Günay: Tecrit Türkiye'ye yayıldı

img

ANKARA - İmralı Cezaevi’ndeki tecridin kaldırılması için tutukluların daha önce de açlık grevine girdiğini hatırlatan HDP Sözcüsü Ebru Günay, “İktidar politikalarından vazgeçmediği gibi tecrit sistemini tüm ülke geneline yayarak sistematikleştirmiştir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündemdeki konuları değerlendirdi. Günay, açıklamasında 27 Kasım 2020 tarihinde başlayan ve 120 cezaevinde devam eden açlık grevlerine dikkat çekti. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerinde devam eden hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle girilen açlık grevinin 57’nci gününde olduğunu vurgulayan Günay, “Tecrit sistemi, işkence yasağına aykırı olarak sistematik bir şekilde başta İmralı cezaevi olmak üzere Türkiye’deki cezaevlerinde yaygın olarak uygulanan insanlığa karşı bir suçtur. Bu sistemle tutsakların avukat ve aile bireyleriyle her türlü iletişim aracılığı ile haberleşme hakkı başta olmak üzere, sosyal ilişkilenme hakkı, düşünce ve ifade hakkı gibi tüm yasal hakları ortadan kaldırılmakta, evrensel hukuk kuralları askıya alınmaktadır” dedi. 
 
TECRİT ÜLKE GENELİNE YAYILDI
 
Günay, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) başta olmak üzere birçok uluslararası kurumun tecrit uygulamasına başvurulduğunu defalarca belgelediğini ve geri adım atması için iktidara çağrılar yaptığını ifade etti. Günay, “Ancak iktidar tam aksine bu politikalarından vazgeçmediği gibi, tecrit sistemini tüm ülke geneline yayarak sistematikleştirmiştir. İmralı Cezaevi’ndeki tecrit uygulamalarına karşı daha önce de açlık grevleri yapılmış, bu grevlerin etkisi ile aile ve avukat görüşmeleri yapılmış ancak 7 Ağustos 2019 tarihinden beri görüş yasakları yeniden devreye girmiştir. Bu durum BM Mandela Kurallarına, CPT tavsiyelerine ve 5275 sayılı İnfaz Kanunu’na da aykırıdır” ifadesinde bulundu.
 
TECRİT İÇİNDE TECRİT
 
Cezaevlerinde bulunan tutuklulara “tecrit içinde tecrit” sistemi uygulandığını ve keyfi uygulamalarla tutukluların haklarının gasp edildiğine dikkati çeken Günay, şunları ifade etti: “Özellikle pandemi koşullarında hijyen ve sağlık imkanlarından mahrum bırakılan siyasi tutsaklar adeta ölüme terk edilmiştir. Son dönemlerde onur kırıcı ve gayri ahlaki çıplak arama işkencesi de gözaltı merkezlerinden başlayarak cezaevlerine kadar yaygınlaştırılmıştır. Bunlar ve benzeri tüm hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine son verilmesi, kişi onuruna yakışır muamele yapılması, mahpuslara yönelik işkence, kötü muamele ve diğer hak ihlallerinin ortadan kaldırılması, hasta mahpusların tedavilerinin aksatılmadan yapılması, hastane sevkleri sonrası karantina koşullarının işkenceye dönüştürülmesinin önlenmesi de bu eylemlerin talepleri içindedir. Bu taleplerin tamamı meşru, hukuki ve demokratik taleplerdir.”
 
İYİ HAL KURULU
 
Cezaevleri yönetmeliğinde yapılan değişiklik ardından oluşturulan “İyi Hal Kurulu” uygulamasıyla hak ihlallerinin daha da artacağına işaret eden Günay, şöyle devam etti: “İyi Hal Kurulu’nda, savcı ve hapishane görevlileri, mahpusların şartlı tahliye tarihi öncesinde bir rapor hazırlıyor ve değerlendirme yapıyor. Siyasi mahpuslara, ‘pişmanlık’, ‘itirafçılık’ gibi kirli politikalar dayatılıyor. Sırf siyasi görüşünden kaynaklı, çıplak arama uygulaması gibi cezaevinin insanlık dışı uygulamalara direnenler, açlık grevlerine katılanlar hakkında olumsuz raporlar veriliyor, tahliyelerinin önüne geçiliyor. Kurulda baro görevlisi veya hükümlünün avukatı bulunamıyor. Yani tek taraflı yargısız infaz süreci iyi hal kurulları eliyle hayata geçiriliyor. Bu raporlar iki kez uygulanabiliyor ve her seferinde 6 ay olmak üzere şartlı tahliye tarihi 1 yıla kadar ertelenebiliyor. Aslında mahpuslar yeni bir ceza ile karşı karşıya bırakılıyor. İnfaz süreleri bitmiş çok sayıda tutsak keyfi biçimde cezaevinde tutulmaya devam edilerek aslında çok büyük bir insan hakkı ihlalinin yanında, kişiyi hürriyetinden mahrum bırakma suçu işleniyor. Cezaevlerindeki hak ihlallerine bir yenisini ekleyen bu uygulama da mahpuslara ‘cezaevi içinde cezaevi’ yaşatan hukuk dışı, insanlık dışı bir uygulamadır.”
 
ADALET BAKANLIĞI’NA ÇAĞRI
 
Adalet Bakanlığı olmak üzere yetkililere seslenen Günay, “Görevlerini yapmaya, ihlallerinin sonlandırılması ve tecridin kaldırılması için bir adım atmaya çağırıyoruz. Her şeyden önce bu süreçte açlık grevi yapan mahpusların kaldıkları hapishanelerde düzenli sağlık kontrollerinin yapılması, protokollere uygun beslenme ihtiyaçlarının karşılanması, tıbbi bakımlarının da düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Çok geç olmadan, yeni can kayıplarını yaşamamak adına derhal harekete geçilmelidir. HDP olarak insan yaşamının bizim için çok değerli olduğunu buradan tekrar ifade ediyor ve mahpusların yaşamlarını riske atacak her türlü tutuma karşı bütün demokratik kamuoyunu da tutsakların sesine ses katmaya çağırıyoruz” diye konuştu.
 
EFRİN OPERASYONU
 
Efrîn’e yönelik saldırının yıl dönümüne ilişkin de konuşan Günay, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Efrîn işgal edilmesinin üzerinden 3 yıl geçti. ‘Tehdit’ bahanesiyle TSK ve desteklediği cihatçı gruplar Suriye iç savaşında tek bir kurşun bile sıkılmayan Efrîn’e yönelik 20 Ocak 2018 tarihinden itibaren işgal harekâtı başlattı. Efrîn’de sadece bir coğrafya işgal edilmedi aynı zamanda Ortadoğu’nun en eski halklarından olan Kürtlerin dili, kültürü, geleceği ve toplumsal değer yargıları hedef alınmaktadır. Biz daha ilk günden AKP iktidarının hedefinde Kürtlerden başka bir şey olmadığını her platformda söyledik. Ve bugün gelinen nokta gösteriyor ki, AKP iktidarı ve desteklediği gruplar Efrîn’de ve genel olarak Kuzey Suriye’de yaptıkları bir beka meselesi değil, sadece Kürt düşmanlığıdır.
 
İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENİYOR
 
En son BM’nin Ocak-Temmuz 2020 tarihleri arasında Suriye’de yerinde yaptığı çalışmalar bize yeniden AKP iktidarının, desteklediği grupların insanlığa karşı suç işlemeye devam ettiğini yeniden göstermiştir. Şunun altını çizmek gerekir: BM başta olmak üzere, uluslararası birçok izleme örgütlerinin çağrılarına rağmen işgalden sorumlu olan AKP iktidarı tarafından bu suçların araştırılmasına dair ne bir adım atılmıştır ne de bir açıklama yapılmıştır. İktidarın bugüne kadar bir soruşturma başlatmamasının tek bir gerekçesi olabilir. O da; kendi başlatacakları soruşturmada bile asıl sorumluların kendileri olduğu ortaya çıkacaktır. Evet, AKP’nin bu suçlara ve uygulamalara dair soruşturma açmaması ‘biz orada suç işliyoruz’un örtülü itirafıdır.
 
Efrîn işgalinde şu ana kadar 300 bin Efrînli yerinden edildi. Kentte Kürtçe diline dair her şey Türkçeleştirildi. Tüm okullarda Türkçe zorunlu hale getirildi. Kürt tarihinin önemli isimlerinin verildiği meydanlar Türkçeleştirildi. Son 3 yılda çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere 7 binden fazla kişi kaçırıldı ve binlercesinin akıbeti hala bilinmiyor. Kaçırılan kadınların zorla evlendirildikleri, cinsel saldırıya maruz kaldıkları, BM, Af Örgütü ve birçok insan hakları izleme örgütü tarafından somut bilgilerle kanıtlanmıştır. Bu iktidar Efrîn doğasını da talan ediyor. 20 milyona yakın zeytin ağacı bulunan Efrîn’de birçok zeytinlik yağmalandı, kesildi veya yakıldı. Zeytinlerden üretilen yağların iç piyasanın yanı sıra İspanya, Danimarka gibi ülkelere satıldığı da zaten belgelenmişti. Dönemin ticaret bakanı da ‘gelir bize geçsin istiyoruz’ diyerek bunları kabul etmişti zaten.
 
Sonuç olarak, BM gibi, Türkiye’nin de dahil olduğu ulus üstü bir kurumun raporları ve AKP iktidarının itirafları, aklı selim her insanın ‘AKP, Efrîn’de ağır suçlar işliyor’ dedirtebilecek niteliktedir. Biz HDP olarak şunu çok iyi biliyoruz, Efrîn’de cinayet işleyen fail ertesi gün elini kolunu sallaya sallaya İstanbul’da, Hatay’da gezebiliyor. Ve dün Efrîn’de suç işleyen bu zihniyet yarın Türkiye’nin herhangi bir yerinde aynı suçu işleyecektir.
 
GÜNEY KÜRDİSTAN ZİYARETİ
 
Geçtiğimiz gün Milli Savunma Bakanının Irak ziyareti basına yansıdı. Son yıllarda ne zaman AKP iktidarından birileri Irak’ı ziyaret etse ardından savaş politikaları devreye giriyor ve kan dökülüyor. Biz HDP olarak, gerek Irak Kürt Bölgesel Yönetimi gerekse Irak Merkezi Hükümeti’nin Türkiye’yle diplomasisine elbette karşı değiliz. Aksine bu ilişkilerin demokratik temelde geliştirilmesini de temenni ediyoruz. Fakat, hem Irak Kürdistan Bölgesel yönetimini hem de Irak Merkezi Hükümetinden beklentimiz, AKP’nin ‘Kürt düşmanlığı’ dayatmasını kabul etmemesidir. İç kavga senaryosu bile sadece Kürtler arası birliği değil, Ortadoğu’daki bütün halkların geleceğini olumsuz etkileyecektir.
 
SİYASİ PARTİLER KANUNU
 
Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu’nda kimi değişiklikler yapılacağına dair zaman zaman basına yansıyan ‘kulis’ bilgileri oluyor. Nedir kamuoyuna yansıyan bilgi? MHP ve AKP, bu iki kanunda bazı değişiklikler yapmak için çalışıyorlar. Bir kere altını çizerek belirtmemiz gerekir ki: Siyasi Partiler ve Seçim kanunları, bir ülkede yurttaşların ‘yönetime katılma biçimini’, ‘ülke yönetiminde söz sahibi olma düzeyini’ belirleyen çok önemli hukuki metinlerdir.
 
SEÇİM MEVZUATI
 
Dolayısıyla böylesine önemli iki kanuna dair, MHP ve AKP’nin; ‘kapalı kapılar ardında’ yani seçimlere katılacak diğer partilere danışma tenezzülünde dahi bulunmadan, ilgili sivil toplum örgütleriyle ortaklaşmadan yani halktan, kamuoyundan saklayarak, gizleyerek yapmak istedikleri alavere-dalavere bir işten ibarettir. Elbette, demokrasilerin olmazsa olmazlarından birisi; demokratik, şeffaf ve güvenilir seçimlerdir. Seçimlerin halk iradesini, yurttaş iradesini en doğru biçimde yansıtacak özgür, demokratik, şeffaf ve güvenilir usul ve yöntemlerle gerçekleştirilmesi, ayrıca seçme ve seçilme özgürlüğünün yani halk iradesinin güvence altına alınması da bir ülkede demokratik siyasetin hâkim kılınması bakımından hayati niteliktedir. Bu bağlamda; Seçim mevzuatının demokratik bir temele oturması şarttır.
 
KAPALI KAPILARIN ARDI
 
Peki bu iki parti, yani MHP ve AKP 12 Eylül cunta anayasası bağrından çıkmış mevcut siyasi partiler ve seçim kanunlarını ‘demokratik bir temele’ oturtmak için mi çalışma yürütüyor? Tabi ki Hayır. Nereden biliyoruz? Çünkü ‘kapalı kapılar’ arkasında, halktan ve diğer siyasi partilerden gizleyerek yapılan işlerden demokrasi çıkmaz. Çıksa çıksa otoriterlik çıkar, faşizm çıkar, hile çıkar, hurda çıkar. Hatırlayalım; MHP-AKP ikilisi, adına ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ dedikleri otoriter rejime, anayasal dayanak oluşturmak için ne yaptılar? 15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan ettikleri OHAL koşullarında, siyasetçilerin, akademisyenlerin, gazetecilerin, sivil toplum örgütlerinin, yurttaşların tutuklandığı, fikirlerin dahi özgürce dile getirilemediği, tartışılamadığı bir baskı ortamında, sözüm ona halk oyuna sunarak, referandumla anayasada değişiklik yaptılar.
 
MÜHÜRSÜZ OY HATIRLATMASI
 
Sözüm ona referandum çünkü bu referandum tarihe ‘mühürsüz oy pusulalarıyla’ geçti. 16 Nisan 2017’de saat 16.10’da yani henüz sandıklar açılmamışken, AKP’nin YSK temsilcisi YSK’ye bir dilekçe verdi. ‘Mühürsüz oy pusulaları geçerli sayılsın’ dedi. Henüz sandıklar açılmamışken sandıklarda ‘mühürsüz oy pusulaları olduğunu’ nereden biliyorsun? Ve bu mühürsüz oy pusulalarında yapılan tercihin ‘evet’ olduğunu nereden biliyorsun? Bu ülke tarihinin en büyük seçim hilelerinden birisine imza atarak ve buna ‘kanuna aykırı biçimde olur veren’ YSK’yi da dahil ederek, referandumu kazandıklarını ilan ettiler. Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi dedikleri MHP-AKP ikilisinin ülke demokrasisini askıya aldıkları bu yeni rejim meşruiyet kazanamamıştır. Her türlü baskının mubah sayıldığı bir siyasi iklimde üstüne üstlük hileli bir halk oylamasıyla iktidarlarını tahkim etmişlerdir.
 
PALAVRALARA KULAK KABARTMAYIN
 
Peki bugüne gelelim; baskı ortamı, faşizan uygulamalar, OHAL koşulları ortadan kalkmış mıdır? Hayır, daha da katmerleşmiştir. Peki böyle bir ortamda bu iktidar bloğu ne yapmak istiyor? Siyasi partiler ve seçim kanunlarında kalan asgari demokratik kırıntıları da temizlemek, yok etmek istiyor. Kendilerinin lehine, kendilerinin dışındaki tüm partilerin aleyhine ne kadar daha cambazlık yapılabilir? Bunun peşindeler. Yapacakları değişiklikleri meclise getirip, el-kol çokluğuyla geçireceklerdir. Elbette bizler demokratik muhalefetimizi en üst düzeyde yapacağız. Şunu eklemek isterim; otoriter partilerin, siyaset anlayışlarının bir vesayet odağına dönüşmesini, Türkiye gibi heterojen bir topluma sahip, 83 milyon ve genç nüfuslu bir ülke daha fazla kaldıramaz. Nitekim bunların faşizan sistemi çatırdamaya başladı. Diğer taraftan; ‘Bunlar seçimle gitmez!’ ‘Ne yapar eder, seçimi kazanırlar’ ‘Seçimi kaybetseler de gitmezler!’ gibi halk arasında yaymaya çalıştıkları, muhalefete oy veren seçmenin inancını zayıflatıp, sandığa gitmesini engellemek için, sistematik olarak yayılan palavralara da hiçbir yurttaşımızın kulak kabartmamasını istiyoruz.
 
İZİN VERMEYECEĞİZ
 
Bunun için gerekli teknik bilgi ve donanıma, uzmanlığa ve her şeyden önemlisi mücadele azmine her zamankinden fazla sahibiz. Biz HDP olarak bu ülkede mevcut olan her siyasetin Meclis’e yansıması gerektiğine inanıyoruz. Çoğunluğun değil, çoğulcuğun siyasetini yapıyoruz ve bu fikriyatın Meclis’te de temsil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün Türkiye’de olan yüzde onluk seçim barajı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bu barajın kesinlikle kaldırılması gerekir. AKP iktidarı yıllardır 12 Eylül’ün mirası olan bu sisteme sahip çıkıyor. İktidara gelince yan çizdiler. Bugün HDP’nin baraj sorunu yok ancak demokrasinin gereği olarak sıfır barajla tüm siyasi partilerin kendini ifade edebileceği, Meclis’te yer alabileceği koşullar yaratılmalı.
 
İktidar bloğu, cunta mirası seçim barajını kaldıracağına, demokratik, adil ve eşit bir seçim yarışı için artık ucube hale gelmiş seçim kanunlarını değiştireceğine yatıp kalkıp hiç kimselere danışmadan, konuşmadan Ali Cengiz oyunlarıyla ülkenin geleceğini dizayn etmeye çalışıyor. Buna izin vermeyeceğiz.
 
SOKAĞI YÖNETİME TAŞIYACAĞIZ
 
Siyasi partiler ve seçim yasası üzerine çalışan parti komisyonlarımız hazırlık içindeler. Bizim için temel kriter demokratik ölçü ve ilkelerin hem siyasi partiler hem seçim, hem diğer ilgili kanunlara yedirilmesi gerektiğidir. Sandık üzerinden toplum mühendisliği yaparak halkı seçimden, sandıktan soğutmak isteyen, inancını kırmak isteyen AKP-MHP iktidarına şunu diyoruz: Halkın öfkesini hangi sandık hilesiyle yok edebilirsiniz? Sokağın kabaran öfkesini seçim sandıklarına taşıracağız. Sokağı mutlaka yönetime taşıyacağız.
 
KESİNTİSİZ MÜCADELEMİZ SÜRECEK
 
Sokak sokak gezip halkı dinleyenler olarak 1 Haziran ile 1 Eylül 2020 tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz ‘Demokratik Mücadele Programı’ kapsamında Edirne ve Hakkari’den Darbeye Karşı Demokrasi İçin Yürüdük. AKP-MHP iktidarının her türlü saldırı ve engellemelerine karşı direnerek, bu yürüyüşü halklarımızın da büyük desteğiyle sonuçlandırdık. Bu üç aylık Mücadele Programının ardından yine 4 aylık Demokratik Eylem Programımızı her alanda mücadele ederek, hayata geçirdik. İktidarının her alandaki saldırısına karşı fabrika önlerinde, alanlarda, sokakta, Meclis’te Kürdünden Türküne, Alevisinden Sunnisine, kadınların ve tüm ötekilerin, yaşam alanı savunucularından tarım işçilerine kadar hakları gasp edilen her kesimin ve kimliğin hem omuzdaşı hem de sesi olduk. 7 aydır sürdürdüğümüz bu programımızı kesintisiz olarak 2021 yılında da devam ettireceğiz.
 
BU YIL İNŞA YILI OLACAK
 
Aralık ayından bugüne partimizin farklı organları 2021 yılı planlaması için tartışmalar yürütüyor. Bu çerçevede 6 Ocak tarihinde İl Eşbaşkanları, 10 Ocak tarihinde PM toplantılarımızı gerçekleştirdik. Ayrıca tüm bölgelerde özgün bölge toplantıları da alındı. Toplantılarda yürütülen geniş tartışmalar sonucunda 2021 yılının da bizler açısından inşa yılı olacağı, AKP-MHP faşizminin saldırılarının boşa düşürüleceği, örgütlülüğümüzü büyüteceğimiz görüldü. Saray rejiminin içinde bulunduğu çıkmazı sürdürmek için bize daha fazla saldıracağını biliyoruz. Nitekim 2021 yılının ilk ayında partimize ve bileşenlerimize yönelik saldırılarla, gözaltılarla bunu net olarak gördük. Toplantılarımızda 2021 yılında AKP-MHP iktidarına karşı mücadele yılı olacağını kararlaştırdık. Yeri geldikçe detaylar kamuoyuyla paylaşılacaktır elbet. AKP-MHP iktidarı nasıl ki, tüm ezilenlere karşı zulmünü sürdürüyorsa biz de bu topraklara eşitlik, adalet ve özgürlüğü getirinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Biz kazanacağız ve o günler uzak değildir, sadece ve sadece birlikte omuz omuza mücadele etmemiz yeterlidir.”
 
BİLGEN AÇIKLAMASI
 
Konuşması ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Günay, yerine kayyım atanan tutuklu Kars Belediye Eşbaşkanı Ayhan Bilgen’in açıklamalarına ilişkin soruya, “Ayhan Bilgen öncelikle bizim tutuklu bir belediye eşbaşkanımız ve serbest bırakılmalıdır.  Bir dönem parti sözcülüğümüzü yaptı ve yol arkadaşımızdır. Demokratik siyaset için herkes eleştiriler yapabilir. Her eleştiri bizim için kıymetlidir ve her dönemde bizde kendimize yönelik eleştiriler, tartışmalar yürütüyoruz. Ancak bugün iktidarın bizim büyümemizi istemiyor. İktidarın baskı politikalarına karşı omuz omuza mücadele etme günüdür” yanıtını verdi.

Diğer başlıklar

21:47 Sındırgı'da 4.9 büyüklüğünde deprem
21:44 ESP'den çağrı: Tutuklanan 13 arkadaşımızın yanında olalım
21:33 TFF, bahis oynayan bin 24 futbolcuyu açıkladı
21:27 Şara Beyaz Saray'da: Suriye'ye yönelik Sezar yaptırımları askıya alındı
20:34 ABD, Doğu Pasifik’te iki tekneyi vurdu: 6 kişi öldü
20:30 İsrail’den Lübnan’a yeni hava saldırıları
20:21 İran'da kuraklık, barajlarda su kalmadı
20:17 Kayyımın işten çıkardığı işçiler 103'üncü günde adliye önünde
20:12 Nijerya’da DAİŞ ve Boko Haram çatışması: 200 ölü
19:59 Yangından kurtulan işçi: İş güvenliği yoktu
19:53 Emin Güler tahliye edildi
19:31 Semsûr'daki istismar davasında ceza talebi
19:10 Amed ve Ankara'da yangın protestosu: Vahşet döngüsüne karşı mücadeleye çağırıyoruz
19:01 Sındırgı'da bir deprem daha
18:33 Ozan Elektronik Para A.Ş. soruşturmasında 4 tutuklama
18:26 Adana'da kadına şiddet
18:14 İnşaatta çalışan işçi sayısında rekor artış
17:56 İşçiye keyfi gözaltı
17:44 İnşaattan düşen işçi yaralandı
16:52 HDK sonuç bildirgesi: Abdullah Öcalan’ın çıkışı yeni olanaklar yaratacak
16:41 Amed’de taziyelere kitlesel ziyaret
16:23 Harmandalı çöplüğü bakanlık kararıyla yeniden açıldı!
16:22 Mûş Belediyesi 'Kadın Meclisi' kuruluşunu ilan etti
16:05 'Karakaya'nın can ve mal güvenliği tehdit altında'
16:04 İshak Tepe'nin taziyesine kitlesel ziyaret
15:47 Trump El Şara görüşmesi bu akşam yapılacak
15:41 Gazeteci Hüseyin Aykol’a solunum desteği sağlandı
15:29 Sêrt’te 25 Kasım eylem ve etkinlikleri başlatıldı
15:17 Atış Yapı firmasına kayyım atandı
14:22 CPT: Türkiye üs sayısını artırıyor
13:58 İBB soruşturması dosyasında 'tefrik' kararı
13:54 İnfaz Hakimliği: Gözlem Kurulu, pişmanlığı değerlendirecek bir makam değildir
13:47 beIN Sports binasını saldıran kişi gözaltında alındı
13:37 Demirtaş ve Mızraklı’dan gazeteci Aykol’a dayanışma mesajı
13:04 Amedspor yönetimi: Takımın motivasyonu yüksek
12:48 CHP kurultayı davasının gerekçeli kararı açıklandı
12:37 beIN Sports’a silahlı baskın
11:59 Afrika'da 970 milyon kişi temiz yemek pişiremiyor
11:40 Irak parlamento seçimleri yarın
11:37 Gar Katliamı anması 121'inci ayında: Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz
11:28 İmralı'ya sevk talebi 'tahliye erteleme' gerekçesi yapıldı
09:30 Filipinleri vuran Fung-wong Tayfunu ülkeden uzaklaştı
09:13 Hem 'eş' hem de toplum baskısına karşı mücadele ediyorlar
09:12 11'inci Yargı Paketi: Kadın hakları hedefte
09:11 Sürece rağmen ajanlaştırma dayatması sürüyor
09:11 İşte uyuşturucu rotası: 'Güvenlikli iller' başı çekiyor
09:03 Mindere dönen güreşçi: Kürtlere kapatılan alanları açmalıyız
09:02 Av. Özgökçe: Uyuşturucuya karşı komün temelli mücadele yürütülmeli
09:00 10 KASIM 2025 GÜNDEMİ
07:59 Êlih’te kavga: 2 ölü, 5 yaralı
09/11/2025
23:52 Humus’ta 2 kişi katledildi
23:15 Ankara'da trafik kazası: 4 kişi yaşamını yitirdi
22:38 Yangını protesto eden 4 genç tutuklandı
22:14 Mêrdîn’de şüpheli kadın ölümü
21:45 Süveydalı kadınlar kaybedilen yakınlarının akıbetini sordu
21:32 İran'da Bahai yurttaşlara yönelik baskılar sürüyor
20:50 Nisêbîn’de Süryani köyünün ismi iade edildi
20:41 Irak’ta özel oylama tamamlandı: Bin 841 ihlal tespit edildi
20:32 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olsun
19:33 Jinelojî Dergisi’nden 25 Kasım etkinlikleri kapsamında atölye
19:07 Meral Danış Beştaş: Savaşa karşı toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var
18:58 Yangında yaşamını yitirenlerin taziyesine ziyaret
18:42 Halep’teki mayın patlamasında 2 genç yaşamını yitirdi
18:37 ‘Yeniden Sosyalizm’ konferansında ortak mücadele vurgusu
17:23 HPG’li Uçar’ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:18 Vahap Coşkun: Kürtlerin talepleri yasal değişikliği gerekli kılıyor
17:04 'Türkiye’ye plastik atık ithalatı yasaklansın'
17:03 'Cumhuriyet demokratikleşmeli, Kürt'ün varlığını reddetmemeli'
17:00 Yangının olduğu yerde açıklama: Sorumlular istifa etsin
15:43 Amed'de toplum sağlığı için barış tartışıldı
15:24 Kocaeli’ndeki yangına ilişkin 8 kişi daha gözaltına alındı
13:31 TJA 25 Kasım’ın startını verdi
12:54 Erdoğan'dan Bahçeli açıklaması: Aramızda bir sıkıntı söz konusu değil
12:48 Bu hafta 4 bakanlığın bütçesi görüşülecek
12:41 DFG Kasım'da katledilen Özgür Basın çalışanlarını andı
12:37 Kadınlar Erdiş’te meşe fidanı dikti
12:31 İshak Tepe yaşamını yitirdi
11:58 Onca acıya rağmen barış isteyenler anlattı
11:52 Adalet Bakanı’ndan Demirtaş açıklaması: Karar mahkemenin önünde
11:17 İstanbul’da denizde cenaze bulundu
10:19 İtalya’daki Arkaik Sesler Festivali Nagihan Akarsel’e adandı
10:07 Jin dergi ‘Barış Anneleri’ni kapağına taşıdı
10:00 Irak Parlamentosu seçimleri için özel oylama başladı
09:51 Şara yaptırımları kaldıran ABD’de
09:29 Dêrsim Ocak Evladı üyesi kadınlar: Barış için herkes sorumluluk almalı
09:18 7/24 izlenen Wan’da tonlarca uyuşturucu madde trafiği
09:17 15 yıllığına planlanan ‘Çöp Depolama Tesisi’ 33 yıldır faaliyette
09:14 Çatışmalı süreçte iki çocuğunu kaybetti: Acımı dindirecek tek şey barış
09:08 Wan’daki yurttaşlar: Sadece PKK adım atıyor, devlet yasaları değiştirmeli
09:06 İbrahim Kaypakkaya'nın köyü sermayenin hedefinde
09:04 Umut Kitapevi bombalanmasının 20’nci yılı: Devlet suçlarıyla yüzleşmeli
09:00 09 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08/11/2025
23:02 Tahliye edilen Semra Güzel 3 yılın ardından Amed'de
22:55 Pamuk yığınının altında kalan işçi yaşamını yitirdi
22:35 Uludağ'da 4 çocuk kayboldu
22:31 İş cinayetini protesto eden 9 kişi gözaltına alındı
22:08 6 işçinin hayatını kaybettiği yangın: 7 kişi açığa alındı
21:11 Amedspor sahasında kazandı
21:04 Wan’da ‘çîrok' gecesi
20:54 Koma Amed'in Wan konserine 'hava durumu' iptali
20:28 Gebze'de 'şiddet' konulu buluşma
20:20 Mêrdîn Barosu'ndan 'Rojin Kabaiş' kararı
19:46 Şiyar Serdar için taziye
19:20 Kadınlardan katliamlara tepki: Failleri bulun
19:12 'Sosyalizm yeniden' konferansı: Yeniyi yöntem ve araçları değiştirerek kurabiliriz
18:55 Qoser’deki yangında ölen çocukların sayısı 3’e çıktı
18:52 Köln'de onbinlerin katılımıyla miting: Öcalan'ın özgürlüğü temel talep
18:33 Gazeteci Aykol'a kan takviyesi yapıldı
18:29 İstanbul'da iki aile arasında barış
18:24 Kadıköy'de 25 Kasım çağrısı: Alanlarda buluşalım
18:14 'Ölüye saygı ve adalet' paneli: Bağımsız bir komisyonunun kurulması kritik
17:46 Eşbaşkan Komi: Kürt sorununun yüzde 90'ı yerel yönetimler sorunudur
17:35 Îlham Ehmed: Önemli bir aşamadayız
17:29 Abdullah Öcalan: Kürtler varlıklarından taviz vermeden özgür yaşamın öncüsü olmalı
17:17 Anatolia Kültür Merkezi'nde çocuk atölyeleri başladı
17:10 Amed'de 'barış' paneli: Yasal zemin kapsayıcı olmalı
16:47 ‘Sürecin başarısı için Abdullah Öcalan özgür olmalı’
16:11 Agirî’de Kurdî-Zana Ararat Derneği açıldı
16:08 Joe Kent, Mazlum Abdi ve Rohilat Efrin ile görüştü
15:59 Demirtaş’tan milletvekillerine: İmralı’ya gidip noktayı koyun
15:44 'Toplumsal barışın inşasında hukukun rolü' paneli: Acil yasal düzenlemelere ihtiyaç var
15:39 Yakup Tuncer'in taziyesine ziyaret
15:35 Büyük Köln yürüyüşü başladı: Abdullah Öcalan'a özgürlük
15:30 KESK eylemi 146’ıncı haftasında
15:27 Yangında ölen çocuk ve kadınların isimleri belirlendi
15:26 Konak Belediyesi'nde ‘hukuksuz’ atamalara tepki
15:23 ‘Adalet Nöbeti’ dördüncü haftasında
15:20 Mazlum Dinç: Süreci engelleyen yasalar değiştirilmeli
15:14 Îlham Ehmed’den ‘yaptırımların kaldırılması’na destek
14:59 YRJ’den konferans: Kadın devriminin sesi olacağız
14:52 Doktorlardan Kuzey ve Doğu Suriye’ye destek çağrısı
14:41 Özen, Akman ve Avcı için tahliye talebi
13:49 Dört kentte eylem: Son kayıp bulununcaya kadar mücadelemiz sürecek
13:27 Cumartesi Anneleri Yurtseven, Özeken ve Münür için adalet istedi
12:45 Zeyneb Celaliyan’ın tedavisi engelleniyor
12:35 Xelfetî'de 25 Kasım yürüyüşü
12:29 ‘Sosyalizm yeniden’ konferansı: Geleceği birlikte inşa edelim
12:29 Lokman Çiftçi’nin taziyesine kitlesel ziyaret
12:24 Fransız tarihçi Vincent: Abdullah Öcalan’ın çağrısı çok önemli bir adımdır
11:33 Köln’deki yürüyüş için halk alana akmaya başladı
11:31 ‘Kadın kentleri’ buluşmasında örgütlü mücadele vurgusu
11:20 31 yıl tutsak edildi: Konuşmak yetmiyor, sürece uygun adım atılmalı
10:59 Şirnex’te kaza: 19 yaralı
10:50 Parfüm deposunda yangın: 6 ölü, 1 yaralı
10:38 Sozdar Avesta: Önder Apo’nun özgürlüğü mücadelenin temelidir
09:46 Meteoroloji'den birçok il için sağanak uyarısı
09:39 Tekirdağ Cezaevi’nde ihlaller: Provokasyon zemini örülüyor
09:31 Tülay Hatimoğulları: Abdullah Öcalan ile görüşülmeden süreçte yol alınamaz
09:06 Maliyetin altında fiyat verilince tonlarca mahsul tarlada kaldı
09:05 Amedliler: Devlet süreçteki endişeleri gidermek için adımlar atmalı