Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Diplomasi Komisyonu Üyesi Doktor Mehmet Demir, halkları Efrin için Newroz alanlarına akmaya çağırdı. Halepçe Katliamı’nın yıldönümünde Efrin’de hastanenin bombalandığını ifade eden Demir, “Halepçe’de kullanılan kimyasal silahlar nasıl ki Alman menşeli silahlar idiyse ne yazık ki şu anda Efrin’de de Alman menşeli silahlarla Kürtlere karşı bir katliam girişimi söz konusu. Kürtlerin direnişi olmazsa, Saddam’ın dün yaptığı şekilde bir girişim bugün de gerçekleşebilir. Halepçe Katliamı’na uluslararası devletler zımnen destek vererek yapılmasına nasıl zemin hazırladılarsa bugün de Efrin’e yönelik saldırılar karşısında da üç maymunu oynayarak aynı şeyi yapıyorlar. İnsanlık hiçbir zaman bu kadar pervasız olmamıştır. Din bugün çok pervasızca kullanılıyor. Camilerde okunan hutbeleri görüyorsunuz. İnsanlığın tamamen değersizleştiği bir dönemde dünya bütün gazabıyla ne yazık ki Kürtlerin üzerine gidiyor. Avrîn Hastanesi’ne kazan bombaları atıldı. Kazan bombasının savaşta kullanılması uluslararası alanda yasaktır. Hastaneye yönelik bu saldırı, diktatöryal sistemin Kürtlere karşı her türlü yöntemi kullandığını bizlere gösteriyor” diye konuştu.

 

‘DÜN DEHAQ BUGÜN ERDOĞAN’

 

Kürtlerin Newroz direnişinin tarihsel arka planını da anlatan Demir, şöyle devam etti: “Bütün dünya ezilmişleri açısından Kürtlerin direnişi bir moral ve motivasyon kaynağı haline gelecektir. Bu savaşta her ne kadar şartlar eşit olmasa da Kürtlerin bundan zaferle çıkacağından eminiz. Newroz bir direniş bayramıdır. Dünün Dehaq’ı bugünün Erdoğan’ının kurmak istediği o zalim diktatöryal sistemin ayakta kalabilmesi için insan kanının dökülmesi gerekiyor. Efsaneye göre Dehaq’ın boynundaki iki yılanın kudurmaması için iki genç insanın beyninin o yılanlara verilmesi gerektiği söyleniyor. Dikkat ederseniz gençlerin ölümünü öngören bir anlayış var. Nasıl ki o dönemde Dehaq, gençleri askere alarak, diktatöryal sistemin kontrolüne sokarak sistemi devam ettiriyor idiyse bugün de gençler Efrin’e gönderilerek orada imha ediliyor. Dün Dehaq’ların yaptığı ne idiyse bugün Erdoğan’ların yaptığı da aynı şeydir. Tarih hiçbir dönemde bu kadar somutlaşmamıştır.”

 

‘21 MART EFRİN İÇİN EYLEMLERİN BAŞLANGICI OLSUN’

 

Dünün Dehaq sistemini yok edenin gençler olduğuna dikkat çeken Demir, bugünün Erdoğan’ın kurmak istediği karanlık sisteminin Efrin direnişi tarafından yıkılacağını söyledi. Diyarbakır Cezaevi direnişini örnek veren Demir, “1982’de Mazlum Doğan’ın yaktığı üç kibrit çöpüyle, ‘Direniş zafere, teslimiyet ihanete götürür’ diyerek dönemin karanlık sistemini nasıl yıktıysa, bugün Efrin’de de yapılan budur. Kürt tarihinde sürekli direnişler olmuştur. Rojava’daki tüm kantonlar Efrin’e her türlü desteği sağlıyor ancak Kuzey Kürdistan’daki desteğin yetersiz kalmasından dolayı Efrin’deki direniş, biraz lokal bir direniş düzeyinde kalıyor. Bu şekilde kaldığı zaman orada yapılan tahribat daha fazla oluyor. Oradaki tahribatın daha fazla olmaması ve bütün yükün oradaki insanların omuzlarına yığılmaması açısından Kuzey Kürdistan’ın bir an önce daha fazla canlanması ve buna destek vermesi gerekir. Bunun başlangıcı da 21 Mart’ta bütün Kürdistan’da Newroz alanlarında yakılacak meşale olması gerekiyor. Toplumun üstüne serpiştirilmiş bu ölü toprağın Newroz’la atılması gerekiyor. 2013 Newroz’unda Sayın Öcalan’ın mesajını almak için insanlar Newroz alanlarına coşkuyla aktılarsa bu Newroz’un da aynı ruhla kutlanması gerekiyor. Sadece Kürt özgürlük hareketine yakın olan insanlar değil, Türkiye’nin geleceğini, kendi çocuklarının geleceğini düşünen herkesin Newroz alanlarına akın etmelerini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

 

‘NEWROZ ALANLARI BAŞKALDIRI ALANLARI OLSUN’

 

90’lı yıllarda yasaklara rağmen insanların panzerlerin önünde can verme pahasına Newroz alanlarına aktığını dile getiren Demir, Efrin’de yaşanan zulme itirazı olan herkesin Newroz alanlarına gelmesi çağrısında bulundu. Demir, “Bu coğrafyada yaşayan özellikle Amed’de yaşayan bütün insanların büyük bir coşku ve istekle Newroz alanlarına akın etmesini bekleriz. Çünkü, bu sistemin önüne geçilmezse bizden sonra gelecek hiçbir neslin hiçbir geleceği yoktur. İnsanım diyen, zulme karşıyım diyen 2 yaşından 70 yaşına kadar yürüyebilen herkesin Newroz alanlarını başkaldırı alanlarına dönüştürmesini bekliyorum” dedi.