hiç zaman kaybetmeden hızlıca çıkması gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

 

'HUKUKUN NİHAYİ GÜVENCESİ SİYASAL MÜCADELE'

 

Sonrasında konuşan Sancar ise şu ifadeleri kullandı: "Barışın hukuka ihtiyacı var. Hukukun nihai güvencesi ise siyasal mücadele ve demokratik toplum sahiplenmesidir. Eğer kuralları kâğıt üstünde bırakırsanız bunların nihai güvence sağlama imkânı olmaz. Esas olarak demokratik siyasette en geniş birliktelikleri oluşturmak ve toplumsal De en yüksek noktaya çıkarmaktır. Esas ihtiyaç budur. Barışın hukuka ihtiyacı var. Hukukun güvencesi de geniş demokratik siyaset birlikteliği ve kapsamlı bir toplumsal destektir. Bu konuda kendilerinin her türlü katkıya hazır olduğunu ve şimdiye kadar zaten bunu yaptıklarını biliyoruz. Bundan sonra da ortak çerçevede birlikte yürüyeceğimize dair vurgular burada paylaşıldı."