İSTANBUL - HDK Kadın Meclisi üyesi Ayşe Özdamar ve TJA aktivisti Selcan Sayı, Kuzey ve Doğu Suriye'deki mücadelenin kadınlar için umut olduğunu vurguladı.
Suriye'de 61 yıllık Baas rejimi, Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) 26 Kasım'da başlattığı saldırılar sonrası devrildi. Türkiye ve bağlı Suriye Milli Ordusu (SMO) da bu durumu fırsat bilerek, Kuzey ve Doğu Suriye kentlerini hedef alıyor. Birçok sivilin katledildiği saldırılara yönelik tepkiler devam ediyor. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi üyesi Ayşe Özdamar ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Selcan Saygı, yaşanan saldırıları değerlendirdi.
'KADIN ÖZGÜRLÜKÇÜ YAPIYA TAHAMMÜLLERİ YOK'
Suriye'de yaşanan son gelişmelerin ülkeye barış getirmeyeceğini ifade eden Ayşe Özdamar, "Nitekim, egemenler ve iktidardakiler zafer çığlıkları atarken böyle de oldu. Suriye diye bildiğimiz o coğrafyanın hemen her yerinde kan akıyor. Halkların, inançların kanı akıyor, böyle bir tablo var. Bu tablodan özellikle Rojava'da, Kürtler çok ciddi bir biçimde etkileniyor. Çok yoğun bir saldırı var. Türk Devleti; Rojava gibi kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik bir yapıya tahammül edemiyor. Orada barış dolu bir örneğin varlığı egemenleri özellikle kapitalist sermayeyi ciddi bir biçimde rahatsız ediyor. Bunu, yok etmenin derdine en fazla düşen devlet de Türk Devleti. Çünkü kendi bekasını her yerde itiraf ettiği gibi Kürtlerin yok olmasına bağlamış" ifadelerini kullandı.
'ALENİ BİR KATLİAM GERÇEKLEŞİYOR'
İktidarın sivil halka yönelik yoğun bir şekilde katliamlar gerçekleştirdiğini söyleyen Ayşe Özdamar, bu yolla Kuzey ve Doğu Suriye'nin Kürtsüzleştirilmek istendiğine vurgulayarak, "İktidar, İsrail'in Gazze'de yaptığına benzer bir soykırımı uygulamaya hevesli ve artık bunu saklamıyor. Aleni bu katliam, dünyanın gözü önünde gerçekleştiriliyor" dedi.
'TÜM DÜNYA KADINLAR İÇİN ÖRNEK'
Kuzey ve Doğu Suriye'deki direnişin tüm dünya kadınları için bir örnek oluşturduğuna vurgu yapan Ayşe Özdamar, "Tam da bu nedenle kadın düşmanı iktidarın hedefinde. Oradaki kadın özgürlükçü yapının bütün dünya kadınları için bir umut olduğunu düşünüyorum. Kürt kadını yalnız değil, 'jin, jiyan, azadî' şiarıyla örgütlenmiş bir kadın, barış dolu toplumsal yapısını oluşturmakta olan bir hareket var orada. Bölgedeki bütün kadınlar için bir umut ve bir örnek teşkil ediyor. Suriye'deki kadınlar çok tedirgin, çünkü kendilerine yönelik ciddi bir saldırı olacağını biliyorlar. Rojava'daki kadın özgürlükçü paradigma üzerinde oluşturulmuş 'jin, jiyan, azadî' ile harekete geçmiş kadınlar IŞİD barbarlığını yenebilecek tek güç" ifadelerini kullandı.
'ROJAVA BİR UMUT'
HTŞ ve SMO gibi yapıların DAİŞ'in sadece isim değiştirmiş bir biçimi olduğuna belirten Ayşe Özdamar, "Bugün Rojava, Suriye'de ve Ortadoğu'da çok önemli bir örnek teşkil ediyor. Ortadoğu büyük bir kan gölüne döndü, savaş başka coğrafyalara yayıldı. Rojava, sürekli Türk devletinin saldırıları altındaydı, ama bu denli kapsamlı bir saldırı en azından son bir yıldır olmadı. Bütün bunlara bakıldığında egemenler tarafından bütün halklar için çözümsüzlük dayatılıyor. Rojava'nın direnişinin kendisi halklar için bir umut, ama o direnişe bizim de umut vermemiz önemli. Elimizden gelen bütün olanaklarla bunu desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Bir umut olarak hayatta kalması için Rojava'yı korumak ve kollamak gerekiyor" şeklinde konuştu.
'ROJAVA KADIN DEVRİMİ'
Kuzey ve Doğu Suriye'ye dönük saldırıların kadınlar üzerinde yoğunlaştığını belirten TJA aktivisti Selcan Saygı, "Saldırılar 'jin, jiyan, azadî' felsefesiyle de çok bağlantılı; bunu, ondan bağımsız ele alamayız aslında. İktidar, Kürtler; hiçbir şekilde, hiçbir yerde bir statüsü olmasın ve Kürt'e dair hiçbir şey olmasın diye çeteleri destekliyor. Rojava'da, kadın öncülüğünde gerçekleşen bir devrim; farklı kimliklerin, farklı dinlerin bir arada nasıl yaşayabileceğini gösteren bir model var. Rojava'da direnen kadınların yanında olacağımızı bir kez daha altını çizmek istiyoruz ve sonuna kadar Rojava'nın direnişinin yanındayız. Rojava'da direnen kadınlara bin selam olsun" diye belirtti.
MA / Yeşim Tükel