İZMİR- İzmir Barosu, İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik ve siyasal krizlerden dolayı bir toplu intiharlar ülkesine döndüğüne dikkat çekildi.

İzmir Barosu İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında  Alsancak Gar’da basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İzmir Şubesi’nin yanı sıra bir çok sivil toplum örgütü de katıldı. “Ekmek için Adalet”, “İzmir İnsan Haklarının Başkenti” dövizlerinin taşındığı basın metnini İzmir Barosu İnsan Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, Av. Ali Deman  Güler okudu.

 ‘HER 7 KİŞİDEN BİRİ AÇLIKLA MÜCADELE ETMEKTEDİR’

Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nin hayata geçirilmediğini ve uluslararası hukukta bu kazanımları korumayı başaramadığına dikkat çeken Güler, “Bugün yaşadığımız dünyada yaklaşık her yedi kişiden biri, yani toplam 821 milyon insan açlıkla mücadele etmektedir.  Yetersiz beslenme ve sağlıksız koşullar sebebiyle her gün beş yaşın altında 15 bin çocuk yaşamını yitirmektedir. Tüm dünyada 1 milyar 200 bin insan evsizdir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde bu rakamın 2025 yılında 1 milyar 600 bin kişiye ulaşması beklenmektedir. Dünyanın en zengin 26 kişisinin servetinin tüm dünya nüfusunun yarısına denk olduğu eşitsiz bir dünya düzeni ise hala varlığını korumaktadır” dedi.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu tablonun “iç açıcı” olmadığını söyleyen Güler, “Türkiye'de açlık sınırı 2 bin 64 lira seviyesine çıkmışken asgari ücret net 2 bin 20 liradır.  Türkiye'de işsizlik, %14 ile tarihin en yüksek oranına erişmiş, genç işsizlik ise bunun çok daha ötesinde yüzde 27.4 olmuştur” diyerek emekçilerin açlık sınırı altında yaşadığını söyledi.

‘TÜRKİYE TOPLU İNTİHARLAR ÜLKESİ OLMUŞTUR’

Türkiye’nin yaşadığı ekonomik ve siyasal krizlerden dolayı bir toplu intiharlar ülkesine döndüğüne dikkat çeken Güler, “Buna karşılık hükümetin söz konusu ekonomik krize dair atabildiği tek adım siyanürü yasaklamaktan ibarettir” dedi.

‘İŞÇİLER HÜKÜMET YANLISI SENDİKALARA ZORLANIYOR’

İşçilerin sarı sendikaya üyesi olması konusunda zorlandığını ifade eden  Güler, buna karşı direnen emekçilerin çeşitli yaptırımlar ile karşılaştığını ve bunu bir insan hakları ihlali olduğunu belirtti. Güler, “Bizler, tüm bu olumsuz tablo içinde ülkemiz işçi sınıfının ve emekçilerinin haklarını korumak için mücadeleyi yeni alanlara taşımanın ve tüm insanların refah içinde yaşayacakları eşit ve özgür bir dünya için mücadele etmenin gereğini biliyoruz” diye konuştu.