ANKARA - Kürt sorununun çözümü için kurulması tartışılan komisyona dair konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, komisyonda kadınların öncü olması gerektiğinin altını çizdi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, partisinin genel merkezinde yapılacak Kadın Meclisi toplantısı öncesinde basın toplantısında konuştu.
Halide Türkoğlu, Çerkeslerin sürgün edilmesi ve soykırımdan geçilmesinin yıl dönümüne işaret ederek, soykırımı kınadı. Halide Türkoğlu, durumun soykırım olarak kabul edilmesi için mücadele verdiklerini ve bu mücadeleyi sürdüreceklerini belirtti. Halide Türkoğlu, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Kadın Koalisyonu’nun 15-17 Mayıs’ta Süleymaniye’de “Kadın Devrimine dayalı Demokratik bir Topluma Doğru” şiarıyla gerçekleştirdiği kongreye dikkat çekti. Halide Türkoğlu, kongrenin sonuç bildirgesinin barış ve demokratik talebinin belgesi olduğunu ifade etti.
DEMOKRATİK TOPLUMU İNŞA ETMEK
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıya işaret eden Halide Türkoğlu, bu çağrı etrafında kenetlendiklerini söyledi. Halide Türkoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “27 Şubat çağrısı biz kadınlar açısından barışın çağrısıdır, özgürlüğün çağrısıdır, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmanın çağrısıdır aynı zamanda. Yok sayılan kadın emeğinin özgürleşmesinin çağrısıdır. Kadın yoksulluğunun, kadına yönelik şiddetin son bulmasının çağrısıdır. Özgür ve eşit yaşamın çağrısına biz kadınların, dün olduğu gibi bugün de vereceği cevap nettir. Barış ve demokratik toplumu inşa etmek için daha fazla çalışacağız. Girmedik sokak, çalmadık kapı bırakmayacağız. DEM Parti Kadın Meclisi olarak her planlamamızı, her çalışmamızı demokratik toplumu inşa etmek üzerinden almaya devam edeceğiz.
‘DEMOKRATİK TOPLUM’ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ
Elbette ki, böylesi tarihi süreçlerin yükü de sorumluluğu da ağırdır. Ancak biz kadınlar bu tarihi sürecin de onurlu barışın da yükünü en güçlü şekilde omuzlamaktan geri durmayacak bir geleneğin temsilcileriyiz. Bu uğurda bin bir emek ve bedel ödeyen mücadelenin ardıllarıyız. Devraldığımız kadın mirasımız, aynı zamanda bu süreci en güçlü şekilde nasıl inşa ederiz deneyimleriyle doludur. Biz kadınlar barışın da demokratik toplumun da nasıl inşa edileceğine dair güçlü bir deneyime sahibiz. Bu deneyimlerle şunu söylemekten geri durmayacağız. Sayın Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ aynı zamanda toplumsal değişim ve dönüşümün çağrısıdır. İçerisinde kadınların katledildiği, şiddet gördüğü, yok sayıldığı, işsizlikle, yoksullukla sınandığı bir toplum değil; şiddetsiz sömürüsüz bir toplum için mücadele ediyoruz. Bunun adı demokratik toplumdur.
BARIŞI İNŞA EDECEK ÖNCÜ GÜÇ
Sayın Öcalan çağrısıyla bunun önünü açmış, bu zemini sunmuştur. PKK 12. Kongresi’ni gerçekleştirerek çağrının gereğini en güçlü şekilde yerine getirmiştir. Sürecin tek taraflı ilerlememesi için iktidarda kendi sorumluluğunu derhal somut adımlarla yerine getirmelidir. Bu anlamda Meclis çatısı altında kurulacak bir komisyon elbette ki önemlidir, kıymetlidir. Meclis çatısı altında bir komisyon kurulacaksa, bu komisyonun hiçbir kesimi dışarıda bırakmayacak şekilde olmalıdır. Kadınların içerisinde özne olacağı bir komisyon inşa edilmelidir. Çünkü bu ülkede onurlu barışı inşa edecek öncü güç kadınların gücüdür, kadınların sesidir, kadınların sözüdür. Mücadele deneyimidir. Oluşturulacak komisyonu en güçlü şekilde yönlendirecek olan kadınların barış deneyimidir, demokrasiye olan inancıdır, bu uğurda mücadele ettiği değerleridir.”
KADIN DAYANIŞMASI VURGUSU
Kadın cinayetlerine ve yol açtığı sorunlara yanı sıra bunlara karşı verilen mücadele, AKP’nin kadınlara yönelik politika ve söylemlerine değinen Halide Türkoğlu, “Savaşın, baskının, gözaltıların, işkencelerin gölgesinde kadın özgürlük mücadelemizi büyütmekten bir an olsun vazgeçmedik. Barış süreçlerinin hep öncü gücü olduk. Bugün de yine tarihi bir dönemeçte tarihsel sorumluluklarımızla barışın, demokratikleşmenin konuşulduğu bir dönemde toplantımızı gerçekleştiriyoruz. Bu uğurda çokça arkadaşımızı yitirdik. Onların mücadelesini omuzlayarak bugünlere geldik. Barış ve Demokratik Toplumun İnşasında hiç olmayacak kadar geniş bir zeminin içerisindeyiz. Her bir mücadele alanımızın bu zemini en güçlü şekilde kullanması Barış ve Demokratik Toplum İnşasının yolunu açacağı bir an olsun unutulmamalıdır. Kaybettiğimiz yoldaşlarımıza, mücadelemize olan bağlılığımızla Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının etrafından kenetleneceğimizin sözünü yineliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Yaşasın Kadın Dayanışması. Jin Jiyan Azadi!” dedi.