Bahar şenliklerinin engellenmek istenmesi, ardından yapılmak istenen ODTÜ Onur Yürüyüşü sırasında polisin sert müdahalesi ve son olarak sulak ağaçlık alana KYK yurdunun inşaatının başlaması ile gündeme gelen Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) öğrencilerin mücadelesi devam ediyor.  ODTÜ’lüler KYK yurt inşaatı önünde çadır kurarak nöbet eylemini sürdürüyor. Öğrenci topluluklarına yasaklar ve polis şiddetiyle tepkilere neden olan ODTÜ ile ilgili öğrenciler yaşananlar ve bundan sonraki süreçte neler yapacaklarına dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.

 

‘SALDIRI, BİRLİKTE ÜRETME VE PAYLAŞMA ALANINA YAPILDI’

 

Ailesi ile birlikte 22 senedir Ankara’da yaşadığını ve ülkenin politik atmosferinden kaynaklı Siyaset Bilimi okumak istediğini söyleyen 3. sınıf öğrencisi Hazal Göçmen, şunları söyledi: “Üniversiteler üzerindeki baskı sadece ODTÜ ile sınırlı bir durum değil. Bizim gördüğümüz kadarıyla Verşan Kök de AKP iktidarının üniversitelerdeki baskı, eşit özgür bir üniversite ortamını daraltmak, orada kendi politikalarının karşılığını bulmak üzere, belirli alanlar açmak ve üniversite öğrencilerinin bilimsel bir paylaşım çizgisinden, bilimsel bilgi üretiminden uzaklaştırmasını sağlamak üzere aldığı konumun bir sonucuydu. 9’uncu Onur Yürüyüşüne yapılan polis saldırısı da iktidarın üniversite rektörlüğü ile açık bir işbirliği sonucunda gerçekleşti. Oradan çıkan tepkiyle polise ve şiddete karşı tüm öğrencileri bir araya getirdi.”

 

‘İKTİDARIN HEGEMONYASINI KURDUĞU YURTLAR’

 

ODTÜ içerisinde inşaatına başlanılan Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurduna ilişkin de Göçmen, “Erdoğan’ın ODTÜ’de katıldığı bir etkinlik sırasında, rektörün ‘Zati halinizi de yakından ilgilendiren bir KYK yurdu’ olarak söz ediyor” bilgisini paylaştı. Göçmen, “KYK yurtları bütün üniversite öğrencilerinin deneyimlerinden bildiği gibi orada iktidarın, muhafazakar bir gençlik yaratmak üzere kendi hegemonyasını kurduğu ve bu alanlarda şekillendirdiği yurtlar.  Diğer yandan yurdun yapılmak istenildiği alan uygun bir alan değil. Birçok canlının yaşam alanı” şeklinde konuştu.

 

‘MÜCADELE BİRİKİMİ ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇTE DE ETKİLİ OLACAK’

 

Öğrencilerin birçok baskıyla karşılaştığını ifade eden Göçmen, “Bu durum boykot sürecinde tüm fakülteleri, bölümlerinde bir araya getirerek tartışarak alanlara çıkma kararlılığını göstermesine neden oldu. Buradan da önemli bir mücadele birikimi ve deneyimi önümüzdeki süreçler açısından da etkili olacaktır. Oradan doğru da ilerleyen ve o tecrübeyle birlikte kararlılık göstererek bir yol izleyeceğiz. Önümüzdeki süreç, birlikte öğrendiğimiz ve birlikte geliştireceğimiz bir süreç olarak devam edecek” diye belirtti.  

 

‘ODTÜ’YÜ TERCİH ETMEMİN SEBEBİ DAYANIŞMA’

 

Uluslararası İlişkiler 1. sınıf öğrencisi Doğu Barış Çolak ise İstanbul’dan ODTÜ’ye geldiğini ifade ederek, “Bize bir eğitimsizlik vaat ediyorlar. Bize verdikleri şey eğitim değil. Karnımızı doyuracak, kapitalizmi devam ettirecek bir ezberler silsilesi. ODTÜ'de bu durumun farklı olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler ve öğrenciler açısından da beklediğimi buldum” şeklinde konuştu.  

 

‘MUHALEFETE KATLANAMADILAR’

 

Polisin müdahale ettiği ODTÜ 9’uncu Onur Yürüyüşüne ilişkin konuşan Çolak, “Bilindiği gibi Verşan Kök atama bir rektör. Akademinin, öğrencilerin değil iktidarın taleplerini ön plana çıkarıyor. ODTÜ'yü,  iktidarın istediği yönde şekillendirmeye çalışan bir rektör. Öğrencilere düşman olma üzerinden bir otorite kurdu. Meşruiyetini oradan kurmaya çalıştı. Öğrencilerin bir araya gelmesini, ses çıkarmasını istemiyor.  Toplulukların bunu duyurmaya çalışmasını engellemeye çalışıyor. Medya topluluğun kapatılması, şenlik kültürünün bozulmaya çalışılması buna dahildi. Şenlik protestolarından gözü korktu. Okul içerisinde muhalefete katlanamadılar” aktarımında bulundu.

 

‘ODTÜ’NÜN DİRENGEN RUHU’

 

Siyaset Bilimi 2. sınıf öğrencisi İrem Naz Çelik de, “Son süreçte yaşanan onur yürüyüşü ve daha sonrasındaki boykot sürecinde ODTÜ'nün direngen ruhunu kaybetmediğini gördüm. Direngen ruhu tekrar yaşadık. Birlik ve beraberlik gerçekten çok güzeldi” diye aktardı.

 

‘KAYYUM REKTÖR İSTEMİYORUZ’

 

ODTÜ öğrencileri olarak rektörün karşısında olduklarını aktaran Çelik, “Hiç bir şekilde kayyum rektör istemiyoruz. Senatoda da bunun gündeme gelmesini istedik ama henüz bir hareket, açıklama yok” diye belirtti. ODTÜ öğrencileri olarak bu baskı ve şiddete karşı tavırlarının net olduğunu söyleyen Çelik, “Bizler eşit bilimsel demokratik eğitim istiyoruz. Bu hakkımızdan hiç bir zaman vazgeçmeyeceğiz. Gerek polis şiddeti olsun, gerek rektörlük baskısı,  soruşturmalar, cezalar olsun bunlar bizi yıldıramayacak. OHAL koşullarında bile rektörlük bizi toplantıya çağırıp konuşabiliyordu. Ama bu sene hiç bir şekilde pazarlık ortamı sağlanmadı. Kapılar tamamen kapatıldı. Bu sene iktidarın yansıması olan nefret, homofobik davranışlar tabi ki iktidarın kuklası olan rektörlük tarafından bize uygulanmaya çalışıldı. Verşan Kök ODTÜ’ye rektör olamaz, ne iktidarın ne de rektörün değil ODTÜ bizimdir” diye konuştu.