ŞIRNEX - Cizîr ilçesinde sokağa çıkma yasağında katledilen ve cenazesi buzdolabında saklanan Cemile Çağırga'nın annesi Emine Çağırga, 9 yıldır tek bir kişinin dahi yargılanmamasına tepki göstererek, "Bin yıl da geçse unutmayacağız" dedi.
Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesinde 4-12 Eylül 2015 yılında ilan edilen ilk sokağa çıkma yasağıyla birlikte ilçe abluka altına alındı. Yasaklarla birlikte aralarında çocuk ve yaşlıların olduğu 21 kişi yaşamını yitirdi. Yasakların üzerinden 9 yılın geçtiği ilçede, acılar halen taze. Cizîr'in her sokağında yasaklardan kalan izler tazeliğini korurken, çocuklarını, yakınlarını kaybeden insanların yarası halen sarılmış değil. 9 yıldır kanayan yaralardan biri de annesinin gözü önünde katledilen Cemile Çağırga. Keskin nişancılar tarafından vücuduna 3 kurşun isabet etmesi sonucunda yaşamını yitiren 10 yaşındaki Cemile Çağırga'nın cenazesi bozulmasın diye annesi tarafından günlerce evin buzdolabında bekletildi.
Cemile'nin katledilmesi tüm dünyada yankı uyandırırken, devlet ise bu vahşete kulaklarını tıkadı. Aradan geçen 9 yıllık süreçte Cemile'nin katilleri bulunmadı ve etkili bir soruşturma yürütülmedi. Dosya avukatı Hüseyin Tül, herhangi bir şüphelinin tespit edilmediğini aktararak, dosya kapsamında tek bir emniyet personelinin dahi ifadesinin alınmadığını kaydetti. Tül ayrıca dosyayla ilgili daimi arama kararı verildiğini ve dosyanın açık olduğu bilgisini paylaştı.
Cemile'nin annesi Emine Çağırga ile babası Ramazan Çağırga, katillerinin bulunmamasına tepki göstererek, katiller cezalandırılana kadar davanın takipçisi olacakları sözünü yeniledi.
'ELLERİMDE CAN VERDİ'
Sokağa çıkma yasaklarında kızının gözü önünde, ellerinde can verdiğini söyleyen anne Çağırga, Cemile'nin son sözünün ise “anne” olduğunu kaydetti. Çağırga, o günleri şöyle anlattı: "Cizîr'de sokağa çıkma yasakları yeni başlamıştı. Mahallede çatışmalar yaşanıyordu. Akşam saatleriydi. O gün çatışma falan yoktu. Cemile sürekli, 'Anne hadi bahçeye çıkıp bir nefes alalım' diyordu. Birlikte bahçeye çıktık. Bahçe de komşular ile oturuyorduk. Birden silah sesleri duyulmaya başladı. Kendimizi içeri atmaya çalıştık. O sırada Cemile yerde yatıyordu. 3 defa seslendim. Ses çıkmadı. Kimlikteki ismi Cemile fakat biz ‘Cizîr’ diyorduk. Cizîr kalk diyordum ama kalkamıyordu. Son sözü, "Oy anne oldu" bu şekilde ellerimde can verdi. Bahçemiz toz duman içerisindeydi. Durmadan biber gazı sıkıyorlardı."
'O BUZDOLABINI BİN YIL DA GEÇSE UNUTMAYACAĞIZ'
Ambulansa haber verdiklerini ancak ambulansın gönderilmediğini aktaran anne Çağırga, kızı Cemile'nin cenazesi bozulmasın diye günlerce buzdolabında saklamak zorunda kaldığını ifade etti. Anne Çağırga, "Sonra Cemile’yi yıkadık. Kınayı çok seviyor, ellerine kına yapın dedim. Ellerine kına yaptık. Ambulansı çağırdık. Ancak ambulans gelip cenazeyi hastaneye götürmedi. Yasaklardan cenazeyi gömmemize izin vermiyorlardı. Biz de cenaze kokmasın diye 3 gün buzdolabında sakladık. O buzdolabını bin yıl da geçse unutmayacağız. 3 günün ardından ambulansa izin verdiler. Ancak nereye götürdüklerini bilmiyorduk. Cizre Hastanesi’ne sorduk ve onlar da burada böyle bir cenaze yok dediler. Daha sonra bize,'Şirnex'de cenazenizi defin edin' dediler. Biz de kabul etmedik. Cizîr'e götüreceğiz dedik. 9 günün sonunda cenazemizi gömmemize izin verdiler" dedi.
'BU OLAY FİLİSTİN'DE YAŞANDI' DEDİLER'
Aradan geçen 9 yılda kızı Cemile'nin katillerinin bulunmamasına tepki gösteren anne Çağırga, acılarının ilk günkü kadar taze olduğunu belirtti. Devlet yetkililerin bu olay 'Filistin'de yaşandı' diyerek Cemile'nin katledilmesini inkar etiklerine dikkati çeken anne Çağırga, "9 yıldır soruşturma da hiç bir ilerleme kaydedilmedi. Bu 9 yıllık süreçte çok zor geçti bizim için. Mutfağa gittiğimde buzdolabını her gördüğümde acısını yeniden yaşıyorum. Evdeki fotoğrafları, ona ait ne görsek acımız ilk günkü gibi oluyor. Cemile bir çocuktu. Hiçbir şey yapmamıştı. Devletin silahıyla katledildi. Ancak inkar ettiler. ‘Biz yapmadık’ dediler. İnkar ettiler ve 'Bu olay Filistin'de yaşandı' dediler. İşte kızım burada dedim. Ancak kabul etmediler. Cenazesinden 3 kurşun çıktı. Ancak katilleri cezalandırılmadı. 9 yıldır bir mahkemesi bile görülmedi. Sağ olduğumuz sürece katillerinin cezalandırılması için takipçisi olacağız. Bir defa savcılıkta şahitleri çağırdılar. Komşularımız gidip olayı anlattı. Savcı yine 'bu olay Filistin'de yaşandı' dedi. Babası Cemile hakkında çıkan haberleri göstererek savcıya bağırdı. Savcı, 'kusura bakmayın bilmiyordum' dedi. Ancak yine katiller cezalandırılmadı" şeklinde konuştu.
Anne Çağırga, katillerin bilerek bulunmadığını kaydederek, bu olayı unutmayacaklarını yeniledi.
'KATİLLERİN CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ'
Cemile Çağırga'nın babası Ramazan Çağırga ise, 1991 yılında Cizîr'de bulunan evlerine havan topunun isabet etmesi sonucu yine ailelerinden 7 kişinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, "Türkiye'de adalet, hak, hukuk ve demokrasi yok. Eğer olsaydı Cemile gibi birçok insanı katledenler cezalandırıldı. Binlerce faili meçhul cinayet var. Hiçbirinin faili bulunmadı. 1991'de yine evimize havan topu attılar. O günde 7 yakınımızı kaybettik. Çatışmalar yaşanıyordu fakat evimiz çatışmanın yaşandığı alandan çok uzaktı. Katilleri hesap vermedi. Kürtleri yok sayıyorlar. Bir Kürt çocuğu devletin silahıyla katledildi. Cemile'nin bedeninden çıkan kurşunları savcılığa götürdük. Ancak hiçbir inceleme yapılmadı. Katilerin cezalandırılmasını istiyoruz. Demokrasi ve hukukun sağlanmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
MA / Mahmut Altıntaş