Baran: Öcalan’ın paradigması yaşamsallaştırılırsa tecrit boşa çıkar

AMED - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğine vurgu yapan MED TUHAD-FED Eşbaşkanı Zeki Baran, "Sayın Öcalan’ı okumak ayrı, anlamak ayrıdır ancak en önemlisi onun paradigmasını yaşamsallaştırmaktır. O zaman tecridin boşa çıkacağını göreceğiz" dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'dan, kardeşi Mehmet Öcalan ile 25 Mart 2021 tarihinde yaptığı telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Abdullah Öcalan ile birlikte cezaevinde tutulan diğer tutuklular Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar'dan haber alamama hali 30'uncu ayına girdi. Abdullah Öcalan ile son temasın sağlandığı günden bu yana Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı Cezaevi’ne en az 304 avukat, en az da 133 aile başvurusu yapıldı. 
 
Abdullah Öcalan ile görüşme yapılması talebiyle 5 Eylül 2016’da, 50 Kürt siyasetçi tarafından başlatılan açlık grevi eyleminin üzerinden 7 yıl geçti. Açlık grevine girenlerden biri olan Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) Eşbaşkanı Zeki Baran, İmralı’da uygulanan tecride, uluslararası kurumların sessizliği ve tecritle ne amaçlandığına dair sorularımızı yanıtladı.
 
Baran, Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin devam ettirilmesini “Kapitalist Modernite’nin Demokratik Modernite’ye baskın gelme çabası” olarak yorumladı. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 25 Mart 2021'den bu yana haber alınamıyor. Bu haber alınamama halini nasıl değerlendiriyorsunuz, tecrit ile ne amaçlanıyor? 
 
Sayın Öcalan’a uygulanan tecridin görünürdeki kısmı; Sayın Öcalan’ı tamamen izole etme, toplumla bağını koparma, fikir ve düşüncelerine bir tecrit uygulamadır. İşin görünmeyen ve hissedilen kısmı ise mevcut savaş politikalarına zemin hazırlamak, kendini toplumdaki çelişkiler üzerinden var eden faşizmin ve çatışmanın devam etmesindeki bir ısrardır. Hükümetler Sayın Öcalan’ın rolünü oynadığı, toplumla bağını kurduğu zaman, Türkiye’de nasıl bir huzur ortamının yaratıldığı, çatışmaların sonlandırıldığı ve bu yaratılan huzur ortamının sadece Türkiye halklarına değil aslında Ortadoğu halkları özgünlüğünde tüm dünya ezilen halklarına nasıl umut olduğunu geçmiş dönemlerde gördü. Gelinen noktada sadece şunu tanımlamak mümkün; Demokratik Modernite ile Kapitalist Modernite’nin olağanca derinlemesine devam eden bir mücadelesi söz konusu… Sayın Öcalan’a uygulanan mutlak tecrit halinin 25 Mart 2021’den bu yana devam etmesi; Kapitalist Modernite’nin Demokratik Modernite’ye baskın gelme çabasıdır. 
 
5 Eylül 2016’da 50 Kürt siyasetçinin Öcalan ile görüşmesi talebiyle başlattığı açlık grevi eylemine girenler arasındaydınız. O dönemde çatışmalı süreç yeni başlamıştı ve diyalog kanallarının yeniden açılması talebiniz vardı. O günden bugüne ne değişti?  
 
 
2016’dan günümüze geldiğimizde, tecridin kaldırılmasını bir kenara bırakın daha da derinleştiğini görebiliyoruz. Bu durum o zamanki taleplerin gerçekten olması gerektiği gibi altını dolduramadığımız, bunu sadece kurumlarla veya bireylerle sınırlı tuttuğumuz, topluma yayamadığımız özeleştirisini beraberinde getiriyor. Cevap olamadık. 
 
7 yıl geçti üzerinden, bugün tecridin kaldırılması için ortaya konulan sebepler neyse o günde aynıydı. Çünkü mücadele değişmedi, Sayın Öcalan üzerindeki tecrit değişmedi. Her ne kadar 25 Mart 2021’den bu yana hiçbir şekilde haber alınamama söz konusu olsa da, bu 24 yıllık bir tecrit hali. 5 Eylül 2016’da Diyarbakır merkezli 50 Kürt siyasetçi Sayın Öcalan’la görüşme yapılması için açlık grevi başlatmıştı. O gün açlık grevine girme sebebimiz yine tecrit gündemliydi, bugün bu kurumlarda bulunmamızın sebepleri de aynıdır. Hiçbir şey değişmedi, o gün AKP-MHP ittifakları söz konusuydu, o gün yine mutlak bir savaş hali mevcuttu, o gün çatışmaların yansımaları mevcuttu, cenazeler geliyordu, bugün de farklı bir şey yok. Onun için şartlar değişmedi haliyle taleplerin de değişmesi mümkün değil. 
 
Ancak bu aynı zamanda bizim açımızdan bir özeleştiri konusu; 2016’da tecridin kaldırılması, Sayın Öcalan’la bir görüşme gerçekleştirilmesi üzerine grev başlatıyorsunuz ama 2016’dan günümüze gelindiğinde bu tecridin kaldırılmasını bir kenara bırakın daha da derinleştiğini görüyoruz. Bu da taleplerin altını dolduramadığımız, bunu sadece kurumlarla veya bireylerle sınırlı tuttuğumuz, topluma yaymadığımız özeleştirisini beraberinde getiriyor. Kısacası cevap olamadık. 
 
Eyleminizin 5’inci gününde PKK Lideri Abdullah Öcalan kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmede, “Çözüme dair projelerimiz var, hazırlamışız. Orta noktayı bulmuşuz. Eğer devlet de hazır ise 2 kişiyi adaya gönderir, burada müzakereleri yapabiliriz… Ben devletten korkmuyorum. Beni burada infaz edebilir ama benim irademi teslim alamazlar” dedi. “Çözüme hazırım” diyen PKK Lideri Abdullah Öcalan neden tecrit edildi? 
 
Bütün servetini Kürdün kazanımını yok etmeye, ortadan kaldırmaya yeminli bir iktidarla karşı karşıyayız. Bunu AKP-MHP iktidarı olarak tanımlamak eksik kalıyor. Bu bir sistem sorunudur. 1980’li yıllarda Kenan Evren cuntasının Kürt halkına karşı insanlık dışı uygulamalarının amacı ne ise 1990’lı yıllarda Tansu Çiller, Mehmet Ağar’ların faili meçhulleri işlemesindeki kastı ne ise 2000’li yıllardan bu yana AKP iktidarının da amacı aynıdır. Bu da bize bir gerçeği gösteriyor; sistem bazen isim, maske değiştirir ama özünde hiçbir zaman değişmez ve tamamen kendini toplumdaki diğer farklılıkları düşünceleri, halkları yok etmek üzerinden yaşatır. 
 
Bugün bakıldığında 24’üncü yılını geride bırakacak ve son 30 aydır hiçbir şekilde haber alınamayan bir tecrit hali mevcut. Buna rağmen dünyada PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın paradigmasının tartışıldığını, sahiplenildiğini görüyoruz. Bugün tecrit hali Öcalan’ın paradigmanın yayılmasına engel olabildi mi? 
 
Bunun en somut örneğini Kadın özgürlük mücadelesinde görebiliyoruz. Bugün Kürt kadının sloganı olan “Jin, jiyan, azadî”nin bütün dünya da yankı bulması, özgürlük talebinde bulunan kadınların bu sloganı dilinden düşürmemesi Sayın Öcalan’ın paradigmasının en somut göstergesidir. Sayın Öcalan’a uygulanan tecride rağmen bütün dünyada birçok üniversitede savunmalarının ders kitabı olarak okutulduğuna, gün geçtikçe bu ilgi ve alakanın arttığına şahit oluyoruz. Özellikle ete kemiğe bürünmüş halini Rojava’da görmek mümkün. İlk başlarda 5-6 kişiyle ortaya çıkmış bir fikir ama bugün bakıyorsunuz; bu fikriyat, bu paradigma sınırları aşmışsa, milyonlarca kitleyi peşine takmışsa ve sempati oluşturmuşsa bunu sadece tek isimle tanımlayabiliriz, bu hakikatin ta kendisidir. Hakikat evrensel değerlerdir, hakikat her yerde aynıdır. Tam da Sayın Öcalan’ın paradigmasını böyle tanımlamak mümkün. Sayın Öcalan’ı okumak ayrı, anlamak ayrı ama en önemlisi onun paradigmasını yaşamsallaştırmaktır. Kendi günlük yaşamın her alanında birinci önceliği haline getirmek ve paradigmasına göre yaşam tasarlamaktır. O zaman sistemin Sayın Öcalan üzerinde uyguladığı tecridin boşa çıkacağını göreceğiz. 
 
 İmralı’da tekrar bir görüşme sağlanması durumunda ülkede nasıl bir atmosfer hakim olur? 
 
 
Sayın Öcalan’la bir görüşmenin gerçekleşmesi toplumun ekonomik anlamda nefes almasını sağlayacak. Türkiye halkları artık tecridi konuşmak istemiyor, birilerinin gidip görüşme yapmasından ziyade, Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istiyor. 
 
Sayın Abdullah Öcalan ile görüşme sağlandığında ülkede huzur ortamı oluşuyor. Biz bunları söylerken bir tahminde bulunmuyoruz, bir yorum da yapmıyoruz, var olan bir gerçekliği dile getiriyoruz. Geçmiş dönemlerde bunun en somut örneklerini yaşadık. Sayın Öcalan’la diyalog olduğu dönemde sadece Kürt halkına değil, hükümete yönelik de görüş ve önerilerinin olduğunu, bu ülkenin demokratikleştirilmesi, temel hak ve özgürlüklerin herkesçe kabul edilmesi için çağrı yaptığına tanık olduk. Bu çağrıların karşılık bulduğu zamanda gerçekten toplumda bir huzur, barış ortamının, ekonomik olarak refah düzeyinin yakalandığına şahit olduk. En krizli durumlarda Sayın Öcalan’ın bir mesajının toplumda nasıl karşılık bulduğunu hepimiz gördük.
 
Yeter ki toplum Sayın Öcalan’la bir görüşme yapıldığını bilsin, görüş ve önerileri sağlıklı objektif bir şekilde topluma aktarılsın. Sayın Öcalan’la bugün bir görüşmenin yapılması, emin olun bu topluma her yönüyle nefes aldıracaktır. En önemlisi bugün yaşadığımız derin ekonomik krizin aşılması anlamına gelecektir. Biz bunu söylerken ‘Sayın Öcalan, hazinenin kasasını parayla dolduracak’ anlamında söylemiyoruz. Bugün mutlak bir savaş hali söz konusu. Bu çatışma hali yüzbinlerce insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarca insanın mağdur olmasına, yerini yurdunu terk etmesine sebep olmuşsa bu mutlak savaş halidir. Bunu farklı şekilde tanımlayamazsınız. Bugün bu savaşa harcanan bütçe eğer Türkiye halklarının refahı ve geçimi için seferber edilse ekonomik kriz diye bir şey kalmaz. Türkiye halkları artık tecridi konuşmak istemiyor, birilerinin gidip görüşme yapmasından ziyade Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istiyor. 
 
PKK Lideri Öcalan’ın toplum üzerindeki etkisinden bahsettiniz, bunu daha somut bir örnekle açıklayabilir misiniz? 
 
 
İktidar cenahından ya da kendini bu ülkenin temel taşı olarak gören isimlerden bugüne kadar Sayın Öcalan’ın ‘şu fikri yanlıştır, doğrusu olan budur’ dediğine hiç kimse şahit olmamıştır. Sayın Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu fikir, düşünce, felsefe hakikatin ta kendisidir. 
 
Bugün Kobanê olayları olarak dillendirilen ama aslında DAİŞ’in Rojava’ya saldırısına karşı toplumun göstermiş olduğu refleksin ardından yaşanan süreçte bütün şehirlerin bir ateş topuna dönüştüğünü ve Sayın Öcalan’ın bir mesajıyla herkesin nasıl evlerine çekildiğini hepimiz gördük. Sayın Öcalan’ın toplum üzerinde böyle bir etkisi var. Şartlar ne olursa olsun toplumun Sayın Öcalan’ın ağzından çıkan iki kelimeyi dikkate alıp, buna göre pozisyon alma durumu söz konusu. Çok net ve açık bir şey var, biz bunları dillendirirken Sayın Öcalan’a mutlak tecridi reva gören kesimler en az bizim kadar bu gerçeğin farkında. Sayın Öcalan’ın savunmaları, görüşmeleri, perspektifleri ve önerileri var. Özellikle iktidar cenahından ya da kendini bu ülkenin temel taşı olarak gören isimlerden bugüne kadar Sayın Öcalan’ın ‘şu fikri yanlıştır, doğrusu olan budur’ dediğine hiç kimse şahit olmamıştır. Sayın Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu fikir, düşünce, felsefe hakikatin ta kendisidir. 
 
Tecridin son bulması ve görüşmelerin sağlanması için uluslararası alanda ve Kurdistan’ın dört parçasından hukukçular, siyasetçiler Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi (CPT) ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvuru yaptı. Tüm girişimlere rağmen bu sessizliğin nedenini nasıl yorumluyorsunuz? 
 
CPT, işkenceyi önleme komitesi yani siz işkenceyi önlemek ile mükellefsiniz, gidiyorsunuz, bir kişiyi ziyaret ediyorsunuz. O’nunla ilgili bir rapor hazırlıyorsunuz ama bu raporu yayınlama şartınız o tecridi uygulayanın iznine bağlı, yani CPT rapor hazırlıyor ama Türkiye buna izin vermediği takdirde raporu kamuoyuyla paylaşamayacağını söylüyor. Diğer bir boyutu, özellikle bugün devam eden Rusya-Ukrayna savaşı, bu savaşın başlamasıyla dünyanın iki kutuplu hale gelmesi, Türkiye’nin jeopolitik konumu, Türkiye’nin sürekli Avrupa’yı mültecilerle tehdit etme durumu bütün bunları üst üste koyduğumuz zaman şunu görebiliyorsunuz; dünya ülkeleri maalesef öncelikli tutumları çıkarlarını korumak oluyor. Uluslararası boyutuyla Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecride sessiz kalmalarının sebeplerini böyle sıralamak mümkün.  
 
Efrîn’e karşı saldırı gerçekleştiği zaman Rusya Dış İşleri Bakanı’na ‘Siz sınırları açtınız, bu saldırıyı nasıl ele alıyorsunuz?’ diye sorulmuştu. Cevabı şu olmuştu; ‘Bizim çıkarlarımıza ters düşüp düşmesi ile ilgileniyoruz.’ Yoksa orada Kürtler ölmüş, kalmış hiçbir önemi yok. Sayın Öcalan üzerindeki tecridi de bu minvalde ele almak daha doğru. Bu böyle iken ‘Sayın Öcalan üzerindeki tecrit devam edecek’ sonucunu çıkarmamak gerekiyor. Tarihte yok olmayla karşı karşıya kaldığı anda da küllerinden tekrar doğan bir Kürt halkı gerçekliği var ve milyonlarca Kürt Sayın Öcalan’ı nasıl öncelikli bir şekilde bugüne kadar sahiplendiyse bundan sonra da sahiplenecektir. Tecridin kaldırılmasını bir kenara bırakalım, eminiz ki Sayın Öcalan fiziki özgürlüğünü elde edecektir.
 
Toplumu her alanda etkileyen tecridin kaldırılması için nasıl bir mücadele verilebilir ve sivil toplum örgütlerine bu noktada nasıl bir rol düşüyor? 
 
 
Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin bir an önce bitirilmesi gerektiği ve bununla artık yetinilmemesi, fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiği yönünde görüşler var. Önemli olan toplumun bir bütünen bu beklentilerini bir şekilde örgütleyebilmektir, örgütlü gücü açığa çıkarabilmektir, toplumsal reflekse dönüştürmektir. 
 
MED TUHAD- FED tutuklu aileleriyle dayanışmanın merkezidir. Sayın Öcalan da bir tutuklu olması vesilesiyle bizim ailesine karşı bir sorumluluğumuz var. Çünkü bu bizim kurumumuzun tüzüğünde var. Haliyle tecride karşı ses çıkarmak öncelikli olarak bizim görevimizdir. Geçen yıl Gemlik Yürüyüşü vardı, yine bu yılın başında 6 Şubat’ta başlayıp 15 Şubat’ta bitirilmesi planlanan bir eylem söz konusuydu. Maraş merkezli depremin yaşanması sebebiyle depremzedelere yöneldik, planlamamız ertelendi. Aileleri ziyaret ettiğimizde Sayın Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin bir an önce bitirilmesi gerektiği ve bununla artık yetinilmemesi, fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiği yönünde görüşler var. Önemli olan toplumun bir bütünen bu beklentilerini bir şekilde örgütleyebilmektir, örgütlü gücü açığa çıkarabilmektir, toplumsal reflekse dönüştürmektir. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için bir zemin hazırlanması ve mücadele içerisinde olunması gerekiyor. Türkiye ve uluslararası arenadaki sol, sosyalist kurum, kitle ve örgütlerle ittifak zeminini oluşturmak gerekiyor. Sadece bir federasyonun, siyasi partinin görevi olmaktan ziyade dünyada Sayın Öcalan’ın fikrini, paradigmasını, felsefesini benimsemiş herkesin buna karşı tek ses olması gerekiyor. Gelinen noktada tartışmalar devam ediyor, eminim ki önümüzdeki günlerde çok güçlü planlamalar açığa çıkacak. Ama Sayın Öcalan üzerindeki tecridi konuşmaktan ziyade hepimizin öncelikli görevi fiziki özgürlüğünün nasıl sağlanacağı yönünce kafa yorması gerektiği kanaatindeyim.
 
MA / Eylem Akdağ
 

Diğer başlıklar

04/09/2023
10:46 Wêjegeh Amed Eylül programını açıkladı
09:54 Sigaraya zam
09:26 Gençlerden konferans bildirgesi: Esas gündem Önder Apo’ya özgürlük
09:13 Menderes'te deprem
09:04 Emine Çağırga: Adalet buralardan gitti, 8 yıldır zulüm görüyoruz
09:03 ‘Hasta tutuklular koşulsuz tahliye edilmeli’
09:02 ‘Savaş politikaları halkların hayatını cehenneme çevirdi’
09:02 Agrobay Seracılık işçileri: Haklarımızı alana kadar direneceğiz
09:00 'Göçmen karşıtı anlaşmaya karşı küresel mücadele şart'
09:00 Kayyım tarihi Dengbêj Evi’ni ‘milli eğitime’ tahsis etti
09:00 32 yıldır babasını arıyor: Mücadelemizden vazgeçmiyoruz
09:00 04 EYLÜL 2023 GÜNDEMİ
08:39 AFAD: Sel sularına kapılan 3 kişi hayatını kaybetti
03/09/2023
23:30 QSD: Uluslararası Koalisyon'la yaptığımız toplantı olumlu geçti
23:20 Avcılar’da metruk bina yandı: 3 kişi yaşamını yitirdi
21:09 İETT otobüsü yandı
21:04 DEP Milletvekili Sincar vurulduğu yerde anıldı
20:53 Amedspor deplasmandan 1 puanla döndü
20:39 Fransa ve Hollanda’da Abdullah Öcalan için yürüyüş
17:43 Licê’de yangın
17:40 Eğitim Sen’den çalıştay: Toplumsal barış herkes için inşa edilmeli
17:27 Ağustos'ta 29 kadın katledildi
17:21 Ege'de orman yangınları
17:06 Evin Cezaevi’nden sevk edilen 9 tutukluya ulaşılamıyor
16:45 Sultangazi’de orman yangını
16:35 Yeşil Sol Parti’den çevre temizliği etkinliği
16:28 DBP ve HDP Riha'da iki aileyi barıştırdı
16:22 Uzun’un taziyesine kitlesel ziyaret: Bu yüzyıllık mücadele devam edecek
16:08 Kadıköy’de 1 Eylül kutlaması: Savaş politikalarından vazgeçin
15:33 Gençlerden 'Önderliğe Özgürlük' konferansı
15:06 Kanser hastası depremzede Ruşen yaşamını yitirdi
14:20 DFG'den Ağustos raporu: Tutuklu gazeteci sayısı 59
14:09 Gazeteci Maroofian 1 Eylül’de açlık grevine başladı
13:46 30 yıl 6 ay sonra tahliye olan tutuklu sınır dışı edilmek isteniyor
13:24 Kerkük’te yaşamını yitirenlerin sayısı 4’e yükseldi, yasak kaldırıldı
13:04 İran, Kurdistan Bilim Enstitüsü’nü kapattı
12:39 İran’da Ağustos ayında 74 kişi idam edildi
12:30 Tahliye edilen Satıcı: Özgürlük sadece fiziki değildir
12:11 İran’da kadın aktiviste hapis cezası
11:34 Kadın dergisi Jin’ın 27’nci sayısı çıktı
11:26 El Ali aşiretinden Rehal: QSD'nin operasyonu gerekliydi
10:51 Giresun ve Samsun'da sel
09:39 Gergerlioğlu: Zırhlı araç olayları neden sadece Kürt kentlerinde yaşanıyor?
09:19 Hasta tutuklu Güneş, kaldırılan cezalara rağmen tahliye edilmiyor
09:01 Fidan-Barzani görüşmesi: Garê’ye saldırı hazırlığı
09:01 Hezex'te parkın adı var kendi yok!
09:01 İddia: Hastane müdürünün kızının nişan bohçasını dikmedi, yeri değiştirildi
09:00 Plasmek işçileri 4 talep için direnişte
09:00 03 EYLÜL 2023 GÜNDEMİ
02/09/2023
23:27 Market çalışanı Geverli genç bıçaklı saldırıda hayatını kaybetti
23:17 Avrupa’da binler: Önderliğimizin özgürlüğünü istiyoruz
22:22 Kerkük polisi 2 Kürt gencini katletti
21:30 Cumartesi Anneleri’nin eyleminde gözaltına alınanlar serbest
21:26 Mersin’de Dünya Barış Günü konseri
21:19 KASED’in ‘Bir de buradan bak’ projesi konserle son buldu
21:10 Gever’de kayıp 10 yaşındaki kız çocuğu bulundu
21:05 Uçar ve Aydeniz’den cezaevinde yaşamını yitiren Turan’ın ailesine ziyaret
19:47 Uşak'ta sağanak yağış sele neden oldu
19:41 Keskin: İmralı konuşulmadan barış konuşulamaz
19:27 Agrobay işçileri sera önüne çadır kurdu
18:48 Bursa’da orman yangını
18:10 Qamişlo’da bir araca saldırı düzenlendi
17:25 Akademisyen Mikail Bülbül göreve iade edildi
16:55 Kurul: Demokratik eğitim sistemine mahalle meclislerinden başlanmalı
16:53 Yeşil Sol Parti ve HDK'den Sputnik çalışanlarına destek ziyareti
15:45 Eyüp Çelik’in taziyesine kitlesel katılım
15:22 ŞanoWan Eylül programını açıkladı
15:11 Kürtler Avrupa’da tecride karşı alanlarda
15:07 New York Kürt Film Festivali 20 Ekim’de başlıyor
15:06 Yüzde 93 engelli ağır hasta tutuklu için tahliye talebi
14:43 Yeşil Sol Parti milletvekillerinden Wan esnafına ziyaret
14:40 Amed’te depremin eğitim sistemi üzerindeki etkileri tartışıldı
14:38 Korucu önce çocukları darp etti sonra evi taradı
14:20 3 kez kalp krizi geçiren tutuklu Karagüzel’in yaşamı tehlikede
14:08 İHD: Galatasaray Meydanı Cumartesi Anneleri’ne açılsın
13:52 İşçiler: 12 ay çalışma hakkımız verilsin
13:38 Çamilî’de gözaltına alınan 3 kişi serbest bırakıldı
13:35 Kayıp yakınları Mehmet Sincar’ın faillerini sordu
13:00 QSD: Dêrazor’daki çatışmalar çeteler ve Şam’a bağlı gruplardan kaynaklıdır
12:51 İran’a ait bir helikopter Irak sınırında düştü
12:02 Cumartesi Anneleri Galatasaray Meydanı’nda: Vazgeçmeyeceğiz
11:29 İstasyon’da verilen mesaj: İmralı kapılarını açın
10:40 Ermenistan-Azerbaycan sınırında çatışma
10:38 Köyceğiz'de orman yangını
09:49 Barış Anneleri’nin talebi tecridin kaldırılması
09:48 'Cezaevlerindeki ihlallere karşı sessizlik bozulmalı'
09:22 Denizli'de kaza: 6 ölü, 43 yaralı
09:21 Manisa'da erkek şiddeti
09:08 'Bir de buradan bak' diyen kadınlar sanat için üretti
09:04 Cumartesi Annesi Yıldız: Kaybedilen adaleti geri istiyorum
09:02 Semsûrlu tütün üreticileri: Tarlada belirsizlik ekiyoruz
09:01 Av. Yamar: Bir hukukçu olarak Abdullah Öcalan’la görüşmek istiyorum
09:01 Fırat Nehri’nin kıyısındaki mahallede su yok!
09:00 Feraşîn Yaylası’nda petrol talanı
09:00 02 EYLÜL 2023 GÜNDEMİ
08:32 Habur Çayı’na giren 2 kuzen yaşamını yitirdi
08:05 Yeşil Sol Parti ön seçimsiz aday belirlemeyecek
00:26 30 yıllık tutuklu Demir tahliye oldu: Bijî berxwedan, kahrolsun faşizm
01/09/2023
22:57 Gençlerden HPG’li Uzun için eylem
22:52 HPG'li Çelik'in cenazesi 3 yıl sonra verildi
22:28 ‘Emek, direniş, şiir ve öykü ödülleri’ sahiplerini buldu
21:48 Dêrazor’da 48 saatlik sokağa çıkma yasağı
21:41 DBP: Barışın birincil şartı Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür
21:07 HDP ve DBP, kavgalı 2 aileyi barıştırdı
20:46 Kemikleri kutu içinde verilen Uzun'un cenazesi defnedildi
20:22 İstismarcı okul müdürü Şentürk’ün cezası onandı
20:10 HPG’li Aşkara’nın mezarı tahrip edildi
20:06 ‘Atalay’ın tahliye talebinin reddedilmesi ile anayasal ilkeler ihlal edildi’
19:57 Sera işçilerinden direniş mesajı
19:37 Lozan’da gençlerden tecride karşı kesintisiz mücadele kararı
19:35 Hazar’ın DNA'sı 5 yıl sonra eşleşti!
19:31 Çamîlî’ye giden heyet: Bu tablo onurlu barışa yöneltilen bir saldırıdır
19:25 1 Eylül mitingi ‘Jin jiyan azadi’ sloganıyla son buldu
18:44 Yüzde 5’lik zamma karşı çiftçiler seneye mısır ekmeyecek
18:40 Uçar: Kürtleri tecrit altına almayı başaramayacaklar
18:09 Kongo’daki eylemlerde 43 kişi öldürüldü
17:50 EŞİK’ten Medeni Yasa çağrısı: Herkes sorumluluk alsın
17:36 MA TUHAYDER’den bakanlığa: Tecrit politikalarına son verin!
17:01 İran’da 8 ayda 6 siyasi tutuklu hayatını kaybetti
16:56 İHD'den 'Barış' nöbeti
16:50 Öztürk: Sayın Öcalan’ın barış elini tutun
16:40 Boşandığı kadını katletmeye çalışan fail ifade vermedi
16:18 Çamilî Mahallesi’nde abluka sürüyor
16:16 'Sincar davasının zaman aşımına uğramasına izin vermeyeceğiz'
15:43 Emine Şenyaşar: Devlet katilleri neden koruyor?
15:41 Barolardan ‘adli yıl açılışı’ açıklaması: Kürt sorunu barışçıl çözülsün
15:23 İHD’nin kurucularından Didar Şensoy anıldı
15:18 Uzun'un kemikleri kutu içinde ailesine teslim edildi
14:59 'Toplumsal barışa uygulanan tecrit politikasından vazgeçin' - YENİLENDİ
14:16 Zırhlı aracın çarptığı çocuk kafa travması geçirdi
14:10 Kremlin doğruladı: Erdoğan-Putin 4 Eylül’de görüşecek
13:18 Çorlu Tren Katliamı duruşmasında keşif talebi reddedildi
13:07 Colemêrg’te toplu ulaşıma zam
12:34 HDP Gençlik Meclisi’nden yaşamını yitiren Turan için eylem
12:23 Ailelerden İmralı’da görüşme talebiyle başvuru
12:21 Efrîn ve Şehba’nın 33 bölgesine bir ayda 51 saldırı
12:05 'Ceren Özdemir'in katili Arduç açık cezaevine alındı'
11:19 Bakan Koca'ya e-Reçete için suç duyurusu
11:15 Afganistan’da 3 gazeteci serbest bırakıldı
10:56 Minbic’e yönelik saldırılarda 4 çocuk katledildi
10:33 Amed 1 Eylül barış mitingine hazır
10:11 Yeşil Sol Parti Gençlik Meclisi üyesi: Kaçırma ve tehditlerle vazgeçiremezler
09:51 Cezaevinde işkence gören Rouhi yaşamını yitirdi
09:05 Gazeteciler 16 gündür grevde: Hakkımız olanı istiyoruz
09:05 ‘Bedeli ne olursa olsun kadınlar tecridi kırmada kararlı’
09:05 Rojhilat’ta Kürt partileri hedefte: PJAK ile ittifak kurulmalı
09:05 Tutuklanan 78’liler Girişimi Sözcüsü Can: Baskıya karşı direniş en büyük haktır
09:04 Kömür ocaklarının kirlettiği Nêrdûş Deresi yaşamı tehdit ediyor
09:02 ‘Cezaevlerinde baskılara karşı müthiş bir direniş var’
09:02 Askeri kuleler ve petrol araması Feraşîn'de huzur bırakmadı