Tuncel: Cumhur İttifakı'nın tecrit politikasına karşı ses çıkarmalı

img

ANKARA - Yaşanan krizden çıkışın Kürt sorunun çözümü ve tecridin kaldırılmasıyla mümkün olduğunu belirten Sebahat Tuncel, “Herkesin Cumhur İttifakı’nın tecrit ve Kürt karşıtı politikasına karşı ses çıkarması, cezaevlerinden yükselen sese ses vermesi gerekiyor” dedi.

 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ilk olarak 1980 askeri darbesinin yıldönümü olan 12 Eylül 2012’de tüm cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemi, 68 gün sonra Öcalan’ın çağrısıyla sonlandırıldı. PKK Lideri ile devlet arasında 2 yılı aşkın süren görüşmelerin sonlandırıldığı 5 Nisan 2015 sonrası yeniden ağırlaştırılan tecridin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuoyunda kaygılara neden olması üzerine 50 Kürt siyasetçi, “Öcalan ile görüşme” talebiyle 5 Eylül 2016’da açlık grevi eylemi başlattı. Kardeşi Mehmet Öcalan’ın, 11 Eylül 2016’da İmralı Adası’na giderek ağabeyiyle yaptığı görüşme sonucunda eylem sonlandırıldı. 
 
İmralı tecridine karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 8 Kasım 2018’de başlattığı ve tüm cezaevleri ile dünyanın dört bir yanına yayılan açlık grevi eylemleri, daha sonra ölüm orucu eylemine dönüştürüldü. 200 gün boyunca süren eylem sonucunda, Öcalan’ın avukatları İmralı Adası’na giderek, müvekkilleriyle 5 ayrı görüşme gerçekleştirdi. 
 
İmralı Adası’nda görüşmelerin engellenmesine üzerine 120 cezaevinde süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. İki kez tecride karşı açlık grevi ile devam eden açlık grevi eylemine katılan Demokratik Bölgeler Partisi önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, tutuklu bulunduğu Kandıra 1 Nolu Cezaevi’nden tecrit ve açlık grevi eylemlerine ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
 İmralı tecridi ve artan hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemleri devam ediyor. Tecritte ısrar ne anlama geliyor? 
 
Tecrit politikalarının son bulması, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için sevgili Leyla Güven’in öncülüğünde 2018 Kasımı ayında başlatılan süreç, 200 günün sonunda Sayın Öcalan’ın kardeşi ve avukatlar ile yaptığı görüşme sonrası sonlandırılmıştı. Ancak bu süreç uzun sürmedi. Hükümet keyfi uygulamalarla Sayın Öcalan ve arkadaşlarının anayasal hakları yok sayıldı. Bu süreçte bildiğiniz gibi CPT de raporunu açıkladı. Raporda çok net olarak İmralı Adası’nda ‘özel hukuk’ rejiminin devrede olduğu, tecridin işkence olduğu ve bu politikalara son vermesi gerektiği Türkiye hükümetine bildirildi. Ancak hükümet bırakalım İmralı işkence sistemini değiştirmek, bunu derinleştirmeye devam etmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde Sayın Öcalan ve arkadaşlarından, ailesi, avukatları ve kamuoyu hiçbir haber alamamaktadır. Hükümet tüm çağrılara kulak tıkamaktadır.
 
Tüm bu yaşananlar karşısında cezaevlerinde Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması, Türkiye’nin Kürt karşıtı politikasına, işgal politikalarına son vermesi, Kürt halkına, kadınlara, demokratik muhalefete yönelik, gözaltı tutuklama baskı politikalarına son vermesi ve pandemi sürecinde cezaevinde askıya alınan hakların uygulanması talepleriyle yeniden süresiz dönüşümlü açlık grevleri başladı. Cezaevlerindeki bu direniş aslında Türkiye’de tıkanan siyasetin önünün açılması, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin gelişimi açsından da önemli diye düşünüyorum. Ancak Cumhur İttifakı her yerde olduğu gibi, cezaevlerinde de baskı ve zor politikalarını devreye koymaktadır. Tutsakların hak ve özgürlük talepleri yok sayılmaktadır. Hak taleplerine disiplin cezaları ile karşılık verilmektedir. Bulunduğumuz cezaevinde de açlık grevine giren tüm arkadaşlara disiplin cezası veriliyor. Ayrıca son bir yıldır pandemi bahanesiyle tüm ortak etkinlikler askıya alınmış durumda. Aslında İmralı’da uygulanan tecrit politikası şuan tüm cezaevlerine yayılmış bulunmaktadır. Yine kitap sınırlandırması, Yen Yaşam Gazetesi’nin verilmemesi ve birçok kısıtlama devam etmektedir.
 
Bir diğer talep ise cezaevlerinde artan hak ihlallerinin sonlandırılması. Bulunduğunuz cezaevinde ne tür ihlaller yaşanıyor, tutuklular açısından nasıl bir süreç yaşanıyor?
 
Evet, sizin sorularınıza da grevde iken cevap veriyorum. Bu süreç bir direniş ve mücadele süreci olması itibariyle genel olarak arkadaşlarımızın moralleri yüksek. Belirttiğim gibi pandemi bahanesiyle bir araya gelemiyoruz. Birbirimize yüksek sesle bağırarak iletişim kurabiliyoruz. Cezaevi idaresi de pandemiyi bahane ederek, grevdeki arkadaşların sağlık durumunu takip etmiyor. Tansiyon, şeker vb. ölçümler yapılmıyor.
 
Tecridin cezaevlerine yansıması ne oluyor?
 
 
Devletin toplumda ki yansıması saf şiddettir. Kutuplaştırıcı dayanışmayı ortadan kaldıran, bireyi, kadınları, halkları ayrıştırarak, yalnızlaştırarak, teslim alarak, kendisine biat ettirmek isteyen bir politikayı, günlük uygulamalarında siyasi söylemlerde de görüyoruz.
 
Sizin de belirttiğiniz gibi İmralı da uygulanan tecrit ve izolasyon, sadece cezaevlerine değil, aslında tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. Tabi ki cezaevleri bunu daha derinden yaşıyor. Devlet zihniyetinin baskı ve zor politikalarını devletin denetiminde olduğu yerlerde daha net görüyoruz. Yasakçı, baskıcı, çıplak bir şekilde bu yerlerde çok net görülüyor. İnsan hak ve özgürlükleri, demokratik hukuk düzeni, düşünce ve ifade özgürlüğünün iktidarın insafına bırakıldığı, toplumun denetiminden uzak yerler cezaevleri. Devletin tüm politikası teslim almak, iradesizleştirmek üzere kurduğu bu mekanlarda insanın her gün iradeli bir mücadele veriyor. Aslında bu politikalar sadece cezaevleri ile sınırlı değil, iktidarın aygıtları devletin tüm baskı ve zor araçlarını başta özgürlük güçleri, toplumsal muhalefet olmak üzere tüm topluma yaymakta, toplumu koşulsuz itaat etmeye zorlamaktadır. İtaat etmeyenlere de baş eğdirmeye, diz çöktürmeye çalışmaktadır. Şuan devletin toplumda ki yansıması saf şiddettir. Kutuplaştırıcı dayanışmayı ortadan kaldıran, bireyi, kadınları, halkları ayrıştırarak, yalnızlaştırarak, teslim alarak, kendisine biat ettirmek isteyen bir politikayı, günlük uygulamalarında siyasi söylemlerde de görüyoruz.
 
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 200 gün süren eylemler sonucunda avukatları Öcalan ile 5 ayrı görüşme gerçekleştirse de yeniden engellemeler başladı. Gelinen aşamada yeniden açlık grevleriyle cezaevleri nasıl bir mesaj veriyor? 
 
Kürt halkının eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinde cezaevleri her dönem önemli bir yer tutmuştur. Kürt siyasi tutsaklar cezaevlerinde de direniş ve mücadeleyi esas alarak, Kürt halkının özgürlük mücadelesine katkıda bulunmuşlardır. Kısacası her dönem cezaevleri dünyada, Türkiye’de yaşanan toplumsal, siyasal ekonomik vb. sorunlara ilişkin, ilgili ve duyarlı olmuş ve bu konuda koşulları oranında müdahil de olmuştur. Şimdi de Türkiye’deki siyasal toplumsal gelişmelere karşı, yaşanan savaş politikalarına, tecrit politikalarına karşı durması, ses çıkarması anlaşılır bir durumdur. Cezaevlerindeki siyasi tutsakları hem izolasyon politikasını, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik krizin temel nedeni olarak ele almaktadır. Bunun içinde Sayın Öcalan ile yürütülen diyalog ve müzakerenin yeniden başlamasının, Sayın Öcalan’ın sesinin toplum tarafından duyulması, toplumsal ve siyasal sorunlara ilişkin görüş ve önerilerinin kamuoyunun yansıması, toplumsal barış için, bir arada yaşam için, adalet ve özgürlük için önemli olduğunun altını çiziyor. O nedenle demokrasi ve özgürlüklerden yana olan, hak ve özgürlük talebi olan, adalet isteyen herkesin Cumhur İttifakı’nın tecrit ve Kürt karşıtı politikasına karşı ses çıkarması, cezaevlerinden yükselen bu sese ses vermesi gerekiyor.
 
Tecridin bugünün Türkiye’sinde yaşanan sorunlar ve siyasal atmosferi konusunda bağlantısını nasıl kuruyorsunuz?
 
21. yüzyılın şafağında, Ortadoğu’da ve dünyada yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeler, Türkiye’deki rejim krizi, iktidardakileri bir yol ayrımına getirdi. Demokrasi ve özgürlükleri, barışı geçiştirecek demokratik bir süreç inşasına yönelmek yerine; tekçi, otoriter, baskıcı, faşizan bir yola girdi. Ve ittifak ortaklarını da buna göre belirledi. Bu politikasının merkezine de Kürt karşıtlığını koydu. 2015 yılında Dolmabahçe de açıklanan deklarasyonun yok sayılması ve masanın devrilmesi de bu politik tercihle ilgilidir. İktidarın bu yönelişi demokratik siyaset alanının baskı altına alınmasına ve Kürt halkının tüm kazanımlarının gasp edilmesine, Kürtlerin kitlesel olarak toplama kamplarına dönüştürülen cezaevlerine konmasına neden oldu. Bu süreç tabi ki sadece Kürtlerle sınırlı kalmadı. Kayyım politikası iktidarın temel politikası haline geldi. En son Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atanması örneğinde yaşadığımız gibi.
 
 
 Tüm bu gelişmelere baktığımızda bile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümünün ne kadar acil ve öncelikli bir gündem olduğunu görürüz. Bu açıdan da baktığımızda tecrit ve izolasyon politikasının kırılması, demokrasi, barış ve özgürlüklerin önünün açılması, Türkiye’de demokratik cumhuriyetin inşası açısından ne kadar kritik önemde olduğu anlaşılacaktır.
 
Türkiye’deki bu yönelim ile birlikte kapitalist sistem yapısal krizinin de derinleşmesi, kapitalizmin sonunun geldiği tartışmalarının yürütüldüğü, ekonomik ve ekolojik krizin derinleşmesi durumu daha da ağırlaştırdı. Koronavirüs nedeniyle yaşanan pandemi süreci, iktidar tarafından bir fırsata dönüştürülerek, toplumun baskı altına alınması ‘Hayat eve sığar’ sloganı adı altında toplumsal muhalefeti kapalı mekanlara, evlere kapatmaya çalıştı. Kapitalist dünyanın bir parçası olan Türkiye’de de ciddi yapısal bir kriz yaşanmakta olduğunu ve bu krizin her geçen gün derinleştiği herkes tarafından görünmektedir. Faşist Cumhur İttifakı Türkiye’deki bu sistem krizini tekçi, cinsiyetçi, milliyetçi, dinci otoriter bir başkanlık sistemi inşa ederek aşmaya çalışıyor. En son Cumhurbaşkanının “yeni anayasa” çıkışı da 2’nci Cumhuriyetin anayasal güvenceye alınması hedefidir. Tüm hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, var olan demokrasi kırıntılarını da ortadan kaldırıldığı, toplumsal muhalefetin, özellikle Kürt muhalefetinin baskı altına alındığı, kadınların tüm kazanımlarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı faşizm koşullarında, demokratik, katılımcı ve özgürlükçü bir anayasanın yapılmayacağını herkes biliyor aslında. Tüm bu gelişmelere baktığımızda bile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümünün ne kadar acil ve öncelikli bir gündem olduğunu görürüz. Bu açıdan da baktığımızda tecrit ve izolasyon politikasının kırılması, demokrasi, barış ve özgürlüklerin önünün açılması, Türkiye’de demokratik cumhuriyetin inşası açısından ne kadar kritik önemde olduğu anlaşılacaktır.
 
 Tecridin kaldırılması Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından nasıl bir öneme sahip?
 
Uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye getirilen Sayın Abdullah Öcalan 22 yıldır İmralı Ada Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında bulunmakta. 2011 yılından bugüne de bu ağır tecrit mutlak tecride dönüştürülmüştür. Uluslararası komplo ile bir yandan Kürt Türk çatışması derinleştirilmek istenmiş, diğer taraftan Kürt halkının eşitlik, özgürlük mücadelesi bastırılmak istenmiştir. Ancak Sayın Öcalan’ın komplonun hedefine dair öngörüleri ve bu komployu boşa çıkarmak için ortaya koyduğu çaba, mücadele komplocuların amacına ulaşmasını engellemiştir. Bugün Sayın Öcalan’ın görüş ve düşünceleri, dünyanın pek çok yerinde akademisyenler, sendikalar tarafından tartışılmaktadır. Yine Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için çabası ve emeği de bilinmektedir. Özellikle ‘çözüm süreci’ olarak adlandırılan diyalog sürecinde de Sayın Öcalan’ın hem Kürt sorununa hem ekoloji hem kadın sorununa ilişkin görüşleri ve önerileri sadece Kürtler tarafından değil, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve barış talebinde bulunan kişi ve çevreler tarafından da dikkatle takip edilmiştir. Ki bu süreçte Türkiye de düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere hak ve özgürlüklerin kullanılabildiği, insanların kendisini güvende hissettiği, geleceğe de güvenle baktığı bir süreç olmuştur.
 
 
Sürecin sonlandırılmasının Türkiye’yi ne hale getirdiğine de hep birlikte tanıklık ettik. Bu krizden çıkışın yolu Kürt sorunun çözümünden, Kürt sorunun çözümü de Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanarak toplumla bağının kurulması ve müzakerelerin başlamasından geçer.
 
Dolmabahçe Mutabakatı’yla diyalog sürecinin müzakereye evrilmesi konusunda toplumda büyük bir beklenti oluşmuşken, AKP’nin masayı devirmesi ve diyalog sürecini sonlandırması, Türkiye’de yaşanan rejim krizini daha da derinleştirmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi de bahane edilerek demokratikleşme ve barışa dair tüm çalışmalar rafa kaldırılmış, Türkiye bir karanlığa sürüklenmiştir. Türkiye’nin içine girdiği ekonomik ve siyasi krizi, İmralı’da devreye konulan tecrit politikalarından bağımsız ele alamayız. İmralı’da devreye konan ve onun etrafında geliştirilen tekçi, kutuplaştırıcı, cinsiyetçi, milliyetçi çizgi, bugün tüm Türkiye’yi esir almış durumdadır. Diyalog ve müzakere sürecinde halkların kardeşliği ve barışı demokrasi ve özgürlüklerin gelişiminde sadece Kürtlerde değil, tüm Türkiye halklarında büyük umut yaratmıştır. Sürecin sonlandırılmasının Türkiye’yi ne hale getirdiğine de hep birlikte tanıklık ettik. Bu krizden çıkışın yolu Kürt sorunun çözümünden, Kürt sorunun çözümü de Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanarak toplumla bağının kurulması ve müzakerelerin başlamasından geçer.
 
Tecridin kaldırılması için kimlere, nasıl sorumluluklar düşüyor?
 
Tecridin kaldırılması için herkese görev düşüyor. Demokrasiden, özgürlüklerden, barıştan ve adaletten yana olan herkese görev düşüyor. Türkiye’deki bu gidişattan rahatsız olan, halkların eşitliği ve kardeşliğine, bir arada yaşamaya inanan herkesin bu sürece katılması gerekir.
 
MA / Diren Yurtsever
 

Diğer başlıklar

00:04 Qers’te 41 köy yolu ulaşıma kapandı
27/12/2025
23:12 Halep’te 2 üniversite öğrencisi kaçırıldı
22:56 İran sinemasının usta ismi Behram Beyzayi yaşamını yitirdi
22:32 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka arttı
21:25 Hacı Özkal okurları ile buluştu
21:09 İzmir'de Gaxan etkinliği: Barışa vesile olsun
20:16 Bağımlılığa karşı örgütlü mücadele çağrısı
19:52 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Umut hakkı barış, eşitlik, özgürlüktür
19:38 Alman aktivist Anna Liedtke için eylem
19:29 İstanbul’da kaza: 4 kadın işçi yaşamını yitirdi
19:26 Mûş beyaza büründü
18:12 Gazze’de 71 bin 219 insan katledildi
17:39 Silêmanî’ye çalışmaya giden genç ölü bulundu
17:20 Rusya’dan başkent Kiev’e saldırı
17:14 Arkaş'tan panele katılım çağrısı: Sorunları masaya yatıralım
17:02 Bayındır: Kürt halkı Önder Öcalan'dan ayrı olamaz
16:55 Gazeteci Aykol'un akciğerlerinden sıvı örneği alındı
16:51 Mêrdîn'de 4 Ocak çağrısı
16:47 Şêxmeqsûd ve Eşrefiye'de kuşatma ve saldırılar sürüyor
16:29 Türköne: Devlet Abdullah Öcalan’ın ‘Ortak yaşam’ vizyonuna geldi
16:13 Bismil’de Arjen Kültür ve Sanat Merkezi açıldı
16:06 Dêrsim’de ilk kar
15:59 4 Ocak mitinge çağrı:‘Umut hakkı’ sağlanmalı
15:34 Üç ilde erkek şiddeti: Bir kadın katledildi
15:15 Ertürk ve Kavak’ın tahliyesi talep edildi
15:01 Yaşamevi Kadın Dayanışma Derneği raporu: Kadınlar şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor
14:48 ‘Doğu Raporu’nun 30. Yılında: Dünden Bugüne Paneli
14:43 Dêrsim'de Gaxan etkinliği
13:42 Kayıp yakınları beş kentte adalet talep etti
13:34 Mêrdîn'de görüş mesafesi 5 metrenin altına düştü
13:23 HPG'li Lokman Gazyak anıldı
13:10 Emek ve Demokrasi Platformu: ‘Umut hakkı’ barışın toplumsallaşmasını sağlar
12:58 Cumartesi Anneleri Mehmet Özdemir’in akıbetini sordu
12:42 Sokağa çıkma yasaklarında katledilen sağlık emekçileri anıldı
12:40 Mersin’de 2 çocuk yangında yaşamını yitirdi
11:49 İBB’ye yeni operasyon: 4 gözaltı
10:34 Eşbaşkanlardan ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine davet
09:32 Libya uçak kazasını incelemek için heyet gönderdi
09:07 3’ü kadın 4 öğrenciyi yaralayan kişi tutuksuz yargılanıyor
09:06 4 Ocak mitingine çağrı: 'Umut hakkı' bir halkın umudunun ilkesidir
09:06 Şaqayiq Nowruzi: İran’da kadın hareketi akan bir nehir
09:05 Kürdistan'da 300’ü aşkın arkeolojik alan baraj suları altında bırakıldı
09:04 Kadifekale'de özel savaş politikasına karşı yürüyüş
09:03 Erdoğan ‘kesinlikle bulacağız’ demişti: İnal’dan 20 yıldır haber yok
09:03 2026’da kadın mücadelesi ve örgütlülüğü daha da güçlenecek
09:02 Roboskî 14 yıldır kanıyor: Acımızı barış dindirir
09:01 Sistematik tacize uğrayan çocuğa polisten soru: Annen iftira mı atıyor?
09:00 Zam, enflasyon, yoksulluk: Türkiye 2026’ya ekonomik çöküşle giriyor
09:00 27 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:09 Şêx Meqsûd ve Eşrefiye'ye saldırı
07:57 38 il için yağış uyarısı
00:05 Demokratik Suriye Meclisi: 10 Mart Mutabakatı’nın başarısı acil bir ulusal öneme sahiptir
26/12/2025
23:50 Artuklu’da meşe ve çam fidanları toprakla buluştu
23:43 Gözaltına alınan gazeteci Mezarcı serbest bırakıldı
22:56 Amed’de bir kadını katleden Siraç Kartal tutuklandı
22:52 DEM Parti: Saldırılara karşı ortak mücadele hayati önemdedir
22:25 DAİŞ gümrük devriyesine saldırdı: 3 yaralı
22:03 Alevi Yüksek Meclisi: Cami saldırısının sorumlusu Şam’dır
21:36 Bakan Tunç’tan 11’inci Yargı Paketi savunması: Ceza adaletini sağlamaya yönelik bir düzenleme
21:25 Ankara'da Şeva Yelda kutlaması
20:40 Gazze’de can kaybı 70 bin 945’e yükseldi
20:28 Amed’de iş cinayeti
20:11 Süveydalı tutuklular açlık grevine başladı
20:05 Antalya'da polis şiddetine tepki: Sorumlular cezalandırılsın
19:23 Humus’taki cami saldırısını HTŞ’nin ‘eski’ kolu üstlendi
19:05 Alevi örgütlerinden katliamlara karşı mücadele çağrısı
18:28 Wan’da 223 işçinin eylemi sürüyor: Ne zaman dur diyeceksiniz?
18:18 HDK’deki çalışmaları nedeniyle sosyolog Berfin Azdal’a hapis cezası
18:12 'Yomra’da doğa talanına izin vermeyeceğiz'
17:24 MESEM protestosunda tutuklanan öğrencilere tahliye
17:22 Yeniden Refah Partisi’nden 102 kişi istifa etti
17:09 Mêrdîn’de 3 kişinin öldürülmesine dair hukukçular ve aileden açıklama
17:08 Katliam Yasası'nın durdurulması için BM'ye başvuru yapılacak
16:21 Humus’ta Alevilere ait camiye saldırı: Çok sayıda ölü ve yaralı var
16:20 Bayram ve Yıldeniz aileleri yaşamını yitiren yakınlarını andı
15:56 Keskin Bayındır: 7'den 70'e herkes mitinge katılmalı
15:49 Ankara'daki barınaklarda 10 ayda 17 bin köpek ölümü
15:42 Selma Kara'yı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet cezası istemi
15:41 Şirnex’te ağaç kıyımının üstü brandayla örtülüyor
15:15 ABD'den Nijerya'ya DAİŞ operasyonu
15:12 Katliamın üzerinden 14 yıl geçti: Roboskî süreç açısından turnusol kağıdıdır
14:39 Adana'da 4 Ocak mitinginin çalışmaları için start verildi
14:34 Leyla Zana'ya saldırı ve hakaretlere suç duyurusu
14:13 Emeklilerden asgari ücret protestosu
13:54 Katliamların aydınlatılması için hukuki düzenleme ve komisyon talebi
13:53 Tutsaklara yeni yıl kartı
13:52 Humus’ta camide patlama: 3 ölü, 5 yaralı
13:28 ABB Başkanı Mansur Yavaş hakkında soruşturma izni talep edildi
12:43 Yolda önlem alınmamasına tepki: Hakkari’de ölüm var!
12:32 4 Ocak mitingine çağrı: ‘Umut hakkı’nı savunmak, barışı savunmaktır
12:30 DTSO Meclisi’nden çağrı: Barış ve ekonomi için somut adım şart
12:27 Nihal Ay’ın taziyesine kitlesel ziyaret
11:25 Enflasyonun düşeceğini bekleyenlerin oranı düştü
10:50 AİHM İmamoğlu dosyasını ‘öncelikli’ inceleyecek
10:16 Buca Belediyesi işçileri yeniden iş bıraktı
09:59 Süreç anketi: 'Umut hakkı' talebi yüzde 71 oranında
09:43 Karasu: Kürt halkının iradesinin dikkate alınması gerekiyor
09:20 Mazlum Ebdî Şam’a gidecek
09:17 Doğum izni düzenlemesi: Kadınların hayatını zorlaştıracak
09:17 Edebiyat, folklor, bilim ve direnişin sesi: Sehîdê Îbo
09:15 Kadınların talepleri 'yetersiz elektronik kelepçe' gerekçesiyle reddediliyor
09:14 Wan Barosu Cezaevi Komisyonu'ndan Kaya: Süreci sabote etmek isteyen hapishane ve yönetimleri var
09:13 Yazar Tunç: Mereş'te yaşananlar soykırımdı, devlet yüzleşmeli
09:13 Sanatçılar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için miting alanını dolduralım
09:07 Gaxan'ın bu yılki gündemi: Demokratik toplum ve barış
09:06 Dumlu'da tutsaklara sistematik şiddet
09:01 İnsan hakları ve yargı açısından garabet bir yıl geride kaldı
09:00 Avrupa yıl boyunca Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü haykırdı
09:00 26 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:49 Çok sayıda kent için kar ve sağanak uyarısı
08:40 Futbolda bahis soruşturması sürüyor: 29 kişi hakkında gözaltı kararı
08:32 Colemêrg'de bir araç Zap Suyu'na yuvarlandı
08:30 Asgari ücret artışı Resmi Gazete'de yayımlandı
25/12/2025
23:55 Selim Sadak’ın hayati riski sürüyor
23:17 Erdîş’te yangın: 15 kişi hastaneye kaldırıldı
23:13 Wan’da kavgada bir kişi hayatını kaybetti
21:34 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de abluka sürüyor
21:25 Asgari ücrete tepki: Geçim artık imkansız
20:56 Boş dairede bir kadın hayatını yitirmiş halde bulundu
20:17 Pulur’da Gaxan kutlandı
20:12 Aralık ayı katliamları yürüyüşle protesto edildi
19:37 Minbic’te 1 çocuk katledildi
19:35 İsrail Lübnan’da aracı hedef aldı: 2 ölü
18:54 DEM Parti İzmir Kadın Meclisi: Leyla Zana onurumuzdur
18:41 Geçiş hükümetine bağlı gruplar bir çocuğu katletti
17:35 Mazlum Alas'ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:14 İran Kürt yurttaşa idam cezası verdi
16:47 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
16:40 Emeklilerden iktidar protestosu: Bu iktidar sermayenin iktidarıdır
16:38 Nihal Ay'ın taziyesine kitlesel ziyaret
15:33 Pêrtag Belediyesi, GES kurulması için 350 dönümlük araziyi kiraya verdi
15:20 Mazlum Ebdî: Entegrasyon noktasında ortak anlayışa varılmıştır
15:04 MED TUHAD-FED: İstasyon Meydanı'nı barış meydanı yapalım
14:45 Sudan’da 73 kadın ve 29 kız çocuğu alıkonuldu
14:44 'Ajanlaştırma baskısına' karşı mücadele vurgusu
14:36 Ayşegül Doğan: Türkiye Suriye’de yapıcı rol oynamalı
13:36 İslami Araştırmalar Federasyonu eşbaşkanları seçildi
12:46 Eğitim Sen: Şiddeti çözmek uzun vadeli eğitim politikalarıyla mümkün
12:12 DEM Parti'den Leyla Zana'ya yönelik saldırılara karşı suç duyurusu
12:10 Mêrdîn'de Süryaniler ‘Doğuş Bayramı’nı kutladı
11:47 Wan'lı yurttaşlar: Devlet adım atsın
11:35 Libya heyetini taşıyan jete ilişkin yeni detaylar
11:16 Abdullah Öcalan: Demokratik İslam, Medine Vesikası’nın ruhuna dönmektir
11:09 Fenerbahçe Başkanı Saran adliyeye sevk edildi
11:00 Tülay Hatimoğulları: Kürt meselesi herkesin yüzleşmesi gereken bir meseledir
10:48 Riha’da ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı
10:32 70 yaşındaki gazeteci 70 gündür direniyor
09:37 Kadınlara 4 Ocak çağrısı: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü haykıralım
09:30 Kriz, toplumsal çöküş ve direniş: Zibechi'den alternatif bir dünya okuması
09:28 Ercan Yılmaz: Meclis’e sunulan raporlar meseleyi çözme noktasında eksik