'Panzer Davası'nda ismi geçen memurların disiplin cezası aldıkları ortaya çıktı

img

ŞIRNAK – “Panzer Davası"nda ismi geçen polis Tuncay Taşdemir ile İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan’ın, disiplin soruşturması neticesinde ceza aldıkları ortaya çıktı. 2 kişinin de sanık olarak dosyaya eklenmesini talep eden Av. Rojhat Dilsiz, gerçek sorumluların cezalandırılması noktasında endişeli olduklarını belirtti.

Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka mahallesinde bulunan evlerine 3 Mayıs 2017 tarihinde giren panzerin altında ezilerek hayatını kaybeden Muhammed (7) ve Furkan Yıldırım (6) kardeşlerin ölümüne neden olan zırhlı araç sürücüsü polis Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında açılan davanın 4'üncü duruşması dün görüldü.
 
TANIK TAŞDEMİR, SORUMLULUĞU İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜNE ATTI
 
“Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası istenilen dava duruşmasında, bir önceki duruşmada emri veren kişi olarak gösterilen polis memuru Tuncay Taşdemir tanık olarak dinlendi. Olayın yaşandığı dönemde Koruma Büro Amir Yardımcısı olan Taşdemir verdiği ifadede, sertifikasız panzer sürücüsünü görevlendirme noktasında sorumluluğu İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan’a atarak, söz konusu durum hakkında hazırlanan tutanağa da müdürün imza atmadığını açıkladı.
 
Avukatların, İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan ile dönemin Koruma Büro Amir Yardımcısı Tuncay Taşdemir’in sanık olarak dosyaya eklenmesi talebinin ret edildiği dava duruşması ise, 24 Ekim tarihine ertelendi.
 
4 KİŞİYE DİSİPLİN CEZASI
 
Öte yandan, kamuoyu tarafından yakinen takip edilen dava dosyasında çarpıcı bir ayrıntı ortaya çıktı. Olayın yaşanmasından bir süre sonra ilk duruşmada tahliye edilen zırhlı araç sürücüsü Ömer Yeğit, onu görevlendiren polis memuru Murat Maden, İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan ve Koruma Büro Amir Yardımcısı Tuncay Taşdemir’in haklarında açılan disiplin soruşturması neticesinde ceza aldıkları öğrenildi.
 
TUNCAY VE ERDOĞAN’A AYLIKTAN KESME CEZASI
 
Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, araç sürücüsü Yeğit’e, “Hizmet aracıyla ağır kusuru veya hizmetten ayrılabilen kişisel kusuruyla trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet vermek” fiili karşılığında, “24 ay uzun süreli kıdem durdurma cezası” verdiği öğrenildi. Diğer 3 polis memurunun ise, “Görevin takdir ve yerine getirilmesinde müsamaha veya savsaklama fiili, kişileri zarara uğrattığından ve hizmeti aksattığından”, “11 ile 15 günlüğe kadar aylıktan kesme” cezasına çarptırıldıkları ortaya çıktı.
 
Verilen disiplin cezası ve avukatların taleplerine rağmen sadece sürücü ve onu görevlendiren polisin sanık olarak dosyada yargılanması ve davanın “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” maddesinden görülüyor olması Yıldırım kardeşlerin avukatlarını endişelendiriyor.
 
Davanın başından bu yana duruşmalara katılan Yıldırım kardeşlerin avukatı Rojhat Dilsiz, halen devam eden dava süreci hakkında konuştu.
 
‘TANIK POLİSLER DİLE GETİRDİĞİMİZ HUSULARI DOĞRULADI’
 
Bugüne kadar benzer olaylara ilişkin açılan soruşturmaların akamete uğratıldığını vurgulayan Dilsiz, söz konusu dosyayı, “pilot dosya” olarak nitelendirdi. Gerek soruşturma gerekse yargılama aşamasında gerçek sorumluların yargı önüne çıkarılması noktasında yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını kaydeden Dilsiz, sertifikasız araç sürücüsüne izin veren sorumlular hakkında herhangi bir soruşturma açılmamasına tepki gösterdi. “Tanık polisler de bizim yargılamanın başından beri dile getirdiğimiz ve iddia ettiğimiz hususları doğruladılar” diyen Dilsiz, benzer dosyalarda ciddi soruşturmaların yapılmamasından kaynaklı bu yargılamadan da ciddi bir beklenti içinde olmadıklarını ifade etti.  
 
‘GERÇEK SORUMLULARIN CEZALANDIRILMASI NOKTASINDA ENDİŞELİYİZ’
 
Zırhlı araçların çarpması sonucu yaşamını yitiren çocuk ölümlerinin “kader” olmadığının gösterilmesi için gerçek sorumluların yargı önüne çıkarılması gerektiğine işaret eden Dilsiz, soruşturmanın “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” maddesinden açılmış olmasını eleştirdi. Bu dosyanın böylesi bir madde üzerinden açılacak bir dosya olmadığını belirten Dilsiz, ilk duruşmada verilen tahliye kararı ile mahkemenin düşüncesini açıklamış olduğuna dikkat çekti.
 
Gerçek sorumluların hak ettikleri cezaya çarptırılacağı noktasında endişe taşıdıklarını dile getiren Dilsiz, “Yargılama devam ediyor. Her zaman umudumuzu koruyoruz. Taleplerimizin değerlendirmeye alınmaması bizi endişeye sevk ediyor” dedi.