Besê Hozat: ‘Umut Hakkı’ sağlanmalı, yasal düzenlemeler yapılmalı

img
HABER MERKEZİ - Milyonların katıldığı Newroz kutlamalarının tarihi çağrının referandumu olduğunu belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, adım atmayan iktidarın tutumuna tepki gösterdi, Umut Hakkı’nın uygulanması, yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğinin altını çizdi. 
 
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Medya Haber TV’de yayınlanan Özel Program’a konuk oldu. Besê Hozat, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısı ve yankılarını, Newroz meydanlarına yansımalarını, yine Newroz’larda verilen mesajları değerlendirdi. Abdullah Öcalan’ın ve halkların Newrozu’nu kutlayan Besê Hozat, “2025 yılı Newroz’u bütün Newrozları aşan, adeta bütün zamanların en görkemli Newroz’uydu. Gerçekten 7’den 70’e bütün Kürdistan halkı, halkları, dostları meydanlardaydı, Newroz meydanlarındaydı. Milyonlarca insan adeta böyle bir insan denizi, okyanusu oluşturdu. Hem 4 parça Kürdistan’da hem ülke dışında çok coşkulu bir biçimde Newroz kutlandı. Hepimizde büyük bir sevinç ve heyecan duyduk bu yılki Newroz’dan” dedi. 
 
TARİHİ ÇAĞRININ REFERANDUMU
 
Abdullah Öcalan’ın tarihi "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"nın 2025 Newrozu’nu görkemli kıldığına işaret eden Hozat, “Önder Apo’yla yapılan görüşmeler, Önder Apo’nun selamını almak, görüşlerini almak, bilmek ayrıca ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ tüm topluma, Ortadoğu toplumuna, sadece Kürtlere dönük değildi elbette. Demokratik toplum örgütlemesi, barış, özgürlük çağrısı, büyük bir sevinç ve heyecan yarattı. Bir bakıma aslında Newroz’da önderliğimizin ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ çok güçlü bir biçimde milyonlar tarafından sahiplenildi, selamlandı. ‘Önder Apo irademizdir’ denildi bu Newroz’da çok güçlü bir biçimde. ‘Önder Apo’nun özgürlüğü, özgürlüğümüzdür’ denildi çok güçlü bir biçimde. Bir anlamda gerçekten Önder Apo’nun çağrısının referandumuydu. ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ ile Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün referandumu yapıldı. Milyonlar Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü haykırdı her yerde. Newroz zaten Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü Newroz’uydu. ‘Önder Apo’ya özgürlük, Barış ve Demokratik Toplum’ Newroz’uydu. Bu anlamda adına uygun, anlamına uygun ve denk bir biçimde çok coşkulu, görkemli, muhteşem bir biçimde milyonlar tarafından Newroz kutlandı ve bu çağrı da sahiplenildi” diye belirtti. 
 
‘BAKUR NEWROZLARI ZİRVE OLDU’
 
Milyonların Newroz meydanlarında Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdığına dikkatleri çeken Besê Hozat, “Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü için çok güçlü bir mücadele yürüteceklerinin kararlılığını ve iddiasını ortaya koydu. Bu anlamda Önder Apo’ya bağlılığın, sevginin, saygının, güvenirliliğin çok yüksek bir seviye de doruk da yaşandığı bir Newroz oldu. Bu anlamda halklarımızda, dostlarımızda büyük derin sevgisini, saygısını ve bağlılığını, aynı zamanda güvenini, Önder Apo’ya duydukları büyük, derin güveni çok güçlü bir biçimde bu Newroz’da ortaya koydular, haykırdılar. Bu son derece önemliydi. Tabii Amed Newroz’u özellikle Bakur Kürdistan’ı açısından zirve oldu, doruk noktası oldu. Gerçekten 1 milyonun üzerinde insan toplandı meydanda. Adeta bir insan denizi oluştu. Çok görkemliydi gerçekten. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ Amed Newroz’u ve bütün Newroz’lara damgasını vurdu. Bu yılki Newroz’un bir de şöyle bir farkı vardı: Bütün ilçelerde, illerde, her yerde, tüm bölgelerde, Türkiye şehirlerinde, Kürtlerin yaşadığı her yerde, metropollerde çok görkemli, coşkulu bir biçimde Newroz kutlandı, çok yaygın bir biçimde kutlandı. Kürdistan’ın diğer parçalarında ve yurt dışında da biraz böyle gelişti. Bunu biraz süreklileştirmek lazım. Çok önemli ve Amed bunun zirvesi oldu, Wan Newroz’u da çok görkemliydi, Êlih öyle, Sêrt öyle. Aslında hepsi öyle gerçekten. Amed bu anlamda doruk oldu. Hepsine de Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü, ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’, bunu sahiplenme damgasını vurdu” diye konuştu. 
 
TARİHİ ÇAĞRI VE İKTİDARIN TUTUMU! 
 
Abdullah Öcalan’ın 50 yıldır Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü için kesintisiz mücadele yürüttüğünü dile getiren Besê Hozat, İmralı Adası’nda bulunduğu 26 yıl içinde de bunun mücadelesini verdiğini kaydetti. Hozat, Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrı ile Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun demokratik çözümü, Kürt sorunun demokratik siyaset ve hukuk yoluyla çözümü konusunda çok güçlü bir irade ortaya koyarak çağrıda bulunduğunu belirterek, “Bu hem Kürdistan, Kürtler açısından hem tüm Türkiye halkları, ezilenleri açısından, kadınlar açısından çok çok gerçekten önemli bir çağrı. Önder Apo’nun geliştirdiği tutum, emek çok çok değerlidir. Fakat devlet çok gayri ciddidir. Özellikle AKP-MHP iktidarı bu sürece çok gayri ciddi yaklaştı gerçekten. Samimiyetsiz yaklaştı. Bugüne kadar da bu gayri ciddi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, böyle hiç bu gelişmelerin ruhuyla, karakteriyle bağdaşmayan ciddiyetsiz açıklamalar yapıyor. Pratiği de odur. Yani sorun sadece açıklama değil, pratiği de odur. İktidar, devlet hiçbir adım atmış değil” dedi. 
 
‘UMUT HAKKI SAĞLANMADI, YASAL DÜZENLEME YAPILMADI’ 
 
Besê Hozat, tarihi çağrının hemen ardından "Umut Hakkı"nın uygulanması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını ifade ederek, “Umut hakkının devreye girmesi için yasa değişiklikleri gerekiyordu. Mecliste komisyon, hukuki yasal düzenlemeler, değişiklikler şarttı, bu gerekliydi. Fakat bu yapılmadı. Yani Önder Apo’nun koşullarında hiçbir değişiklik olmadı. Tecrit devam ediyor İmralı’da. Normalde çağrıyla birlikte tecridin tamamen ortadan kaldırılması gerekiyordu. Umut hakkının işlemesiyle Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşması gerekiyordu. Önder Apo’nun çağrı sonrası hareketiyle, PKK’yle doğrudan iletişime geçmesi gerekiyordu, sürekli bir iletişim halinde olması gerekiyordu. Gerekiyordu ki kongre tarihini birlikte belirlesinler, gündemini birlikte belirlesinler, Önder Apo PKK kongresini kendisi yönetsin, yönlendirsin, PKK kongresine katılsın. Önder Apo, PKK’nin kurucu önderidir tabii. Kendileri de ifade ediyor, Bahçeli’de söylüyor. AKP’lilerde bunu söylüyor. PKK’nin kurucu önderiyse, bu PKK kuran önderse, PKK’nin feshedilmesinde de bu kurucu önder rol oynayacak, doğrudan içinde olacak, doğrudan bu kongreyi yönetecek, yönlendirecek. Bu sağlanmadı” şeklinde konuştu. 
 
'TARİHİ ÇAĞRI SONRASI İLETİŞİM OLMADI!'
 
Tarihi çağrının ardından Abdullah Öcalan ile hiçbir iletişimin olmadığına dikkatleri çeken Besê Hozat, “Aile, avukat görüşmeleri için sürekli başvurular oluyor, reddediliyor, kabul edilmiyor. Normalde hem PKK’yle sürekli düzenli bir iletişim halinde olması gerekiyordu, kongrenin toplanması, tarihi, gündemi, doğrudan yönetmesi, yönlendirmesi bütün bu sürece Önder Apo’nun PKK yönetimiyle birlikte yürütmesi gerekiyor. Doğrudan yürütmesi gerekiyordu. Bunun yanı sıra Önder Apo’nun istediği herkesle iletişim halinde olması gerekiyordu. Önder Apo’yu görmek isteyen, görüşmek isteyen, gazeteci olur, siyasetçi olur, akademisyen olur, yazar olur, sivil toplum kurumları olur, çeşitli heyetler olur, hukukçular olur… Tüm bu kesimlerle, çevrelerle Önder Apo’nun görüşmesi gerekiyordu. İsteyen herkesin Önder Apo’nun yanına gitmesi, görüşmesi gerekiyordu. Önder Apo’nun istediği herkesle görüşmesi, iletişim kurması gerekiyordu. Tamamen İmralı statüsünün değiştirilmesi gerekiyordu. Bu İmralı işkence ve tecrit sisteminin tamamen ortadan kaldırılması gerekiyordu. Parçalanması, lağvedilmesi gerekiyordu. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşması gerekiyordu, çalışma koşulları, özgür yaşam koşullarından kast ettiğimiz budur. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüdür. Önder Apo’nun örgütü de dahil ve başta olmak üzere istediği, isteyen tüm çevrelerle görüşme, ilişki içerisinde olması gerekiyordu. Bunun sağlanması gerekiyordu. Bu yapıldı mı? Yapılmadı” ifadelerinde bulundu. 
 
‘ÖNDER APO DIŞINDA KİMSE KONGREYİ TOPLAYAMAZ’ 
 
Tarihi çağrının üzerinden geçen süreye rağmen İmralı’da tecridin devam ettiğini, hiçbir değişikliğin olmadığını söyleyen Besê Hozat, “Hiçbir iletişim yok, bilgi yok, bilgimiz yok. Bu nasıl olacak? Arkadaşlar da açıkladı: Önder Apo olmadan, doğrudan devreye girmeden PKK kongresi toplanamaz, karar alamaz, kendisini feshedemez, silah bırakamaz. Nettir, bunun tartışılır hiçbir tarafı yoktur. Bu süreci ancak Önder Apo geliştirebilir. Arkadaşlar da ifade etti, kesinlikle öyledir. Barış ve Demokratik Toplum sürecinin önderi, yürütücüsü Önder Apo’dur. Bu süreci Önder Apo yürütür. Demokratik dönüşüm, yeniden yapılanma sürecini Önder Apo geliştirir, yürütür, yönetir, yönlendirir. Onun dışında kimse o iradeyi, gücü, inisiyatifi geliştiremez. Bu nettir. Bu konuda bir adım atılmadan -PKK yönetiminin kendisi doğrudan ifade etti- bu kongre toplanamaz, öyle bir karar alınamaz. Öyle bir karar için toplanamaz. Bunu yapacak tek kişi Önder Apo’dur. PKK’nin kurucusudur, bu silahlı mücadele sürecini sonlandıracak olan da Önder Apo’nun kendisidir. Bu nettir” vurgusunda bulundu. 
 
ADALET BAKANININ ‘UMUT HAKKI’ AÇIKLAMASI
 
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Umut hakkı mevzuatta yoktur” açıklamasına atıfta bulunan Besê Hozat, “Bu mevzuat Kur’an ayeti midir? Sen bu kadar ciddi bir süreç başlatıyorsun, mevzuatı değiştireceksin tabii. O mevzuatı değiştireceksin. O mevzuatın değişmesi, 2-3 günlük bir iştir. Biz araştırdık, soruşturduk. Bilenler biraz inceledi, bizi bilgilendirdi. İsterseler birkaç günde o mevzuat değişir, yasa değişiklikleri sağlanır. Umut hakkı 3-4 gün içinde uygulanır. 3-4 tane yasadır, bunlar değiştirilir, umut hakkı uygulanır. İstemiyor. Yapılmayacak iş değil ki. Mevzuat değişebilir. Mevzuatı değiştirebilir, Önder Apo görüntülü mesaj da verebilir. Biz niye görüntülü mesajda ısrar ettik. O bir sınavdı, test etmekti iktidarı, devleti. Ne kadar ciddidir. Eğer ciddiyse videolu bir mesaja hiç itiraz etmemesi, engel olmaması gerekiyordu. Bu kadar tarihi süreç bir süreç geliştirilecek, yüz yılın sorunu çözülecek görüntülü mesajdan sakınılacak. Nasıl oluyor bu? Bu senin ciddiyetini, samimiyetini ortaya koyuyor. Aslında maskesi orada düştü. Görüntülü mesaja engel koyarak maskesi düştü, gerçek yüzü göründü. Sonrasında da devamı gelmedi. Şimdi de konuşuyor, ‘Umut hakkı mevzuatta yok’ diyor. Ciddiysen mevzuatı değiştirirsin o mevzuatı. Yasa değişikliğine gidersin ve umut hakkını 3-4 günde uygularsın” şeklinde konuştu. 
 
‘YASAL VE HUKUKİ GÜVENCE OLMALI’ 
 
Yasal ve hukuki garanti, güvence olmadan sürecin gitmeyeceği uyarısı yapan Besê Hozat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu haliyle yarın öbür gün, o İmralı’ya giden 7 kişilik heyeti de tutuklayabilirler. Hiçbir güvencesi yoktur gerçekten. DEM Parti Eş Genel Başkanları dahil olmak üzere garantisi yok. Çünkü hukuki yasal güvencesi yok. Gayri hukuki yapılıyor her şey. Adeta illegal yapılıyor. Bu sürecin hiçbir garantisi yok. Dolayısıyla bu sürecin kesinlikle bir yasal ve hukuksal güvencesinin olması gerekiyor. Bu konuda yasa çıkarılması gerekiyor. Hukuki düzenleme yapılması gerekiyor ve meclisten yasanın çıkması gerekiyor. Önderliğimiz sürecin ta başında söyledi: ‘Meclis’te bütün iktidarda yer alan partilerin, tüm muhalefetin ve iktidar partilerinin katılımıyla ortak bir komisyon kurulsun. Bu komisyon yasal düzenlemelere gitsin. Bu sürecin yasal ve hukuki güvencesinin zemini oluşsun’ dedi. Bunların hiç biri yapılmadı. Aksine giderek tamamen bu zeminin oluşmaması için her türlü saldırı yapılıyor. Olamaz ki, nasıl olacak bu? Kürt sorunu silahlı mücadeleyle değil, demokratik siyaset ve hukuk boyutunda çözeceksek, bu zeminde çözeceksek, o zaman demokratik siyaset ve hukuk zemininin oluşması gerekiyor. Bunun ortamı, zemini oluşmalı. Bu olmadan nasıl PKK silah bırakacak? PKK’nin silah bırakmasının temel bir gerekliliği demokratik siyasetle hukuk boyutunun oluşmasıdır. Bu oluşmadan PKK silah bırakamaz, kendisini feshedemez. Bu çok nettir.”
 
‘ÇAĞRI MUTABAKATTIR, ADIM ATILMALI’ 
 
‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın da bunu gerektiren ortak bir mutabakat olduğunun altını çizen Besê Hozat, şunları söyledi: “Kimse çok fazla bu gerçeğe dikkat çekmiyor. Ama şahsen ben bunu çok önemli buluyorum. Devlet de bu çağrının içeriğini kabul etmiş, bu anlamda ortak bir konsensüs oluşmuş. Bu çağrının içeriği, anlamı nedir? Bu çağrı bir demokratik cumhuriyet çağrısıdır, demokratik uzlaşma çağrısıdır, Kürt sorununun demokratik siyaset ve hukuk boyutuyla çözülmesi çağrısıdır. Devletin de bunu kabul etmesi durumudur. Çünkü bu bir ortak mutabakattır aynı zamanda. Devlet bunu kabul etmeseydi, bu çağrı yapılabilir miydi, mümkün müydü, buna izin verir miydi? Madem ki ey devlet, iktidar, sen demokratik cumhuriyet projesini, perspektifini, politikasını kabul ediyorsun, demokratik uzlaşmayı kabul ediyorsun, Kürt sorununun demokratik siyaset ve hukuk boyutuyla çözülmesini kabul ediyorsun, o zaman adım atacaksın, somut adım atacaksın. Bunun yasal, hukuki zeminin oluşturacaksın, Kürt sorununun demokratik çözümü için demokratik siyaset ve hukuk boyutu çözümü için buna zemin oluşturacaksın mecliste. Meclis harıl harıl çalışacak. Önder Apo derhal hemen çağrıdan sonra fiziki özgürlüğüne kavuşacak. Örgütüyle, herkesle ilişki içine girecek, iletişim içerisine girecek. Ciddi olacaksın, samimi olacaksın. Bu saldırıları durduracaksın. Yok, ısrarlı bir biçimde, ‘Şartsız, koşulsuz, Öcalan böyle demiş’ diyorlar. O zaman sen o çağrıdan bir şey anlamamışsın devlet, iktidar! Oturup, oturup o çağrıyı 40 defa okumaları gerekiyor. Ne anlama geldiğini anlamaları gerekiyor.” 
 
ADIM ATMAYAN İKTİDARIN ÇAĞRILARI
 
Adım atmayan iktidar ve devletin PKK’ye yaptığı çağrılara değinen Besê Hozat, “Çağrı oldu hemen kongre tarihi belirlesin, kongresini toplasın, feshetsin kendini, silah bıraksın” yaklaşımına da tepki gösterdi. Besê Hozat, “Bu oyunlara kim gelir? Sen bunda ısrar edersen, o zaman biz de deriz ki; sen hile, oyun yapıyorsun. Seninki komploculuktur. Sen oyun peşindesin, siyasi taktik, manevra yapıyorsun. Senin öyle sorunun demokratik siyasetle, hukukla çözümden yana bir şeyin yok. Senin derdin bir bütünen Kürtlerin 50 yıllık mücadeleyle ortaya çıkardığı tüm değerleri, demokrasi, özgürlük değerlerini ortadan kaldırmaktır, tasfiye etmektir, soykırım politikasını sürdürmektir. Bunu sonuca götürmede ısrardır. Taktik yaparak bunu sonuca götürmek istiyorsun. O zaman bizde böyle deriz, böyle değerlendiririz. Bu anlamda da zaten derin kuşkular var. Baştan itibaren vardı gerçekten. Ama Önder Apo devletin bu gerçeğini bilerek çok güçlü bir mücadele yürütüyor orada. Kürt halkı, halklar, Türkiye toplumu lehine, kadınlar lehine, yararına bir süreç geliştirmek istiyor ve bunu gerçekten sonuca götürmek istiyor. Bu konuda da elbette mücadeleyi sürdürmek lazım. Özellikle Önder Apo’ya fiziki özgürlük hamlesini bizim çok güçlü bir şekilde yürütmemiz gerekiyor. Bu süreçten bu sonucu çok iyi çıkarmalıyız. Önder Apo’nun çağrısını da dikkate alarak, yani Önder Apo’ya fiziki özgürlük ve demokratik toplum perspektifiyle bu hamleyi mutlaka başarılı bir biçimde yürütüp sonuca götürmemiz lazım” dedi. 
 
'ATEŞKES İLANINA RAĞMEN SALDIRILAR SÜRÜYOR'
 
Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısının ardından PKK’nin 1 Mart’ta ateşkes ilan etmesine rağmen saldırıların aralıksız sürdüğünü belirten Besê Hozat, “Ağır silahlarla yoğun saldırı var, kimyasal silah yine bu son süreçte kullanıldı. Fosfor bombaları kullandı. Her türlü yasaklı silahı da kullanmaya devam etti. Savaş suçu işlemeye devam etti. Bu konuda hiç bir şeye gitmedi. 1 Mart’tan bu yana bu saldırılar yoğun biçimde aralıksız devam etti. Bu haliyle aslında bu saldırılar durumunda PKK’nin ilan ettiği ateşkesin de aslında fazla bir anlamı kalmıyor. İşin gerçeği öyledir. Zaten Yaşar Güler’de açıklama yaptı. Ateşkesi kabul etmediklerini söyledi, ‘nerden çıktı bu ateşkes’ dedi. İşte ‘biz savaşmıyoruz ki bize ateşkes ilan ediliyor, bizden ateşkes isteniyor’ diyor. Bazı çevreler ‘PKK ateşkes ilan etmişse devlette ateşkes ilan etmeli, çift taraflı ateşkes olsun ki bu süreç ilerleyebilsin. Bu da iyi niyet yaklaşımı olur, güvenirlik, samimiyet, ciddiyet açısından da bir ölçü, gösterge olur, önemlidir’ gibi değerlendirmeler yaptı. Bir bakıma bunlara da cevap verdi. Yaşar Güler’e ve Türk devletine, iktidara göre bir savaş yürütmüyorlar onlar, ‘teröre’ karşı mücadele yürütüyorlar. Dolayısıyla savaş olmadığı için ateşkes de olmaz. Mantıkları böyle işliyor, bakış açıları böyle. Şimdi 41 yıldır kıyasıya bir savaş var. On binlerce insan yaşamını yitirmiş, Türkiye’nin bütün ekonomik kaynakları bu savaşta çökmüş, 4 trilyon dolar para gitmiş bu savaşa, ekonomisi çökmüş, devlet çökmüş, çöken bir Türkiye var bu savaşta, halen bunun savaş olmadığını söylüyor. Her gün havada 10-20 tane savaş uçağı bombalama yapıyor, İHA’sı, SİHA’sı sürekli havada geziyor. Tankı topu sürekli bomba atıyor, kimyasal silah, fosfor kullanıyor, taktik nükleer kullanıyor, her türlü silahı kullanıyor, adına savaş demiyor. Ya bu nedir? Devletin bir biri ile savaşında bu kadar teknik kullanılır. Bu kadar can kaybı olur. Bir devlet bu düzeyde çöker” diye konuştu. 
 
MUHALEFETE YÖNELİK BASKI VE SALDIRILAR
 
AKP’nin İstanbul Barosu ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi üzerinden süren baskı ve saldırılarını değerlendiren Besê Hozat, “AKP-MHP iktidarı bir bakıma can derdine düşmüş, kendi iktidarının derdine düşmüş. İktidarını ayakta tutmak, sürdürebilmek için şimdi böyle doludizgin, çok pervasız bir şekilde muhalif tüm kesimlere yöneliyor. Gerçekten çok pervasızca yöneliyor. Öyle ortada ne hukuk var, ne ahlak var, ne vicdan var hiçbir değer tanımıyor. İnsanlık namına hiçbir ilke tanımıyor. Böyle yoğun bir saldırı içerisindedir. Zaten Kürdistan’da on yıllardır bir soykırım savaşı yürütüyorlar. On yıllardır yürüyen bir soykırım savaşı ve faşizm var. Biz hep söyledik. Kürdistan’da faşizm olursa, Türkiye’de demokrasi olmaz. Kürdistan’da soykırım savaşı olursa, Türkiye’de hukuk, demokrasi, adalet olmaz. Bu Türkiye’ye de vurur, genelleşir. Biz bu konuda Türkiye toplumuna, Türkiye demokrasi güçlerine, Türkiye muhalefetine, birçok siyasi çevreye sürekli ama sürekli bu çağrılarda bulunduk ve haklı çıktık. Şuan da Kürdistan’daki faşizm, baskı tüm Türkiye’ye yayılmış durumdadır. Tersi de öyledir. Şimdi örneğin Kürdistan’da baskı, şiddet halen devam ediyor. Şuan da Türkiye’deki bu baskı, faşizm varken, Kürdistan’da demokrasi olur mu? Barış olur mu? Barış ve Demokratik Toplum süreci gelişir mi? Mümkün müdür, asla” ifadelerini kullandı.
 

Diğer başlıklar

30/09/2025
09:02 'Kürtçe için yasal adımlar atılmalıdır'
09:02 Wan'daki madencilik faaliyetleri göl havzasındaki eko sistemi tehdit ediyor
09:01 Acar’ın yeni dolandırıcılık belgeleri: 19 milyon 700 bin liralık borç
09:01 Salih Muslim: BM’de Şara'ya meşruiyet vermek istediler
09:01 Helikopter işkencesi: 5 yıl geçti, failler ortaya çıkarılmadı
09:01 Gimgim'in ilk kadın esnafı: Çok baskı gördük ama başardık
09:00 Öcalan 1 yılda hangi çevrelere ne mesaj verdi?
09:00 30 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:40 Akdeniz'de deprem
29/09/2025
23:52 Lazkiye'de patlama
23:47 Hamas'tan Trump'ın Gazze planına ilk açıklama
23:15 Öğrenciler KYK yurdunda su olmamasını protesto etti
22:25 İTÜ yurdunda balkondan düşen kadın öğrenci hayatını kaybetti
22:14 Beyaz Saray'daki görüşme bitti: Netanyahu 'barış planını' onayladı
22:07 'Barış istiyoruz çünkü' imza kampanyası sürüyor
21:53 Beyaz Saray, Gazze'de barış planını resmen açıkladı
21:25 FilmAmed Belgesel Film Festivali 3'üncü gününde
21:17 Saha araştırması: Mêrdîn’de her 10 kadından biri çocuk yaşta doğuma zorlanıyor
20:30 Erdoğan'dan 'kiralık konut' açıklaması
20:22 Halep’te 2 asker ve 3 yurttaş öldürüldü
19:32 CHP'li Özcan'a yurt dışı çıkış yasağı
19:29 Türk ve Çelenk için taziye kuruldu
19:26 Vanspor-Amedspor maçına kardeşlik damga vurdu
19:22 Büyük işçi yürüyüşüne çağrı
19:18 Trump'tan film tarifesi
19:16 Maaşlarını alamayan işçilerden vinçli eylem
19:10 Trump ve Netanyahu görüşecek
19:07 Kamyon ve işçi servisi çarpıştı: 3 ölü 9 yaralı
18:05 Gözaltılara karşı eylem: Provokatif tutumdan vazgeçin
17:47 TED Koleji ve TFF protesto edildi: Kürtçe kırmızı çizgimizdir
17:40 İstismar failinin yargılandığı davada taleplere reddedildi
16:34 QSD’li Mahsum Taner'in taziyesine kitlesel ziyaret
16:32 Tülay Hatimoğulları: Komisyon acilen Öcalan ile görüşmeli
16:22 BM toplantısı: Irak’ta hala binlerce kişinin akıbeti bilinmiyor
16:10 TED'den 'tek dil' açıklaması: Derin üzüntü duyuyoruz
16:02 Efrîn’de Ezidî yurttaş kaçırıldı
15:48 Özel: Artık hızlı şekilde yasal düzenlemeler yapılmalı
15:43 Meclis komisyonu hukuk örgütlerini dinleyecek
15:14 Barodan TED'e 'tek dil' tepkisi: Anadilin korunması vazgeçilmezdir
14:21 Beşikçi’nin hayati riski devam ediyor
14:16 Dilara Günana’nın failinin yargılandığı dava ertelendi
13:21 3 gazeteciye yönelik soruşturmada takipsizlik
13:12 Hezex'te kaza: Bir kadın hayatını kaybetti
12:57 Amed'de TED Koleji'nden 'Tek dil Türkçe' fermanı
12:23 Tekirdağ Cezaevi’nde hak ihlalleri: İHİK’e başvuru yapıldı
11:57 Prof. Enzo Traverso: Kürt meselesi tarihsel bir dönemece girdi
11:40 Bagok’ta askeri hareketlilik
11:39 Moldova’da seçimleri Avrupa yanlısı parti kazandı
11:34 1 Ekim yürüyüşüne çağrı: Özgürlük için sesimizi yükseltelim
11:27 11 gazetecinin dosyası eksik evrak nedeniyle geri gönderildi
11:15 MSD heyeti Liveerpol’da
10:59 Ciner Grup’a operasyon: 12 yönetici gözaltına alındı
09:50 Gabar'daki yıkım havadan görüntülendi
09:24 Pasûr'da bağbozumu mevsimi başladı
09:01 Esenyurt'ta gençler ve kadınlar kayyımın hedefinde
09:00 Nizamettin Toğuç: Komisyon bir an önce Öcalan'ı dinlemeli
09:00 'Barış kuşu' halen tek kanatlı
09:00 29 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
08:42 Kuzey ve Doğu Suriye kadın heyetinin Avrupa temasları sürüyor
28/09/2025
23:37 Amedspor’a verilen cezaya tepki: Kürt halkından özür dilenmeli
21:23 Bîra Sûrê'ye yoğun ilgi: Kürdistan’ın hafızasıdır
21:03 Binler Muğla’dan seslendi: Toprağımızı vermiyoruz
20:56 Riha'da barış için imza kuyruğu
20:48 'Komisyon ertelemeden İmralı’ya gitmeli'
20:41 ABD'de bir kiliseye saldırı
20:34 Adana’da gençler darp edilerek gözaltına alındı
20:05 Eş genel başkanlardan Beşikçi’ye ziyaret
18:46 Amed'de barış buluşmaları: Abdullah Öcalan özgür olmalı
18:28 Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can tutuklandı
18:19 Kadınlar Rojin Kabaiş için yürüdü
18:03 Foza Yûsif: Biz hazırız ancak Geçiş Hükümeti çağrımıza yanıt vermiyor
17:57 KDP, Kuzey ve Doğu Suriye sınırına duvar örüyor
17:47 Zonguldak ve Dîlok'ta kadın katliamı
17:19 Dorşin’de ağaç kıyımı: Günde 5 kamyon taşıyorlar
15:55 Kütahya'da 5.4 büyüklüğünde deprem
14:45 'Öcalan'ın öncülüğünde süreç başarıya ulaşacak'
14:26 Roboskî çağrısı: Hakikat ve Adalet Yasası çıkarılsın
14:04 'Öcalan'la görüşme için Kurtulmuş üzerine düşeni yapmalı'
13:11 İsmail Beşikçi'nin hayati riski sürüyor
13:02 Prof Mezzedra: Bahçeli’nin de belirttiği ‘umut hakkı’ hayata geçirilmeli
12:56 Fırat Kuşak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
12:11 Bakırhan: Bahçeli'nin söylediği umut hakkı için adımlar atılmalı
10:31 Amedspor Başkanı: Anadilimize tahammülsüzlüğü kabul etmeyeceğiz
10:20 Dilara Günana’nın davası yarın: Kızıma yapılanların hesabı sorulsun
10:12 Jin dergi ‘Besta’dan Yükselen Ekolojik Söz’ kapağıyla çıktı
09:08 Meral Danış Beştaş: Komisyon 1 Ekim’den önce İmralı’ya gitmelidir
09:07 ‘50 yıllık doğa talanının envanteri çıkarmalı’
09:06 Semsûrlular: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:04 ‘Demokratik toplum inşasını kadınlarla öreceğiz’
09:02 İran’da idam tehdidi: Rejim kadınların gücünden korkuyor
09:01 AİHM, Öcalan’ın kitaplarının tutsaklara verilmemesini 'ihlal' saydı
09:01 Kadınlar 'özgürlük' yürüyüşüne hazır
09:00 28 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ
27/09/2025
23:18 FilmAmed festivali 2’nci gününde
22:35 Şam kırsalında patlama
22:30 16 barodan Kürtçe slogana verilen cezaya tepki
22:10 Silopiya'da şüpheli kadın ölümü
21:49 Hastaneden Beşikçi açıklaması: Risk devam ediyor
21:37 Beşikçi’ye ilk müdahaleyi yapan doktor: Durumu stabil
21:33 Amedspor: TFF'nin cezası Kürtçe'ye tahammülsüzlüğün göstergesidir
21:18 Alzheimer hastası Batur 10 gündür bulunamadı
21:16 Meletî'de iş cinayeti
20:51 Beşikçi’nin felç geçirdiği öğrenildi
20:45 Mersin’de ‘Ortadoğu’da Barışa Giden Yol’ paneli
20:17 Dağlıoğlu halkından uyuşturucu ve fuhuşa karşı yürüyüş
20:09 İsrail, 74 Filistinliyi katletti
20:05 Beyin kanaması geçiren Beşikçi’nin tedavisi sürüyor
20:02 'Barışın kaybedeni olmaz'
19:51 Wan’da Rojin Kabaiş için yürüyüş: Yaşam için adalet istiyoruz
18:46 Zana Farqînî: Kürt dili üzerindeki asimilasyon tehlikesi devam ediyor
18:29 CHP'li belediye başkanı partisinden istifa etti
18:14 Sarım Havzası'ndaki risklere dikkat çektiler
18:09 Ekokırım ve barış süreci tartışıldı
17:54 İsmail Beşikçi festivalde rahatsızlandı
17:20 DEM Parti’den maden tehdidi altındaki köylere ziyaret
16:44 Kadınlar Rojin için alanlarda
16:43 Fırat Kuşak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:38 Barış için başlatılan imza kampanyası sürüyor
16:31 KJAR’dan İran cezaevlerindeki ölümlere tepki
16:23 Serêkaniyê’de mera alanı parsel parsel satıldı
16:17 DBP: Rojin Kabaiş’e ne oldu?
16:16 Kadınlar Rojin Kabaiş için yürüdü: Etkin soruşturma yürütün
15:22 CHP'nin yeni MYK listesi belli oldu
15:02 Seyad Erişmiş ve Hatice Yıldız'ın tahliyesini talep ettiler
15:00 Kamaç: İnisiyatif Kürt Ulusal Kongresi’nin temeli olacak
14:59 KHK'lilerin eylemi 140’ıncı haftasında
14:34 Çatışmalı süreçte yaşamını yitirenler anıldı
14:10 Sokak hayvanlarının toplatılmasına tepki
13:32 Kayıp yakınları 4 kentte adalet talebini yükseltti
13:28 Hilar Tarih Kültür ve Gastronomi Şöleni’ne çağrı
12:58 Cumartesi Anneleri Abdülmecit Baskın için adalet istedi
12:43 Ekolojistlerden kayyımın ağaç kıyımına tepki
12:42 Hasta tutsak bağımsızlar koridoruna alındı
11:13 Halide Türkoğlu'ndan TJA’nın yürüyüşüne çağrı: Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmalı
10:43 Suriye'de herkesin hesabı farklı
10:33 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Amedspor’a verilen ceza derhal geri alınmalı
10:07 Wan Baro Başkanı: Kabaiş dosyasının önündeki en büyük engel ATK
09:58 Valilik, 5 yıl 8 aydır bulunmayan Diril'in köyünde festival düzenleyecek
09:30 Amedspor’un Kürtçe reklamına ceza
09:13 DAİŞ saldırısında 4 QSD’li hayatını kaybetti
09:11 Tahliyesi engellenen 31 yıllık hasta tutsak İvrendi: Ölümümü istiyorlar
09:08 Saadet Partili Kaya: Komisyon Öcalan’ın görüşlerine başvurabilir
09:07 Ceylan'ı katledenler 16 yıldır yargılanmadı
09:06 Wanlı gençler: Barış, Avrupa'ya göçü durdurur
09:05 İstanbul sokakları: Barış olursa savaşa giden para halka gelir
09:04 Gurbetelli Ersöz Ödülleri'ne başvuru için son çağrı
09:03 Kadınlara 'özgürlük yürüyüşü' çağrısı: Ortak ve özgür yaşam talebini yenileyelim
09:02 ŞanoWan, ‘Xulamê du Xudanan’ oyunuyla sahne alacak
09:01 Nanaxanim Babazade’nin arkadaşı: Azerbaycan’a gönderilirse öldürülecek
09:00 27 EYLÜL 2025 GÜNDEMİ