Îdir’de Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) öncülüğünde “Barış ve Demokratik Toplum” buluşmaları kapsamında halk toplantısı gerçekleştirildi. Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Îdir il binasında çok sayıda yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. 

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı Cezaevi’nden tahliye edilen Veysi Aktaş, salonda halk tarafından coşku ile karşılandı. Çiçeklerle karşılanan Veysi Aktaş’ın salona girmesi ile birlikte “Bîjî Serok Apo” sloganları atıldı. Çok sayıda kişinin katıldığı buluşmada, ayrıca Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülistan Sönük ile Asrın Hukuk Bürosu avukatı İbrahim Bilmez yer aldı. Buluşma, özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.

 

'DEMOKRATİK TOPLUMUN İNŞASI HERKESİN SORUMLULUĞUDUR' 

 

Barışın kalıcı olmasının tüm toplumun sorumluluğunda olduğunun altını çizerek konuşmasına başlayan Gülistan Sönük, “Bir şeyler olsun adımlar atılsın sonra demokratik toplumu inşa edeceğiz diye düşünülmesin. Biz demokratik toplumu inşa ettiğimiz noktada devlet tarafından da o kadar hızlı adım atılacak. Manifestoda toplumdaki sorunların nasıl ortaya çıktığı, Kürt ve Türk arasındaki sorunların nereden başladığını derinlemesine açılıyor. Bu zamana kadar toplumun sorunlarını çözmek isteyen düşünürler tespitlerindeki eksiklikler vardı bundan dolayı sorunlar çözülmeden her geçen gün büyüdü. Kadın özgürlüğünün savaşlardan sonraki süreçte çözülmesi gerektiği yönünde düşündüler. Kadın sorununu kulak arkası ettiler ama bir süre sonra onlarında kazanımları egemenlerin hizmetine girdi. Önderlik, toplum içinde yaşanan sorunları 5 bin yıl öncesinin gerisine götürüyor. Kadın ve erkek ilişkisinin ne zaman bozulduğuna ve kadının köleleştirilmesine kadar götürüyor. Toplumsal sorunların, kadın ve erkek ilişkisinin bozulmasından başladığını söylüyor. Barışın inşası için ilk olarak kadın erkek arasındaki ilişkinin düzeltilmesi lazım.”

 

‘AİLEYİ VE TOPLUMU DEMOKRATİKLEŞTİRECEĞİZ’

 

“Önderlik, kadının özgürlük sorunu toplumun sırtında hançerdir toplum özgürleşmek istiyorsa sırtındaki hançeri çıkarmalıdır diyor” ifadelerini kullanan Gülistan Sönük, “Önder Apo, kadın özgürleşmeden toplumun sorunlarının çözülemeyeceğini söylüyor. İnşa edilecek olan meclis ve komünlerde kadın ve gençlerin öncü olması gerekiyor eğer onlar öncü olmaz ise bir süre sonra bunlarda egemen aklın hizmetine girecektir. Egemen akıl, aileyi nasıl kendi hizmetine soktuysa bizde demokratikleşmeyi evlerin, ailelerin içinde başlatmalıyız. Aileyi ve toplumu demokratikleştireceğiz. Bireyciliği bir kenara bırakıp demokratik örgütleme yürütmeliyiz. Bu süreç Kürt ve Türkiye halkları için çok önemli. Geçmişte yine bazı süreçler yaşandı 2013-2015 süreci bunun bir örneği ama süreç bozuldu. Bu sürecin kalıcı olması ve onurlu bir barış için hepimizin çalışma yürütmesi gerekiyor” dedi.

 

4 OCAK MİTİNGİNE ÇAĞRI

 

Gülistan Sönük, son olarak Amed’de 4 Ocak’ta gerçekleşecek olan mitinge çağrı yaptı. Gülistan Sönük, şunları söyleldi. “Bu miting kadınların, gençlerin, emekçilerin, tüm halkların mitingidir. Umudunu güçlendirmek isteyenler bu mitingde yer almalı. Umut hakkı Türkiye tarafından uygulanmıyor. Toplumda yaşanan tüm sorunların çözülmesi aynı zamanda umut hakkı ile de bağlantılıdır. Özgür eşyaşam için kadınlar bu mitingin çalışmasını yürütmeli. Tutsakların özgür koşullarda yaşaması için herkes miting çalışmasını yürütmeli. Herkes bu miting için çalışma yürütmeli.”

 

‘MÜCADELEMİZ NORM DIŞI DEVLETE KARŞIDIR’

 

Veysi Aktaş, konuşmasında şu ifadeleri dile getirdi: “Bu süreç farklı devlet muhatap Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’dır deniliyor. Sorunun çözümü bundan dolayı daha rahattır. Gerçekçi bir yaklaşım var. Norm devlet sözcüsü Devlet Bahçeli’nin çıkışı bu yöndeydi muhatap kurucu Önder Öcalan’dır diyordu. Aynı tutum Cumhurbaşkanı tarafından da gerçekleştirildi bu yönden önemli. Önderlik bir sene boyunca Kürt ve Türk ilişkisini işledi. Norm devleti buna yanıt verdi ve Önderlik bu eli tuttu. Bahçeli’nin çağrısı ve önderliğin paradigması süreci gelişmesine yol açtı. Paradigma olarak sürecin öncülüğünü önderlik yapıyor ve geri çekilme, silah bırakma ile önderlik samimiyetini ortaya koydu. Önderlik kendine güveniyor ama yanaşmayan rantçı, norm dışı devlet içerisinde güçler var. Norm devleti, bütün politikalarının hukuk zeminine oturtulması gerektiğini savunan kesimdir. Norm dışı devlet, ‘derin devlet’, ‘hukuk dışı devlet’ dediğimiz devlettir. İkili devlet durumu faşist devletlerin geleneğidir. Norm dışı devlet Türkiye’de 1913’den itibaren başladı. Norm devleti, sorunu önderlik ile müzakereyle çözmek istiyor. Biz norm devleti ile ittifak yapıp norm dışı güçleri devletin dışına çıkarmak istiyoruz mücadelemiz norm dışı devlete karşıdır. Devleti hukuk zeminine oturtmak istiyoruz. Önderlik buna pozitif devrim, doğru devrimci ilişki diyor. Silaha aşık olduğumuz için değil kendimizi savunmak için silah kullandık. Demokratik siyaset yapılacaksak neden silah kullanalım ? Bunun için yasaların gelişmesi gerekiyor. Biz demokratik toplumu inşa edeceğiz devletin üstüne düşende demokratikleşmektir. Bütün  krizlerin reçetesi bu barıştır. Bu barışla tüm halklar kazanacaktır."