Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle 8 Kasım 2018 tarihinde tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde süresiz dönüşümsüz açlık grevi başlatmıştı. Güven'e destek verdiklerini belirten kadınlar, herkesi bu sese kulak vermeye çağırdı.

 

‘MİLYONLARCA KİŞİNİN İRADESİ’

 

Güven’in milyonlarca Kürdün iradesi olduğunu belirten Cemrecan Haşlamacı, “Leyla Güven hepimizin onurudur. Milyonlarca, kadının, gencin, işçinin halkların sesidir. Bugün gösterdiği iradeyle de eylemi mücadelesi, talepleri meşrudur. Güven’in eylemi herkes tarafından sahiplenmelidir. Onunla dayanışmayı bütün kesimlerin yükseltmesi gerekiyor. Acil olarak dayanışmayı büyütmek, desteği örgütlemek gerekiyor. Herkes Leyla’nın sesi olmalıdır. Leyla’nın sesini, direncini, mücadelesini bulunduğumuz her alana, mahallelere, fabrikalara, evlere taşımalıyız” dedi.

 

‘KADINLAR ÖZGÜRSE ÖCALAN’IN BÜYÜK PAYI VAR’

 

“Leyla için bütün Türkiye’nin ayağa kalkmalı” diyen kadınlardan Herdem Dünder şöyle konuştu: “Leyla’nın yaşaması için her şeyi yapmalıyız. Bu yapılan hakarettir, zulümdür. Bütün Kürtler Leyla Güven’in izinde, yanında olsun. Başaracak olan biz kadınlarız, anneleriz. Biz kadınlar direnmesek erkekler ne yapacak? Her şey annelerin, kadınların elindedir." Artık bu saatten sonra kimsenin gözaltına alınma, tutuklanma kaygısı yaşamaması gerektiğine işaret eden Dünder, Güven'in tüm herkes için eylemde olduğunu belirterek, "Biz Kürt kadınları bu kadar özgürsek, direnebiliyorsak Öcalan’ın bunda büyük payı var. İşte tam da bu yüzden kadınlar olarak daha çok direnmeliyiz” dedi. 

 

‘TEK İSTEĞİM BARIŞIN SAĞLANMASI’

 

Türkiye’de yaşanan savaşta çocuğu ve kardeşini kaybettiğini dile getiren Kadife Karatekin, “Tek istediğim barışın sağlanmasıdır. Öcalan 20 yıldır cezaevinde ailesiyle görüşemiyor. Biz artık haklarının iade edilmesini istiyoruz. Açlık grevinde olan tutsakların yaşaması için acil olarak Öcalan’la görüş sağlansın. Bugün kim ben Kürd'üm dese cezaevine alınıyor. Buna bir son verilmelidir” diye ifade etti.

 

‘ÖCALAN'LA TÜRKİYE’DE BARIŞ SAĞLANIR’

 

Tek isteğinin tecridin kaldırılması olduğunu belirten Raife Döner, “Leyla Güven yaşasın istiyoruz. Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Biz artık Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz. Bu bizim en temel talebimizdir. Yüzlerce insan onun için açlık grevindedir. Öcalan özgür olursa Türkiye’de savaş durur, katliamlar yaşanmaz, barış sağlanır. Bizler özgür oluruz” dedi.

 

Fatma Tosun da Leyla Güven'in bir kadın olarak bu kadar direnmesinin kendisine onur verdiğini söyleyerek,  "Bunu ancak halklar sağlayabilir yoksa hükümetten umudum yok" dedi. 

 

‘TECRİDİ KIRMAMIZ GEREKİYOR’

 

Leyla Güven’in talebinin karşılanması durumunda büyük bir başarı elde edileceğine değinen Dilan Saçar şunları ifade etti: “Tecrit kırarız, faşizmi kırarız. Belki insanlara umut oluruz. İnsanlar geleceğe daha umutlu bakabilir. İnsanlık koşullarının oluşması için bu tecridi kırmamız gerekiyor. Leyla Güven'in talebi bizim talebimizdir. Tecridi tüm toplum üzerinde görebiliyoruz. Psikolojik olarak hepimiz bu tecridi yaşıyoruz. Bunu kırmamız gerekiyor. Korkmamalıyız. Hiçbir şekilde korkmamalıyız. Faşizmi yıkacağız ve umutlu olmamız gerekiyor. Gerçekten umut dimdik ayakta.”

 

‘LEYLA GÜVEN’E EL UZATMALIYIZ’

 

Leyla Güven’in bir kadın olarak Öcalan üzerindeki tecride tahammül edemediğini ve bu nedenle açlık grevi eylemini başlattığını hatırlatan Muhsine Saçan da, tüm herkesi bu direnişe destek vermeye çağırdı. Saçan, "Çünkü bu tecrit hepimize uygulanan bir tecrit. Eğer biz başarılı olursak Öcalan üzerindeki tecridi kırarız” ifadesinde bulundu. 

 

‘AÇLIK GREVİNDEKİLERİN DURUMU KRİTİK AŞAMADA’

 

Tecride karşı yeterince ses çıkarılmadığına dikkat çeken kadınlardan Havva Öğün ise “Leyla Güven bugün canını ölüme yatırmış. Açlık grevindekilerin durumu kritik aşamaya geliyor. Buna er ya da geç cevap vermek zorundalar. Artık ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz. Başka çaremiz kalmadı. Sokağa çıkıyoruz, tutuklanıyoruz, öldürülüyoruz. İnsanlar yurtdışına gidiyor, dağa gidiyor. Zulümden kaçıyor insanlar” diye konuştu.