İSTANBUL – İstanbul’da bir araya gelen tutuklu yakınları, cezaevlerinde yaşanan 11 ihlali açıklayarak, sorunların dayanışmayla aşılabileceğini vurguladı.
Tutsaklarla Dayanışma İnsiyatifi (TDİ), İstanbul Şişli'de bulunan Munzur Çevre Derneği’nde tutuklu yakınlarıyla bir araya geldi. Dayanışma etkinliğine Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Dayanışma Derneği (MATUHAYDER), Özgürlük için Hukukçular Derneği( ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri de katıldı.
TECRİDE KARŞI DAYANIŞMA MESAJI
Etkinlikte konuşan İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Mehmet Acettin, yeni inşa edilen L, S ve Y tipi cezaevlerindeki ihlallere değindi. Acettin, "Cezası az kalan mahpuslar ve cezası biten mahpuslar S ve Y tiplerinde tekli hücreli odalarda tutuluyor. Devlet izalasyonu, yalnızlaştırmayı ve mahpuslara tek başına kalmayı dayatıyor” dedi. Acettin, tutukluların birbirinden uzaklaştırıldığına dikkati çekerek, bu durumun dayanışmayla ortadan kaldırılabileceğini vurguladı.
Bir süre önce gerçekleştirilen Adalet Nöbeti eylemcilerinden Zeynep Calıhan, “Devlet cezaevlerinde çocuklarımıza işkence ediyor” dedi. Calıhan, “Biz anneler sesimizi çıkarmadığımız sürece çocuklarımız yanacak. Bizim çocuklarımız bir suç işlemedi. Benim kızım 14 yıldır cezaevinde. Biz hepsinin cezaevinden çıkmasını istiyoruz" diye kaydetti.
ÖHD üyesi Veysel Demirkaya, PKK Lideri Abdullah Öcalan başta olmak üzere tüm siyasi tutukluların tecrit altında olduğunu söyledi. Demirkaya, tutukluların seslerinin kısılmak istendiğini ve Abdullah Öcalan’dan aylardır haber alınamadığını kaydetti. Demirkaya, “Başvurularımız yanıtsız. Bu hukuksuzluğa karşı dayanışmayı büyütmek ve birlik olmak gerekir. Birlik olabilmemiz için de birlikte hareket etmemiz gerekir" diye konuştu.
'TUTSAKLARIN ELİ AYAĞI SİZLERSİNİZ'
1993 yılında tutuklanan ve 30 yılın ardından Ocak 2023’te tahliye edilen Tahir İzgin ise, “Tüm tutsakların eli ayağı sizlersiniz. Çok zorlu koşullarda yaşıyorlar. Kötü muamelelere maruz kalıyorlar. Ama direnişlerinden bir an bile vazgeçmiyorlar. Mücadeleyi büyütüyorlar. Dört duvar arasında seslerini dışarı çıkaracak olan kişiler bizleriz" ifadelerini kullandı.
CEZAEVİNDEKİ İHLALLER
Etkinliğin devamında, cezaevlerinde yaşanan ihlaller sıralandı. Paylaşılan ihlaller şöyle:
“* Hapishanede kalan tutsakların en temel insan hakkı olan haber alma hakkı gasp ediliyor. Tutsakların izledikleri televizyon kanallarını hapishane idareleri belirliyor. Bu kanalların tamamı iktidar yanlısı yayın kanallarından oluşuyor. Muhalif hiçbir kanalın izlenmesine izin verilmiyor.
* Daha önce sorunsuz bir şekilde hapishaneye alınan gazete ve dergiler ‘Basın İlan Kurumu aracılığıyla resmî ilan ve reklam yayımlama hakkı bulunmayan gazeteler, ceza infaz kurumuna kabul edilmez’ kararları ile hapishaneye alınmıyor. Bu karardan dergilerin muaf olmasına rağmen keyfi olarak bunlarda hapishaneye alınmıyor.
* Uygulamaya yeni koyulan hak ihlallerinden bir diğeri ise tutsakların hapishanede kalma sürelerinin uzatılma yetkisinin hapishane idarelerinin inisiyatifine bırakılmasıdır. Hapishanede kalacağı süreyi tamamlayan tutsaklar hapishane gözlem kurulunun kararı ile tahliye edilmeyerek içeride tutulmaya devam ediliyor.
* Verdikleri kararlarda bu kadarına da pes dedirten gerekçeler sunuluyor. Az kitap okudu, suyu çok harcadı, hapishaneye gelen imam ile görüşmeye çıkmadı gibi gerekçeler ile iyi halli olmadıklarına dair karar veriliyor.
* Hapishanelerde yaşananlar yetmiyormuş gibi bir de tutsak yakınlarının görüşe gitmeleri engelleniyor.
* Görüşçü olmak isteyen tutsak yakınları ilk önce güvenlik soruşturmasına tabi tutuluyor.
* Yapılan soruşturma sonucu keyfi nedenlerle görüşçü olmaları yasaklanıyor.
* Bu soruşturmalarda hangi koşullarda görüşçü olunamayacağına dair bir kural yok! Hakkında herhangi bir kısıtlama kararı olmayan insanlar, ‘sakıncalı’ sayılarak görüşe gitmeleri engelleniyor.
* Silivri İnfaz Hakimliğinin ‘hapishane güvenliğini nasıl tehdit ettiği somut verilerden uzak varsayımlara’ dayandığı için iptal edilen bu karar yok sayılarak uygulanmaya devam ediyor.
* Soruşturmayı yapan kurumlar bu konuda keyfi kararlar veriyor.
* Tutsak yakınları hakkında mahkemeler tarafından verilmiş bir karar olmamasına rağmen ‘sakıncalı’ sayılıyor. Verilen bu kararlar esas alınarak tutsak yakınlarının görüşe girmeleri engelleniyor.”