Ayşe Gökkan: Merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz

img
RIHA - Kürt kadınlarının mücadelesini anlatan TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, "Ulus devletin efendilerini memnun etmek için yaşamayı ret ediyor, özgüveni kırılmış rejimden merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz" dedi. 
 
Kürt siyasetçi Ayşe Gökkan, ömrünü kadın mücadelesine adamış onlarca kadın tutsaktan biri. Hem siyasi çalışmaları hem de kadın hareketinde yer alması nedeniyle bir çok kez gözaltına alınıp, tutuklandı. Gökkan, en son 27 Ocak 2021’de Tevgera Jinên Azad (TJA) Dönem Sözcüsü iken tutuklanarak, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. 3 yıl boyunca burada tutulan Gökkan, 1 Mart 2023’te Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Şuanda burada tutulan Gökkan, avukatı aracılığıyla Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinin dünü, bugünü ve mücadelenin etkilerine dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Uzun yıllar Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesi içerisinde yer alıyorsunuz. Kurdistanlı kadınların mücadeleden önceki yaşamını kısaca anlatabilir misiniz? Mücadeleyle birlikte hayatlarında ne değişti? 
 
Öncelikle bizi emeğiyle bugüne getiren, bu yolda yaşamlarını yitirmeyi göze alan, aramızda olmayan kadınları selamlayıp, onları anarak başlamak istiyorum. TJA’lı bir kadın olarak hiçbirini unutmayacağım. Pozitivist, ataerkil felsefe adına söylenen bir söz vardır, ‘Hayat düşünenler için bir komedi, düşünmeyenler için bir trajedidir’ diye. Komedinin, aynı zamanda bir trajedi olduğu hakikatini ortaya çıkardığımızda ne komedi ne trajedi! Kurdistanî kadınların mücadelesi, ağız dolusu hakikatle, doğayla, çocuklarla gülebilme mücadelesinin farkındalığını daha da geliştirmektir. Ataerkil teorisyenler, ‘düşünemeyenlerin kadınlar’ olduğunu iddia ederek bir nokta koymuştu. Biz bu noktadan başlayarak mücadeleye başladık. Hegemonların kendi cinayet işleme alanlarını genişletmek için dörde böldükleri Kurdistan’da kadın olmak, acı çektirme seanslarının bin bir çeşidiyle baş etmekti. Kurdistan dörde bölündü, Kurdistanî kadınlar ise sekize. Sömürge ülkelerde ataerkil zihniyet dünyada olduğu gibi Kurdistan’da da mevcuttu. Üstüne (ataerkil) sömürgecilerin zulmü, ataerkil din, ataerkil aile ve toplum katlanarak yazısız ittifaklarını yaydı. Adına da ‘kadını korumak’ dendi. 
 
 
Kurdistan dörde bölündü, Kurdistani kadınlar ise sekize. Sömürge ülkelerde ataerkil zihniyet dünyada olduğu gibi Kurdistan’da da mevcuttu. Üstüne (ataerkil) sömürgecilerin zulmü, ataerkil din, ataerkil aile ve toplum katlanarak yazısız ittifaklarını yaydı. Adına da ‘kadını korumak’ dendi. 
 
Kurdistan’ın asker (militarist) sınıfı yoktur. Ancak Türk devletinin zorunlu askerlikle, ‘zulümhane’ olan yurtlarında, özellikle erkekleri eğitime tabi tutması ve bu erkeklerin her birinin gördükleri şiddet, aşağılanma, yok sayılma ile eve geri döndüklerinde öğretilmiş şiddetin yapısallığını kadına uygulama hevesleri daha da kamçılanmış oldu. Militarizmin kadına dair tüm insani, vicdani, ahlaki ölçüleri aşağılayarak, yarattığı erkek ve şiddet ikilisinin yapısını oluşturma sistemidir sömürgecilik. Kurdistanî toplumlar ataerkil değildi demiyorum. Sömürgecilerin sömürgesi erkekler kadını sömürgeleştirme sürecinde, kadını kendine yabancılaştırma ile hem asimilasyonu hem de bunun sürdürücülüğü misyonunu derinleştiriyordu. 
 
Ben Riha’nın Pirsûs ilçesindenim. Pirsûs’ta yaşanan, ataerkil zihniyete karşı kadının siyasal, sosyal, yaşamsal haklarına dokunulan bir başkaldırı hikayesiydi. Hala aynı ilçe kadın öncülüğünde mücadeleye devam ediyor. Toplumun yarısı olan kadının başkaldırısı karşısında, sömürgecilerin istediği gibi ilerlemesi mümkün değildi. Özel savaş uygulamacıları, faili belli cinayetler, göç ettirme, özcesi insansızlaştırılmak istenen ülkemde, özgürlük mücadelesi hayatlarımızı öyle bir değiştirdi ki, ataerkil felsefe, tarih, teori, eğitim, sağlık, yerel yönetimler, diplomasi, ekonomi, siyaset başta olmak üzere pek çok şey yeniden yazıldı. Geriye dönüp baktığımda Kürt kadınına kısırlık aşısı uygulama, Hizbulkontra, Jitem, MİT, asker, polis, ataerkil, ırkçı, cinsiyetçi, militarist, kapitalist tüm güçlere karşı mücadele etmenin kaosundan kadının örgütlü özgürlük mücadelesi çıktı. Savaş, çatışma, yıkımla çepeçevre sarılan Kurdistan’dan 2000 yılında Ankara’da 10 bin Kurdistani kadınla HADEP Kadın Kolları Genel Kurultayını yaptığımızda devlet şok geçirdi. Evden dışarıya başını çıkaramayan, bunu düşünemeyen Kürt kadınları, nasıl olur da ‘erkek’siz Ankara’ya akmışlardı! Özgürlük hareketimize egemen Türklüğün bakış açısının tam ifadesi buydu. Tabi ki kolay değil. Hala da kolay değil. Kurdistanî kadın olmak, doğuştan sahip olduğumuz haklarımızın hiçbirinden vazgeçmememizdir, direnişimizin pusulasıdır. 
 
Kürt kadınlarının verdiği mücadele bugün dünya kamuoyunda bile feyz alınan bir mücadele. Bu mücadele Türkiyeli kadınların toplumsal yaşamında nasıl değişiklikler yarattı? 
 
Kadın mücadelesi dünyanın neresinde verilirse verilsin duyan, okuyan tüm kadınlar, kadın olmaktan kaynaklı (aynı olmasa da farklı ataerkil versiyonlarla ezilmiş) bu deneyimlerden etkilenir. Kaldı ki Kurdistanlı, Türkiyeli kadınlar daha hızlı birbirini duyabilir. Tabiî ki araya ‘egemen devletlilik-ezilen devletsizlik’ ikilemi girmediğinde. Aslında Türkiyeli kadınların, Türkiyeli dinamiklerden daha önce Kurdistanî kadın özgürlük mücadelesini duyduğunu söyleyebiliriz. 80’li yılların sonu 90’lı yıllarda, Hizbulkontra, JİTEM saldırılarıyla havadan, karadan bombalanan Kurdistan ve boşaltılan 5 bin köy, mahalle, mezradan yüz binlercesi, Türkiye metropollerine göç etmek zorunda kaldı. 25 Kasım, 8 Mart’larda ve Newroz’larda, Kurdistanî kadınlar, Kürt özgürlük hareketinin kadın öncülüğündeki deneyimlerini Türkiye metropollerinde alanlara akıttığında, zorlanmalarla birlikte birbirimize daha çok dokunduk. Bu alanlara Kürt kadınlarının katılımı, kadının ortaklaşmasını belirginleştirdi. 
 
Biz Türkiye’ye gittikçe ortak mücadele yöntemleri ele alındı. Siyasete kadın katılımı, ortak tartışma konularımızdı. 2002 genel seçimlerinde o dönem Fazilet Partisi ve AKP’li kadınlardan ‘Biz neden Kürt kadınları gibi aday olamıyoruz?’ itirazları yükseldi. Bu rejimin Kürt kadınlarına saldırıları gittikçe artırması bu itirazları bastırmak için kapsamını genişletiyor. Biliyor ki biz Kurdistanî kadınlar eve kapatılamayız. Bize saldırarak partilerindeki kadınlara nefes aldırmazken, aynı zamanda bizim üzerimizden ataerkil faşist güç gösterisi yaparak sindirme politikasını derinleştirmeyi amaçladılar. Yeniden Refah Partisi'nin kadın adayın fotoğrafını flulaştırması o günden bugüne kadın politikalarını gösteriyor. Öte yandan siyasi alanda tüm yerel dinamiklerde kadınların yer aldığı belediye eşbaşkanlığı, STK’lerde eşbaşkanlık vb. konularda mücadelesinin toplumsallaşması devam ediyor. Bu yeterli mi? Tabii ki değil. Ortak mücadele yöntemlerinde birlikte dinamikleşme, Kurdistanî ve Türkiye’de ırkçı, cinsiyetçi, militarist, kapitalist, doğa talanına karşı mücadeleyi geliştirip, genişletme ihtiyacı daha fazlasını gerekli kılıyor. Tüm kadın kazanımları tüm kadınlarındır.
 
AKP-MHP tarikat, cemaat rejimini kadına nefes dahi aldırmak istemediği tüm söylem ve uygulamalarıyla yaşamın her alanına yaymak istediği ortadadır. İlk uygulama alanları da söylemleriyle, Kürt kadınlarını, Kûrdistanî toplulukları kriminalize, illegalize, terörize etme. Türkiyeli kadınlar bu saldırıların tanığıdır. Ortak mücadele farkındalığı artsa da yeterli olmadığı da bugün yaşadıklarımızdan bellidir. Ortak özgürlük umudunu büyütmek bizim elimizde. 
 
Bu rejim, tarikat, cemaat, ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden, militarist, kapitalist tüm araçları seferber ederek, kadın düşmanı rejimi kalıcılaştırmaktan vazgeçmemiştir. Aynı zamanda bu güçler silahlandırılıyor ve emellerine saldıranlarla ulaşamadığında iç savaşı dayatacaktır. Yaşanan ırkçı linç etme girişimleri, Kürt kadın düşmanlığı bunun ayak sesleridir. Demek ki saldırılara karşı baş eğmemek yetmiyor. Toplumsal barışın inşası bu dönemde daha da aciliyet kazanmıştır. Çoğunlukla pozitivist siyaset analizciler, Türkiye’yi de Avrupa’nın sağa kaymayla aynı potada değerlendiriyorlar. Seküler, sosyal demokrat, liberallerin Türkiye’de kıyı şeritlerinden öteye gidemediği tarikat ve cemaatlerle, Türkiye’nin Afganistanlaşmaya doğru gittiği Avrupa’yla aynı değildir. Avrupa’da 40 yıllık savaş ve çatışmanın demokrasi yoksunluğu dolayısıyla devam ettiği bir Kürt sorunu yoktur. Bu genelleştirme analizleri Kürt ve kadın sorununun demokratik yollarla çözülmesi aciliyetini de hasır altı ediyor. Sanki demokratik Kürt Özgürlük Hareketi, bugüne kadarki mücadelesini birileri kazansın diye birilerine kaybettirmek içinmiş gibi her seçim gündem yapılıyor. Bu yaklaşım mevcut rejimin zihniyetinden farklı değildir. Başta Kürt sorunu olmak üzere tüm sorunların demokratik yollarla çözümü ertelenemeyecek noktaya gelmiştir. Biz kadınlar sorunun çözümüne ortak mücadele ile öncülük edebiliriz. Yarın çok geç olabilecek kadar aciliyet kazanmıştır.
 
Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesine öncülük eden kadınların katledilerek, darp edilerek ya da gözaltına alınıp ve tutuklanarak tecrit altına alınmaya çalışıldığını görüyoruz. Kürt kadınlarının bu şekilde hedef alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Mücadelecimizin karşısında rejim çıkmazdadır. Saldırılarla, güvenlikçi politikalarla bizi sindirip ‘bitirdim’ hazırlığıdır. Kadın özgürlük mücadelesi bu rejimin iç yüzünü her gün teşhir ediyor. Bize aralıksız saldırma nedenlerini anlatmaya kitaplar yetmez. Biz, bu ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden kapitalist, militarist, tarikat, cemaat rejimine karşı kendimizi, yerleşim alanlarımızı yönetme mücadelesinden vazgeçmediğimiz, kadın ruhu ve bedenini bu rejime teslim etmeyip mücadeleye devam ettiğimiz için saldırıya uğruyoruz. Sürekli saldırıya uğrarken artık neden diye sorup sebep aramayı bıraktığımız, kadın özgürlüğüne saldırının AKP-MHP ve işbirlikçilerinin, yani rejimin kendini bununla beslediğini bildiğimiz için, biyolojik, ekonomik diktatörlerini ret ettiğimiz, İmralı tecrit sisteminin insanlığa karşı işlenen en barbar suç olduğunu ve buna karşı direndiğimiz için saldırıya uğruyoruz.
 
Biz kadınlar, Özgürlük yürüyüşünde hepimize yer olduğunu gösterip çoğalarak dünya kadınlarıyla yola devam ediyoruz. Kadın düşmanı, ırkçı, dini istismar eden faşist ulus devletin efendilerini memnun etmeyi red ediyor; rejimden merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz. İktidarın zulmüne karşı demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü mücadelemize devam ediyoruz, onurlu toplumsal barış mücadelesinde ısrar ediyoruz. 
 
 
Biz bu ırkçı, cinsiyetçi, dini istismar eden kapitalist, militarist, tarikat, cemaat rejimine karşı kendimizi, yerleşim alanlarımızı yönetme mücadelesinden vazgeçmediğimiz, kadın ruhu ve bedenini bu rejime teslim etmeyip mücadeleye devam ettiğimiz için saldırıya uğruyoruz.
 
Biliyoruz ki faşist rejim sadece bilincimizi, bedenimizi ele geçirip kontrol etmeyi istemiyor aynı zamanda geçmişimizi, geleceğimizi de hiçleştirmek istiyor. ‘Jin jiyan azadî’ biz dünya kadınlarının öz savunmasına dönüşmüş durumda. Biz de bu politikalara karşı bu özsavunma ile direnmeye devam ettiğimiz için tüm bu saldırıların, tecrit altına alınma çabalarının hedefindeyiz. Toplu olarak saldırıya uğruyorsak bizi illegalize, kriminalize, terörize eden faşist, sömürgeci zihniyete karşı toplu olarak başkaldırmamız şart. Özgürlük direnişçilerine karşı en barbar saldırı olan kimyasal silahlara karşı mücadele ediyoruz. Cinsiyetlendirilmiş teori, felsefe, eğitim, sağlık, siyaset, hukuk, kayyımlara; ulus devlet yıkımına karşı direniyoruz. 
 
Bilindiği gibi tutsaklık olağanlaşmadan hegemonya olağanlaşamaz. Hegemonya olağanlaşmasın diye zindan direnişini sürdürüyoruz. Ben bize ‘tutsak kadınlar’ demiyorum. Bilinci, ataerkil ulus devlet, ırkçı, cinsiyetçi, militarist, kapitalist rejim tarafından işgal edilenler tutsaktır. Ya da rejim gibi düşünenler tutsaktır. Burayı ‘direniş alanı’ olarak tanımlıyorum. Biz bu direniş alanında 60’a yakın kadınız. 30 yılı aşkın zindanda olan kadın arkadaşlarımız var. 70-80 yaşını aşan kadın özgürlükçü direnişçilerle ‘Jin jiyan azadî’ heyecanıyla yaşam buluyoruz. Bu rejim içerisinde ‘içerisi, dışarısı’ diye bir şey yok artık. Özgür ruhun tutsak edilemediği alanlar vardır. Başta yüz yılın en barbar DAİŞ devletine ve bu barbarlığın işbirlikçileri, sürdürücülerine karşı direnen Şengalli kadınlar olmak üzere, Kûrdistan, Türkiye ve dünya kadınlarının direnişini selamlıyor, tek bir kadın bu sisteme karşı örgütsüz kalmayıncaya kadar mücadele etmeye devam diyoruz. ‘Jin jiyan azadî’ cemre olup dünyaya akarken, biz de her birimiz Kobanê’den, Riha’ya, Amed’den İstanbul’a, Dersim’den Nisêbin’e, Şengal’den Êfrin’e, Kirmaşah’a, Mahabad’a, Duhok’a, Afganistan’dan Filistin’e, Dominik’ten Arjantin’e oradan Newyork’a yan yana sınırları, duvarları, mayınları, aşarak direniş alanlarında olacağız.
 
MA / Ceylan Şahinli

Diğer başlıklar

28/03/2024
15:01 Amed’de okul temizliği yaptırılan 15 öğrenci zehirlendi
14:55 Tutsaklardan siyasi partilere mektup: Açlık grevleri konusunda rol üstlenin
14:37 Mart ayı katliamlarıyla yüzleşme çağrısı
14:18 Okullar 1 Nisan'da tatil
14:16 Bayındır Bazîd’den seslendi: 1 Nisan’da başarımızı birlikte kutlayalım
14:01 Yargıtay Başkanı onuncu turda da seçilemedi
13:08 Açlık Grevi İzleme Koordinasyonu: Tutsakların talepleri karşılanmalı
12:55 DEM Parti’den 3 merkezde miting
12:48 Mûş'ta vali, kaymakam ve komutandan seçim çalışması
12:22 Esenyurt'ta 5 katlı binada yangın çıktı
12:21 Kütahya ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:57 AKP'li belediyenin taş ocağına 'ÇED gerekli değil' kararı
11:42 ÖHD’den iki bakanlığa başvuru: Sağlık hakkı ihlaline sebep olan uygulamalar son bulsun
11:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
11:06 Zafer işareti gerekçesiyle seçim görevi iptal edildi
10:42 Kantinden para ile satın aldıkları eşyalara el konuldu
10:41 Agrobay işçileri ilk kazanımlarını elde etti
10:29 Cisim patlaması raporu: Dayan ailesi mağdur edildi
10:23 Ertak: Şirnex'te 2004 ruhuyla sandık başına gidelim
09:37 DEM Parti'ye destek yürüyüşü
09:13 Gazeteci Ahmet’in akıbetine dair 156 gündür açıklama yok
09:12 Tutsaklar 123 gündür açlık grevinde
09:11 DEM Parti Cihanbeyli için seferber
09:09 Xinûs eşbaşkan adayları: Herkese eşit hizmet vereceğiz
09:08 Abdullah Öcalan'ın avukatı: CPT güven veren bir kurum olmaktan çıktı
09:07 Wêranşar DEM'den yana
09:06 Ebexliler 2019’un hesabını soracak!
09:04 'Taşıma' hilesine karşı binlerce hareketli seçmen başvurusu
09:02 Tutsak yakınlarından hukuksuzluğa karşı dayanışma çağrısı
09:01 Tuncel: Sandığa gidelim, gasp edileni geri alalım
09:01 28 MART 2024 GÜNDEMİ
08:51 Ahlat T Tipi’nde provakatif saldırı
08:42 Beyaz Saray’dan İsrail’i görüşmeye ikna çabaları
27/03/2024
23:59 Riha’da kitlesel halk buluşmaları: Halka hizmet DEM Parti ile gelecek
23:56 Halk buluşması mitinge dönüştü: Hiçbir kuvvet Êlih’in kafasını karıştıramaz
23:22 Riha’da gözaltına alınan 7 kişi serbest bırakıldı
21:41 Barikat Riha’dan DEM Parti’ye destek yürüyüşü
21:34 Agirî ve Wan'da gençlik şöleninde tecrit vurgusu
21:08 Serüven Kültür Dünya Tiyatro Günü’nde sokakta
20:53 Memurlar AKP çalışmalarına götürülüyor
20:36 Mêrdîn adayları sahada: Sesimiz sandıklardan güçlü çıkmalı
20:30 Tiyatro oyuncularından DEM Parti’ye destek
20:22 Haber Sen: TRT anayasal suç işliyor
20:05 Zana: İmralı kapıları açılsın
19:47 Emine Şenyaşar’ı ziyaret etmek isteyen EMEP’lilere engel
19:43 İzmir'de kadın katliamları protestosu: Örgütlenelim
19:38 Colemêrg’teki final mitingine kitlesel yürüyüşle çağrı yapıldı
19:15 İstanbul’da çok sayıda gözaltı
19:09 KHK eylemi 287’nci haftasında
18:54 Sêrt’te silahlı kavga: 4’ü ağır 8 yaralı
18:28 Bodrum’da kadınlar çocuk istismarını protesto etti
18:04 Erdoğan Êlih’de Ankara ve İstanbul için oy istedi
17:57 İHD Ankara Şube Ekoloji Komisyonu Yıllık Ekoloji Raporu’nu açıkladı
17:02 Türkdoğan TİHV ve İHD’yi ziyaret etti
16:51 DEM Partili adaylar: Adana için yeni bir tarih yazma vakti geldi
16:49 DEM Parti seçim çalışmasında: 1 Nisan'da zaferi kutlayacağız
16:47 Zana'dan Adalet Nöbeti'ne ziyaret: Annelerin mücadelesi olmasa dilimiz yok olurdu
16:38 Eğitim Sen: Cumhur İttifakı adayları okullarda propaganda yapıyor
16:22 Erdoğan Amed'de: Bu kardeşinize yüzde 28,5 oy çıkmışsa durup düşünmemiz lazım
15:50 Hatimoğulları'ndan Erdoğan'a: Çık sen kendini ıspatla
15:47 Emekliler: Sandıkta hesap soracağız
15:40 ÖHD, Marmara Bölgesindeki cezaeevlerine dair raporunu paylaştı
15:37 Hareketli seçmenler Muğla'dan yola çıktı
15:15 Mahkeme kararı verdi: Devletin öğrencilere yemek sağlama yükümlülüğü yoktur
15:12 Trabzon’da göçük: 3 işçi yaşamını yitirdi
15:10 Uçar: Bu seçim Şêx Seîd'e hakaret edenler ile Şêx Seîd'in torunları arasında
14:49 Belediyeden 'Yardıma muhtaç' kuyumcuya 70 bin TL yardım!
14:43 Cezaevinde rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı
14:30 Bayındır Qereyazî’de: Bu seçim, Kürtlerin dili, kimliği için referandumdur
14:20 DEM Parti'den Elkê'de sandık güvenliği eğitimi
14:18 Türkiyeli yetkili: Rusya saldırganlarını tutuklama talebi yoktu
13:49 Hrant Dink davası sanığı: İstihbaratı cinayetten bir gün sonra almış gibi rapor düzenledik!
13:44 Çewlig'de miting
13:40 Akkuyu'da maaşlarını alamayan işçiler iş bıraktı
13:28 Öğrenciler Erdoğan’ın mitingine taşındı
13:16 Baro ve STÖ’lerden CPT’ye İmralı çağrısı: Çözüm için adım atın
12:54 Açlık grevinde olan 5 tutsağa hücre cezası
12:37 Licik bilirkişi raporu: Zehirli kimyasalın Fırat’a taşınma riski var
12:18 Yargıtay Başkanı 6'ncı turda da seçilemedi
12:02 YNK: Kerkük'te Türkmen Cephesi ile anlaşan KDP ulusal değerleri sattı
11:35 Bakırhan: Üçüncü yol ağacının altında birleşelim
11:13 Yaşlı nüfus 5 yılda bir buçuk milyon arttı
11:00 Sınırdaki saldırılarda 10 kolber yaralandı
10:28 Roboskîliler: AKP'ye giden her oy üstümüze bomba olarak yağacak
10:27 Şirnex ve Riha'da ev baskınları
09:52 Hezro kırsalında askeri operasyon ve abluka
09:23 HRW ve Yurttaşlık Derneği: Depremle ilgili yetkililerin soruşturulmasına izin verilmeli
09:10 Gazeteci Ahmet’ten 155 gündür haber yok
09:09 Açlık grevi eylemi 122'nci gününde
09:08 'Bize ulaşan herkesi sandığa taşıyacağız'
09:07 Kayyım kadın merkezini yıllık bin 500 TL'ye kiraya verdi
09:06 AKP'liler ‘oy verme’ sözü karşılığında rüşvet dağıtıyor
09:04 Eşbaşkan adaylarından 'sandığa sahip çık' çağrısı
09:04 DAİŞ saldırıları: 2015 öncesi konumuna dönmek istiyor
09:03 Ege'den binlerce kişi kayyımları göndermeye gidiyor!
09:02 Hak savunucuları: Yıldız'ın tutuklanması insan hakkı ihlalidir
09:02 Kuzey ve Doğu Suriye'de yerel yönetim
09:01 Ayşe Gökkan: Merhamet dilemiyor, ataerkil yargıya baş eğmiyoruz
09:00 Dilovası’nda seçmenler değişim için sandığa gidecek
09:00 27 MART 2024 GÜNDEMİ
26/03/2024
23:59 Zana: Kürt halkı baskılara karşı boyun eğmedi, eğmeyecek
23:52 30 yıl sonra 'Bijî berxwedana zindanan' sloganıyla karşılandı
23:02 WHO: Dêrazor’daki saldırıda bir çalışanımız yaşamını yitirdi
22:50 Mêrdîn’de kayıp gencin cesedi suda bulundu
22:35 Hezex’te coşkulu halk şöleni
22:06 Mêrdîn’de çalışmalarını hızlandıran adaylardan ilçe ve köy ziyaretleri
21:18 Kerboran’da yurttaşlardan AKP’li belediyeye tepki
20:54 Agrobay işçileri: Emeğimiz ve alınterimizi istiyoruz
20:45 Uçar: Atacağımız her adım herkesin geleceğini belirleyecek
20:15 Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti 62’nci gününde
20:07 Akademisyen Sirman serbest bırakıldı
19:25 Xana Axpar'da husumetli aileler barıştırıldı
19:00 AKP’nin Amed adayları oy karşılığında BİM kartı dağıtıyor
18:19 Ankara’da bir öğrenci yaşamına son verdi
17:51 DEM Parti'den Silopiya’da konvoy ile mitinge çağrı
17:42 ‘DEM Riha’ya, Riha DEM Parti’ye çok yakışacak’
16:21 Zana: Belediyeler zihinlerin temizlenmesi için önemli bir yer
16:15 Keskin ve Yarkın hakkında ceza istemi
16:05 Adalet Nöbeti’nde mücadele vurgusu
15:52 Colemêrg'teki polis şiddetine dair soru önergesi
15:32 DEM Parti sahada: İrademizi kayyımlardan geri almaya geliyoruz
15:20 DEM Parti hasta tutsaklar için Meclis araştırması istedi
15:17 Riha’da bir kadını katletme girişimi
14:54 Öğretmenevi’ndeki yolsuzlukla ilgili davada savcı değişikliği!
14:43 Sedyeyle cezaevine götürülen Yıldız için AYM'ye başvuru
14:27 516 isim ve kurumdan DEM Parti’ye destek açıklaması
14:26 Akademisyen Sirman'ın telefon görüşmesi suçlama konusu
14:17 Eski vekil Demirel ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ beraat etti
13:54 Kameraman Akkaya’nın tutukluluğunun devamına karar verildi
13:52 Tarihi Mêrdîn'de istinat duvarı çöktü
13:28 Yargıtay seçimleri: 5'nci turda da sonuç çıkmadı
13:18 Gazeteciyi hedef gösteren Yeni Şafak muhabirine tazminat cezası
12:30 DEM Parti'den Ahmet Saymadi'ye ilişkin açıklama
12:10 Kavak S Tipi’nde keyfi disiplin cezaları
11:35 3 yıldır haber alınamayan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
11:14 Hatay'da sağanak ve fırtına: Konteynerleri su bastı, çatılar uçtu
10:57 Bakırhan’dan Erdoğan’a: Muhatap Newroz alanlarındaki milyonlardır
10:45 Öcalan’ın özgürlüğü için 3 milyon imza toplandı
10:21 KYK yurdunda şüpheli ölüm
10:03 Kaçak maden ocağında iş cinayeti
10:00 Churchill House’da Newroz resepsiyonu verildi
09:57 Bedlîs ve Tetwan'da eğitime bir gün ara verildi
09:40 Şirnexli kanaat önderleri: DEM Parti'ye sahip çıkalım
09:31 Dünya Tiyatro Günü: Kürt oyuncular yasaklara direniyor
09:19 Gençlerin umudu DEM Parti!
09:12 Kürt gazeteci 154 gündür KDP istihbaratının elinde
09:10 Cezaevlerindeki açlık grevi eylemi 5'inci ayına girdi
09:09 Sönük: Kadın iradesini tanımayanlara cevabı 31 Mart'ta vereceğiz
09:06 '31 Mart zaferinin resmini Newroz’da verdik’
09:04 Katledilen 7 sivil için de ‘zaman aşımı' kararı alınmış!