Günay: Tecrit Türkiye'ye yayıldı

img

ANKARA - İmralı Cezaevi’ndeki tecridin kaldırılması için tutukluların daha önce de açlık grevine girdiğini hatırlatan HDP Sözcüsü Ebru Günay, “İktidar politikalarından vazgeçmediği gibi tecrit sistemini tüm ülke geneline yayarak sistematikleştirmiştir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündemdeki konuları değerlendirdi. Günay, açıklamasında 27 Kasım 2020 tarihinde başlayan ve 120 cezaevinde devam eden açlık grevlerine dikkat çekti. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde devam eden hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle girilen açlık grevinin 57’nci gününde olduğunu vurgulayan Günay, “Tecrit sistemi, işkence yasağına aykırı olarak sistematik bir şekilde başta İmralı cezaevi olmak üzere Türkiye’deki cezaevlerinde yaygın olarak uygulanan insanlığa karşı bir suçtur. Bu sistemle tutsakların avukat ve aile bireyleriyle her türlü iletişim aracılığı ile haberleşme hakkı başta olmak üzere, sosyal ilişkilenme hakkı, düşünce ve ifade hakkı gibi tüm yasal hakları ortadan kaldırılmakta, evrensel hukuk kuralları askıya alınmaktadır” dedi. 
 
TECRİT ÜLKE GENELİNE YAYILDI
 
Günay, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) başta olmak üzere birçok uluslararası kurumun tecrit uygulamasına başvurulduğunu defalarca belgelediğini ve geri adım atması için iktidara çağrılar yaptığını ifade etti. Günay, “Ancak iktidar tam aksine bu politikalarından vazgeçmediği gibi, tecrit sistemini tüm ülke geneline yayarak sistematikleştirmiştir. İmralı Cezaevi’ndeki tecrit uygulamalarına karşı daha önce de açlık grevleri yapılmış, bu grevlerin etkisi ile aile ve avukat görüşmeleri yapılmış ancak 7 Ağustos 2019 tarihinden beri görüş yasakları yeniden devreye girmiştir. Bu durum BM Mandela Kurallarına, CPT tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na da aykırıdır” ifadesinde bulundu.
 
TECRİT İÇİNDE TECRİT
 
Cezaevlerinde bulunan tutuklulara “tecrit içinde tecrit” sistemi uygulandığını ve keyfi uygulamalarla tutukluların haklarının gasp edildiğine dikkati çeken Günay, şunları ifade etti: “Özellikle pandemi koşullarında hijyen ve sağlık imkanlarından mahrum bırakılan siyasi tutsaklar adeta ölüme terk edilmiştir. Son dönemlerde onur kırıcı ve gayri ahlaki çıplak arama işkencesi de gözaltı merkezlerinden başlayarak cezaevlerine kadar yaygınlaştırılmıştır. Bunlar ve benzeri tüm hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine son verilmesi, kişi onuruna yakışır muamele yapılması, mahpuslara yönelik işkence, kötü muamele ve diğer hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, hasta mahpusların tedavilerinin aksatılmadan yapılması, hastane sevkleri sonrası karantina koşullarının işkenceye dönüştürülmesinin önlenmesi de bu eylemlerin talepleri içindedir. Bu taleplerin tamamı meşru, hukuki ve demokratik taleplerdir.”
 
İYİ HAL KURULU
 
Cezaevleri yönetmeliğinde yapılan değişiklik ardından oluşturulan “İyi Hal Kurulu” uygulamasıyla hak ihlallerinin daha da artacağına işaret eden Günay, şöyle devam etti: “İyi Hal Kurulu’nda, savcı ve hapishane görevlileri, mahpusların şartlı tahliye tarihi öncesinde bir rapor hazırlıyor ve değerlendirme yapıyor. Siyasi mahpuslara, ‘pişmanlık’, ‘itirafçılık’ gibi kirli politikalar dayatılıyor. Sırf siyasi görüşünden kaynaklı, çıplak arama uygulaması gibi cezaevinin insanlık dışı uygulamalara direnenler, açlık grevlerine katılanlar hakkında olumsuz raporlar veriliyor, tahliyelerinin önüne geçiliyor. Kurulda baro görevlisi veya hükümlünün avukatı bulunamıyor. Yani tek taraflı yargısız infaz süreci iyi hal kurulları eliyle hayata geçiriliyor. Bu raporlar iki kez uygulanabiliyor ve her seferinde 6 ay olmak üzere şartlı tahliye tarihi 1 yıla kadar ertelenebiliyor. Aslında mahpuslar yeni bir ceza ile karşı karşıya bırakılıyor. İnfaz süreleri bitmiş çok sayıda tutsak keyfi biçimde cezaevinde tutulmaya devam edilerek aslında çok büyük bir insan hakkı ihlalinin yanında, kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma suçu işleniyor. Cezaevlerindeki hak ihlallerine bir yenisini ekleyen bu uygulama da mahpuslara ‘cezaevi içinde cezaevi’ yaşatan hukuk dışı, insanlık dışı bir uygulamadır.”
 
ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
 
Adalet Bakanlığı olmak üzere yetkililere seslenen Günay, “Görevlerini yapmaya, ihlallerinin sonlandırılması ve tecridin kaldırılması için bir adım atmaya çağırıyoruz. Her şeyden önce bu süreçte açlık grevi yapan mahpusların kaldıkları hapishanelerde düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, protokollere uygun beslenme ihtiyaçlarının karşılanması, tıbbi bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Çok geç olmadan, yeni can kayıplarını yaşamamak adına derhal harekete geçilmelidir. HDP olarak insan yaşamının bizim için çok değerli olduğunu buradan tekrar ifade ediyor ve mahpusların yaşamlarını riske atacak her türlü tutuma karşı bütün demokratik kamuoyunu da tutsakların sesine ses katmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
 
EFRİN OPERASYONU
 
Efrîn’e yönelik saldırının yıl dönümüne ilişkin de konuşan Günay, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Efrîn işgal edilmesinin üzerinden 3 yıl geçti. ‘Tehdit’ bahanesiyle TSK ve desteklediği cihatçı gruplar Suriye iç savaşında tek bir kurşun bile sıkılmayan Efrîn’e yönelik 20 Ocak 2018 tarihinden itibaren işgal harekâtı başlattı. Efrîn’de sadece bir coğrafya işgal edilmedi aynı zamanda Ortadoğu’nun en eski halklarından olan Kürtlerin dili, kültürü, geleceği ve toplumsal değer yargıları hedef alınmaktadır. Biz daha ilk günden AKP iktidarının hedefinde Kürtlerden başka bir şey olmadığını her platformda söyledik. Ve bugün gelinen nokta gösteriyor ki, AKP iktidarı ve desteklediği gruplar Efrîn’de ve genel olarak Kuzey Suriye’de yaptıkları bir beka meselesi değil, sadece Kürt düşmanlığıdır.
 
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENİYOR
 
En son BM’nin Ocak-Temmuz 2020 tarihleri arasında Suriye’de yerinde yaptığı çalışmalar bize yeniden AKP iktidarının, desteklediği grupların insanlığa karşı suç işlemeye devam ettiğini yeniden göstermiştir. Şunun altını çizmek gerekir: BM başta olmak üzere, uluslararası birçok izleme örgütlerinin çağrılarına rağmen işgalden sorumlu olan AKP iktidarı tarafından bu suçların araştırılmasına dair ne bir adım atılmıştır ne de bir açıklama yapılmıştır. İktidarın bugüne kadar bir soruşturma başlatmamasının tek bir gerekçesi olabilir. O da; kendi başlatacakları soruşturmada bile asıl sorumluların kendileri olduğu ortaya çıkacaktır. Evet, AKP’nin bu suçlara ve uygulamalara dair soruşturma açmaması ‘biz orada suç işliyoruz’un örtülü itirafıdır.
 
Efrîn işgalinde şu ana kadar 300 bin Efrînli yerinden edildi. Kentte Kürtçe diline dair her şey Türkçeleştirildi. Tüm okullarda Türkçe zorunlu hale getirildi. Kürt tarihinin önemli isimlerinin verildiği meydanlar Türkçeleştirildi. Son 3 yılda çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 7 binden fazla kişi kaçırıldı ve binlercesinin akıbeti hala bilinmiyor. Kaçırılan kadınların zorla evlendirildikleri, cinsel saldırıya maruz kaldıkları, BM, Af Örgütü ve birçok insan hakları izleme örgütü tarafından somut bilgilerle kanıtlanmıştır. Bu iktidar Efrîn doğasını da talan ediyor. 20 milyona yakın zeytin ağacı bulunan Efrîn’de birçok zeytinlik yağmalandı, kesildi veya yakıldı. Zeytinlerden üretilen yağların iç piyasanın yanı sıra İspanya, Danimarka gibi ülkelere satıldığı da zaten belgelenmişti. Dönemin ticaret bakanı da ‘gelir bize geçsin istiyoruz’ diyerek bunları kabul etmişti zaten.
 
Sonuç olarak, BM gibi, Türkiye’nin de dahil olduğu ulus üstü bir kurumun raporları ve AKP iktidarının itirafları, aklı selim her insanın ‘AKP, Efrîn’de ağır suçlar işliyor’ dedirtebilecek niteliktedir. Biz HDP olarak şunu çok iyi biliyoruz, Efrîn’de cinayet işleyen fail ertesi gün elini kolunu sallaya sallaya İstanbul’da, Hatay’da gezebiliyor. Ve dün Efrîn’de suç işleyen bu zihniyet yarın Türkiye’nin herhangi bir yerinde aynı suçu işleyecektir.
 
GÜNEY KÜRDİSTAN ZİYARETİ
 
Geçtiğimiz gün Milli Savunma Bakanının Irak ziyareti basına yansıdı. Son yıllarda ne zaman AKP iktidarından birileri Irak’ı ziyaret etse ardından savaş politikaları devreye giriyor ve kan dökülüyor. Biz HDP olarak, gerek Irak Kürt Bölgesel Yönetimi gerekse Irak Merkezi Hükümeti’nin Türkiye’yle diplomasisine elbette karşı değiliz. Aksine bu ilişkilerin demokratik temelde geliştirilmesini de temenni ediyoruz. Fakat, hem Irak Kürdistan Bölgesel yönetimini hem de Irak Merkezi Hükümetinden beklentimiz, AKP’nin ‘Kürt düşmanlığı’ dayatmasını kabul etmemesidir. İç kavga senaryosu bile sadece Kürtler arası birliği değil, Ortadoğu’daki bütün halkların geleceğini olumsuz etkileyecektir.
 
SİYASİ PARTİLER KANUNU
 
Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu’nda kimi değişiklikler yapılacağına dair zaman zaman basına yansıyan ‘kulis’ bilgileri oluyor. Nedir kamuoyuna yansıyan bilgi? MHP ve AKP, bu iki kanunda bazı değişiklikler yapmak için çalışıyorlar. Bir kere altını çizerek belirtmemiz gerekir ki: Siyasi Partiler ve Seçim kanunları, bir ülkede yurttaşların ‘yönetime katılma biçimini’, ‘ülke yönetiminde söz sahibi olma düzeyini’ belirleyen çok önemli hukuki metinlerdir.
 
SEÇİM MEVZUATI
 
Dolayısıyla böylesine önemli iki kanuna dair, MHP ve AKP’nin; ‘kapalı kapılar ardında’ yani seçimlere katılacak diğer partilere danışma tenezzülünde dahi bulunmadan, ilgili sivil toplum örgütleriyle ortaklaşmadan yani halktan, kamuoyundan saklayarak, gizleyerek yapmak istedikleri alavere-dalavere bir işten ibarettir. Elbette, demokrasilerin olmazsa olmazlarından birisi; demokratik, şeffaf ve güvenilir seçimlerdir. Seçimlerin halk iradesini, yurttaş iradesini en doğru biçimde yansıtacak özgür, demokratik, şeffaf ve güvenilir usul ve yöntemlerle gerçekleştirilmesi, ayrıca seçme ve seçilme özgürlüğünün yani halk iradesinin güvence altına alınması da bir ülkede demokratik siyasetin hâkim kılınması bakımından hayati niteliktedir. Bu bağlamda; Seçim mevzuatının demokratik bir temele oturması şarttır.
 
KAPALI KAPILARIN ARDI
 
Peki bu iki parti, yani MHP ve AKP 12 Eylül cunta anayasası bağrından çıkmış mevcut siyasi partiler ve seçim kanunlarını ‘demokratik bir temele’ oturtmak için mi çalışma yürütüyor? Tabi ki Hayır. Nereden biliyoruz? Çünkü ‘kapalı kapılar’ arkasında, halktan ve diğer siyasi partilerden gizleyerek yapılan işlerden demokrasi çıkmaz. Çıksa çıksa otoriterlik çıkar, faşizm çıkar, hile çıkar, hurda çıkar. Hatırlayalım; MHP-AKP ikilisi, adına ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ dedikleri otoriter rejime, anayasal dayanak oluşturmak için ne yaptılar? 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan ettikleri OHAL koşullarında, siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, sivil toplum örgütlerinin, yurttaşların tutuklandığı, fikirlerin dahi özgürce dile getirilemediği, tartışılamadığı bir baskı ortamında, sözüm ona halk oyuna sunarak, referandumla anayasada değişiklik yaptılar.
 
MÜHÜRSÜZ OY HATIRLATMASI
 
Sözüm ona referandum çünkü bu referandum tarihe ‘mühürsüz oy pusulalarıyla’ geçti. 16 Nisan 2017’de saat 16.10’da yani henüz sandıklar açılmamışken, AKP’nin YSK temsilcisi YSK’ye bir dilekçe verdi. ‘Mühürsüz oy pusulaları geçerli sayılsın’ dedi. Henüz sandıklar açılmamışken sandıklarda ‘mühürsüz oy pusulaları olduğunu’ nereden biliyorsun? Ve bu mühürsüz oy pusulalarında yapılan tercihin ‘evet’ olduğunu nereden biliyorsun? Bu ülke tarihinin en büyük seçim hilelerinden birisine imza atarak ve buna ‘kanuna aykırı biçimde olur veren’ YSK’yi da dahil ederek, referandumu kazandıklarını ilan ettiler. Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri MHP-AKP ikilisinin ülke demokrasisini askıya aldıkları bu yeni rejim meşruiyet kazanamamıştır. Her türlü baskının mubah sayıldığı bir siyasi iklimde üstüne üstlük hileli bir halk oylamasıyla iktidarlarını tahkim etmişlerdir.
 
PALAVRALARA KULAK KABARTMAYIN
 
Peki bugüne gelelim; baskı ortamı, faşizan uygulamalar, OHAL koşulları ortadan kalkmış mıdır? Hayır, daha da katmerleşmiştir. Peki böyle bir ortamda bu iktidar bloğu ne yapmak istiyor? Siyasi partiler ve seçim kanunlarında kalan asgari demokratik kırıntıları da temizlemek, yok etmek istiyor. Kendilerinin lehine, kendilerinin dışındaki tüm partilerin aleyhine ne kadar daha cambazlık yapılabilir? Bunun peşindeler. Yapacakları değişiklikleri meclise getirip, el-kol çokluğuyla geçireceklerdir. Elbette bizler demokratik muhalefetimizi en üst düzeyde yapacağız. Şunu eklemek isterim; otoriter partilerin, siyaset anlayışlarının bir vesayet odağına dönüşmesini, Türkiye gibi heterojen bir topluma sahip, 83 milyon ve genç nüfuslu bir ülke daha fazla kaldıramaz. Nitekim bunların faşizan sistemi çatırdamaya başladı. Diğer taraftan; ‘Bunlar seçimle gitmez!’ ‘Ne yapar eder, seçimi kazanırlar’ ‘Seçimi kaybetseler de gitmezler!’ gibi halk arasında yaymaya çalıştıkları, muhalefete oy veren seçmenin inancını zayıflatıp, sandığa gitmesini engellemek için, sistematik olarak yayılan palavralara da hiçbir yurttaşımızın kulak kabartmamasını istiyoruz.
 
İZİN VERMEYECEĞİZ
 
Bunun için gerekli teknik bilgi ve donanıma, uzmanlığa ve her şeyden önemlisi mücadele azmine her zamankinden fazla sahibiz. Biz HDP olarak bu ülkede mevcut olan her siyasetin Meclis’e yansıması gerektiğine inanıyoruz. Çoğunluğun değil, çoğulcuğun siyasetini yapıyoruz ve bu fikriyatın Meclis’te de temsil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün Türkiye’de olan yüzde onluk seçim barajı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bu barajın kesinlikle kaldırılması gerekir. AKP iktidarı yıllardır 12 Eylül’ün mirası olan bu sisteme sahip çıkıyor. İktidara gelince yan çizdiler. Bugün HDP’nin baraj sorunu yok ancak demokrasinin gereği olarak sıfır barajla tüm siyasi partilerin kendini ifade edebileceği, Meclis’te yer alabileceği koşullar yaratılmalı.
 
İktidar bloğu, cunta mirası seçim barajını kaldıracağına, demokratik, adil ve eşit bir seçim yarışı için artık ucube hale gelmiş seçim kanunlarını değiştireceğine yatıp kalkıp hiç kimselere danışmadan, konuşmadan Ali Cengiz oyunlarıyla ülkenin geleceğini dizayn etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz.
 
SOKAĞI YÖNETİME TAŞIYACAĞIZ
 
Siyasi partiler ve seçim yasası üzerine çalışan parti komisyonlarımız hazırlık içindeler. Bizim için temel kriter demokratik ölçü ve ilkelerin hem siyasi partiler hem seçim, hem diğer ilgili kanunlara yedirilmesi gerektiğidir. Sandık üzerinden toplum mühendisliği yaparak halkı seçimden, sandıktan soğutmak isteyen, inancını kırmak isteyen AKP-MHP iktidarına şunu diyoruz: Halkın öfkesini hangi sandık hilesiyle yok edebilirsiniz? Sokağın kabaran öfkesini seçim sandıklarına taşıracağız. Sokağı mutlaka yönetime taşıyacağız.
 
KESİNTİSİZ MÜCADELEMİZ SÜRECEK
 
Sokak sokak gezip halkı dinleyenler olarak 1 Haziran ile 1 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz ‘Demokratik Mücadele Programı’ kapsamında Edirne ve Hakkari’den Darbeye Karşı Demokrasi İçin Yürüdük. AKP-MHP iktidarının her türlü saldırı ve engellemelerine karşı direnerek, bu yürüyüşü halklarımızın da büyük desteğiyle sonuçlandırdık. Bu üç aylık Mücadele Programının ardından yine 4 aylık Demokratik Eylem Programımızı her alanda mücadele ederek, hayata geçirdik. İktidarının her alandaki saldırısına karşı fabrika önlerinde, alanlarda, sokakta, Meclis’te Kürdünden Türküne, Alevisinden Sunnisine, kadınların ve tüm ötekilerin, yaşam alanı savunucularından tarım işçilerine kadar hakları gasp edilen her kesimin ve kimliğin hem omuzdaşı hem de sesi olduk. 7 aydır sürdürdüğümüz bu programımızı kesintisiz olarak 2021 yılında da devam ettireceğiz.
 
BU YIL İNŞA YILI OLACAK
 
Aralık ayından bugüne partimizin farklı organları 2021 yılı planlaması için tartışmalar yürütüyor. Bu çerçevede 6 Ocak tarihinde İl Eşbaşkanları, 10 Ocak tarihinde PM toplantılarımızı gerçekleştirdik. Ayrıca tüm bölgelerde özgün bölge toplantıları da alındı. Toplantılarda yürütülen geniş tartışmalar sonucunda 2021 yılının da bizler açısından inşa yılı olacağı, AKP-MHP faşizminin saldırılarının boşa düşürüleceği, örgütlülüğümüzü büyüteceğimiz görüldü. Saray rejiminin içinde bulunduğu çıkmazı sürdürmek için bize daha fazla saldıracağını biliyoruz. Nitekim 2021 yılının ilk ayında partimize ve bileşenlerimize yönelik saldırılarla, gözaltılarla bunu net olarak gördük. Toplantılarımızda 2021 yılında AKP-MHP iktidarına karşı mücadele yılı olacağını kararlaştırdık. Yeri geldikçe detaylar kamuoyuyla paylaşılacaktır elbet. AKP-MHP iktidarı nasıl ki, tüm ezilenlere karşı zulmünü sürdürüyorsa biz de bu topraklara eşitlik, adalet ve özgürlüğü getirinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz kazanacağız ve o günler uzak değildir, sadece ve sadece birlikte omuz omuza mücadele etmemiz yeterlidir.”
 
BİLGEN AÇIKLAMASI
 
Konuşması ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Günay, yerine kayyım atanan tutuklu Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen’in açıklamalarına ilişkin soruya, “Ayhan Bilgen öncelikle bizim tutuklu bir belediye eşbaşkanımız ve serbest bırakılmalıdır.  Bir dönem parti sözcülüğümüzü yaptı ve yol arkadaşımızdır. Demokratik siyaset için herkes eleştiriler yapabilir. Her eleştiri bizim için kıymetlidir ve her dönemde bizde kendimize yönelik eleştiriler, tartışmalar yürütüyoruz. Ancak bugün iktidarın bizim büyümemizi istemiyor. İktidarın baskı politikalarına karşı omuz omuza mücadele etme günüdür” yanıtını verdi.

Diğer başlıklar

10/12/2025
23:59 Ulaştırma ve Ticaret Bakanlığı bütçeleri kabul edildi
22:22 Fed, yılın son faiz kararını açıkladı
20:53 Licê’de fuhuşa karşı yürüyüş düzenlenecek
20:48 Barış temalı müzik festivali ilk gününde
20:44 Dîlok’ta ambalaj fabrikasında yangın
20:40 DEM Parti'li Eren: Özerk Yönetim'e kapıları açın
20:23 Sendikalardan MESEM protestosu
20:16 DEM Parti: Meclis çatısı altında işlenen istismar örtülmemeli
20:11 Dindar: Milyonların konuştuğu Kürtçe, yok saymanızla yok olmaz
20:06 İzmir’de su kesintileri her gün uygulanacak
20:03 Wan’da Bîra Sûr’ê gösterimi: İhlal 10 yıldır sürüyor
19:48 Cenevre’den çağrı: Abdullah Öcalan derhal özgür olmalı
19:28 KHK eylemi 350'nci haftasında
19:18 DEM Parti milletvekilleri: İktidarın yaptığı, yapmadığı yollar halkın canına mal oluyor
19:11 Beritan Güneş Altın: Meclis çocuklar için suç mahali
19:02 Kanireş depreme hazır değil
18:58 Werîşe Mûradî’ye verilen idam cezası iptal edildi
18:50 Amed Film Festivali'ne yoğun ilgi
18:35 İsrail mülteci kampına saldırdı
17:47 ABD’nin yeni bütçe tasarısı: QSD Suriye'nin siyasi çerçevesinin parçası olmalıdır
17:24 Yasin B. kendisinden boşanmak isteyen kadına saldırdı
17:20 Avustralya'da çocuklara sanal medya yasağı başladı
17:13 Meclis'ten kız çocuklarının taciz edilmesine dair açıklama
16:57 TKDF Kasım ayı şiddet çağrısı raporunu açıkladı
16:13 Tetwan’da halk buluşması: Sayın Öcalan ilk defa bir sürece bu kadar umutla bakıyor
16:08 Gazeteci Aykol'a bir kez daha kan takviyesi yapıldı
16:06 Veysi Aktaş: Kim örgütlenirse o kazanacak
15:47 DEM Parti, CHP ve EMEP ‘çözüm’ raporlarını Meclis’e verdi
15:28 TÜMBEL-SEN 'Emek ve Demokrasi Sempozyumu' düzenleyecek
15:10 Yaşamını yitiren PKK'liler için taziye kuruldu, mevlit verildi
14:50 BM’ye mektup: ‘Umut hakkı’ kararı konusunda teşvik edici olun
14:48 Kürtçe kurs engeli protestosu: Dilimiz, onurumuzdur
14:28 Hak ve hukuk örgütlerinden İnsan Hakları Haftası açıklaması: İhlaller artarak devam ediyor
14:23 Suriye Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nden ‘umut hakkı’ açıklaması
14:03 ‘Taliban İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni çiğniyor’
13:46 İzBB'den iş bırakan işçilere soruşturma
13:22 İşten çıkarılan maden işçileri: Maden bizim emek bizim
12:54 TJA, DBP ve DEM Parti’den İnsan Hakları Haftası açıklaması
12:37 Antalya’da 'Geçinemiyoruz' mitingine katılım çağrısı
12:35 HTŞ’nin bir yıllık iktidarında kadınlar: Kaçırılma, katliam, cinsel şiddet
12:28 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyoruz
12:18 Amed’de insan hakları yürüyüşü: Kürt sorunu çözülmeli
11:43 ÇHD’li avukat gözaltına alındı
11:39 Gar Katliamı anması: Savaş severliğinizi alt edeceğiz
10:57 MKG'nin Kasım raporu: Kadın gazetecilere baskılar sürüyor
10:54 İzBB işçilerinin eylemi 3'üncü gününde
10:23 Mahkeme durdurdu, bakanlık tekrar ÇED süreci başlattı
10:15 Araştırma: DEM Parti seçmeninin yüzde 97'si İmralı ziyaretinin sürmesini istiyor
10:04 Amed'de yoğun sis zor anlar yaşattı
10:00 Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 18 yaralı
09:43 600 haneye ceza kesen DEDAŞ, hızını alamayıp sağlık ocağının da elektriğini kesti
09:29 Ermeni Meclisi Eşbaşkanı: Heval Apo'nun felsefesiyle kendimizi tanıdık
09:22 'Xwêfiroş'un yönetmeninden doğaya sahip çıkma çağrısı
09:21 Ayşe İnceyol'u kaçırarak tecavüz eden Oral aynı gece jandarmayla mesajlaşmış
09:19 'Eğitime ayrılan bütçe yanlış kullanılıyor'
09:13 Oscar adayı filmin yönetmeni: Amed Kürdistan'ın Cannes'ı olmalı
09:13 Fırat Acar’ın IFC adına hazırladığı sahte projeyle 30 milyon TL aldığı iddiası
09:11 DEM Parti 'Ekmek ve Barış' için Ankara'ya yürüyecek
09:06 Artemêt kadınların özgür ve ekolojik kenti oluyor
09:04 Dr. Yaviç: Hasta tutsakların durumu ATK’nin insafına bırakılmamalı
09:04 Basklı avukat Azurtza: Abdullah Öcalan'ın kilit kişi olduğunu anlamak gerekir
09:01 Panos'ta Girêsor, çöp tepesi oldu
09:00 10 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:45 Mısırlı akademisyen: Öcalan'ı özgür koşullarda Riha'da görmek isterim
08:33 Abdullah Öcalan’dan toplumsal sorunlara dair önemli mesajlar
09/12/2025
23:51 Qers’te kar yağışı: 17 köyün yolları kapandı
23:08 Meclis, AYM, Sayıştay, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı'nın bütçeleri kabul edildi
22:45 KYK yurdunda öğrenciler tarihi geçmiş mantıdan zehirlendi
22:32 Süveyda’da 3 toplu mezar bulundu
21:16 İzBB işçilerinden meşaleli yürüyüş: Müzakere masası kuralım
21:01 Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Ersoy gözaltına alındı
20:33 Dêrazor’da operasyon: 3 DAİŞ'li yakalandı
20:22 Mülkiyeliler Birliği tiyatro gösterimi için salon vermedi
19:47 ÖHD'den Burdur Cezaevi için çağrı: Soruşturma başlatılsın
19:43 İşçilerin eylemi 133'üncü gününde
19:38 Amed Film Festivali'nde 14 film ve belgesel izleyicisiyle buluşturuldu
19:12 Sevilay Çelenk: Türkiye, Suriye Kürtlerinin kazanımlarını korumalı
19:08 Alevilere dönük katliamlar protesto edildi
18:39 Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu: Savaşa değil barışa bütçe
17:52 DEM Partili Dilan Ayan: Barış ve demokratik toplum yasaları çıkarılmalı
17:45 Gazze’de ateşkese rağmen 70 çocuk katledildi
17:42 İsrail askerleri Kuneytra’da yurttaşlara ateş açtı
17:39 Torununa tecavüz eden erkek yine tutuklanmadı
17:36 Sakık’tan Fidan’a: Şam yerine kardeşlerimizin olduğu Rojava’ya gidin
17:18 Çanakkale'de bir kadın katledildi
16:43 Serap Avcı cezaevi önünde alkışlarla karşıladı
16:15 Dêrsim'de 4.2 şiddetinde deprem
15:56 Öz savunmada bulunan Serap Avcı için tahliye kararı
15:39 Haber telif hakkının 'örgüte yardım' olarak değerlendirildiği dava görüldü
14:56 Fotoğraftaki kişi iddiasına beraat
14:47 Wan'da Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu ve GABB kadınlar ile bir araya geldi
14:35 Rojbin Sönmez anıldı
14:28 Gelecek Partili Torun: Suriye'de kalıcı çözümün anahtarı kapsayıcı diplomasidir
14:27 'Türk'ün gücünü göreceksin, denilerek tutsağa işkence yapıldı'
14:19 Ayla Akat Ata’nın yargılandığı davada mütalaa hazırlanacak
14:16 Şırnak Adliyesi'nde intihar girişimi
14:12 Hukuk örgütleri Riha'daki cezaevlerindeki ihlalleri açıkladı
13:43 Patron işkencesinde 4 kişiye hapis cezası
13:13 Dêrsim’de kampüsün kamu kurumlarına açılmasına tepki
13:09 HDK soruşturmasında sanatçı Pınar Aydınlar'a hapis cezası verildi
13:05 Partiler ‘çözüm’ raporlarını Meclis’e sunacak
12:11 QSD’den Şam’a: Barışı bozan girişimlere karşılık verilecektir
12:09 Yasadışı bahis soruşturmasında 20 gözaltı
12:07 Hevsel ve On Gözlü Köprü'deki işgal gündemiyle toplantı
11:13 Dilan ve ‘komünün çocuğu’
10:28 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat eden eşbaşkandan göreve iade başvurusu
10:11 İşçiler, işe iade kararını uygulamayan İzmir Belediyesi'ni protesto etti
10:02 Bahisten Fenerbahçe’nin kaptanının da aralarında olduğu 20 kişiye tutuklama
09:44 Suriye bölünmesin ama Halep benim olsun!
09:33 Akademisyen Lemkow: Abdullah Öcalan'a katılıyorum
09:25 Irmak: Ortak dil festivallerde yakalanır
09:23 KYK'de öğrenciler dinci yapılara yönlendiriliyor
09:21 ‘Erkek-devlet şiddetine karşı birbirimizin güvencesiyiz’
09:20 'Abdullah Öcalan bizi yepyeni bir sosyalizm tartışmasına davet ediyor'
09:19 Licê’de kadınlardan ortak mücadele çağrısı
09:16 İHD Antalya Eşbaşkanı: Abdullah Öcalan’ın koşulları düzeltilmeli
09:10 Agirî Belediyesi bir yılda kentin çehresini değiştirdi
09:06 Ekolojist Özdemir: Toplumsal ve ekolojik adalet yan yana gelmeli
09:01 Hîlala Zêrîn çarpıtılan tarihe sanatla ışık tutuyor
09:00 09 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:26 Wan, Şirnex, Sêrt ve Colemêrg için sarı kodlu uyarı
08/12/2025
23:14 Hesekê'de Orkêş Müzik Festivali başladı
22:49 Wan'da oteldeki yangın kontrol altına alındı
22:05 KESK’ten 30’uncu yıl etkinlikleri
22:03 Öğrencilerden Eskişehir Kurdî Topluluğu'na destek
22:00 Amed'de festival ikinci gününde: Hafızaya kazınan konular beyaz perdede
21:46 Wan'da otel yangını
20:59 DEM Parti'den Selvi'ye: Süreci sabote edenleri başka yerde ara
20:46 Özel'den 'Suriye Kürtleri' mesajı: Huzur içinde olmaları Türkiye’ye güvencedir
19:50 Bahis soruşturması: Kaptan ve futbolcular hakkında tutuklama talebi
19:13 Bahçeli'den eş genel başkanlara 'tebrik'
19:01 AB'den iltica başvurusu reddedilenler hakkında yeni kararlar
18:11 DEM Partililerden 'bütçe' çağrısı
17:56 Japonya’da 7.2 büyüklüğünde deprem: Tsunami uyarısı yapıldı
17:50 Bakırhan'dan 'yerel yönetim' çağrısı: Mahalledeki sorunu Ankara'da çözemezsiniz
17:20 Tülay Hatimoğulları: Suriye'nin tek çaresi adem-i merkeziyetçiliktir
17:20 Gazze'ye saldırılarda 5 kişi daha hayatını kaybetti
16:19 DEM Parti’den bütçeye şerh: Sürece duyarsız bir şekilde hazırlanmıştır
16:03 ‘Büyüyen sadece yoksulluk, sefalet ve açlıktır’
16:02 Tutsaklara 'Mahabad' ve 'Kürdistan' cezası
15:32 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:46 ‘Sağlık emekçileri yalnız değildir’
14:46 Elkê'de yol kiralanan iş makinesi ile açtırıldı
14:20 Pirsûs'ta şüpheli kadın ölümü
13:46 Antalya’da 5.2 büyüklüğünde deprem
13:42 Belediyeden On Gözlü Köprü açıklaması
13:18 Kurtulmuş'tan süreç açıklaması: Bu bir devlet projesidir
13:11 EMEP 'halktan yana bir bütçe' için 15 acil düzenleme önerdi
13:10 'Çözüm süreci'ni bitiren olayda polisin parmak izi dosyaya eklendi
11:51 Kağanarslan: Abdullah Öcalan'ın sosyalizm tartışmasındaki fikirleri ufuk açıcı