Buldan: Garê’den kaçıyorlar, çünkü suçlular

img

ANKARA -  HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Garê’nin kırılma noktası olduğunu ve iktidarın hesap vermekten kaçtığını belirterek, “Garê’den kaçıyorlar çünkü suçlular” dedi.

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis’te partisinin grup toplantısında konuştu. Buldan’ın gündeminde iktidarın HDP’yi hedef alan açıklamaları ve Garê’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konular vardı.
 
Buldan, 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında, anadilin önemine değindi. Dünya Anadil Günü’nü kutlayan Buldan, “Dillere yönelik her türlü saldırı ve asimilasyon girişimi insanlığın varlığına yönelik bir saldırıdır. Bu nedenle anadili mücadelesi vazgeçilmezdir. Anadilini savunmanın en güçlü yolunun anadili ile yaşamak olduğunun bilinciyle bizler de partimiz içinde Kürtçe eğitim programı başlattık. HDP olarak bulunduğumuz her yerde dilleri, çoğulculuğu ve kültürel çeşitliliği sağlamaya, anadilinde eğitimi teminat altına alma mücadelesine devam edecek, tekçi anlayışa karşı çok renkliliği savunmaya  devam edeceğiz” dedi.
 
 
 
‘HESAP SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
 
Garê’de TSK’nin operasyonu sonucu alıkonulan 13 asker ve polisin yaşamını yitirmesi ile yaşanan gelişmeleri değerlendiren Buldan, iktidarın hesap vermekten kaçtığını dile getirdi. Hesap sormaya devam edeceklerini ifade eden Buldan, “Çünkü Garê çok önemli bir kırılma noktasıdır. Şu an iktidarda bir başka parti olsaydı; AKP muhalefette olmuş olsaydı Garê için kıyameti koparırdı. ‘Ölümlerin sorumlusu bu iktidardır’ derdi. Biz de HDP olarak  aynısını yapıyoruz, halk adına hesap soruyoruz iktidardan. Sormaya da devam edeceğiz” diye belirtti.
 
‘AKP İKTİDARI SORUMLUDUR’
 
Buldan, şöyle devam etti: “İktidarda olmanın sorumluluğu, insanları ölü değil canlı olarak getirmektir. Bu nedenle AKP iktidarı, Garê’de yaptıklarından da, yapmadıklarından da sorumludur. Garê, savaş politikalarıyla ayakta durmaya çalışan iktidarın ülkeyi ne gibi felaketler içerisine içine sürükleyeceğinin açık bir örneğidir. Siyasi kibir ve güç gösterisi nedeniyle kendi vatandaşlarının hayatını hiçe sayan bir anlayışı herkes Garê’de bir kez daha gördü ve tanıklık etti. Kamuoyunun, HDP’nin ve muhalefetin geçmişte olduğu gibi o insanların kurtarılması için neden adım atmadığı sorusuna iktidar aradan geçen bir haftada yanıt vermiş değildir. Sorudan kaçıyorlar. Garê’den kaçıyorlar. Çünkü suçlular.”
 
‘AMAÇLARI O İNSANLARI KURTARMAK DEĞİLDİ’
 
Geçmiş dönemlerde alıkonulan 335 insanın diyalog yoluyla Türkiye’ye getirildiğini hatırlatan Buldan, “Amaçlarının Garê’de o insanları kurtarmak olmadığı ayan beyan ortadadır. Amaçları bu olsaydı, yöntem bu olmazdı, operasyon değil diyalog yolunu seçerlerdi. 2015’te bizzat benim de içinde bulunduğum bir heyet, alıkonulan insanları, Lice’de 3 uzman çavuş bizim girişimlerimiz sonucu alındı, Lice Kaymakamlığına teslim ettik. Biri nişanlıydı, bizi nişanına davet etti. Biri yeni evliydi, doğan çocuğuna bizlerden birinin isim vermesini istedi. 13 insanın getirilmesi için de hükümete çağrı yaptığımızı, girişimlerde bulunduğumuzu söylememize rağmen dikkate almadılar, istemediler” diye belirtti.
 
HDP KAPATILSIN KOROSU
 
Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hedefleri; iktidarlarının geleceği için Garê’den kullanabilecekleri siyasi bir hikâye çıkarmaktı. Garê’ye, kendi iktidarlarını kurtarmak için gittiler. Garê’den de siyasi bir zaferle, bir müjdeyle dönmeyi umuyorlardı. 13 insanı da bu siyasi hesaplarına feda ettiler. Garê gerçeği tam da budur. Siyasi amaçlarına ulaşamayınca ne yaptılar? Dört bir koldan HDP’ye saldırmaya başladılar. ‘HDP kapatılsın korosu’ her gün gürültü çıkarmaya, Kürt düşmanlığı yapmaya, nefret iklimini yaymaya devam ediyor. Varlıklarını, adeta HDP’nin yokluğuna bağlamış durumdalar. Bu iktidar kendi varlığını HDP’nin yokluğuna bağlamış durumdadır. HDP’siz bir Türkiye’de varlık sürdürebileceklerini sanıyorlar.
 
ÖZHASEKİ’YE YANIT
 
Kontrolü ve şuuru artık iyice kaybetmeye başlayan bir iktidarla karşı karşıyayız. 31 Mart seçimlerinde Ankara’nın siyaset çöplüğüne gönderilen bir AKP’li utanmadan sıkılmadan HDP’ye oy veren insanlara beddua etti. Ona tek bir cümlemiz var. Biz seni Allah’a havale ediyoruz. Bir diğeri çıkmış, 6-7 yıl önce alıkonulan bir asker annesinin ricası üzerine devreye girmiş olmamı, en insani bir girişimizi dahi utanmadan sıkılmadan saldırı gerekçesi yapmakta ve bunun üzerinde günlerdir tepinmektedir.
 
FOTOĞRAFÇI BAKAN
 
Bunların bir de fotoğrafçı bakanları var; gezdiği çukur kanallarında yalan rüzgârı estiren bir bakanları var bir fotoğraf bakanı var.  Ona, yaptıklarına, söylediklerine attığı iftiralara ben buradan cevap vereceğim. Çözüm sürecinde Kandil’e yaptığımız onlarca ziyaretin fotoğrafları üzerinden algı yaratma telaşında olduklarını belirtmek isterim. Fotoğraflara birazdan geleceğim ama bu yetmiyor, bir vekil arkadaşımıza açıkça iftira atmaktan geri durmuyor. Güya ‘HDP’li bir kadın milletvekili Garê’ye gitmiş miş’ orada boy göstermiş talimat almış gelmiş siyaset yapmaya devam ediyor. Pes doğrusu. Buradan açıkça söylüyorum: Bu, kocaman kuyruklu bir yalandır, iftiradır, kara propagandadır. Kendi suçlarını örtbas etme telaşıdır. Bu kara propagandanın arkasına sığınanlar yarın öbür gün bunun altında kalacaklarını düşünmüyorlar mı? Bu kadar büyük bir yalan propagandanın siyaseten, vicdanen, ahlaken ne kadar büyük bir günah olduğunu bilmiyorlar mı?
 
MİLLETVEKİLİMİZİN GARÊ’DE NE İŞİ VAR!
 
Bizim milletvekilimizin Gare’de ne işi var? Bizim vekillerimizin gidebileceği o bölgede tek bir yer vardır, o da Barzani ile görüşme yapmak için Erbil’dir. Siyasi partilerle görüşme yapmak için vekillerimiz zaman zaman Erbil'e giderler. Bunun dışında da yurt dışına çıkarlar, Avrupa’ya, Amerika’ya giderler. Dilan arkadaşımız da dün kamuoyuna detaylı açıklamalarda bulundu ve bu iftirayı atanı kanıtlamaya çağırdı. Ben de aynı çağrıyı yapıyorum: İspatlayın. İspatlayamazsanız müfterisiniz. Allah kimseyi böyle şaşırtmasın ve böylesi bir acizliğin içerisine düşürmesin!
 
ERDOĞAN’IN KOLTUĞUNA GÖZ DİKMİŞ
 
Nasıl bir durum yaşıyorlar biliyor musunuz? Resmen dibin de dibindeler. Dünyanın en derin çukurunun Büyük Okyanus’taki Mariana Çukuru olduğunu biliyorduk. Meğer en derin çukur, dibin de dibi Ankara’daki iktidarın içine düştüğü çukurmuş, son günlerde bunu net olarak gördük ve bunu biliyoruz. Bize yönelik iftira, kumpas ve saldırı kampanyası aynı cemaat döneminin yöntemleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Belli ki bunlar, cemaatteki abilerinden çok dersler almışlar, çok şeyler öğrenmişler. Bu fotoğrafları gösteren bakanın derdi Erdoğan’ın koltuğuna açıkça göz dikmiş olmasıdır.
 
ERDOĞAN NE OLDUĞUNU BİLİYOR
 
Buradan çağrı yapıyorum: Kendi içinizdeki iktidar ve koltuk kavgasını açık yapın. Savaşınızı HDP üzerinden yürütmeyin. HDP buna izin vermez. Aynı bakan, heyetimizin çözüm sürecinde devletin ve iktidarın bilgisi, onayı ve ricası dâhilinde gerçekleştirdiği ziyaretlerin fotoğraflarını çıktığı programlarda gösteriyor. Bunun adı algı yaratmaya çabasıdır. O fotoğrafları keşke televizyonlara çıkmadan önce genel başkanına sorsaydın. Recep Tayyip Erdoğan’a gösterseydin önce. Sonra ‘bunlar Kandil’e gidiyor, neler yapıyor’ diye ondan sonra deseydin. Erdoğan o süreçte ne olduğunu bildiği için keşke önce ona gösterseydin. Kendisi o süreci gayet iyi bilir.
 
HÜKÜMETİN ONAYIYLA KANDİL’E GİDİYORDUK
 
Bu zata aynı birilerine anlatır gibi tane tane şimdi anlatıyorum: Bak iyi dinle, iyi öğren. O dönemde neler oldu? Biz, çözüm sürecini üç ayak üzerinden yürüttük. Birinci ayak İmralı’ydı, ikinci ayak Kandil’di üçüncü ayak Hükümet-Devlet kanadıydı. O süreçte İmralı’da Sayın Öcalan’la yaptığımız her görüşme, devletin ve hükümetin bilgisi ve onayı dâhilinde yapılmıştır. İmralı ziyaretinden sonra yine devlet ve hükümetin onayıyla bizler Kandil’e gidiyorduk. Kandil’de yapılan görüşmelerin sonuçlarını devlet ve hükümet heyetine döndüğümüzde aktarıyorduk. Devlet heyeti ise, bu bilgileri biz İmralı’ya Gitmeden kendisi gidiyor, kendisi bu bilgileri götürüyor, Sayın Öcalan’la paylaşıyordu. 
 
DEVLET GÜVENLİĞİMİZİ ALDI
 
Sonra çözüm heyetimiz İmralı’ya gidiyordu ve yani Sayın Öcalan devlet heyeti ile yaptığı görüşmenin çerçevesini bize aktırıyordu biz sonra devletin bilgisi ve onayı dahilinde bu bilgileri kandile ve PKK yetkililerine aktırıyordu. Olay budur. Görüşme trafiği aynen böyle işledi. Hatta bir anekdotu da buradan paylaşmak istiyorum. Birine kapak olsun diye bu anekdotu paylaşıyorum. Bir defasında Kandil’de görüşme gerçekleştirdiğimiz esnada üzerimizde 2 tane İHA dolaşıyordu. İHA nedir ne değildir onu biliyoruz. Bir hareket gördüğü andan itibaren bombaları atar, harekete geçer. Böyle bir şey ile karşı karşıya kaldık 2 tane İHA’nın tepemizde dolaştığını gördük. Ağaçların altına girdik İHA’lar gittikten sonra toplantımızı gerçekleştirdik. Ankara’ya döndüğümüzde devlet ve hükümet heyetine bu durumu sorduğumuzda bize ‘Sizin güvenliğinizi sağlamak için uçuyorlardı’ dediler. Yani İHA’lar bizim güvenliğimizi sağalmak için oraya göndermiştik. O Kandil görüşmelerini devletin güvenlik amaçlı uçurduğu İHA’ların altında gerçekleştirdik. Bütün bunlar devletin kayıtlarında mevcuttur.
 
İYİ DİNLE SOYLU EFENDİ
 
Soylu efendi iyi dinlesin! Sana o fotoğrafın hikâyesini de anlatayım. Kandil fotoğrafları, PKK’den silahları bırakacağına dair mektupları aldığımız ziyaretlere aittir Soylu bey. Aynen o fotoğraflar, iki gün önce TV kanalında gösterdiğin fotoğraflar Sayın Öcalan’ın silahların bırakılacağı çağrısı yapılacağı mektuplarını götürdüğümüz o mektubun görüşüldüğü toplantıya ait fotoğraflardır. Senin Genel Başkanın Erdoğan da neler getireceğimizi heyecanla, umutla bekliyordu. Biz o mektupları getirdik onlar da kayıtlarda mevcuttur. O fotoğrafları Kandil’dekiler çekti. Bize diyorlar gidip boy boy fotoğraflar çektirmişler. Oraya gidince de İmralı’ya gidince de telefonlarımız yok. Fotoğraf çekebileceğimiz bir makine yok. Çekilen hiçbir fotoğrafı bizler çekmedik. Kandil'deki fotoğraflar bizler geldikten sonra basına yansıdı.
 
İMRALI’DAKİ FOTOĞRAFI KİM ÇEKTİ?
 
Başka bir fotoğraf var. İmralı’daki bu fotoğrafı kim çekti? Kim getirip bu fotoğrafı bize verdi? Soylu bunu açıklasın. Bir başka fotoğraf. Hükümet ve devlet yetkileriyle 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatının fotoğrafı. Bunu da biz çekmedik, yetkililer ve temsilen gelen insanlar çekti. Her 3 fotoğraf üzerinden bu çağrıyı İçişleri Bakanı’na sesleniyoruz. Bu 3 fotoğrafın amacı aynıydı kimler tarafından çekildiği belliydi. Dolmabahçe Mutabakatının yapıldığı gün ince bir detay var. O salonda kimin nerede oturacağını belirleyen bizzat Erdoğan’dır.
 
BİZE VAAT EDİLENLERİ SÖYLEYECEĞİZ
 
Çözüm sürecindeki girişimlerimize saygısızca yaklaşan zihniyetlere verilecek tek cevabımız şudur: O süreç halklarımızın geleceği için, annelerimizin gözyaşlarının durması için, bedenlerin toprağa düşmemesi için fedakârca yürütülen bir süreçti. Bugün de olsa hiç tereddüt etmeden aynı fedakârlığı yine yapmaya devam ederiz. Yeter ki tek bir insanımızın bile burnu kanamasın. Ne mutlu bize ki 3 yıl boyunca yürüttüğümüz onurlu bir duruş vardı ve bunun arkasındayız. Çözüm sürecinde bize vaat ettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde ayrıca paylaşacağız. Bunun böyle bilinmesini tarihe not düşüyorum. Çözüm sürecinde bizlere partimize heyetimize neler vaat edildi, nelerin yapacağına dair bizlere vaat edildiğinde yeri ve zamanı geldiğinde açıklamazsak namerdiz.
 
GERGERLİOĞLU’NA VERİLEN CEZA
 
Milletvekilimiz, arkadaşımız Ömer Faruk Gergerlioğlu’na verilen haksız ve hukuksuz cezayı AKP’nin Yargıtay’daki ilgili dairesi jet hızıyla onayladı. Saray’dan talimat aldılar, Bütün bu hazırlıkların amacı bellidir. Garê’nin intikamını HDP’den almak istiyorlar. Kaybettikçe korkuyorlar, korktukça HDP’ye saldırıyorlar. HDP’ye saldırdıkça kaybettiklerinin farkında değiller. Biz de diyoruz ki; elinizden geleni ardınıza koymayın, sizden korkan sizin gibi olsun. Ömer Faruk Gergerlioğlu Türkiye’nin vicdanıdır.
 
KÜRT SORUNUN ÇÖZÜMÜ
 
Yaşadığımız bu yıkıcı sürecin tek bir sebebi vardır. Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözülmek istenmemesidir. Savaş politikalarından vazgeçmedikçe ne yazık ki bu acılar son bulmayacaktır. Birkaç gün sonra 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatı'nın yıl dönümüdür. Dolmabahçe’de, şiddetin, çatışmanın son bulacağı, demokratik müzakereye dayalı bir çözümün yolu açılmıştı. Ancak, Erdoğan, ülkenin geleceğini değil, iktidarlarının geleceğini düşündü ve Dolmabahçe’yi reddetti. Böyle bir görüntüyü reddetti. Dolmabahçe Mutabakatına bağlı kalsalardı, bugün bambaşka bir ülke ortamında olacaktık. Son 6 yılda binlerce insan hayatını kaybetmemiş olacaktı. Demokratik bir ortam, huzur ve istikrar olacaktı. Toplum darbe ortamına, çatışmalı ortama asla sürüklenmeyecekti. Hukuksuzluklar, adaletsizlikler, kayyım gaspları yaşanmayacaktı. Ne ekonomik krizler olacaktı ne de bir borç batağı. Çözüm sürecinin bitirildiği 2015’ten bu yana çözümsüzlüğün bedelini ne yazık ki hem canıyla hem de en ağır yoksullukla, işsizlikle ödeyen Türkiye halkları ve halkımızdır.
 
HALKIN PARASI GARÊ’YE BOMBA OLARAK YAĞIYOR
 
Bu ülkede bütçe savaşa harcanmaktadır. Halkın parası Garê’ye bomba olarak yağdırılmaktadır. İçimizi acıtan intiharlara her gün yenisi eklenmektedir. Garê’nin yaşandığı gün, Cumhurbaşkanının kararıyla enerji alanında 3 yeni yandaş şirket daha kuruldu. Tabi Garê nedeniyle kaçtı ama kurulan şirketlerin ortaklık yapısı başta olmak üzere tüm yetkiler Cumhurbaşkanına verildi. Kendilerine yeni bir rant kapısı daha açtılar. İhaleler bu şirketlere akacak. İşte bu yoksulluğun, bu toplumsal çöküşün nedeni bu çözümsüzlük siyaseti ve savaş politikalarıdır. 28 Şubat Mutabakatı bu nedenle tarihi önemdedir. Ne yazık ki AKP iktidarı, 28 Şubat’ın mutabakat ve çözüm çizgisiyle değil, 28 Şubat’ın darbeci geleneğiyle uzlaşmayı tercih etti.
 
AÇLIK GREVLERİ
 
İktidar ve devlet aklı ‘Fırsat verilirse Kürt sorununu bir haftada çözerim’ diyen Sayın Öcalan’la diyalog yollarını açmak yerine hukuk dışı tecrit politikasına yöneldi. Tecrit hukuksuzluğuna karşı cezaevlerindeki açlık grevleri bugün 89’uncu günündedir. Kürt sorununa 28 Şubat’ın çözüm paradigmasıyla değil, 15 Şubat’ın hukuksuz tecrit politikasıyla yaklaşan devlet ve siyaset aklı, Türkiye toplumuna her gün en ağır bedeli ödettirmektedir. Dolmabahçe’de masayı devirmenin bugünkü sonucu Garê’dir. Kürt sorununu demokratik siyasetin alanından çıkartıp, askerin, polisin, yargının, hukuk dışı yapıların alanına sürükleyen iktidar aklına sormak istiyoruz. 100 yıllık bir meseleyi, akılla, siyasetle çözmek yerine operasyonla, tankla, tüfekle ortadan kaldırmak isteyen zihniyetler, tarih boyunca başarılı olamadı. Bundan sonra da olamayacaktır. Bunun anlamanız için bu ülkenin daha ne kadar bedel ödemesi gerekiyor? Ölümler üzerine iktidar kurmak isteyenler bir bir gitti, siz de gideceksiniz.
 
ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN ZAFER ÇIKMAZ
 
Kürt sorununun çözümsüzlüğünden zafer çıkmaz. Bunu anladığınız gün zaten iktidardan gittiğiniz gün olacaktır. Biz Türkiye’nin bu çözümsüzlük girdabından çıkması ve daha fazla bedel ödememesi için mücadele ediyoruz. Kürt sorunu, demokrasi ve adalet sorunlarının çözümü için demokratik siyaset yürütüyoruz. Tüm saldırı ve engellemelere rağmen demokratik siyasette ısrar ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Bu yoldan vazgeçmeyeceğiz.  İktidar, çözüm sürecini bitirdi diye çözüm arayışlarımızdan, barış mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu ilkesel bir tutumumuzdur. 28 Şubat’ın tarihi mutabakat çizgisinden asla vazgeçmeyeceğiz, bu yolu ısrarla savunmaya devam edeceğiz. Demokratik siyasetle, demokratik mücadeleyle ve toplumsal uzlaşıyla o mutabakatı mutlaka ama mutlaka başarıya ulaştıracağız.”

Diğer başlıklar

19:52 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Umut hakkı barış, eşitlik, özgürlüktür
19:38 Alman aktivist Anna Liedtke için eylem
19:29 İstanbul’da kaza: 4 kadın işçi yaşamını yitirdi YENİLENDİ
19:26 Mûş beyaza büründü
18:12 Gazze’de 71 bin 219 insan katledildi
17:39 Silêmanî’ye çalışmaya giden genç ölü bulundu
17:20 Rusya’dan başkent Kiev’e saldırı
17:14 Arkaş'tan panele katılım çağrısı: Sorunları masaya yatıralım
17:02 Amed mitingine çağrı: Özgürlük için buluşuyoruz YENİLENDİ
16:55 Gazeteci Aykol'un akciğerlerinden sıvı örneği alındı
16:51 Mêrdîn'de 4 Ocak çağrısı
16:47 Şêxmeqsûd ve Eşrefiye'de kuşatma ve saldırılar sürüyor
16:29 Türköne: Devlet Abdullah Öcalan’ın ‘Ortak yaşam’ vizyonuna geldi
16:13 Bismil’de Arjen Kültür ve Sanat Merkezi açıldı
16:06 Dêrsim’de ilk kar
15:59 4 Ocak mitinge çağrı:‘Umut hakkı’ sağlanmalı
15:34 Üç ilde erkek şiddeti: Bir kadın katledildi YENİLENDİ
15:15 Ertürk ve Kavak’ın tahliyesi talep edildi
15:01 Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği raporu: Kadınlar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor
14:48 ‘Doğu Raporu’nun 30. Yılında: Dünden Bugüne Paneli
14:43 Dêrsim'de Gaxan etkinliği
13:42 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:34 Mêrdîn'de görüş mesafesi 5 metrenin altına düştü
13:23 HPG'li Lokman Gazyak anıldı
13:10 Emek ve Demokrasi Platformu: ‘Umut hakkı’ barışın toplumsallaşmasını sağlar
12:58 Cumartesi Anneleri Mehmet Özdemir’in akıbetini sordu
12:42 Sokağa çıkma yasaklarında katledilen sağlık emekçileri anıldı
12:40 Mersin’de 2 çocuk yangında yaşamını yitirdi
11:49 İBB’ye yeni operasyon: 4 gözaltı
10:34 Eşbaşkanlardan ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine davet
09:32 Libya uçak kazasını incelemek için heyet gönderdi
09:07 3’ü kadın 4 öğrenciyi yaralayan kişi tutuksuz yargılanıyor
09:06 4 Ocak mitingine çağrı: 'Umut hakkı' bir halkın umudunun ilkesidir
09:06 Şaqayiq Nowruzi: İran’da kadın hareketi akan bir nehir
09:05 Kürdistan'da 300’ü aşkın arkeolojik alan baraj suları altında bırakıldı
09:04 Kadifekale'de özel savaş politikasına karşı yürüyüş
09:03 Erdoğan ‘kesinlikle bulacağız’ demişti: İnal’dan 20 yıldır haber yok
09:03 2026’da kadın mücadelesi ve örgütlülüğü daha da güçlenecek
09:02 Roboskî 14 yıldır kanıyor: Acımızı barış dindirir
09:01 Sistematik tacize uğrayan çocuğa polisten soru: Annen iftira mı atıyor?
09:00 Zam, enflasyon, yoksulluk: Türkiye 2026’ya ekonomik çöküşle giriyor
09:00 27 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:09 Şêx Meqsûd ve Eşrefiye'ye saldırı
07:57 38 il için yağış uyarısı
00:05 Demokratik Suriye Meclisi: 10 Mart Mutabakatı’nın başarısı acil bir ulusal öneme sahiptir
26/12/2025
23:50 Artuklu’da meşe ve çam fidanları toprakla buluştu
23:43 Gözaltına alınan gazeteci Mezarcı serbest bırakıldı
22:56 Amed’de bir kadını katleden Siraç Kartal tutuklandı
22:52 DEM Parti: Saldırılara karşı ortak mücadele hayati önemdedir
22:25 DAİŞ gümrük devriyesine saldırdı: 3 yaralı
22:03 Alevi Yüksek Meclisi: Cami saldırısının sorumlusu Şam’dır
21:36 Bakan Tunç’tan 11’inci Yargı Paketi savunması: Ceza adaletini sağlamaya yönelik bir düzenleme
21:25 Ankara'da Şeva Yelda kutlaması
20:40 Gazze’de can kaybı 70 bin 945’e yükseldi
20:28 Amed’de iş cinayeti
20:11 Süveydalı tutuklular açlık grevine başladı
20:05 Antalya'da polis şiddetine tepki: Sorumlular cezalandırılsın
19:23 Humus’taki cami saldırısını HTŞ’nin ‘eski’ kolu üstlendi
19:05 Alevi örgütlerinden katliamlara karşı mücadele çağrısı
18:28 Wan’da 223 işçinin eylemi sürüyor: Ne zaman dur diyeceksiniz?
18:18 HDK’deki çalışmaları nedeniyle sosyolog Berfin Azdal’a hapis cezası
18:12 'Yomra’da doğa talanına izin vermeyeceğiz'
17:24 MESEM protestosunda tutuklanan öğrencilere tahliye
17:22 Yeniden Refah Partisi’nden 102 kişi istifa etti
17:09 Mêrdîn’de 3 kişinin öldürülmesine dair hukukçular ve aileden açıklama
17:08 Katliam Yasası'nın durdurulması için BM'ye başvuru yapılacak
16:21 Humus’ta Alevilere ait camiye saldırı: Çok sayıda ölü ve yaralı var
16:20 Bayram ve Yıldeniz aileleri yaşamını yitiren yakınlarını andı
15:56 Keskin Bayındır: 7'den 70'e herkes mitinge katılmalı
15:49 Ankara'daki barınaklarda 10 ayda 17 bin köpek ölümü
15:42 Selma Kara'yı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet cezası istemi
15:41 Şirnex’te ağaç kıyımının üstü brandayla örtülüyor
15:15 ABD'den Nijerya'ya DAİŞ operasyonu
15:12 Katliamın üzerinden 14 yıl geçti: Roboskî süreç açısından turnusol kağıdıdır
14:39 Adana'da 4 Ocak mitinginin çalışmaları için start verildi
14:34 Leyla Zana'ya saldırı ve hakaretlere suç duyurusu
14:13 Emeklilerden asgari ücret protestosu
13:54 Katliamların aydınlatılması için hukuki düzenleme ve komisyon talebi
13:53 Tutsaklara yeni yıl kartı
13:52 Humus’ta camide patlama: 3 ölü, 5 yaralı
13:28 ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep edildi
12:43 Yolda önlem alınmamasına tepki: Hakkari’de ölüm var!
12:32 4 Ocak mitingine çağrı: ‘Umut hakkı’nı savunmak, barışı savunmaktır
12:30 DTSO Meclisi’nden çağrı: Barış ve ekonomi için somut adım şart
12:27 Nihal Ay’ın taziyesine kitlesel ziyaret
11:25 Enflasyonun düşeceğini bekleyenlerin oranı düştü
10:50 AİHM İmamoğlu dosyasını ‘öncelikli’ inceleyecek
10:16 Buca Belediyesi işçileri yeniden iş bıraktı
09:59 Süreç anketi: 'Umut hakkı' talebi yüzde 71 oranında
09:43 Karasu: Kürt halkının iradesinin dikkate alınması gerekiyor
09:20 Mazlum Ebdî Şam’a gidecek
09:17 Doğum izni düzenlemesi: Kadınların hayatını zorlaştıracak
09:17 Edebiyat, folklor, bilim ve direnişin sesi: Sehîdê Îbo
09:15 Kadınların talepleri 'yetersiz elektronik kelepçe' gerekçesiyle reddediliyor
09:14 Wan Barosu Cezaevi Komisyonu'ndan Kaya: Süreci sabote etmek isteyen hapishane ve yönetimleri var
09:13 Yazar Tunç: Mereş'te yaşananlar soykırımdı, devlet yüzleşmeli
09:13 Sanatçılar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için miting alanını dolduralım
09:07 Gaxan'ın bu yılki gündemi: Demokratik toplum ve barış
09:06 Dumlu'da tutsaklara sistematik şiddet
09:01 İnsan hakları ve yargı açısından garabet bir yıl geride kaldı
09:00 Avrupa yıl boyunca Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı
09:00 26 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:49 Çok sayıda kent için kar ve sağanak uyarısı
08:40 Futbolda bahis soruşturması sürüyor: 29 kişi hakkında gözaltı kararı
08:32 Colemêrg'de bir araç Zap Suyu'na yuvarlandı
08:30 Asgari ücret artışı Resmi Gazete'de yayımlandı
25/12/2025
23:55 Selim Sadak’ın hayati riski sürüyor
23:17 Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı
23:13 Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti
21:34 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka sürüyor
21:25 Asgari ücrete tepki: Geçim artık imkansız
20:56 Boş dairede bir kadın hayatını yitirmiş halde bulundu
20:17 Pulur’da Gaxan kutlandı
20:12 Aralık ayı katliamları yürüyüşle protesto edildi
19:37 Minbic’te 1 çocuk katledildi
19:35 İsrail Lübnan’da aracı hedef aldı: 2 ölü
18:54 DEM Parti İzmir Kadın Meclisi: Leyla Zana onurumuzdur
18:41 Geçiş hükümetine bağlı gruplar bir çocuğu katletti
17:35 Mazlum Alas'ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:14 İran Kürt yurttaşa idam cezası verdi
16:47 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
16:40 Emeklilerden iktidar protestosu: Bu iktidar sermayenin iktidarıdır
16:38 Nihal Ay'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:33 Pêrtag Belediyesi, GES kurulması için 350 dönümlük araziyi kiraya verdi
15:20 Mazlum Ebdî: Entegrasyon noktasında ortak anlayışa varılmıştır
15:04 MED TUHAD-FED: İstasyon Meydanı'nı barış meydanı yapalım
14:45 Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu
14:44 'Ajanlaştırma baskısına' karşı mücadele vurgusu
14:36 Ayşegül Doğan: Türkiye Suriye’de yapıcı rol oynamalı
13:36 İslami Araştırmalar Federasyonu eşbaşkanları seçildi
12:46 Eğitim Sen: Şiddeti çözmek uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkün
12:12 DEM Parti'den Leyla Zana'ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu
12:10 Mêrdîn'de Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı
11:47 Wan'lı yurttaşlar: Devlet adım atsın
11:35 Libya heyetini taşıyan jete ilişkin yeni detaylar
11:16 Abdullah Öcalan: Demokratik İslam, Medine Vesikası’nın ruhuna dönmektir
11:09 Fenerbahçe Başkanı Saran adliyeye sevk edildi
11:00 Tülay Hatimoğulları: Kürt meselesi herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir
10:48 Riha’da ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı
10:32 70 yaşındaki gazeteci 70 gündür direniyor
09:37 Kadınlara 4 Ocak çağrısı: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü haykıralım
09:30 Kriz, toplumsal çöküş ve direniş: Zibechi'den alternatif bir dünya okuması
09:28 Ercan Yılmaz: Meclis’e sunulan raporlar meseleyi çözme noktasında eksik
09:23 Bastonuyla açtığı çukurlara ‘umut tohumlarını’ ekti
09:21 Ekonomist Döğüş: Asgari ücret yoksulluk sınırına göre tanımlanmalı
09:19 'Cezaevlerinde sürece provokasyon' uyarısı
09:17 Kadın balıkçılar 120 gündür balık çiftliği nöbetinde
09:09 Hastanedeki ‘hukuksuzluğa’ dava açacak savcı arıyor!
09:06 GABB Eşbaşkanı Neslihan Şedal: Yerele yetki ülkeyi bölmez, bütünleştirir
09:02 İran ve Rojhilat'ta 2025: Tarihi bir kırılma yılı oldu