Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuyla paylaşılan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından PKK ateşkes ilanında bulundu. Dünyada yankı uyandıran çağrıya rağmen iktidarın adım atmaması tepkiyle karşılanıyor. 

 

1980 Askeri darbesinde Diyarbakır Cezaevi’nde işkence ve insanlık dışı uygulamalara karşı Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner ile Ferhat Kurtay bedenlerini ateşe verdi. Cezaevindeki direnişe öncülük eden bu isimler “Dörtler” olarak tarihe geçti. 

 

O dönem Ferhat Kurtay ile birlikte cezaevinde olan kardeşi Mehmet Ferit Kurtay, o dönem yaşananlara ve sürece dair değerlendirmelerde bulundu. Kurtay, ağabeyi Ferhat Kurtay’ın eylemini gerçekleştirdiği sırada kendisinin de PKK’nin öncü kadrolarının tutulduğu 31’inci koğuşta tutsak olduğunu belirtti.  

 

‘FERHATLARIN AMACI’

 

Ferit Kurtay, “Ferhat’lar (Kurtay), Mazlum’lar (Doğan), Hayri’ler (Durmuş), Kemal’ler (Pir) eylemlerini gerçekleştirirken, ‘Halkımız ve çocuklarımız özgür yaşasın’ dediler. Kürt çocukları özgür yaşasın diye bu eylemleri gerçekleştirdiler. Amaçları kardeşliğin, özgürlüğün ve güzelliklerin hakim kılınmasıydı. Kürtlerin huzur, barış ve özgür bir şekilde var olmasını amaçlıyorlardı. Kürtler tanınsın diye eylemlerini gerçekleştirdiler. Zaten Kürtler bu toprakları terk etmedi ve burada yaşamaya devam etti. 100 yıldır çok şey oldu. Ancak bu saatten sonra da artık kan dökülmemelidir. Annelerin ağlamasına, acıların yaşanmasına son verilmesi gerekiyor. Kürtler ve Türkler emeklerini birleştirirse önlerinde kimse duramaz. Bu nedenle kalıcı bir barışın, kardeşliğin ve Kürtlerin de kendilerini içinde görebildikleri bir sürecin gelişmesini istiyoruz. Bu nedenle bu çağrıya destek veriyor ve arkasında olduğumuzu söylüyoruz. Artık bu savaşın son bulmasını istiyoruz” dedi. 

 

‘GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’

 

Kürtler olarak yapılan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının sonuna kadar arkasında olduklarını kaydeden Kurtay, “Devlet adım atmasa dahi bizler de gelinen bu noktadan geri adım atmayız” diye belirti. Abdullah Öcalan’ın çağrısının okunduğu gün hissettiği duyguları aktaran Kurtay, “Kendi kendime 1983’te de, 1993’te de, 2015’te de sürecin bu evreye gelebileceğinin mümkün olduğunu düşündüm. Ancak savaş isteyenlerden dolayı gerçekleşmedi. Ama bu defa umudumuz var. Bu süreçte üstümüze ne düşüyorsa yapacağız. İşin aslına bakılırsa devletten bir beklentimiz yok. Kendimize bakıyoruz ve üzerimize düşeni yaptığımız zaman başaracağız” diye konuştu. 

 

TOPLUM ÇAĞRIYA SAHİP ÇIKMALI

 

Türkiye’nin gündeminin şu an Abdullah Öcalan’ın çağrısı olduğunun anımsatan Kurtay, ancak hükümetin CHP’ye dönük operasyonlarla gündemi saptırma çabası içinde olduğunu kaydetti. Kurtay, “Buna karşı yapılması gereken çağrıya daha çok sahip çıkmaktır. Bu çağrıya sahip çıkıldığında ve bu sahiplenme büyüdüğünde devletin adım atması kaçınılmazdır. Üzerimize düşeni yaptığımızda devlet de üzerine düşeni mecburen yapacak. Öncelikle hasta tutsaklar var. Onların serbest bırakılması gerekiyor. Tüm tutsaklar serbest bırakılmalı ki, bu süreç yürütülebilsin. Sadece aileler ile olacak bir durum değil. Toplumun buna hazırlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

 

‘ADIM ATILMALI’

 

“Bizler bu sürece inanıyoruz ve başarıya ulaşmasını istiyoruz” diyen Kurtay, “Buna halkın tamamını dahil etmek gerekiyor. 22 yıl içinde süreçler başlayıp bozulunca halkımızın devlete güveni de azalmış durumda. Bu inancın büyümesi için güç sahiplerinin olumlu bir adım atması ya da olumlu açıklamalar yapması gerekiyor. Bu yapılmalı ki, sürece daha güçlü bir şekilde sahip çıkılsın” dedi.

 

MA / Ahmet Kanbal