Mehmet Altan: Siyaset demokratikleşmeden sorunlar çözülmez

img

HABER MERKEZİ - Gazeteci-yazar Mehmet Altan, Türkiye'de ırk, din ve mezhep üzerinden siyaset yapıldığına işaret ederek, "Siyaset kurumu demokratikleşmeden Türkiye'nin kendi sorunlarını çözme imkanı yok" dedi. 

Barış ve Demokratik Toplum Süreci'yle birlikte yerel yönetimlerin durumu bir kez daha gündemde. Özellikle Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'na dair tartışmalar yürütülüyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Türkiye'nin şarttaki şerhlerini kaldırarak, daha güçlü bir yönetim modelinin hayata geçirilmesi gerektiğini savunuyor. CHP de yerel yönetimlerin güçlendirilmesini isterken, AKP ve etrafındaki partiler bu konuda renk vermiyor.
 
Gazeteci-yazar Mehmet Altan, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nın önemi ve Türkiye'nin bu konudaki çekincelerine dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı neyi ya da neleri öngörüyor? 
 
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Avrupa Konseyi tarafından imzaya açılan bir metin. Yerel yönetimlerin, merkezi otoritede daha özerk ve bağımsız olmasını amaçlayan anlaşmadır. Bu anlaşma üstelik 15 Ekim 1985’te kabul edilmiş. Avrupa Konseyi'nde Ekim ayında da 40. yılıyla ilgili bir toplantı yapıldı. Yani Avrupa Konseyi'nin kendi üyesi ülkeler için öngördüğü bir demokratikleşme üzerinden 40 yıl geçmiş. Biz o 40 yıl içinde hala bunu nihai hale getiremedik, tartışıyoruz. Bir kısmımız bundan endişe duyuyor, yönetim bazı maddelerine şerh koyuyor. 
 
Anlaşmanın yerel yönetimler açısından önemini biraz daha açar mısınız? Yerel yönetimler ve özerklik ilişkisi bu anlaşmada nasıl yer alıyor? 
 
Yerel yönetimler aslında demokrasinin temelidir. Bunu uygulayanlar var, uygulamayanlar var. Yani ülkelerin bünyeleri ve yaklaşımlarıyla bağlantılıdır. 46 üye ülkeden 30 ülke bunların kimi maddelerine şerh koymuş. Oturduğum yerdeki yaşam şartlarımı, idare biçimimi ve taleplerimi birebir şekillendirebilecek bir mekanizma kurulmasıdır (Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı). Oturduğum, çalıştığım ve yaşadığım bölgenin mali idaresinin nasıl yönetileceğini, ne yapılacağını, neyin istediğimize göre olup olmadığı... belediyeyle ilişki içinde olan insanların kendi taleplerinin doğrudan yansıtılması ve bunu denetlemesidir. En güzel örneği İngiltere'dir. İngiltere'de yerel yönetim demek yerel hükümet demektir. 
 
 
Yerel yönetimler aslında demokrasinin temelidir. Biz, bizi kim yönetecek diye bakıyoruz. Nasıl yönetecek diye bakmıyoruz.
 
Kademe kademe ülkelerin yapılarına göre, demokrasiyle ilişkilerine göre şekillendirdiği bir anlaşma. Biz de bu anlaşmayı kabul ediyoruz. 21 Kasım 1988'de Türkiye imzalıyor. 9 Aralık 1992'de Meclis’te onaylıyor. 1 Nisan 1993'de yürürlüğe giriyor. Şimdi özerklik şartı da 40 yıl önce olmuş. Biz hala öyle mi olsun böyle mi olsun diye tartışıyoruz. 1985'deki bu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'ndan uzağız, burada hep bir korku var. 
 
Temeli şu; sen insanı en kutsal sayıyor musun? Yeryüzünün en kutsal canlısı insan mı? Eğer insansa onu nasıl yönetileceği önemli mi, değil mi? Biz, bizi kim yönetecek diye bakıyoruz. Nasıl yönetecek diye bakmıyoruz. Halbuki bütün bu kararlar bir şekilde insanların çok daha iyi yönetilmesini sağlayan kurallar. Bu şart, yaşadığın bölgede senin kendine uygun daha nitelikli bir yaşam oluşturman için yaptırım gücünün artmasıdır. 
 
Siyaset bizde ne kadar geriden geliyor onu da göstermek istiyorum. Toplumun da taleplerinin çok gerilerden geldiğini görüyoruz. Niye buna tereddütlü bakıyorsun? Bizi bölecek, parçalayacak, onu yaparım, yapmam falan… Niye anlaşmalarına uygun bir toplum yaratamıyoruz? Bunun önündeki engel, baskı ya da korku ne? Onu bir analiz et. 
 
Bu "geriden gelme" durumunun temel sebebi nedir? 
 
Çünkü biz de vatandaşlık tanımı yok. Irk, din, mezhep üstünden siyaset yapılıyor. Herkes birbirine ırk, din, mezhep üstünden bakıyor. Halbuki devlet dediğin şey, hukuksal bir ilişkidir. Yani benim hükümlüklerim ve haklarım nedir? Bu vatandaşlık tanımdır. Hukuksal bir tanımdır. Ama vatandaşlık nedir dendiği vakit “Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım” yerine, “Kürt'üm, Müslümanım, Aleviyim, Sünniyim” böyle laflar geçiyor. Bu toplum, mesleği olan bir toplum değil. Hukuk nosyonu gelişmiş bir toplum değil. Birey-devlet ilişkilerinin hukuksal çerçevesini doldurmuş bir toplum değil. Mesleği, bilinci, üretkenliği, eğitimi gelişmemiş; sadece anneden babadan doğduğu yerden tevarüs ettiği kimlikleri hayatının en önemli özelliği olarak kabul eden bir toplum. Henüz vatandaşlık noktasına gelememiş sayılır. 
 
Bu durumu aşacak şey nedir? 
 
 
Bu ayrımların çoktan aşılması lazımdı. Bunları aşacak şey temel hak ve özgürlüklerdir. Irk, din ve mezhebin dışında insan olmadır.
 
Bu ayrımların çoktan aşılması lazımdı. Bunları aşacak şey nedir? Temel hak ve özgürlüklerdir. Bizim ortak özelliğimiz ne? Irk, din, mezhebin dışında insan olmadır. Temel hak ve özgürlükler nedir? Dünyanın evrensel hukukunda, eğer ben insansam devredilemez. Doğumdan ölüme kadar haklarım var. Siyaset bunu böyle yapmıyor. Bir de Türkiye Cumhuriyeti Türk, Müslüman, Sünni kimliğini vatandaşlık yerine ikame etmiş. Bu büyük sıkıntı çıkartıyor. Biz bugün vatandaşın kimliğine körüz. 
 
Türkiye koşullarında bu mümkün mü? 
 
Mümkün tabi. Eğer bir şey yaparsan, buna göre koşturursan olur. Ama bundan yarar sağlayamıyorsun. Siyaset niye "insan" vasfını öne çıkardığı vakit kaybediyor? Siyaset çok geri bir şey ya… Bu rejimi ayakta tutan siyaset kurumudur. Şimdi 600 kişi oraya (Meclis) giriyor. Anayasa için yemin ediyor. Anayasa Mahkemesi’nin kararı uygulanmadığı için bir milletvekili içeridedir. Bu siyaset kurumunun demokratikleşmesi lazım. Yani bu bölgesel özerklik şartı kadar önemlidir. Siyaset kurumunun demokratikleşmemesi halinde Türkiye'nin kendi sorunlarını çözme imkanı yok.
 
"Üniter devlet yapısını korumak" gerekçesi, Türkiye'nin şerhlerinin gerekçelerinden biri olarak gösteriliyor. Anlaşma, üniter devlet yapısından vazgeçmeyi mi gerektiriyor?
 
Üniter devleti "toprak bütünlüğü" olarak zannediyorlar. Üniter devlet, bir idari mekanizma biçimidir. Üniter olmadığı vakit federal olursun. “Üniter olmazsak, bölüneceğiz” demek aslında temel kavramlardaki zafiyetten geliyor. Üniter devletin alternatifi, farklılığı federaldir. Almanya federaldir. Ayrıca federal olmak için çok gelişmiş bir toplum olmak lazım. Üniter lafını "toprak bütünlüğü" ile eş anlamlı, aynı kelime zannedersen burada bir kere başlangıçta bir kavram boşluğu oluyor. Ama "üniter olmayalım" demek, toprağımız bölünsün demek değil. Yönetim biçimimizde farklılıklara gidelim demektir. “Üniter toprak bütünlüğüymüş” gibi kullanıyorlar. Hiçbir alakası yok. Ben çok önemli bir yöneticinin konuşma metinlerini yazan birisine rastlamıştım. O dönem metinlerini yazdığı kişi başbakandı. Ya üniteri "toprak bütünlüğü" zannediyor. Kavramlarla konuşuyoruz. Kullandığın kavramı tanımlayamıyorsan bilmediğin bir şey söylüyorsun demektir. 
 
 
Üniter devleti "toprak bütünlüğü" zannediyorlar. Üniter devlet, bir idari mekanizma biçimidir. Geleceğin kalmamışsa, umutsuzsan bu bölünme değil mi?
 
Türkiye'de en büyük zaaf kullandığın kavramları tanımlamadır. Üniter devlet, federal devlet, bölünme... Gelir dağılımı adaletsizliğinin en fazla olduğu ülkeyiz. Gelir dağılımı adaletsizliği açısından bölünmüşüz. Yani pastanın yarısını yüzde 5 alıyor. Yarısı yüzde 95'e kaldıysa bu zaten ekonomik olarak bir bölünme değil mi? Yüzde 70'i asgari ücret ne olacak diye bekliyorsa bu bölünme değil mi? Aynı zamanda geleceğin kalmamışsa, umutsuzsan bu bölünme değil mi? 
 
Özgürlükleri ve refahı geliştirmek lazım. Özgürlükler gelişmiş mi, hukuk gelişmiş mi, refah gelişmiş mi? Kişi başına gelir gelişmiş mi? Türkiye demokrasi endeksinde 102. sırada. Bu yeni dönem başlamadan evvel hukukun üstünlüğü endeksinde 117'dik, bir düştük, 118 olduk. Ama gelir dağılımında faciayız. Yolsuzlukta da şampiyonuz. Yolsuzluk endeksi algısında 107'yiz. Dünyanın en büyük 17. ekonomisi olan Türkiye demokrasi endeksinde 17’nci değil ki 17’de iyi bir sıra değil. Niye hukukun üstünlüğü endeksinde 17’nci değil? Yolsuzluk algısı endeksinde niye bu kadar şampiyon? Şimdi temel meseleleri, uyuşturucuyu, mesleksizliği konuşmayıp, siyaseten bölüneceğiz! Ya korkular üstüne kurulmuş bir yer burası. Siyaset bu işi çok seviyor. 
 
Türkiye’nin şerh koyduğu maddeler var ama şerh koymadığı maddeler de var. Türkiye şerh koymadığı maddelerin gereğini yapıyor mu?
 
Daha kayyımı aşamadık. Anayasasını uygulamıyor. Devletin anayasası yoksa varlığı yoktur. Mahkeme, anayasayı ilga ediyor. Şimdi böyle bir yerdeyiz. Yani Avrupa Konseyi, anlaşma, insan, yönetim... kendi meşru varlığını inkar eden bir yönetim ve zihniyet anlayışı var. Avrupa Konseyi anlaşması (özerklik şartı) çoktan aşıldı. Hukuk aşıldı. Yani hukuk istemeyin, uluslararası anlaşmaların uygulanmasını istemeyin... Oh rahatladık! Oraya gelmemek lazım. Ama ilk önce bunun ön talebi anayasanın uygulanmasıdır. 
 
Kayyım sistematik olarak sürüyor. Bunun önünü açan nedir? 
 
Oraya bir “terör” kavramını koydular. Cumhuriyet Halk Partisi, bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürmedi. Demokrasilerde her zaman teyakkuz halinde olmak lazım. Sen bunu sessiz geçiştirirsen sonra o bir yerde uygulanıyor. Niye mesela Cumhuriyet Halk Partisi o sırada gidip "bu böyle (itiraz)" demedi. Neden ses çıkarmadı? Mahkeme kararı olmadan bir adama “terörist” dersen, siyasi idareyle olacak iş mi bu ya? Çok ağır bir suçlamadır. Demek ki parlamento demokratik bir yapılanmanın cevvaliyeti, uyanıklığı içinde değil. Neden? Siyaset kurumu demokratikleştirilmeden Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşmesi mümkün değil. 
 
Türkiye'de nasıl bir yerel yönetim anlayışı var ya da bir yerel yönetim anlayışı var mı?
 
Biz siyaseten kimin nereye seçileceğini konuşuyoruz. Ankara'da kim nereye seçilecek? Kim belediye başkanı olacak? Kim cumhurbaşkanı olacak? Kendi yaşamımızı yok sayıyoruz. “Ben değerliyim ve önemliyim. Yaşadığım kalite önemlidir” dediğim vakit en önemli şey yerel yönetim olur. Çünkü hayatın orada geçiyor. Biz çamur içinde yürüyüp "Ankara'da kim cumhurbaşkanı olacak?" diye konuşuyorsak, ben önemli değilim demektir. Kim olursa olsun bana ne? Yerel yönetim "Ben değerliyim, önemliyim, yaşamımın kalitesi önemlidir" diyen bir halk için en önemli şeydir. Yerel yönetim onun için demokrasinin temelidir. Neden? İnsan en kutsal canlı ise, yaşam şartları, yaşadığı bölge ve şartlar hayati ise yerel yönetim de birinci derecede önemlidir. 
 
Devlet bir hizmet mekanizmasıdır. Parasını biz veriyoruz. Nasıl veriyoruz? Vergilerle. Peki, denetleyebiliyor muyuz? Şimdi yerel yönetime, yaşadığım şey pırıl pırıl olsun diye para veriyorsun değil mi? O para nereye gidiyor diye denetliyor musun? Cumhuriyet Halk Partisi yeni program yapmış. “Doğal afet olmayınca ihaleleri 21 B'ye göre vermeyeceğiz” ifadeleri yer almış. Peki bugüne kadar vermediniz mi? Yani 21 B'ye göre mi veriyor. Hepsi istediği adama ihale veriyor. İhale ne demek? Kamu parası. Peki en verimlisi, en değerlisi, en üretkeni o ihaleye verdin mi? Adıyaman depreminde bütün binalar yıkıldı. Bir tek Komegana Kültür Merkezi ayakta kaldı. Çünkü parasını Avrupa Birliği vermişti ve oranın inşaat mevzuatı Avrupa Birliği'ne göre oldu. 
 
Sen belediye vergisi veriyorsun, o nasıl kullanıyor? İhaleyi nasıl veriyor? Bunları denetleyeceğiz. Denetlediğim vakit tıkır tıkır bu işler gitmeye başlıyor. Çünkü diyorsun ki "onu veremezsin, edemezsin", demokratik denetim çıkıyor. Verginin peşine gitmediğin vakit siyasi laf olarak kalıyor, hayata geçmiyor. Vergiye, ihaleye, kamu parasının nereye harcandığına bakmak lazım. Buralardan çok uzak bir mekanizma var.
 
Farklı kimlikler, kültürler açısından yerel yönetim anlayışı nasıl olmalı? Yerel yönetimler demokratikleşme nasıl sağlanır?
 
Zergan Deresi'nin pırıl pırıl akmasını sağladığın vakit bu olur. Zergan Deresi'nin temizlenmesi için çok peşinde koştum? Çünkü bir simgeydi. Zergan Deresi pırıl pırıl aksın diye demokratik hakkını kullanan bir kesim olması lazım orada. Kızıltepe halkının, Diyarbakır halkının, İstanbul halkının, Kadıköy halkının yaşam koşullarını... Nerede oturuyorsan, verdiğin paranın karşılığını sorduğun vakit demokratik olarak hepsi gelir. Türkiye'nin kendi siyaset kurumunun, kavga rejiminin demokratikleşmesi lazım. Ama toplumun da bunu talep etmesi lazım. Bu, vergiyi denetlemekle başlıyor. 
 
 
Zergan Deresi pırıl pırıl akarsa demokraikleşme olur. Demokratik havalandırmaya ihtiyaç var. Türkiye çürüyor, çürüme hızlandı. 
 
Yaşadığın yerde "Ya bu bana yaraşır bir yer değil. Bunun düzeltilmesi gerekir. Bunun parasını ben veriyorum" diye sormak lazım. Siyasetçinin sadece siyasi iktidar kavgası değil, toplumun niteliklerini daha üst düzeye çıkaracak, bir talebin de sözcülüğünü yapması lazım. Türkiye Balkan Savaşları gibi. Siyasi kavgalarla, iktidar el değiştirmesiyle hallolabilecek bir yeri geçtik. Çok ağır bir çürüme var. Başa çıkılamaz bir süratle bu çürüme devam ediyor. Ama siyaset kurumu çürüyünce kim bizi kurtaracak? Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı niye 40 yıldır uygulanmaz? Anayasası -ki o askeri anayasa- şimdi bunu da arıyoruz. Niye Zergan temizlenmez? Niye kendimize değer vermeyiz? Niye siyaset bunu bahane edip de sınıf atlayanların tekelinde kalır? Hepsini birarada görmek lazım. Kim gelirse gelsin o rejim aynı kaldıkça değişmiyor. O zaman çok temelden bir demokratik havalandırmaya ihtiyaç var. Çünkü Türkiye bu krizde çok ağır bir yere geldi. Çürüyor, çürümesi hızlandı. Bu eski laflarla, şunlarla, bunlarla öyle bir şey değil.
 
Türkiye nasıl demokratikleşir? 
 
Strazburg'a git iki dil vardır. Anadili farklıysa kendi vatandaşına uygun hareket et, bunlar sorun değil. Bunlar Türkiye'de sorun. Norveç'te yeni bir eve taşındın, 3 gün içinde internet bağlanmazsa temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmiş sayılıyor. Temel hak ve özgürlükler, her türlü ihtiyacın devlet tarafından giderilmesi demek. Anadilinle konuşmak ihtiyaç bile değil, en doğal şey. Düşünce, ifade, barınma, güvenlik hepsi temel hak. İnsanım ve insan olarak yaşayabilmem için bunlara ihtiyacım var dediğin her şey temel hak ve özgürlüktür. Şimdi bunları bölüp, ırk, din ve mezhep konuşuyorsun. "Bunu konuşamazsın. Bu haindir, bu gayrimüslimdir, bu Müslümandır, bu Sünni'dir, bu Alevi'dir..." Bunların aşıldığı yerde başlıyor siyaset. Bizde siyaset oraya gelemiyor. İnsan haklarının bir bütün olarak kabul edilmemesinden nemalanıyor. Devlet de bunu uygulamıyor.
 
Yarın: GABB Eşbaşkanı Neslihan Şedal'dan 'yerele yetki' önerileri
 
MA / Berivan Altan

Diğer başlıklar

26/12/2025
15:41 Şirnex’te ağaç kıyımının üstü brandayla örtülüyor
15:15 ABD'den Nijerya'ya DAİŞ operasyonu
15:12 Katliamın üzerinden 14 yıl geçti: Roboskî süreç açısından turnusol kağıdıdır
14:39 Adana'da 4 Ocak mitinginin çalışmaları için start verildi
14:34 Leyla Zana'ya saldırı ve hakaretlere suç duyurusu
14:13 Emeklilerden asgari ücret protestosu
13:54 Katliamların aydınlatılması için hukuki düzenleme ve komisyon talebi
13:53 Tutsaklara yeni yıl kartı
13:52 Humus’ta camide patlama: 3 ölü, 5 yaralı
13:28 ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep edildi
12:43 Yolda önlem alınmamasına tepki: Hakkari’de ölüm var!
12:32 4 Ocak mitingine çağrı: ‘Umut hakkı’nı savunmak, barışı savunmaktır
12:30 DTSO Meclisi’nden çağrı: Barış ve ekonomi için somut adım şart
12:27 Nihal Ay’ın taziyesine kitlesel ziyaret
11:25 Enflasyonun düşeceğini bekleyenlerin oranı düştü
10:50 AİHM İmamoğlu dosyasını ‘öncelikli’ inceleyecek
10:16 Buca Belediyesi işçileri yeniden iş bıraktı
09:59 Süreç anketi: 'Umut hakkı' talebi yüzde 71 oranında
09:43 Karasu: Kürt halkının iradesinin dikkate alınması gerekiyor
09:20 Mazlum Ebdî Şam’a gidecek
09:17 Doğum izni düzenlemesi: Kadınların hayatını zorlaştıracak
09:17 Edebiyat, folklor, bilim ve direnişin sesi: Sehîdê Îbo
09:15 Kadınların talepleri 'yetersiz elektronik kelepçe' gerekçesiyle reddediliyor
09:14 Wan Barosu Cezaevi Komisyonu'ndan Kaya: Süreci sabote etmek isteyen hapishane ve yönetimleri var
09:13 Yazar Tunç: Mereş'te yaşananlar soykırımdı, devlet yüzleşmeli
09:13 Sanatçılar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için miting alanını dolduralım
09:07 Gaxan'ın bu yılki gündemi: Demokratik toplum ve barış
09:06 Dumlu'da tutsaklara sistematik şiddet
09:01 İnsan hakları ve yargı açısından garabet bir yıl geride kaldı
09:00 Avrupa yıl boyunca Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı
09:00 26 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:49 Çok sayıda kent için kar ve sağanak uyarısı
08:40 Futbolda bahis soruşturması sürüyor: 29 kişi hakkında gözaltı kararı
08:32 Colemêrg'de bir araç Zap Suyu'na yuvarlandı
08:30 Asgari ücret artışı Resmi Gazete'de yayımlandı
25/12/2025
23:55 Selim Sadak’ın hayati riski sürüyor
23:17 Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı
23:13 Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti
21:34 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka sürüyor
21:25 Asgari ücrete tepki: Geçim artık imkansız
20:56 Boş dairede bir kadın hayatını yitirmiş halde bulundu
20:17 Pulur’da Gaxan kutlandı
20:12 Aralık ayı katliamları yürüyüşle protesto edildi
19:37 Minbic’te 1 çocuk katledildi
19:35 İsrail Lübnan’da aracı hedef aldı: 2 ölü
18:54 DEM Parti İzmir Kadın Meclisi: Leyla Zana onurumuzdur
18:41 Geçiş hükümetine bağlı gruplar bir çocuğu katletti
17:35 Mazlum Alas'ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:14 İran Kürt yurttaşa idam cezası verdi
16:47 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
16:40 Emeklilerden iktidar protestosu: Bu iktidar sermayenin iktidarıdır
16:38 Nihal Ay'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:33 Pêrtag Belediyesi, GES kurulması için 350 dönümlük araziyi kiraya verdi
15:20 Mazlum Ebdî: Entegrasyon noktasında ortak anlayışa varılmıştır
15:04 MED TUHAD-FED: İstasyon Meydanı'nı barış meydanı yapalım
14:45 Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu
14:44 'Ajanlaştırma baskısına' karşı mücadele vurgusu
14:36 Ayşegül Doğan: Türkiye Suriye’de yapıcı rol oynamalı
13:36 İslami Araştırmalar Federasyonu eşbaşkanları seçildi
12:46 Eğitim Sen: Şiddeti çözmek uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkün
12:12 DEM Parti'den Leyla Zana'ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu
12:10 Mêrdîn'de Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı
11:47 Wan'lı yurttaşlar: Devlet adım atsın
11:35 Libya heyetini taşıyan jete ilişkin yeni detaylar
11:16 Abdullah Öcalan: Demokratik İslam, Medine Vesikası’nın ruhuna dönmektir
11:09 Fenerbahçe Başkanı Saran adliyeye sevk edildi
11:00 Tülay Hatimoğulları: Kürt meselesi herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir
10:48 Riha’da ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı
10:32 70 yaşındaki gazeteci 70 gündür direniyor
09:37 Kadınlara 4 Ocak çağrısı: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü haykıralım
09:30 Kriz, toplumsal çöküş ve direniş: Zibechi'den alternatif bir dünya okuması
09:28 Ercan Yılmaz: Meclis’e sunulan raporlar meseleyi çözme noktasında eksik
09:23 Bastonuyla açtığı çukurlara ‘umut tohumlarını’ ekti
09:21 Ekonomist Döğüş: Asgari ücret yoksulluk sınırına göre tanımlanmalı
09:19 'Cezaevlerinde sürece provokasyon' uyarısı
09:17 Kadın balıkçılar 120 gündür balık çiftliği nöbetinde
09:09 Hastanedeki ‘hukuksuzluğa’ dava açacak savcı arıyor!
09:06 GABB Eşbaşkanı Neslihan Şedal: Yerele yetki ülkeyi bölmez, bütünleştirir
09:02 İran ve Rojhilat'ta 2025: Tarihi bir kırılma yılı oldu
09:00 25 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:37 Meteoroloji'den çok sayıda il için uyarı
24/12/2025
23:53 Paris'te katledilenler anıldı: Avrupa gerçeği açığa çıkarsın
22:47 Nijerya’da camide patlama
20:46 Kadın Emeği Almanağı'nın sergisi düzenlendi
20:27 Sadettin Saran tekrar gözaltına alındı
19:42 QSD: 6 DAİŞ’li yakalandı, bomba yüklü araç etkisiz hale getirildi
19:37 Şehitler Mağarası’nda 33 yıl sonra ilk anma
19:29 KHK eyleminde asgari ücret tepkisi
19:23 Asgari ücret protestosu: Bu sömürü düzenine mahkum değiliz
19:19 CHP’li Alp’ten CHP’li Dikbayır’a: Kürtlerin inkarı çoktan tarih oldu
19:13 11’inci Yargı Paketi itirazlara rağmen kabul edildi
19:08 Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılmasına tepki
18:34 7,5 aylık bebeğin darp edildiği ortaya çıktı
18:30 Aralık ayı açlık sınırı 30 bin 665 lira
18:27 Mereş Katliamı anması: Yüzleşmeden barış olmaz
18:19 Netayahu’dan Gazze’ye saldırı tehdidi
18:16 Depremde can kayıplarında sorumluluğu olanlara tahliye yok
18:08 11'inci Yargı Paketi görüşmeleri: 'Kürtler annesini görmesin' paketidir
17:38 Zonguldak'ta 2 kadın katledildi
17:31 Okul bahçesinde araç çarpan çocuk yaşamını yitirdi
17:14 Geçiş hükümeti ateşkesi ihlal ediyor
17:01 Şam’a bağlı güçlerin Halep’te katlettiği kadın son yolculuğuna uğurlandı
16:48 Sidar Amed'in yaşamını yitirdiği açıklandı
16:35 Erdoğan'dan CHP'ye rapor eleştirisi: Çözüme dair hiçbir reçeteleri yok
16:18 ABD’den Venezuela’ya askeri müdahale hazırlıkları: Kuşatma sürüyor
16:17 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Rapor barışın hukuksal altyapısını oluşturmalı
16:15 Gazeteci Aykol'un sağlık durumunda değişiklik yok
16:02 Kurtulmuş’tan ‘süreç’ uyarısı: Türkiye kuşatılmaya çalışılıyor, çok vaktimiz kalmadı
15:57 Hakan Fidan Hamas Heyeti ile görüştü
14:47 Tahliyesi 15 ay ertelenen tutsağın durumu Meclis gündemine girdi
14:29 Rapor: Pişmanlık dayatması ve süreç sorularıyla tahliyeler erteleniyor
14:19 Panos'da taziyeye kitlesel ziyaret
14:12 Asgari ücret 'zammı' protestosunda ortak mücadele çağrısı
13:35 Meclis Komisyonu’nun çalışma süresi 2 ay uzatıldı
13:27 Ev baskınında Kürtçe konuşan anne darp edildi
13:08 Kürt Sanatçılar Birliği'nden 'Umut ve Özgürlük' mitingine çağrı
11:59 Şirnex'ta ev baskınları: 3 gözaltı
11:46 Alman Sosyolog Treiber: ‘Demokratik entegrasyon’ ilkesi nesnel koşullara uygundur
11:30 AYM’den tutsakların görüşmelerinin kaydedilmesine ihlal kararı
11:26 Komisyon çalışma süresinin uzatılması için toplandı
11:07 Libya heyetini taşıyan uçağın ses kayıt cihazına ulaşıldı
11:04 Kürtçe savunmaya engel: Mahkememde Türkçe konuşacaksınız!
11:01 'Umut ve Özgürlük mitingi demokratik çözümünün başlangıcı olacak'
10:40 Aldar Xelîl: HTŞ, BAAS rejiminin farklı bir versiyonudur
10:36 DEM Parti MYK toplandı
10:13 Döviz güne nasıl başladı?
09:53 Uyuşturucu operasyonu genişletildi: 22 kişi hakkında gözaltı kararı
09:49 Suriye belirsizlikle 2026 yılını karşılıyor
09:37 Fenerbahçe Başkanı Saran’ın uyuşturucu testi pozitif çıktı
09:35 Asgari ücreti protesto ederken gözaltına alınan gençler serbest
09:21 Verilmeyen suyun faturası yüksek kesildi!
09:20 Mehmet Altan: Siyaset demokratikleşmeden sorunlar çözülmez
09:17 Gülcan Kaçmaz Sayyiğit: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
09:02 Gençler 'sosyalist toplumda gençliğin rolünü' tartışacak
09:00 24 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:59 ‘Düşen’ uçakta Libya Genelkurmay Başkanı dahil 8 kişi öldü
08:34 ‘Değerli kağıtlara’ yüzde 19 zam
23/12/2025
23:59 Halep’de ki saldırılar Winterthur’da protesto edildi
23:53 Libya heyetini taşıyan jetin enkazına ulaşıldı
22:22 Fidan konuşurken basın toplantısı bitirildi
22:16 Libya Genelkurmay Başkanı'nın olduğu jet ile bağlantı kesildi
21:44 'Asgari ücret 28 bin, sarayın günlük harcaması 58 milyon lira'
21:09 QSD'den DAİŞ operasyonu: 3'ü öldürüldü, 5'i yakalandı
21:06 Asgari ücreti protesto eden gençlere gözaltı
21:02 Depremzedeler yargı paketi geçmeden nöbeti bitirmeyecek
19:53 Kayyımın işten çıkardığı 223 işçi: Direnişimizi büyüteceğiz
18:48 2026 asgari ücreti belli oldu!
18:27 Mereş Katliamı anması: Faillerle yüzleşme sağlanmadı
18:25 İsrail Lübnan komutanını öldürdü
18:23 Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nden Koma Amed açıklaması