İZMİR - İzmir'de düzenlenen "İslam'da Barış ve Demokratik Toplum" konulu panelde, barışın İslam'daki yeri tartışılarak, barış sürecine sahip çıkılması gerektiği vurgulandı.
İzmir Din Alimleri Derneği, "İslam'da Barış ve Demokratik Toplum" konulu panelini Buca'da bulunan dernek binasında düzenledi. Panelin gerçekleştiği salona “Eger ew nêzikê aştîyê bibin tu jî nêzîkê wan bibê û xwe bispêre xwede. Teqez ew hemû tiştî dibihîze û dizane” pankartı asıldı. Panelde ilahiyatçılar Perva İnal, Dr. Abdullah Sağır ve Dunyasever Mendelkani panelist olarak yer aldı.
Barışın, insanın kök değeri olduğunu belirten Perva İnal, hangi inançtan olursa olsun barışın insanlığın ortak hakikati olduğunu söyledi. Sürekli olarak barışın inşa edilmesi gerektiğini ifade eden Perva İnal, "Barış iki şekilde mümkün olmuştur. Hakikatle yüzleşme ve onurlu yüzleşme. İslam'ın barış anlayışı da bu iki şey üzerine kuruludur. Barış İslam geleneğinde sadece bir ahlak tavsiyesi değil, toplumsal hukuk normudur. Barış toplumun yarasını sarmak, ilişkileri iyileştirmek ve toplumsal dokuyu tanır. İslam'ın sunduğu barış modeli, topluma şunları sunuyor; farklılıklarımızı tanıyarak birbirimizle barış içinde yaşayabiliriz. Rojava örneği çok güzel bir örnek. Farklılıklar bir arada yaşayabiliyor. Demek ki olabilecek bir şeydir. Barışa katkı sunacak ne sadece siyasi ne de dini dil olabilir. Dil insani olmalıdır. Biz ortaklaşa bir kararla barış için mücadele ediyoruz. Barış kolay bir şey değil. Barış cesaret işidir. Barış aktif bir kavramdır. Barışın güzelliğini, ne denli gerekli olduğunu anlatmamız gerekiyor. Hepimizin üzerinde bir farzdır. Bu cesaret bir ideolojiye ait değildir. İnsana aittir. Bu toplumda kim olursa olsun barışın kıymetini biliyor. Ortak bir gelecek için kimlikleri tanımaya, adaletli olmaya, empati kurmaya hazır olalım. Bu iradenin hepimizde olduğuna yürekten inanıyorum" dedi.
'SÜRECE SAHİP ÇIKARSAK OLUMLU SONUÇLANACAKTIR'
Ardından konuşan Abdullah Sağır, din alimleri olarak barış sürecine destek sağlamak istediklerini dile getirerek, "Allah bu barış sürecinde Kürtleri ileri taşısın. Adalet olmazsa, barışta olmaz. Peki Adalet nedir? Herkesin hakkı teslim edilmelidir. Bu dünyada sadece biz yokuz. Diğer dünyada yanımızda diğer yaratılanlarda olacaktır. Adalet olmazsa hem bizler hem de diğer yaratılanlar birçok sorun yaşarız. Ekolojik sistem bozulursa insanlıkta büyük bir zarar görür. Dünya da bu konuda büyük bir kriz yaşanmaktadır. Adalet, başta insanların arasında oluşturulması lazım. Kadın ve erkek arasında adalet sağlanmalıdır. Ev içinde adalet sağlanmalıdır. Eğer ki ev içerisinde adalet sağlanırsa orada huzur olur. Öncelikle adaleti kendi evimizde sağlayalım. Kız erkek çocuklarımıza fark koymamalıyız. Bu süreç de irademiz ve sahip çıkmamızla olumlu sonuçlanacaktır. Sadece teori ile kalmaması lazım" diye belirtti.
'NEDEN YOK SAYILIYORUZ?'
Son olarak konuşan Dunyasever Mendelkani, İslam'da kardeşlik ve birlikteliğin olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi: "Biz Kürtler de İslam ümmetinin bir parçasıyız. Bizler de Kürtler olarak İslam üzerine kültür yarattık. Ne yazık ki İslam adına Allah u Ekber denilerek öldürüldük. Namusumuza el uzatıldı, malımız talan edildi. Enfal suresi adına beş bin Kürt katledildi. Bir hafta sonra islam konferansı düzenlendi. Tek bir kimse bile bunu kınamadı. Biz Kürtler olarak tarih boyunca İslam'a binlerce alim kazandırdık. Kudüs'te 60 bin Müslüman öldürüldü. Selçuklu sultanı, Abbasi halifesi ve Fatimi halifesi ses çıkarmadı. Ama Selahattin Eyyubi el Kurdi ve Kürtler ümmet adına islam için savaştı. Sadece Kudüs'ün duvarı için değil İslam ve ümmet için can verdi. Dil Allah'ın ayetidir. Dilinizi kültürünüzü unutmayın. Biz Kürtler olarak Türklere tarih boyunca yoldaşlık ettik. Neden bugün bizi yok sayıyorsunuz?"
Panel, soru cevaplarla devam etti.
