Hukukçu Alataş: Genel zihniyet değişmedikçe belge yayınlamakla mesafe alınamaz

img

ANKARA - “Yargı reform” paketinde yeni hiçbir şey olmadığını söyleyen FİDH eski Genel Başkan Yardımcısı deneyimli hukukçu Yusuf Alataş, “Genel zihniyet değişmedikçe belge çıkarmakla, belge yayınlamak ile mesafe alınamaz" dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "Yargı Reform Strateji Belgesi" her ne kadar İstanbul seçimleri gölgesinde kalsa da uzun bir süre gündemde yerini koruyacağa benziyor. Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FİDH) eski Genel Başkan Yardımcısı deneyimli hukukçu Yusuf Alataş, AKP’nin açıkladığı “yargı reform” paketini değerlendirdi.
 
'BELGE İTİRAF NİTELİĞİNDE'
 
Açıklanan strateji belgesinin bir itiraf olduğunu söyleyen Alataş, itirafı ise şöyle açıkladı: “Bu açıklama yargının iyi işlemediği toplumun yargıya güveninin tümden sarsıldığının itirafı niteliğinde. 17 yıllık bir iktidar dönemi sonrasında aslında geldiğimiz noktayı göstermesi açısından ibret verici bir durum. Demek ki yargıda işler yolunda değil. Toplum yargıya güvenmiyor. Onların deyimiyle anlatırsak aslında, ‘Adil yargılama yapılmıyor. Tutuklama zorunlu hallerde değil her zaman başvurulan bir yöntem oluyor. Halen geldiğimiz noktada işkence ve kötü muamele tümüyle önlenebilmiş değil.’”
 
'GÖRÜNÜRDEKİ SEBEP TMK'
 
Asıl olarak “Yargı neden bu noktaya geldi?” sorusunun sorulması gerektiğini söyleyen Alataş, bu soruya yanıt alınmadan bir şey olunmayacağını belirtti. Alataş, devamla şunları söyledi: “Hangi alanlarda daha çok yargı sistemi tökezliyor ya da işlevini yerine getirmiyor. Örneğin adil yargılama yapamıyor ya da yapmıyor. Tutuklama tedbirini yerinde ve zamanında değil siyasi saiklerle kullanıyor. Bunları sayınca da akla ilk olarak Terörle Mücadele Kanunu (TMK) geliyor. Bugüne kadarki yapılanlar ve bugün itiraf edilenlerin görünürdeki sebebi TMK’dır. TMK adına özgürlükler kısıtlanıyor, yargılama işlevini yerine getirmiyor, muhaliflerin sesi kesiliyor, siyasetçiler, belediye başkanları cezaevine atılıyor. Asıl şey TMK zaten. Terörle mücadele edilirken, insan haklarına uyulacağı, demokrasi ve hukuk devleti ilklerinin gözetileceğine dair bir tek kelime yok. Bu bilinçli bir tercih. “
 
‘TMK BAŞLI BAŞINA BİR SORUN’ 
 
TMK’nin başlı başına bir sorun olduğuna işaret eden Alataş, “Bizde terör suçları denilince akla sadece silahlı örgüt mensupları kast edilmiyor. Bizde terör suçları çok geniş. Basın açıklaması yaparsınız, terör suçu olur. Gösteri yürüyüşüne katılırsınız, siyasi muhalefet yaparsınız yine terör suçu olur. Yazı yazarsanız, gazeteci iseniz terör suçu işliyorsunuz. Şuan da Türkiye’de 160’ın üzerinde gazeteci tutuklu ama sorarsanız gazeteci tutuklu değil bunların hepsi terörist. Gazetecilik ile yargılanmıyorlar terör suçlarından yargılanıyorlar. Sanki gazetecilik suçu varmış gibi 'biz onları gazetecilikten yargılamıyoruz' deniliyor. Dolayısıyla işin anahtarı burada. Devlet olarak terörle mücadele edersiniz. Tüm dünyada böyle ancak terörle mücadele de hukuk devletine, özgürlüklere, insan haklarına dikkat edeceksiniz arasında bir denge sağlayacaksınız. Bu denge yoksa her şeyi terör suçu sayarak, sorgusuz sualsiz cezaevlerine insanları doldurursanız, yargının geleceği nokta burasıdır" dedi.
 
‘HERKESE AYNI ŞEY UYGULANMALI’
 
İnfaz yasasında değişiklik yapacağı tartışmaları başladığını ve her ne kadar strateji belgesinde yer almasa da kamuoyunda “cezasının yüzde 50’sini yatan adli tutukluların bırakılacağının” tartışıldığını ancak tartışmanın da “terör” suçları hariç şekilde yürütüldüğünü ifade eden Alataş, bunun bilinçli bir tercih olduğu kanısında. Alataş, bunu ise şu sözlerle değerlendirdi: “Tüm tutuklu ve hükümlülerle ilgili herkese aynı şeyin uygulanması gerekir. Ama siz asıl Türkiye’nin ihtiyacı olan, iç barışının, demokrasinin, insan hakları, Türkiye’nin AB standartlarına yaklaşmasının gereği olan düşünce suçlarında bir adım atmıyorsanız bunun başka bir açıklaması olmaz. Daha yeni TTB üyeleri halkı, kin ve nefrete sevk etmekten ceza aldılar. Ne için? 'Savaşa Hayır' dedikleri için. Yani aslında bu bir noktada Bahçeli’nin Alaadin Çakıcı için istediği af düzenlemesine farklı bir şekilde cevap. Tabi ki bu benim yorumum.”
 
‘BAZEN DÜZENLEME DE BİR İŞE YARAMIYOR’
 
Tüm bunların yanı sıra yapılacak düzenlemelerin de bazen bir önem arz etmediğini vurgulayan Alataş, “Daha önce de AB uyum paketleri gereği olarak, Avrupa Komisyonu raporları dikkate alınarak, TMK’da kimi değişiklikler yapıldı. Orada yardım yataklıkla ilgili ve bazı maddelerde daha daraltıcı, cezai yaptırımlarla ilgili eylemleri sınırlayıcı kriterler getirildi. Ancak uygulamada bir şey değişmediği gibi aksine daha da genişletildi. İster TMK, ister ceza kanunu olsun. Her türlü yasanın insan hak ve özgürlüklerine, hukuk devleti, demokratik ilkelere uygun olması gerekir. Denge kurmak zorundasınız. Tüm belgelerde de bu yönde Türkiye eleştiriliyor. Hatta Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet kararlarının pek çoğu bu dengenin kurulamamasından kaynaklanıyor” ifadesinde bulundu. 
 
'SÖYLENMEYEN BİRŞEY YOK'
 
Açıklanan strateji belgesiyle daha önce açıklanan birçok reform paketinin aynı olduğunu ifade eden Alataş, bunları şöyle örneklendirdi: “2014 Bakanlar Kurulu kararıyla AİHM sözleşmesi ihlallerinin önlenmesine karar ilişkin eylem planı kabul edildi. Orada 4’üncü başlıkta tutuklanma halinin ancak zorunlu hallerde uygulanması maddesi yer alıyor. Aynı cümle kelime kelime bugün açıklanan belgede kullanıyorlar. Söylenmeyen bir şey yok aslında. Şuan da yeniden kullanılmış ya da ortaya atılmış bir fikir yok. Önemli olan bunun yaşama geçirilmesi. Yasal düzlemde hem de uygulamada yerine getirilmesi. Bazen yasalarda değişiklik yapıyorsunuz bu uygulamayı hiç etkilemiyor. Bazen doğrudan doğruya yasalardan kaynaklı bir engelleme var. 
 
Örneğin, Ceza yasasının 100/3 yer alan ‘katalog suçlar’ meselesi. Hem zorunlu olmadan tutuklama yapmayın diyorsunuz hem de diyorsunuz ki; ‘çok sayıda suçlar için tutuklama sebebinin var olup, olmadığını araştırmaya gerek yok. Siz bunu var kabul edebilirsiniz’ diyorsunuz ve varsayımlarla insanların özgürlüklerini kısıtlıyorsunuz. Bugün binlerce insan bundan kaynaklı tutuklu. Temel sorun aslında bunlar. ‘Cumhurbaşkanına hakaret suçu’, 301’inci madde ‘Türklüğü, Türk devletini ve kurumlarını aşağılama’, ‘halkı kin ve nefrete teşvik’ bunlar temel olarak düşünceyi kısıtlayan maddeler. Dünya artık bir cumhurbaşkanı ya da devlet başkanına hakaret suçu olsun mu olmasın bunu tartışıyor. Bizdeki gibi uygulaması olan ve bu kadar kişinin mağdur edildiği hiçbir yer yok. Siz 80 milyonun insanın kaderine hükmediyorsanız bırakın da birileri de size kızsın, bir şekilde hoşa gitmeyen sözler söylesin. Ne olur ne değişir.”
 
‘13 ÜYESİNİ İKTİDARIN BELİRLEDİĞİ KURUL BAĞIMSIZ OLABİLİR Mİ?’
 
Yargı bağımsızlığının artık kalmadığını aktaran Alataş, “Hakimler Savcılar Kurulu’ndan (HSK) başlayalım. HSK’nin 13 üyesinden 6’sını partili cumhurbaşkanı seçiyor. Geriye kalan 7 kişiyi de TBMM çoğunluğu seçiyor. TBMM çoğunluğu kimden oluşuyor peki, iktidar ve onu destekleyenlerden. Yani 13 üyenin tamamı iktidar tarafından seçiliyor. Adalet Bakanı kurul başkanı, yardımcısı kurulun doğal üyesi. Böyle yapılanmış bir kuruldan bir bağımsız karar beklenebilir mi? Mümkün mü? Tüm hakim ve savcılarla ilgili kararlar bu kurulun elinde. Böyle bir ortamda yargı bağımsızlığından söz edilebilinir mi?” diye sordu.
 
‘FARKLI DAVRANIŞ BEKLEMEK MÜMKÜN MÜ?’
 
Sulh Ceza Mahkemeleri yerine Sulh Ceza Hakimliklerinin getirilmesi örneğini de veren Alataş, “Neden yapıldı bu? Sulh Mahkemesi ile Sulh hakimi arasındaki fark neydi o da tek hakim yeni gelen de tek hakim. Ama fark var tabi ki mahkemeyi kaldırdığınız zaman görevli hakimler başka yerlere tayin ettiniz. Yeni kurulanlara da hakimleri tek tek siz tayin ettiniz. Bu durumda bütün bir kadro aynı zihniyet tarafından atanmış ise bunlardan farklı bir davranış beklemek mümkün mü? Sulh Hakimleri tutuklamadan, aramaya, teknik izlemeden, internet sitesi kapatmaya kadar her türlü yetki ile donatılmış durumda. Eskiden Sulh hakimlerinin verdiği tutuklamaya bir üst mahkemeye itiraz ediyordunuz şimdi o da yok” diye belirtti. 
 
‘SİYASİ SAİKLERLE VERİLEN KARARLARI NASIL ENGELLEYECEKSİNİZ’
 
Tutuklanma ve tahliye taleplerine itirazlara dair 2014 yılında yine Bakanlar Kurulu tarafından AB uyum standartlarına ilişkin gerekçeli olması yönünden karar verildiğini hatırlatan Alataş, “2014’te Bakanlar kurulu tarafından alınan kararda tutuklanmaların gerekçeli olması öngörülüyor. Tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararlarında gerekçeli olması gerektiği söyleniyor. Ama bakıyorsunuz klişe sözler her defasında aynısı söyleniyor. Birinci gün ne söyleniyorsa beşinci yıldaki mahkeme de de aynı şey söyleniyor. Dolayısıyla tutuklama gerekçeli, yerinde olmalı. Bunları yapabilirsiniz. Peki bunu Demirtaş kararında olduğu gibi siyasi saiklerle verilmesini nasıl önleyeceksiniz? Yasalarda siyasi saiklerle karar verilir denilmiyor zaten temel sorun uygulanan politikalar ve kurumların yapısından kaynaklı” diye belirtti.
 
‘HİÇBİR DÖNEM BU KADAR DİBE VURMADI’
 
Sıkıyönetim, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM), Özel Yetkili Mahkemeler döneminde de çalıştığını anımsatan Alataş, “Tarafsız yargılamıyorlar, adil yargılamıyorlar diyorduk. Önce askeri yargıçları çıkardılar, sonra onu da kaldırıp özel yetkili mahkemeler kurdular. Sorunlar önemli ölçüde devam etti aynı benzer uygulamalar ama hiçbir dönemde bu kadar dibe vurmadı. Ben bunu şöyle ifade ediyorum. O zaman hiç değilse kılıf hazırlanıyordu mutlaka hukuksal bir kılıfa uyduruyorlardı. Yargılamadaki usul kurallarına görünürde uyuyorlardı. Şimdi artık ne kılıf var ne kılıfa uydurma çabası. Biz yaptık oldu. Buyrun gidin itiraz edin diyorlar biliyor ki itiraz mercileri de incelemiyor. Geçenlerde DGM başkanlığı yapmış bir emekli hakim ile karşılaştım. 40 yıllık arkadaşı gibi bana sarıldı ve gülerek, ‘Bizden şikayet ediyordunuz Yusuf bey şimdi nasılsınız’ dedi. Dedim ki vallahi bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama her gelen gideni arattı. Sizlerde iyi şeyler yapmadınız kabul ediyorum ama hiç bir zaman şimdiki kadar yargıyı bütünüyle etkileyen sorunlar dibe vurmamıştı” ifadelerini kullandı.
 
‘İŞKENCE NE YASA NE DE BELGEYLE ÖNLENİR’
 
Alataş son olarak “işkenceye sıfır tolerans” meselesini değinerek, sözlerini şöyle noktaladı: “İşkenceyi önleme ne yasa ile olur nede böyle strateji belgelerine yazmak ile olur. Bu bir zihniyet ve uygulama meselesidir. Siz orantısız şiddet kullanan polisi savunur ve tahkik etmezseniz, işkenceyi önleyemezsiniz. Cumartesi anneleri İstanbul’un göbeğinde yerde sürüklenmesi işkence, kötü muamele değil mi? bu mesele yargıya bakış açısıyla, ülkeyi nasıl yöneteceğinle ilgili. Siz demokrasiyi varmak istediğiniz yer için bir araç olarak görürseniz geleceğiniz nokta budur.
 
Demokrasi bir amaç hedef değilse bir araç ise bu tür vaatler devam edecektir. Bu belge 3 yıl için hedefe konuldu. 3 yıl sonra bir belge daha ortaya koyarsınız ve böyle devam eder. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler araç değil amaçtır. Bu amaca göre çaba göstermek gerekir. Siz eğer ben tamam amacıma ulaştım, dolayısıyla bunlara ihtiyacım yok, bunlar benim iktidarımı sürdürmeme engel oluyor derseniz hiçbir zaman gerçek bir demokrasiye, yargıya, insan hakları ortamına ulaşamazsınız. Genel zihniyet değişmedikçe belge çıkarmakla, belge yayınlamak ile mesafe alınamaz. Biz bu noktaya 17 yıllık iktidar sonucunda geldik ve aynı iktidar bu sorunların var olduğunu söylüyor ve düzelteceğine dair önüne bir hedef koyuyor ama bu hedefi birçok defa önünüze koydunuz.”
 
MA / Berivan Altan

Diğer başlıklar

14:05 Asistan hekimler eylemde
13:49 Barış İçin Toplumsal Girişim: 'umut hakkı'nın uygulanması talep edilmeli
11:56 Qamışlo'da ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ yürüyüşü
11:02 Temelli: Komisyon özel yasa hazırlanması için rapor hazırlayacak
10:58 Çöpte buldukları para ve ziynet eşyalarını sahibine teslim ettiler
10:20 Dêrsimli yurttaşlar: Doğa talanına izin vermeyeceğiz
09:34 Şiyar Be Platformu Sözcüsü: Sadece bizimle sonuç alınmaz, tüm dinamiklerin sözü olmalı
09:30 ‘Komisyon Abdullah Öcalan’la görüşmeli’
09:22 Kerboran'da bir genç öldürüldü
09:19 ‘Topyekun mücadele erkeklerin dönüşümünü zorunlu kılar’
09:11 Hareket Yönetimi: Zap güçlerimizi uygun sahalara çektik
09:10 Wan Baro Başkanı Özaraz: Entegrasyon yasaları düzenlenmeli
09:02 Foza Yûsif: Dünyada kadın perspektifiyle örgütlenmeli
09:00 17 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:47 Trump’tan, ‘Epstein dosyaları’ çağrısı
08:45 Birçok kentte kuvvetli kar yağışı ve sağanak bekleniyor
16/11/2025
23:15 Riha Barosu: İki çocuğun öldüğü iş cinayeti denetimsizliği göstermiştir
22:44 Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi
22:34 BMGK, Gazze’ye ‘çokuluslu güç konuşlandırılmasını' yarın oylayacak
22:19 Gazeteci Alican Uludağ'ın Akand paylaşımına soruşturma açıldı
21:29 Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı
20:44 Bakanlıktan Şule Çet'in faillerinden Berk Akand hakkında açıklama
19:47 Annesi kızı Rojbin Sönmez’i ağıtlarla andı
18:54 Ekoloji Kervanı 2'nci gününde: Talana karşı sesimizi yükseltiyoruz
18:50 Reqa'da 2 Kürt genci kaçırıldı
18:46 İHD’nin yeni Eş Genel Başkanları belli oldu
18:36 Devrimci Parti kuruluşunun 10'uncu yılını kutlandı
18:29 Riha'da iş cinayeti: 2 çocuk yaşamını yitirdi
17:54 Kayyımın kapattığı Şamiran Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
17:36 TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi
17:24 Kadınlar barış için buluştu: Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
17:15 Colemêrg-Wan Karayolunda kaza
17:12 Qamişlo'da Abdullah Öcalan için yürüyüş düzenlenecek
16:48 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kadının özgür olmadığı bir toplum demokratik olamaz
16:37 Mûş'ta kar yağışı: 14 köy yolu ulaşıma kapandı
16:34 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası başladı
16:10 Yaşamını yitiren 5 HPG’li için anma
15:48 Kadınlardan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı
15:30 YPG'li Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:47 Beton dökümü sırasında inşaat çöktü: 2 işçi yaşamını yitirdi
14:24 TJA’dan Dîlok’ta ‘şiddetle mücadele’ atölyesi
14:16 Silêmanî’de 25 Kasım’ın startı verildi
14:08 Wan'da Rojin Kabaiş Ormanı oluşturuldu
14:00 Tülay Hatimoğulları: Ey iktidar Dêrsim'den elini çek
13:57 Dêrsim’de miting öncesi kitlesel yürüyüş
13:39 Demirtaş: Eşit ve adil geleceği birlikte kuracağız
13:24 15 yaşındaki çocuktan 3 gündür haber alınamıyor
13:23 11’inci Yargı Paketi’nin bu hafta Meclis’e sunulması bekleniyor
12:47 Şule Çet'in faillerinden Berk Akand tahliye edildi
12:43 Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Süreçten umutluyuz ama AKP yeteri katkı sunmuyor
12:17 OECD'nin sağlık raporunda Türkiye sonuncu
11:20 Jin dergi 'Dêrsim Katliamı'nı kapağına taşıdı
11:07 Riha’da işkence edilen çocuk ağır yaralandı
09:42 İki başarı hikayesi
09:35 25 Kasım Kadın Platformu: Taksim'e isyana çağırıyoruz
09:26 AKP’nin 23 yıllık 'suç' kaydı: En az 8 bin 33 kadın katledildi
09:23 Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor
09:18 'Komisyon İmralı'ya gitmeli, kapılar ardına kadar açılmalı'
09:17 Engelli raporuna rağmen bir bırakıp bir tutukluyorlar
09:15 Wanlı yurttaşlar: Asgari ücret 50 bin TL olmalı
09:05 Metro inşaatındaki göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi
09:04 Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak
09:00 16 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den Colemêrg, Şirnex ve Wan için sarı kodlu uyarı
15/11/2025
22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez