Kawa Nemir: Kürtçe henüz keşfedilmemiş birçok form için fırsatlara sahip

img

ANKARA – İtalyan bestekar Giacomo Puccini’nin “Tosca” operasını Kürtçeye çeviren Kawa Nemır, Kürtçenin sadece opera için değil, henüz keşfedilmemiş birçok form için fırsatlara sahip olduğunu belirterek, "Tosca" ile Kürtlerin ünlü "Saliho û Nurê" şarkısı arasındaki benzerliklere dikkati çekti. 

William Shakespare’in “Hamlet” eserini Kürtçeye çevirip, tiyatroya uyarlayan Kawa Nemir, şimdi de Giacomo Puccini’nin “Tosca” isimli operasını Kürtçeye çevirdi. Çeviriyi Kürtçe tiyatroya uyarlayan Celil Toksöz de oyunun yönetmenliğini yapıyor. Theater Rast tarafından sahnelenen oyun, 25 Ekim’de Amsterdam Şehir Tiyatrosu’nda dünya prömiyerini yaptı.
 
Çevirmen Kawa Nemir, yaptığı çeviri ve oyuna dair sorularımızı yanıtladı.
 
 Kürtçeye çevirdiğiniz Shakespeare’nin ‘Hamlet’ eseri çok beğenilmişti. Bir kaç yıl aradan sonra bu sefer de karşımıza Giacomo Puccini’n Tosca operasının çevirisiyle çıktınız. Buna nasıl karar verdiniz?
 
Kuşkusuz yıllardır birlikte çalıştığımız oyunun yönetmeni ve geniş kadrosunun bazı güzel ve büyük hayalleri var. Kürtçe sahneye, dünya opera klasiklerini tercüme etmek ve tiyatro metni haline getirmek gibi. Bu harika büyük ürünler bizleri bir araya getirdi ve zorlu bir süreci beraber atlattık. Tiyatroya dair hayallerimden bazıları William Shakespeare’nin ‘Hamlet’ (Kürt dili tiyatrosu için milat olan) ve ‘Xewna Şeveke Havînê’yi (Yaz Gecesi Rüyası), Ehmedê Xanî’nin ‘Mem û Zîn’i ve son olarak da Giacomo Puccini’nin ‘Tosca’sını çevirmekti. Bunlar aynı zamanda tiyatrocu arkadaşlarımın da hayaliydi. Örneğin Hamlet, neredeyse 30 yıllık yönetmen olan Celil Toksöz’ün ve aynı zamanda benim de hayalimdi. Tosca’nın, Kürtçe tiyatroya uyarlanması ve çeviri kararı da öyle oluştu. Bahsettiğim hayalleri, zaman içerisinde bir çalışma, tartışma, etkinlik ya da bir köşede bir araya geldiğimiz arkadaşlarla ‘Ne yapacağız? Ne yapalım? Nasıl bir şey oluşturalım?’ diye tartıştığımız oluyor.
 
Metni ne kadar sürede çevirdiniz?
 
Modern çeviriler klasiklerden belki biraz daha kolaydır ama çeviri alanındaki 30 yıllık tecrübemden sonra gerçekten söyleyebilirim ki çeviri artık benim için zor bir iş değil. Asıl zahmetli iş metnin çevirisinden sonra başlıyor. Çeviri metnini, yönetmenin sahneye uygun uyarlamasını, belirtilen bağlamına yerleştirmenin ve düzenlemenin zorluklarının yanı sıra onları oyuncular için -ki çoğu ne yazık ki hala çok iyi Kürtçe bilmiyor- uygun hale getirmesi asıl zor olan. Ki ben hala Kürtçe bilmiyor olmalarına hayret ediyorum. Kısacası ben Tosca metnini orijinal İtalyanca metniyle kıyaslayarak İngilizce metninden iki hafta içerisinde Kürtçe’ye çevirdim. Ama yaklaşık bir ay metnin adaptasyonu üzerine çalıştım. Prömiyerine kadar da bazı küçük revize işlemleri devam etti.
 
Tosca’yı çevirmek sizin için nasıl bir anlam taşıyor? Nasıl bir duyguydu? Çeviri sırasında nasıl zorluklar yaşadınız?
 
Tosca gibi bir ürünün librettotları şimdi Kürtçe altın mülkünüzün bir parçası haline geldi ve gelecekte daha geniş, daha kaliteli ve daha çok opera ürünü üretmeye istekli olanlar için diyorum; buyurun, Kürtçe orijinal metni artık bohçamızda.
 
Öyle hissediyorum ki artık söyleme vakti geldi. Benim görüşüme göre, şu ana kadar kendi model, bağlam ve Kürt oyuncuların performansları çerçevesinde yapılan tiyatro uyarlamaları, bir bütün olarak gönlüme göre değil. Buna rağmen onları daima daha üretken, daha yaratıcı ve daha olgun bir tiyatroya doğru ilerleyen büyük adımlar olarak görüyorum. Öyle ki bu tür metinler Kürtçe tiyatroda bugüne kadar yeterince denenmiş değil. Ama hepsi bize var olan imkanlarıyla bu alandaki seviyemizi, genişliğimizi gösteriyor. Fakat Kürt ulusal tiyatrosuna ilerleyebilmek için daha çok çalışmak gerek. Tosca’nın çevirisi benim için böyle bir anlam taşıyor. 
 
Öte yandan Kürtlerin tarihinde bu aşamada olduğu gibi, bu soylu eserlerin bir kısmının ortaya çıkacak olan yardım ve günahlarına rağmen benim için tehlikede olduğu güçlü bir gerçektir. Onların iyiliğinden ve ihmallerinden sorumluyum. Tüm bunlara ek olarak, Tosca gibi bir ürünün librettotları şimdi Kürtçe altın mülkünüzün bir parçası haline geldi ve gelecekte daha geniş, daha kaliteli ve daha çok opera ürünü üretmeye istekli olanlar için diyorum; buyurun, Kürtçe orijinal metni artık bohçamızda.
 
Ama ne tür sıkıntılar çektiğimi soruyorsanız, yaşamım boyunca bu tür ürünlerle uğraştığımı söylesem doğru olur. Ama hala da bu dünyada ne dört duvarım, ne bir evim ne de bana mezar olabilecek bir karış toprağım var. Ne Kürdistan’da ne de Amsterdam’da yok. Buna rağmen kalbimdeki sarayı adım adım inşa ettiğim ve Kürdistan’ın esmer müteahhitlerinden kurtulduğum için mutluyum ve her türlü onlardan uzağım. Vurgulayarak söylediğim o ki, herkes onda kendini tanıyor: Paysız bir toplum ile hak ve değer verme hissinden uzan bir toplum, kirlenmiş bir toplum, emek sömürüsünün çamuru ile hiç bir zaman ulus olamaz. Yine yüce Ehmedê Xanî’nin temiz rüyalarındaki devletin sahibi olamaz.
 
Tosca’nın Kürtçede opera tarzı ilk oyun olduğunu söyleyebilir miyiz? Kürtlerin tarihinde başka örnekleri var mı?
 
Her ne kadar birincilik ve ilklik meselelerini çok sevmesem de, keyifle söyleyebilirim ki göründüğü kadarıyla başlattığımız bu deneyim Kürtçe sahne için yol açıcı ilk örnek. Yani evet Tosca ilktir. Ancak bir opera ya da bir müzikal olarak 2015 yılında Mizgîn Tahîr’in rolünün belirgin olduğu Heskîfê Keybanû Emedîsa û Şahmîran Orkestrası sahnelendi. (https://www.youtube.com/watch?v=izwTUdslzY0) Elbette sahneye uyarladığımız Tosca, 16. yüzyılın sonralarında İtalya’da meydan gelen ve Batı dünyasının klasik mozaiğinin önemli bir bölümünü oluşturan klasik opera tarzında değil. Uzmanlar ve yabancı opera eleştirmenleri geçen ay 6 kez sunulan ve bu ay Hollanda’da sahnelenen Tosca’yı izledikten sonra, opera biçiminde Kürtlere özgü bir yorumun olduğunu hissettiler. 
 
Bu yüzden her ne kadar çeviri ve libretto bakımından gönlüme göre olmasa da Tosca, uzmanlar ve eleştirmenler için dikkat çekici ve ilginç geldi.  Bu aynı zamanda gözlerimizi daha yüksek hedeflere ve amaçlara odaklanmamıza teşvik edecek.  
 
Tosca, konusu itibariyle bu topraklara uyuyor mu? Puccini’nin opera tiyatrosunun geçtiği dönemin politikalarıyla bu dönemin politikaları arasında nasıl benzerlikler var?
 
Klasik metinlerin konu bakımından az çok dünyanın tamamına uyan özellikleri var. Benim düşünceme göre insanlık tarihindeki ilk yazılı edebi metinden bugüne ya da Gilgamêş’ten bugüne edebi ve sanatsal konuların sayısı fazla olmasa da her birinde insanlığın özellikleri olan aşk, karanlık ve aydınlık, sadık ve şansız, iyilik ve kötülük konuları yer alıyor. Bu bağlamda, İtalya diyarının ürünü olan Puccini’nin Tosca’sı ve Kürdistan’ın ünlü şarkısı Saliho û Nurê konuları bakımından birbirine çok benziyor. Tosca için hazırlıklarımızı yaptığımız zaman Salıho û Nurê hep kulağımda ve aklımdaydı. Ama tabi bunlar yüzde yüz aynıdır diyemeyiz. Zaten öyle olamaz da. Her iki masalın dayandığı esaslar yalnızca bir dereceye kadar aynı trajik kumaştan besleniyor. Bu bizim için  anlayış ve verimlilik açısından doğal bir yaratıcılık ve ilam kaynağıdır. Bunun sayesinde biz iki topluma da iki vatana da benziyoruz, öykünün (masalın) gerçekleştiği iki döneme benziyoruz. Politikalarından tut, ruhlarına kadar daha iyi kavrayabiliriz... 
 
Bu dengeye ek olarak, Kürdistan’daki 20. yüzyılın hikayesi ve İtalya’daki 19. yüzyılın hikayesi ülkelerinin tarihi koşullarına özgüdür. Belirttiğimiz her iki metnin oluşması yönünden de baktığımızda Puccini güçlü ve acı bir hikaye seçerek, kendine özgün bir formda geniş bir metin olan Tosca’yı oluşturdu. Ama biz Kürtlerin Saliho ve Nurê eseri, dengbêjlerin yüreği ve geleneksel kilam söyleme ağında asılı kalmış durumda. Bu Tosca’dan Kürtçe’ye örüp ayıracağımız önemli bir ölçüdür. Neden dengbêjlîk makamı ve kilam söyleme şekli gizli olasılıkları ve alaka düzeyi ile opera biçiminden daha güzel ve görkemli? Mesele şu ki, dünya klasikleri üreterek, özellikle değerli bilgiler öğreniyoruz ve dil sanatımıza yepyeni bir yol geliştirdiğimizi unutmamak gerekir. 
 
Nemir’in konuya dair önerdiği linkler şunlar: Saliho û Nûrê: https://www.youtube.com/watch?v=e39MMy05kvY , Tosca: https://www.youtube.com/watch?v=7Snu-fFApzY
 
Opera ve dengbêjlîk arasındaki bağı biraz açar mısınız?
 
Opera ve dengbêji içsel mekanizmalarıyla, onları kıyaslamamıza izin veren iki form. Her iki form da hikayenin yardımıyla öyküye geri dönüyor ve hepsi de edebiyatın ayrılmaz bir parçası. 
 
Daha önce söylediğim gibi opera ve dengbêji içsel mekanizmalarıyla, onları kıyaslamamıza izin veren iki formdur. Elbette bu hususu operacılara ve müzisyenlere bırakıyorum benim uzmanlık alanım değil ama her iki form da hikayenin yardımıyla öyküye geri dönüyor ve hepsi de edebiyatın ayrılmaz bir parçası. Hayali seviyesi o kadar yüksek ve sağlam ki zaman içerisinde bir pınarın suyu gibi süzülüp günümüze ulaşıyor. İki form arasındaki tek fark, opera esntrümantal, sahne ve tiyatro olanaklarını 400 yıl boyunca genişletti. Dengbêjî ise, düzenli bir enstrümantal ve tiyatronun müdahalesi ile karşılaşmadı. Örneğin bu özelliği düşük bir seviyede olsa da ölümsüz dengbêj Şakiro’da görüyoruz. Bazen kilamları arasında bazen de sesiyle toplulukla etkileşime geçtiğini görüyoruz. Ayrıca eşsiz dengbêj Miradê Kinê de de bunu görüyoruz. Gördüğün gibi yayı ile kemançesini çaldığında, şarkının (kilamın) bir yüzücüsü olarak “req req” diyerek öykünün kapısından içeri giriyor.
 
Peki çeviri sırasında dengbêjliğin yardımı oldu mu? Kürtçe dili ne kadar operaya uyuyor?
 
Neden ben bu sade örnekleri gösteriyorum? Çünkü dengbêjliğin imkanlarını sonuna kadar kullanarak genişletip, onları farklı şeylere dönüştürebilelim diye. Bu yüzden şimdi halk operası olarak adlandırdığımız teşebbüsümüzün temeli adı geçen dengbêjlerlerle oluşturuldu ve bestelendi. Değerli öğretmenimiz, bestekarımız Ardaşes Agosyan, üzerine çok çalıştığı bestesinde yüz yıllar öncesinin Kürtlerin, Kürdistan’ın, Mezopotamya’nın ve Orta Doğu’nun ölçülerinden ilham almış. Başka bir deyişle sahnede hem ruhsal hem Kürt geleneklerine uygun hem de evrensel olarak Gülseyen Medar, Hediye Kalkan, Dodan, Ali Tekbaş, Mesûd Gever ve Serdar Canan’ın canlandırdığı Puccini’nin kıymetli bestelerinin parıltıları var. Ancak bunun yanında yönetmenimiz Celil Toksöz’ün  tercihiyle değerli aktris Özcan Ateş’in rol aldığı dengbêj bir anlatıcımız var. Sorunun en önemli diğer kısmına gelecek olursam, uzun yıllardan çeviri ve yazı çalışmalarımda her alanda dengbêjliğin iyiliğine sarılıyorum. Ben birçok metin çevirdim ve bir çok tiyatro işi yaptım. Bunların hepsinde özgürleştiren bir dil var. Onun kökeni biz Kürtlerin dengbêjliğidir. Bir diğeri, gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Kürtçe dili sadece opera için değil, henüz keşfedilmemiş bir çok form için fırsatlara sahip.
 
 İlk oyunu Diyarbakır’da sahnelemek istiyordunuz. Bu isteğiniz neden gerçekleşmedi ve biz Türkiye’de hangi tarihte, nerede ilk olarak Tosca’yı izleyebileceğiz?
 
“Köy evleri yollar boyunca görülebilir” derler. Son üç dört yıl içinde Kürdistan ve Türkiye’deki koşullar birden kötüleşti. Daha başından beri Tosca’nın dünya prömiyerini Amsterdam’da yapacağımız belliydi ve öyle de oldu. Çok da güzel geçti. Kürdistan prömiyerini yapmak için de Amed’e gelmek istedik. Ama kayyum meselesinden, Rojava ve Kürdistan üzerinde devam eden operasyonlardan dolayı ne yazık ki Tosca’nın sahneleneceği bir alan ve sahne yok. Şimdilik koşulların düzelmesini bekleyeceğiz, şartlar oluştuğunda da Tosca geniş ekibiyle beraber Türkiye ve Kürdistan’a gidecek. Ancak o zamana kadar bazı Avrupa ülkelerinde örneğin Almanya ve İngiltere’de geziler ve turlar sürebilir. Program belli olduğunda kamuoyunu bilgilendireceğiz.   
 
 Tosca’dan sonra hangi ürünü çevirmeyi düşünüyorsunuz? Önümüzdeki süreçte Kawa Nemir’ın hangi çevirisiyle karşılaşacağız?
 
Ölmeden önce William Shakespeare’nin tüm tiyatro ürünlerini Kürtçe’nin Kırmancî lehçesine çevirmek istiyorum. Bunların birçoğunu çevirdim de. Bu uzun zamandır önüme koyduğum hayati ve ana hedefimdir.
 
Önüme koyduğum birçok şey var. Ölmeden önce William Shakespeare’nin tüm tiyatro ürünlerini Kürtçe’nin Kırmancî lehçesine çevirmek istiyorum. Bunların birçoğunu çevirdim de. Bu uzun zamandır önüme koyduğum hayati ve ana hedefimdir. Bu düşünceyle, gelecek sene Shakespeare’nin Şah Leara oyunun büyük bir prodüksiyonla sahnelenmesini istiyorum. O olmasa Romeo ve Julyet olabilir. Bununla birlikte Amed Şehir Tiyatrosu için Kela Dimdimê’nin tiyatrosunu yazmaya başladım. Gelecek sene Kela Dimdimê sahnelenecek. Bu da benim için yeni bir hedef. Şunu da belirtmek isterim ki şu sıralar Shakespeare’nin Xewna Şeveke Havînê oyunu Kürdistan’da sahneleniyor. Ben hala izlememiş olsam da Kürtler, Shakespeare’nin oyununu ve Amed Şehir Tiyatrosu’nu yalnız bırakmasınlar diyorum.
 
MA / Zemo Ağgöz 

Diğer başlıklar

18:18 Belgin Kanat 12 yıl sonra tahliye edildi
17:57 Gazze’de 70 bin 942 kişi katledildi
17:45 DİSK'in asgari ücret yürüyüşü Ankara'ya vardı
17:40 İsrail’de Alman kadın aktiviste cinsel saldırı
17:26 Esad'dan kalan cezaevleri hala kullanılıyor
17:09 AKP ve MHP’den 11’inci Yargı Paketi’nde geri adım
17:06 İktidar ve işveren temsilcileri asgari ücret için 3’ün kez toplanacak
17:03 Mezopotamya İslami Araştırmalar Federasyonu kongresine çağrı
17:01 Kurtulmuş, Meclis grubu olmayan partilerin komisyon üyeleriyle görüştü
16:05 Depremzedeler: Bu suçlar kamu vicdanından muaf tutulamaz
15:48 Kuyumcu cinayetinde 7 kişi tutuklandı
15:41 Adana'da Barış Anneleri Derneği açıldı
15:39 HPG'li Polat'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:35 Hekimler, hekim ve asistan hekimlerin sorunlarına çözüm istedi
15:04 Mahkeme Gar Katliamı davasında şüpheli polisler için bilgi istedi
14:21 Özel YSK Başkanı Yener ile görüştü
14:19 Adalet Bakanı: Heyet ile atılacak adımları konuştuk
13:56 DEM Parti'li Hamdiye Kırıcı yaşamını yitirdi
13:46 DEM Parti’li Yaşar Demir için mevlit verildi
13:36 Mesut Seviktek ve İsa Oran mezarı başında anıldı
13:27 Buldan: Siyasi partilerin ortak mutabakatı önemli
Sancar: Sürecin hukuksal güvencelere ihtiyacı var
13:21 ‘Demokratik inşa için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı’
13:09 Sivil toplum örgütleri süreci tartışacak
12:33 İmralı Heyeti ile Kurtulmuş görüşmesi başladı
12:17 Meclis Komisyonu çalışmaları uzatmak üzere bir araya gelecek
12:08 Sancar: Bakanlığın düzenlemelerle ilgili kapsamlı bir hazırlığı var
Buldan: Cezaevlerini, tahliye engellerini konuştuk, bizimle aynı fikirde
10:30 DEM Parti İmralı Heyeti ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un görüşmesi başladı
10:05 Amedspor ırkçı saldırı için hukuki süreç başlatacak
09:25 Tarih, özgürlük ve poetika bağlamında Arjen Arî
09:21 Cezaevi Savcısı’ndan tutsaklara: Yasa değişse de ‘iyi hal’ kriteri var oldukça sizi bırakmam!
09:20 Sağlıkçılar: Ticarileşen sağlık sisteminin alternatifi 'komün' modelidir
09:19 Şile Belediyesi soruşturması: 22 kişi gözaltına alındı
09:16 Irak ve Kürdistan hükümetinin bir yılı: Toplumda çoklu çöküş
09:14 Kuzey ve Doğu Suriye'nin en kalabalık kenti nasıl yönetiliyor?
09:08 Çocuk Hakları Dayanışma Ağı: Mücadele için bir araya geldiler
09:07 QSD kime entegre olacak?
09:05 HDK Eşsözcüsü: Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü hayati bir mesele
09:04 Asimilasyon politikası 'Veli Toplantısı'nda
09:04 Mersin eski baro başkanı: Yasal düzenlemeler yapılmalı, somut adımlar atılmalı
09:00 23 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
00:07 Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu'ndan Leyla Zana açıklaması
22/12/2025
23:56 Evde çıkan yangında bir kişi yaşamını yitirdi
23:54 Depremzede ailelere destek ziyaretleri
23:22 Özerk Yönetim: Saldırılar Suriye düşmanlarının çıkarına hizmet ediyor
23:18 QSD: Geçiş hükümeti bölgenin huzurunu tehdit ediyor
22:12 Geçiş hükümeti saldırıları protesto edildi
22:03 Fidan, Güler ve Kalın’ın Şam ziyareti sonrası saldırılar başladı
21:34 Çatışmalar şiddetlendi: Geçiş Hükümeti bir kadını katletti
20:58 Okuma salonuna Sırrı Süreyya Önder ismi verilecek
20:51 Amedspor taraftarlarına ırkçı saldırı
20:01 Kurtulmuş 'rapor' için grubu bulunmayan komisyon üyeleriyle bir araya gelecek
19:42 İsrail cezaevlerinde Filistinli kadın tutsaklara şiddet
19:29 Uşak'ta midibüs devrildi: 5 kişi yaralı
19:08 MESEM protestosu: 91 çocuk çalışırken hayatını kaybetti
18:50 Danimarka'dan Trump'ın Grönland ısrarına tepki
18:29 Komisyon çalışma süresini uzatmak için toplanacak
18:01 Seyit Aslan: Yeni bir sürecin kapısı aralanacak
Pervin Buldan: Yasal düzenlemeye ihtiyaç var
17:49 Rapor yazım ekibi toplantısı bitti: Komisyonun süresi uzatılacak
17:43 19 Aralık’ta koğuşları basılan kadın tutsaklarla görüşüldü
17:38 Halep’te iç güvenlik güçlerine saldırı
17:14 DEM Parti'den 'komünal' önerisi
17:13 Gayrettepe’deki gece kulübü yangını davası ertelendi
17:12 Trabzon'da Agirîli aile hakkında ırkçı paylaşımlar
17:11 Depremzedelerin nöbeti ikinci gününde devam ediyor
16:57 Hakan Fidan Şam’da: Gündemi yine Kürtler
16:21 Kurtuluşmuş ‘rapor’ yazım ekibi görüşmesi başladı
16:14 DEM Parti İmralı Heyeti ile EMEP görüşmesi başladı
15:44 Siyasetçi Sadak’ın hayati riski sürüyor: Tek talebi sürecin başarıya ulaşması
15:34 Gazeteci Aykol'un durumu stabil
15:13 Leyla Zana'ya yönelik saldırılar Mersin'de protesto edildi
15:06 İstanbul'da bir kişi yaşamına son verdi
14:57 Gazeteciler, meslektaşları Nazım Daştan'ı ve Cihan Bilgin'i andı
13:39 ÖHD'den Leyla Zana'ya yönelik saldırılara suç duyurusu
13:23 Özel: Türkiye ve Suriye’de barışın hakim olmasını istiyoruz
Sancar: Siyasal ve toplumsal mutabakat hayati önemde
13:21 Alevilerden Roboskî'ye ziyaret: Acımız bir
12:16 'Umut ve Özgürlük' mitinginin konuşmacıları belli oldu
12:08 DEM Parti İmralı Heyeti ile Özel görüşmesi başladı
12:05 Noel Bayramı'nın resmi tatil ilan edilmesi için Meclis'e teklif
11:45 Depremzedeler: 27'nci madde iptal edilene kadar mücadele edeceğiz
10:48 'Burak Ercan cezalandırılsaydı, 23 öğrenci istismar edilmezdi'
10:16 'Rapor beklentileri karşılamıyor, yasa sürecinde konsensüs sağlanmalı'
09:35 İşkenceyi inkar eden bakanlığa görüntülerle yanıt: Failleri korumaktan vazgeçin
09:24 DAİŞ sonrası Rakka: Komünlerle küllerinden doğdu, çok dilli hizmet başladı
09:19 Amedspor'dan Leyla Zana kararı: Iğdırspor maçı kadınlara ücretsiz olacak
09:11 Riha'da 21 ayda bin 260 kadın şiddet gördü, 859 çocuk istismar edildi
09:10 AİHM’in Türkiye’yi ‘işkenceden’ mahkum ettiği dosya kapatıldı
09:09 Hukukçu Şahin: Barış istiyorsanız umut hakkını sağlamak zorundasınız
09:04 Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu 2025’e yön verdi
09:02 Av. Nevraz Sığın: Gayemiz dijital şiddetin TCK'de yer alması
09:00 22 ARALIK GÜNDEMİ
08:24 Depremzedelerin 'tahliye nöbeti' gece boyunca devam etti
21/12/2025
23:38 İmralı Heyeti 23 Aralık'ta Kurtulmuş ve Tunç ile görüşecek
23:16 2026 bütçe teklifi Meclis'ten geçti
23:08 Meclis’te yumruklu kavga
22:15 QSD, yakaladığı DAİŞ'linin itiraflarını paylaştı
22:06 Meclis'te ikinci taciz soruşturması
21:22 Güney Afrika'da silahlı saldırı: 9 kişi yaşamını yitirdi
21:14 Maç karşılaşmasında Leyla Zana’ya destek mesajı
19:48 Amed ve Wan'da Şeva Yelda etkinliği
19:38 TTGA'ya Kürdistan kentlerinden Deniz Güler seçildi
19:15 HPG'li Kartal'ın taziyesine ziyaret
19:10 Ordu’da 'kuş cenneti' mücadelesi sürüyor
19:01 Kürt Sosyal Bilimleri Araştırma Derneği kongresini gerçekleştirdi
18:57 DEM Parti Kadın Meclisi: Çocuklar için mücadele edeceğiz
18:35 Kürtleri reddeden CHP’li Dikbayır’a yanıt: Vardık, varız ve var olacağız
18:07 Kürt sorununu inkar eden Gül'e yanıt: İsmi doğru koyarsanız çözüm de doğru olur
17:57 DİTAM’ın yeni yönetimi belirlendi
17:53 Abdullah Öcalan’dan mesaj: Gerçek anma mücadeleyi ileriye taşımaktır
17:27 4 Ocak mitingine çağrı: Gelin Önderliğimizi özgürleştirelim
17:10 Sağlık Çalıştayı: Sağlık anlayışı komün perspektifiyle inşa edilmeli
17:06 Bütçe protestosu: İnsanca yaşamak istiyoruz
17:01 Dindar: Wan’ın yüzde 84’ünde doğalgaz altyapısı yok
16:53 Xwebûn 6'ıncı yılında: Kürt basını her zamankinden daha güçlü
16:38 Ege İşçi Birliği: Demokratik hak ve özgürlükler için mücadele
16:28 'Devleti barışa zorlamak için yan yana gelmek zorundayız'
16:27 Gazeteci Aykol’un sağlık durumunu ciddiyetini koruyor
15:52 Temelli: Barış için ek bütçe yapılması gerekiyor
15:29 Elazığ Cezaevi'nde süreç karşıtlığı: Her olumlu adımdan sonra işkenceli yanıt
15:28 Kuyu Tipleri Kapatılsın İnisiyatifi’nden 19 Aralık katliamı açıklaması
15:20 Tülay Hatimoğulları: Barışı, bu topraklarda mutlaka tesis edeceğiz
15:13 Depremzede aileler Ankara’da adalet nöbeti başlattı
14:50 'Sürecin hukuki gerekliliği iktidar ve devletin ortak sorumluluğundadır'
14:45 YJA-Star’lı Zilan Yılmaz’ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:27 Bütçe görüşmelerinde son gün
14:22 HPG'li Işık için verilen mevlide kitlesel katılım
14:15 Cûdî'de 'Umut tohumları' ekildi: Barış doğa ile olur
12:56 İmralı Heyeti, CHP ve EMEP'le yarın görüşecek
11:51 YÖK’ten üniversitede eğitimi üç yıla indirme açıklaması
10:51 Bakırköy Kadın Cezaevi'nde siyasi tutsaklara 'askeri' baskın
09:58 İkisi sarı kodlu 11 kent için sağanak yağış uyarısı
09:24 Siyasi ve hukuki adımın beklendiği süreç içerisinde ne oldu, kim ne dedi?
09:23 Jin dergi 'Yüzleşme' manşetiyle yayında
09:18 Paris’teki 23 Aralık anması için yoğun hazırlık
09:15 Ortadoğu savaşlarının nedeni yol haritaları mı?
09:10 Bu mağazada para geçmiyor: Amaç komün toplumu hatırlatmak
09:06 'Rojin Kabaiş Kadın Öyküleri' yarışması düzenlenecek: Son başvuru 31 Ocak
09:04 Sınırda yasaklı bir ilçe: Haritada var yaşamda yok!
09:01 İskandinav ülkeleri: Adem-i merkeziyetçilik, mali bağımsızlık
09:00 21 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:27 DEM Partili Demir yaşamını yitirdi
20/12/2025
23:24 Gaxand gecesi: Komünal yaşamı sürdürüyoruz
22:56 ‘Süreç karşıtlarının arkasında norm dışı devlet güçleri var’
22:42 Îdir'da su uyarısı
21:51 ‘Alternatif ekonomi programı’ sempozyumu
21:36 Wan’da Şeva Yelda etkinliği
21:29 Meletî’de iş cinayeti
21:20 MİT Başkanı Hamas heyetiyle görüştü
20:51 Hedef gösterilen düğün kameramanı gözaltına alındı
20:43 Semsûr’da bir kadın katledildi
20:12 Brezilya Devlet Başkanı’ndan ABD’nin müdahalelerine karşı uyarı