ANKARA - İHD ve ÖHD, Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun silah bırakma törenine ilişkin açıkladığı raporda, sürecin ilerleyebilmesi için birçok öneri sıraladı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), "Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun 11 Temmuz'da Federe Kürdistan Bölgesi'nin Silêmaniyê kenti kırsalında gerçekleştirdiği silah imha törenine dair gözlem raporunu açıkladı. İHD'nin genel merkezinde yapılan açıklamada, birçok hususa dikkat çekildi.
'SÜREÇ HUKUKİ BİR DÖNÜŞÜM GEREKTİRİYOR’
İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, Kürt sorununda çözümsüzlüğün demokrasinin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyledi. Küçükbalaban, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı çağrı ve sonrasında yaşanan gelişmelerin "Kürt meselesinin siyasi ve hukuki zeminde çözümü açısından kritik ve önemli gelişmeler" olduğunu vurguladı.
Silahların imhasının sadece “güvenlik” konusu olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Küçükbalaban, "Sürecin siyasal ve hukuki bir dönüşümü gerektirdiğini konunun tüm taraflarına ve tüm toplumsal aktörlere hatırlatma ihtiyacı duyuyoruz. Silahların bırakılmasına, bireysel ve kolektif hak ve özgürlüklerin güvenceye alındığı, hukukun üstünlüğünün, evrensel insan hakları ve demokratik normların tesis edildiği bir sürecin eşlik etmesi zaruridir. Barışın toplumsallaştırılması için toplumsal güvenin yeniden inşasına, bu inşa için de geçmişle yüzleşilmesine, çatışmalı sürecin bireyler ve toplum üzerinde yarattığı travmanın etkilerini azaltacak, onarıcı bir sürece ihtiyaç vardır. Geçiş dönemi adaleti diye tanımladığımız bu sürecin sağlanması için gerekli mekanizmaların kurulması, sürecin kalıcı bir barışa evrilmesi açısından, en az çatışan tarafların müzakere etmesi kadar büyük bir önem taşımaktadır" diye konuştu.
ÖNERİLER
Ardından söz alan ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter Moray, sürecin ilerlemesine katkı sunmak amacıyla hazırladıkları önerileri şöyle sıraladı:
“* Yalnızca çatışmanın taraflarının değil, tüm toplumun sürece dâhil olduğu bir yaklaşım benimsenmeli; karar alma süreçlerinde geniş katılım sağlanmasına özen gösterilmeli; çoğulcu, şeffaf ve toplumsal denetime açık mekanizmalar kurulmalıdır.
* İmralı Hapishanesinde halen büyük oranda tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın iletişim hakkı, müzakerelere aktif katılımını mümkün kılacak şekilde sağlanmalı, fiziki koşulları da uluslararası hukukla uyumlu hale getirilmelidir.
* Türkiye’nin demokratik dönüşümünün önünü açacak, barışı kalıcalıştıracak, toplumsal katılıma dayalı yöntemlerle hazırlayana yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir kurucu anayasa hazırlanmalı, Kürt halkının anadili ve kültürel tanınma başta olmak üzere eşit yurttaşlık talepleri anayasal güvence altına alınmalıdır.
* Antidemokratik Terörle Mücadele Yasası kaldırılmalı, hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan insan hakları normlarına uygun yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
* Başta ağır hasta mahpuslar olmak üzere siyasi mahpusların karşı karşıya bırakıldığı ayrımcı ceza infaz uygulamaları kaldırılmalıdır, umut hakkına ilişkin mevzuatta ivedi şekilde düzenlemeye gidilmelidir.
* Hapishanelerdeki seçilmiş siyasetçiler derhal serbest bırakılmalı, görevden alınan belediye başkanları derhal görevlerine iade edilmelidir.
* Yine Kürt sorunun demokratik ve barışçıl bir zeminde çözümüne engel olan, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve benzeri uluslararası sözleşmelerdeki Türkiye’nin çekinceleri kaldırılmalıdır.
* Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmesine Karşı Sözleşmeye, Uluslararası Ceza Mahkemesi (Roma Statüsü), İstanbul Sözleşmesi gibi insan haklarını güçlendirecek sözleşmelere taraf olunmalıdır.
* AİHM ve Anayasa Mahkemesi Kararlarının gereği derhâl yerine getirilmelidir.
* Silah bırakan militanların sivil siyaset ve demokratik hayata katılımlarının önündeki engeller kaldırılmalıdır.”
TÖRENDE NELER YAŞANDI?
Ayrıca gözlem raporunun içeriği gazetecilerle paylaşıldı. Raporda, törende yaşananlara dair şunlar belirtildi:
"* Tören beklenen saatten 23 dakikalık gecikmeyle, Türkiye saati ile 11.23’te başlamıştır. Bu gecikmenin silah envanteri ve militanların kimlik bilgilerinin teslim edileceği sivil toplum örgütlerinin bulunacağı yer konusundaki değişiklikten kaynaklandığı sonradan öğrenilmiştir.
* Tören, Casene Mağarasından en önde KCK Eş Başkanı Bese Hozat (Hülya Oran) olmak üzere 15 kadın ve 15 erkek militandan oluşan 30 kişilik çeşitli silahlar taşıyan grubun alana doğru gelişleri ile başlamıştır.
* Grup doğrudan daha önceden hazırlanmış platforma yönelmiş ve platformun arkasındaki duvara Abdullah Öcalan'ın İmralı hapishanesinde çekilen ve daha önce de basına yansımış olan fotoğrafı yansıtılmıştır.
* Grubun platforma yerleşmesinden sonra Bese Hozat (Hülya Oran) ve Behzat Çarçel (Nedim Seven) basına ve kamuoyuna hitaben Türkçe ve Kürtçe metni okumuşlardır. Aynı anda metinlerin her iki versiyonu katılımcılara dağıtılmıştır.
* Açıklama bittikten sonra, mağaradan alana geliş sırasına göre, en önde Bese Hozat olmak üzere, 30 kişilik militan grup silahlarını teker teker haznenin içerisine bırakmışlardır. Silah bırakan militanların kimlik bilgileri ile imha edilecek silahların envanterinin teslim edileceği belirtilen 2 kurumları temsilen İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter Moray ve TİHV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci tören akışı bilgilendirmesi için davet edilmiş ve gerekli bilgilendirmeler yapıldıktan sonra kendilerine ayrılan bölüme geçmişlerdir.
* Gruptan isminin daha sonra Tekin Muş (Mehmet Demirer) olduğunu öğrendiğimiz militan silahını hazneye bıraktıktan sonra İHD, ÖHD ve TİHV temsilcilerinin bulunduğu alana gelmiş ve elindeki silah bırakan militanların kimlik bilgisi ve imha edilecek silahların envanterinden oluşan dosyayı heyete teslim etmiştir. Bu sırada “Artık Kürt Meselesinin çözümünde şiddetin devreden çıkmasını istediklerini, bu nedenle burada sembolik olarak silahları yaktıklarını bundan sonraki süreçte Kürt meselesinin çözümünde sivil toplum örgütlerinin daha fazla rol üstlenmesini önemsediklerini, o nedenle bu dosyayı sivil toplum örgütlerine vermeyi uygun gördüklerini belirtmiştir.
* Tüm militanlar silahlarını hazneye bıraktıktan sonra Bese Hozat (Hülya Oran) ve Behzat Çarçel (Nedim Seven) haznenin başına gelmiş ve görevlilerin yardımıyla silahlar tutuşturularak yakılmıştır.
* Silahların yakılmasından sonra alanda dizilmiş olan 30 kişilik militan grup geldikleri Casene Mağarası yönüne doğru silahsız olarak gitmişlerdir.
* Tören saat 12.00 sıralarında bitmiştir. Alanda bulunan basın mensupları, STK temsilcileri, aydınlar ve siyasetçilerle yapılan sohbetlerde silahların sembolik olarak yakılmasının Kürt Meselesinin demokratik ve barışçıl yollardan çözümü için kritik bir eşik olduğu ortak görüşü vurgulanmıştır.
* Gözlem Heyeti tören sonrası 11 Temmuz 2025 günü önce Erbil’e dönmüş ve oradan da otobüslerle Diyarbakır’a gelmek üzere yola çıkmıştır. 12 Ağustos 2025 günü sabah 06.00 sıralarında heyet üyeleri Diyarbakır’a varmış ve buradan da geldikleri illere dönmüşlerdir."