HABER MERKEZİ - Eğitimciler, İstanbul'da bir öğretmenin öğrencisi tarafından öldürülmesine karşı iş bırakarak, şiddetin durdurulmasını istedi. 

 

İstanbul Eyüpsultan’daki Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi’nde Y. K.’nin öğretmeni ve okul müdürü olan İbrahim Oktugan'u silahla öldürmesi üzerine öğretmen sendikaları eylem kararı aldı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim Sen), Hürriyetçi Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası (Hürriyetçi Eğitim Sen) ile Eğitim ve Bilim Gücü Dayanışma Sendikası (Eğitim Gücü Sen) üyeleri, derse girmeyerek iş bırakma eylemi kararı aldı. Sendikalar, aldığı karar doğrultusunda da birçok kentte açıklama ve yürüyüş gerçekleştirdi.

 

MÊRDÎN

 

Mêrdîn’de eğitimciler, sabah saatlerinde derse girmeyerek Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikaların bulunduğu bina önünde bir araya geldi. Şiddeti protesto eden döviz ve sendika önlükleriyle yürüyen eğitimciler, Karayolları Parkı’nda öldürülen eğitim emekçileri için saygı duruşunda bulundu. 

 

Açıklamayı okuyan Eğitim Sen Mêrdîn Şubesi Eşbaşkanı Sümeyra Oğur, “Söz bitti. Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz” dedi. Cinayetin arkasındaki zihniyetin eğitim emekçileri ve kamu emekçilerini ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleklerinin itibarını ayaklar altına alanlar olduğunu belirten Oğur, "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür. Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki; eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur” ifadelerini kullandı. 

 

Açıklamanın ardından oturma eylemi gerçekleştirildi. Eylem daha sonra alkış ve sloganlarla sona erdi.

 

Qoser ilçesinde de Eğitim Sen’e bağlı eğitim emekçileri, Özgürlük Meydanı’nda bir araya gelerek, Oktugan’ın öldürülmesini protesto etti. 

 

RIHA

 

Riha'da iş bırakan eğitimciler, okullardaki şiddeti yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto etti. Merkez Haliliye ilçesinde bulunan Abdülkadir Karahan Kütüphanesi önünde bir araya gelen eğitimciler, siyah giyinirken, göğüslerine de siyah kurdele işareti olan "Öğretmene yönelik şiddete dur de" yazılı kokartlar taktı. Bazı eğitimciler ise üzeri kırmızıya boyanmış beyaz öğretmen önlükleri giyerek, şiddeti protesto etti. 

 

“Öğretmene şiddete hayır, öğretmenime dokunma" pankartı eşliğinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü binasına yürüyen eğitimciler, sık sık "Şiddete hayır", "Öfkeliyiz, yastayız susmayacağız", "Şiddetsiz güvenli okullar istiyoruz" ve "İnsanca yaşamak istiyoruz" sloganları attı. Güzergahtaki yurttaşlarında destek verdiği eğitimcilerin korteji, Hasan Hüseyin Çalışkan İlk Öğretim Okulu’nun önünden geçtiği sırada öğrencilerin "Şiddete hayır" sloganı atması eğitimcilerden uzun süre alkış aldı. Yürüyüşün ardından açıklama yapan Eğitim Sen Riha Şubesi Eşbaşkanı Murat Oruç, eğitimcilere yönelik şiddetin son bulması için hükümeti gerekli önlemleri almaya çağırdı. 

 

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, İnsan Hakları Derneği (İHD) Riha Şubesi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Riha İl Örgütü yöneticileri ile eğitimcilerin ailelerinin de destek verdiği açıklama, "Şiddet sürüyor, Bakan bakıyor" sloganıyla son buldu

 

WAN

 

Eğitim Sen Wan Şubesi, sendika binası önünden Kent Meydanı’na yürüyerek, şiddeti protesto etti. Eyleme katılan yüzlerce emekçi, iktidarın politikalarına tepki gösterdi. Burada açıklama yapan Şube Eşbaşkanı Funda Demir Bozkurt, “Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz” dedi. 

 

Açıklamanın ardından oturma eylemi gerçekleştirildi. 

 

AMED 

 

Amed'de Eğitim Sen tarafından Rojava Parkı'nda açıklama yapıldı. "Şiddet ve itibarsızlaştırma politikalarını kabul etmiyoruz", "Özel eğitim kurumlarında yaşam hakkımızı ve güvenceli çalışma için sendikal haklar istiyoruz. Eğitim iş kolu oluşsun" pankartları açılan açıklamada, "Öfkeliyiz, yastayız", "Barışçıl bir çalışma yaşamı istiyoruz", "Önlük sorun çözmüyor", "Emeğimizi değersizleştiren düzeni kabul etmiyoruz" ve "Eğitim emekçilerini yaşatan bir meslek kanunu istiyoruz" dövizleri taşındı.   

 

Kentteki sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği eylemde açıklama yapan Eğitim Sen Amed 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Duygu Özbay, anti demokratik hale getirilen bir meslek kanunu değil öğretmenin yaşam hakkını koruyan bir eğitim sistemi talep ettiklerini söyledi. Eğitim Sen Amed 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Faruk Ercan ise, "Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir” ifadelerini kullandı.

 

Sağlık Emekçiler Sendikası (SES) Amed Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak da, şunları belirtti: "Hemen hemen her gün ülkenin bütün acil servislerinde şiddete uğrayan sağlık emekçisi arkadaşlarımız var. Buradan aslında vatandaşları da bilgilendirmek gerekiyor sağlık sistemindeki bozuklukların nedeni veya eğitim sistemindeki veya diğer kurumlardaki devletin çökmüş yapısının sorumlusu bizler değiliz. Sağlık sisteminde çalışanlar veya eğitimciler değildir." 

 

ÊLİH

 

Eğitim Sen Êlih Şubesi, Öğretmen Evi önünden Yılmaz Güney Parkı’na yürüyüş gerçekleştirdikten sonra açıklama yaptı. DEM Parti ve DBP il yöneticilerinin de destek verdiği açıklamada, “Şiddete Hayır, Öğretmenime Dokunma” yazılı pankartı açılarak, sık sık “Birleşe birleşe kazanacağız”, “Şiddete ceza”, “Öğretmene güvence” ve “Susma, haykır, şiddete hayır” sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından açıklamayı Eğitim Sen Êlih İl Örgütlenme Sekreteri Adem Tufan yaptı. 

 

Açıklama, daha sonra oturma eylemiyle sona erdi.

 

ŞIRNEX

 

Şirnex’in Cizîr ilçesinde de, Sanat Konağı’nda gerçekleştirilen açıklamayla okullardaki şiddete tepki gösterildi. “Öfkeliyiz öğretmenin yaşam hakkını güvence altına almak için daha kaç canımızı kaybedeceğiz” pankartının açıldığı açıklama saygı duruşuyla başladı.

 

Daha sonra açıklamayı Eğitim Sen Sîlopi Temsilcisi Yaşar Taşdemir okudu. Sık sık “İbrahim öğretmen ölümsüzdür” sloganının atıldığı açıklama, 5 dakikalık saygı duruşuyla sona erdi. 

 

İSTANBUL

 

Eğitim Sen İstanbul Şubeleri, Beyazıt Tramvay durağından İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne yürüyüş gerçekleştirdi. Binlerce kişinin katıldığı yürüyüşte, "Direne direne kazanacağız", "Birleşe birleşe kazanacağız", "Susma sustukça sıra sana gelecek", "Susma haykır şiddete hayır", "Parasız, bilimsel, demokratik eğitim", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz" ve "Bakan istifa" sloganları atıldı. 

 

"İtibarsızlaştırma politikalarına ve eğitimde şiddete hayır" pankartının taşındığı yürüyüşün ardından açıklamayı Eğitim Sen 3 No'lu Şube Başkanı Hüseyin Tosu okudu.

 

ANKARA 

 

Ankara’da eğitimciler yürüyüş düzenledi. Eğitim Sen, Öğretmen Sendikası, Eğitim-İş, TEÇ-SEN, Genç Eğitim Sendikası ve Hürriyetçi Eğitim Sen, Eğitim Bakanlığı’nın önünde bir araya gelerek Meclis’e yürüdü. Eğitim Bakanlığı önünde Meclis’in Çankaya kapısına kadar yürüyüş düzenleyen yüzlerce öğretmen, yürüyüş boyunca “Tarikatçı bakan istemiyoruz” ve “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları attı. “Can güvenliğimiz için yasa istiyoruz”, “Eğitimde şiddete dur de” yazılı dövizleri taşıyan öğretmenler geldikleri Meclis önünde eğitimde şiddete karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. 

 

‘BAKANLIĞIN SÖYLEMLERİ ZEMİN HAZIRLADI’

 

Burada sendikalar adına ortak basın metnini okuyan Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay şunları söyledi: “Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri, veli ve öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.”