Gönderdiği videoyla gazeteci Bağdu cinayetini anlattı

img
ADANA - DAİŞ’li Servet Koç’un gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu cinayetini anlattığı videolara ve yazışmalara ulaşıldı. “En büyük sorumlu bir Murat, iki Barış Tekçe; sonra ben, Taner, Coşkun” diyen Koç’a ait kayıtlar savcıya da verildi. Ancak soruşturma dosyasında hala ilerleme yok.
 
Adana'nın Seyhan ilçesi Şakirpaşa semti Ova mahallesinde 14 Ekim 2014 tarihinde bisikletiyle gazete dağıtımı yaptığı sırada silahlı saldırıya uğrayan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadiya Welat Gazetesi çalışanı Kadri Bağdu cinayetini anlatan DAİŞ’li Servet Koç’un görüntü ve yazışmalarına ulaşıldı. Mezopotamya Ajansı’nın (MA) ulaştığı 2016 yılına ait görüntüler ve yazışmalar ailenin avukatı Tugay Bek tarafından Adana Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesine rağmen soruşturma dosyasında hiçbir ilerleme yok. 
 
Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “terör değil, adli bir vaka” olarak değerlendirilip, “daimi arama” kararıyla faili meçhule bırakılan soruşturma dosyasında yer alan Koç’un görüntü ve yazışmalarında önemli bilgiler yer alıyor.
 
SİLAHIN İZİ EVİN İÇİNDE
 
23 Temmuz 2016 tarihinde sosyal medya hesabı Facebook üzerinden Bağdu’nun oğlu Ferhat Bağdu’yla iletişime geçen DAİŞ’li Servet Koç, Bağdu ve Adana’da işledikleri diğer cinayetleri itiraf etti. DAİŞ’in Adana’da işlediği Kadri Bağdu, Yusuf Gülderen ve Ahmet Albay cinayetlerinin nasıl gerçekleştiğini anlatan Koç, Bağdu cinayetinde kullanılan motosikletin Murat Bulanık’a ait olduğunu, silahı da Ağrılı Cumali isimli kişinin getirdiğini, kullanılan silahın Bulanık’ın evinde yanlışlıkla patladığını, eğer tadilattan geçirilmemişse odanın içinde izinin olabileceğini aktardı. 
 
CİNAYETLERİ BİR BİR YAZDI 
 
Adana'da DAİŞ'in “infaz timi”nde yer alan Servet Koç, Bağdu'nun oğluna 23 Temmuz ve 24 Temmuz 2016’da Facebook hesabından şunları yazdı: 
- “Inşallah xer dir
CTS 18:19
Sana söyliyeceklerim
Çok önemli
Babanla
Alakalı
Yarın saat 2internette ol
PZR 01:03
- Tamam orda olacam
İnternetim 2 de açık olacak
PZR 15:42
- Seni bekliyorum
PZR 20:15
Babanın bir numaralı
Katilini
Biliyorum
Burda bu gün internet
Olmadı
Kusura
Bakma
Ama devlet istemiyor
Kobani olaylarında
Bir ekiptik
Başımızda
Murat bulanık
Vardı
Antepli
O akşam liste yaptı vallahi en başta babanın ismı
Vardı
Sonra
Sen varsın
Konuşurken hep sımo
Diyorlardı
Ne yapiyorsa
Oyla babası
Yapiyor
Anlatacaklarım
Cok
Uzun
Bu ekibin içinde
Coşkun salahattin
Barış
Ve ben
İle
Mesut
Murat bulanık
Ve Taner güler
Yusuf diye birisinide vurduk
Garın
Orda
Sonra Murat'ın bir eniştesi var Şekerci murat diye birisi oda kiremithanede birisini vurdu
Ve bunlarla beraber hareket eden Cumali diye birisi var ağrılı
O silah getirdi
Motorda Murat'ındı ama kime yaptırdılar
Bilmiyorum
Hep benden
Gizli
Konuşuyorlardı
Aralarına
Yeni girdiğim
İçin
Güvenmiyorlardı
Bunları neden söylüyorum biliyormusun
İnternette
Baktım
Bütün suçu
Bana
Atmışlar
Kendileri
Rahat etsin
Diye
Hatta o tabanca o gece Murat'ın babasının evinde elimizde yanlışıkla
Patladı
Yapmamışsa
Yeri
Duruyordur
Bahçeşehirde
Zaten bütün toplantı her şey
Orda
Olurdu
Ama Murat'ın arkası
Çok
Sağlam
Başedemezsiniz
Devlette
Adamları
Var
Osabah daha kimse doymamış tı
Babanın haberini vallahi
Ilk o bana
Soyledi
Sabah yedi buçukta
- Nerden haberi
Oldu
Vallahi o gece anlaşmışlardı herkes biryerden
Ses getirecek
Hep derdi biz şakirpaşadan
Ses
Getireceğiz
Onunla beraber çekyatçı memet dedikleri vardı
Bu şekerci
Murat
Vardı
Bunları onun yanında tanıdım hepsi
Takma lakaplı
Ben suriyedeyim
Diye
Suçu bana yüklemişler
Ve bu kişilerin butun maddi desteği murat yapiyor
- Bu hesabın senin olduğunu nerden bilcem senin söylediklerinin çoğunu biliyoruz zaten bir numara kimdir motor talibin kiyle aynı feyste resmi vardı YBR YAMAHA ŞİMDİ O RESMİ SILMIŞ
Zatan
Talibin
Mutura
Murata
Sattı
Vallahi
Vallahi
Bir numara
Murattır
Suriye adam satma getirme götürme o bakiyor
Emir
O
Bak babanın olayından sonra nasıl imaj
Değiştirdi
Motoru talepte aldı aslında devlet istemiyor baksa o zamanın kamera kayıtlarına herşey çıkar bahçe şehirdeki mobese kayıtlarında var
Hatta alınteri kebap salonu var o gece bir tane Keleş getirdi vallahi billahi tallahi
İsmi memet olması lazım
Biz Kürtleri daima bir yerlere çekiyorlar
Artık saflığimizdan mı
Deliliğimizden mi
Bilmiyorum
Valla motor talibin murat satın aldı
Bu murat sürekli iş yapiyor ve hiç kendi adına yapmiyor başkalarının adına yapiyor şimdide yasin yapı ve inşaat işi yapiyor eniştesini n adına yapmiş
Valla sana kendi mi ıspatlamak zorunda değilim sadece annenin internetteki yazısını okudum ve babanın davasına nasıl sadık birisi olduğunu görünce
Kendi kendime dedimki kanı yerde
Kalmasın
Ama devlet şerefsiz diyecekki delil yok
Bişey yapmıyacak
00:42
Silahı ne yaptıklarını biliyormusun babamı vurduklari silah bahçe şehirdeki evin adresi veya zaten senin s
Bizim kimseyle bir alıp veremediği mız yok tek derdimiz suçluların biran önce adalet karşısına çıkmasıdır”
 
ÜÇ GÖRÜNTÜ GÖNDERDİ
 
DAİŞ’li Servet Koç, bir gün sonra 25 Temmuz’da Bağdu’nun oğlu Ferhat Bağdu’ya yine Facebook hesabından üç parça halinde çekilmiş kendi görüntüsünü göndererek, Bağdu cinayetiyle ilgili bilgi verdi. Gönderdiği her bir videosu 2 dakika 54 saniye olan DAİŞ'li Koç, Suriye'den çekip gönderdiğini söylediği ilk videosunda şunları anlattı: 
 
İLK VİDEO: İNFAZ LİSTESİ ÇIKARDIK
 
“Buradan Bağdu ve Güldiren ailesine sesleniyorum. Biz Kobane eylemlerinde bir ekiptik. Bizim ekibimizin başında da Murat Bulanık ve Barış Tekçe vardı. Bunlar suçu Talip’in (Güler) üstüne atmışlar. Talip’in hiçbir suçu ve alakası yok. Yusuf Güldiren'i (Gülderen), ben, Barış Tekçe, Taner, Selahattin ve Coşkun (Yalçın) diye birisi Alevi Şakirpaşa'da oturuyor. Bunların soyadlarını tam bilmiyorum. O gece hep beraberdik. Yusuf Güldiren'i vurduk. Bizde baya silahlar vardı. Şakirpaşa'da gelen kalabalığı tarayacaktık. O anda Yusuf Güldiren geçerken Allah’a küfür ettiği için biz onu vurduk, Barış Tekçe’nin emriyle. 
 
Biz sürekli Murat Bulanık’ın evinde toplanıyorduk; Bahçeşehir’de babası Mahmut’un evinde, Ceylan Marketinin hemen arkasında Ceylan Apartmanında oturuyor. Murat bize silah tahsis ederdi, araç tahsis ederdi, benim de aracım vardı. Biz o olaylarda sürekli o arabalara binip devriye atardık. Ne yapabiliriz, kimi vurabiliriz, kimi öldürebiliriz? O gece Murat bir liste yaptı. Dedi ki; ‘Şakirpaşa’da önce vuracağımız kişiler bunlar.’ İlk önce Kadri Bağdu’yu yazdı. Ben bunları bilmiyordum, Kadri kim? ‘Simo’ diye birisi diyorlardı, meğer o da oğlu İsmail Bağdu’ymuş (Ferhat Bağdu'ya ailesi İsmail diyor). Kahveci Temel (Bağdu'nun kardeşi) dedikleri biri vardı, Mizgin (Bağdu'nun kızı) var. Ben bunların hiçbirini hayatımda ne gördüm ne tanıyorum. Ben zaten az bir süre Adana’da kaldım, 6-7 ay Adana’da kaldıktan sonra Suriye’ye geçtim. 
 
O gece bu (Murat) o isimleri yazarken bize silah da getirdi. İki tane bu silahtan getirdi (yanında bulundurduğu uzi’yi eliyle göstererek). Bir tane tabanca getirdi. Orda Mehmet adında biri vardı, Alınteri Kebap’ın sahibiydi; o da bir kaleşnikof getirdi o gece. Murat bir silah getirdi. 7-8 tane pompalı tüfek getirdi, bir tane 7.65 tabanca getirdi. O gece isim falan yazıyorlardı, işte şöyle yapacağız, her yerden ses getireceğiz, diğer Kiremithanedeki ekiplerle konuşuyorduk.”
 
İKİNCİ VİDEO: EMRİ MURAT VERDİ 
 
DAİŞ’li Koç, gönderdiği ikinci videosunda Kadri Bağdu’nun vurulduğu silahı ve “Birinci emirimiz” dediği Murat Bulanık’ı anlattı. Koç, şunları söyledi: 
 
“O gece 7.65 silah yanlışlıkla elimizde patladı. Bir tane mermi odanın içinde yere geldi. Eğer şimdi yapmamışsa polis gidip baksın orada şimdi kurşun izi bile vardır. Benim bir araba vardı, Hyundai; plakasını söktük. Ben, Taner, Barış, Coşkun, Selahattin. Murat bize silah verdi, maske ve eldiven aldı. Biz başladık, Şakirpaşa ve Fevzipaşa'da iş yapmaya. Eğer o gün o adam (Yusuf Gülderen) oradan geçip Allah'a küfretmeseydi; belki o gün 50 kişi ölecekti. Şakirpaşa'dan gelen kalabalığı tarayacaktık. Elimizde bir tane kaleşnikof, iki uzi, her silahın iki şarjörü vardı, her şarjörde 40 tane mermi alıyor. Diğerlerinde de pompalı tüfek vardı. Onlar bakkala geldiklerinde önlerini kesip, onları tarayacaktık. Bunun emrini de veren Murat ve Barış'tır. Murat bizim birinci emirimiz. Barış bizim ikinci emirimizdi. Murat yokken tüm emirleri veren ve yönlendiren Barış Tekçe’ydi. 
 
Bununla alakalı anlatacağım çok şey var. Pek fazla konuşamıyorum, burada da internet yok. Uzun video olursa gönderemem. Ben istiyorum ki herkes hak ettiğini bulsun. Bu onlar patlak vermeseydi zaten çok kişi gidecekti. Kadri Bağdu, Temel, Mizgin, İsmail, bir sürü isim vardı; daha aklıma gelmeyen bir sürü isim vardı. O gece Murat yazdığında... 
 
Sonra biz Şakirpaşa’dan Bahçeşehir’e geçtik. Bahçeşehir’de Muratgilin evinde yatıp kalıyorduk. Zaten devlet o günkü Mobese kayıtlarına bakarsa her şey ortaya çıkar. Bize bir telefon geldi. Murat bize, 'Kiremithaneye gideceğiz. Orada PKK'lılar kardeşlere saldırmış. Yardıma gideceğiz' dedi. Biz o gün oraya gittik. Murat’ın orada bir eniştesi var. İsmi Şekerci Mehmet.”
 
ÜÇÜNCÜ VİDEO: SURİYE’YE GİTTİK 
 
Adana’da işledikleri cinayetlerden sonra Suriye’ye geçtiklerini ve orada eğitim gördüklerini söyleyen DAİŞ’li Servet Koç, gönderdiği üçüncü videoda şunları anlattı: 
 
“Ondan sonra hep beraber toplandık, hep birlikte ailecek Suriye’ye gitmeye karar verdik. Hepimiz Antep’e geçtik. Antep’ten Suriye’ye geçecektik. Murat’ın eniştesi var, Şekerçi Mehmet diyorlar, onun abisi var, yeğeni var, aynı zamanda eniştesi oluyor Abdurrahman; bunlar Antep’e geldikten sonra vazgeçtiler. Bunlar Suriye’ye geçmedi. Ben, Mesut, Talip, Barış, Ercangil falan hepimiz Suriye'ye geçtik. Bunlar 4-5 ay Suriye’de eğitim gördükten sonra Türkiye’ye döndüler. Ben ile Talip gelmedik. Biz buraya geçerken bütün mal varlıklarımızın vekaletini Murat’a verdik. Murat orada bizim işlerimizi yürütüyordu. Arabamızı satıp parasını bize gönderiyordu. Sonra Murat Suriye’ye geldi. Bizi baya aradı bulamadı, tekrar Türkiye’ye geçti. Barış, Cumali (Güler), Mesut, Ercan (Güler) ve Şekerçi Murat dedikleri, bunları alıp Türkiye’ye geçtiler. Şekerçi Murat dedikleri Kiremithanedeki adamı (Ahmet Abay) vuran kişidir. Şu anda Diyarbakır'a mı nereye kaçtığı bilinmiyor? Herkes bir yerlere kaçtı. Barış Çanakale’ye kaçtı. 
 
Bu olayın en büyük sorumlusu biziz. Buradan sana yalan söyleyecek durumum yok. Bu olayı yapan en büyük sorumlu bir Murat, iki Barış Tekçe; ondan sonra ben, Taner, Coşkun. Coşkun, Şakirpaşa’da oturuyordu, biz ona Musap diyorduk, ismini değiştirmiştik, kendisi Sivaslı Alevi. Selahattin var, babası eskiden Çetinkaya'nın orada birini vurmuştu. Mesut var, berber Mesut. Sürekli o olaylarda altımızda araba vardı, Murat’ın arabası vardı Caddy, bir de benim araba vardı. Sürekli nerede olay varsa oraya koşturuyorduk. Çünkü en sağlam olan ekip bizdik. Biz de silah…” 
 
MA / Hamdullah Kesen