ANKARA - DEM Partili Milletvekili Onur Düşünmez, Tekirdağ ve Kocaeli'nde bulunan cezaevlerinde yaşanan çıplak arama ve şiddet gibi hak ihlallerini Meclis’e taşıdı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Colemêrg Milletvekilli Onur Düşünmez, ziyaret ettiği Kocaeli ve Tekirdağ'da bulunan 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini Meclis'e taşıdı. Düşünmez, ihlallere dair Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na (İHİK) başvuruda bulundu.
ÇIPLAK ARAMA VE İŞKENCE
Başvuruda, Kocaeli 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde işkenceye maruz kalan tutsak Adem Dinç’in durumuna dikkat çekildi. Dinç'e işkence yapan başgardiyanın işkence sonrası cezaevine gelmediği bilgisinin yer aldığı başvuruda, Dinç’in işkence ile ilgili suç duyurusunda bulunduğu aktarıldı.
Başvuruda, Kocaeli 1 ve 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevlerinde tutsaklara çıplak arama dayatıldığı ve bu durumu kabul etmeyen tutsakların işkenceye maruz kaldığını belirtildi. Ayrıca hastane sevklerinin aksatıldığına işaret edilerek, “Mahpusların tedavi olanaklarından yararlanamadığı ve tedavilerinin gecikmesi sonucundan geri dönülemez sağlık problemleri ile karşı karşıya kaldıkları; hastane sevklerinde jandarma tarafından kafa araması dayatıldığı bu haksız uygulamayı kabul etmeyenlerin hastane sevklerinin yapılmadığını; Cezaevlerindeki İdare ve Gözlem Kurulları tarafından verilen kararlar doğrultusunda, infazların keyfi gerekçelerle yakıldığı tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
'TUTSAKLAR AYRIŞTIRILIYOR'
Başvuruda, Tekirdağ 1 Nolu ve 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevlerinde benzer ihlallerin yaşandığı ifade edildi. Başvuruda, şunlar belirtildi: "Cezaevinde yapılan rutin ve kısmi aramalar prosedüre uygun olarak yapılmadığı, aramalar sırasında arama yapmakla görevli memurların kaba davranışlarıyla beraber özellikle kısmi aramalarda bütün eşyaların yerlere atıldığı ve mahpusların kendi yazılarına, kitaplarına gerekçesiz bir şekilde el konulduğu, sosyal faaliyetlerin 45 günde 10 saat ile sınırlandırıldığı, istedikleri gazetelere ulaşıma izin verilmediği bilgisayar kullanımının keyfi bahanelerle engellendiği; cezaevinde mahpusların çeşitli isimlerle gruplandırılarak ayrıştırılıp, diğer mahpuslardan izole edildiği tespit edilmiştir."
Düşünmez, Adalet Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi de verdi. Önergede şu sorulara yer verildi:
* Disiplin cezası bulunmadığı halde tutuklu ve hükümlülerin cezaevinde sahip olduğu haklarının keyfi şekilde engellenmesi suç teşkil etmektedir. Yukarıda bahsini ettiğimiz suçun faili Başgardiyan ve diğer sorumlular hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmış mıdır?
* Diğer cezaevlerinden nakilleri yapılan mahpusların insanlık onuruna aykırı davranışlara maruz kalmalarına sebep olan ve yine hastaneye sevklerinde çıplak aramaya maruz bırakılan mahpusların sağlığa erişim ve yaşam haklarını ihlal eden personeller hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır?
* Tutuklunun savunma hakkının engellenmesi, haberleşme özgürlüğünün ihlal edilmesi ve sağlığa erişimin hakkının kullandırılmaması, cezaevlerinde kötü muamele yasağına aykırılık oluşturmaktadır. Kötü muamele yasağım ihlal eden fail ve sorumlular Bakanlığınız tarafından tespit edilmiş midir? Haklarında adli ve idari soruşturma başlatılmış mıdır?
* Son 5 yılda Kocaeli 1 No’lu ve 2 No’lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu ile ilgili Bakanlığınıza iletilen şikayetlerin sayısı kaçtır? Bu şikayetler tarafınızca nasıl çözüme kavuşturulmuştur?
* Cezaevlerinde bulunan ‘Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulunun’ keyfi uygulamalarla mahpusların tahliyesini engellediğine dönük Bakanlığınıza kaç başvuru yapılmıştır? Bu başvuruların kaçı işleme alınmıştır?
* Türkiye cezaevlerinde kaç siyasi mahpusun tahliyesi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları tarafından hangi gerekçelerle ertelenmiştir?”