Akademisyen Yılmaz: Herkesin aklına eseni yaptığı geçiş sürecindeyiz

img

İSTANBUL - Uluslararası ilişkilerde “herkesin aklına eseni yaptığı” bir geçiş süreci belirlemesinde bulunan Ortadoğu uzmanı Dr. Arzu Yılmaz, bu koşullarda tahammül sınırını çoktan aşan Türkiye için, “Yarın rüzgarın birden tersine dönmesi tümüyle ihtimal dışı değil” dedi.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Libya’nın başkenti Trablusgarp’ta Vatiyye askeri havaalanına bir saldırı düzenlendi. Saldırıda Türk ordusuna ait hava savunma sistemleri hedef alındı. Libya ile eş zamanlı olarak Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde kontrolü altında tuttuğu kimi bölgelere kimliği belirsiz savaş uçakları tarafından da saldırı yapıldı. Oradaki yerel kaynaklardan yansıyan bilgilere göre, saldırı Rus savaş uçakları tarafından yapıldığı ifade edilse de saldırıların kim ya da kimler tarafından yapıldı hala bilinmiyor. 
 
Hamburg Üniversitesi’nden Ortadoğu uzmanı Dr. Arzu Yılmaz, Libya’da ve Suriye’de yaşanan gelişmelere dair ajansımızın sorularını yanıtladı. 
 
Vatiyye askeri havaalanına yapılan saldırıya gelmeden önce Türkiye’nin Libya’daki amaçlarını sormak isterim. Türkiye’nin burada ne işi var ve neyi amaçlıyor?
 
Türkiye bugün Ortadoğu’da mevcut statükoyu değiştirmeden dönüştürme misyonunu bir askeri güç (Hard Power) olarak her bir ülkenin merkezi yerine çeperiyle kurduğu ilişki üzerinden sürdürmeye çalışıyor. Bunu yaparken etki alanını değil, askeri ve siyasi kontrol alanlarını genişletme amacı güdüyor.
 
Öncelikle bugün Türkiye’nin Libya’da ya da Irak’ta, Suriye’de ve başka alanlarda amacının ne olduğu konusunda bundan on yıl öncesinde olduğu gibi Neo-Osmanlıcık üzerinden bir tartışma yürütmeyi yanıltıcı bulduğumu söylemek isterim. Zira Neo-Osmanlıcılık çerçevesinde Türkiye, her şeyden önce bir ılımlı İslam (Moderate İslam) modeli ve bir yumuşak güç (soft power) olarak konumlanıyordu. Bu haliyle de Ortadoğu’da her bir ülkenin merkeziyle kurduğu siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler eliyle mevcut statükoyu değiştirmeden dönüştürme misyonunu yüklenerek etki alanını (Sphere Of İnfluence) genişletme amacı güdüyordu. Bugün Türkiye’nin ne konumunu ne de amacını bu çerçeveden açıklamak mümkün değil. Aslında her bir başlık ayrı ayrı tartışılmaya muhtaç olsa da, sanırım mevcut durumu kısaca şöyle özetlemek mümkün: Türkiye bugün Ortadoğu’da mevcut statükoyu değiştirmeden dönüştürme misyonunu bir askeri güç (Hard Power) olarak her bir ülkenin merkezi yerine çeperiyle kurduğu ilişki üzerinden sürdürmeye çalışıyor. Bunu yaparken etki alanını değil, askeri ve siyasi kontrol alanlarını genişletme amacı güdüyor. 
 
Bu bağlamda Türkiye’nin yerel ortakları olarak Müslüman Kardeşler’e sıklıkla yapılan vurgu da yanıltıcı. Evet, Müslüman Kardeşler’le ortaklık bir ölçüye kadar Neo-Osmanlıcılık çerçevesinde işlevseldi. Fakat bu yeni durumda Türkiye’nin asıl yerel ortakları, şiddeti bir politik eylem biçimi olarak benimseyen ve siyasal örgütlendirmelerini bu temel üzerinden şekillendiren radikal İslamcı gruplar olduğunu da gözden kaçırmamak gerekiyor. Bunu da sadece pragmatik bir işbirliği olarak görmemek gerekir. 
 
Zira Türkiye’nin tüm bu askeri ve siyasi eylemlilik durumunun oturduğu çerçeve en genel ifadesiyle militer İslami milliyetçilik.   
 
 Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın Libya-Türkiye ilişkilerini 500 yıllık bağlara dayandırmasının sahada bir karşılığı var mı? 
 
Bunun sahada bir karşılığı yok. Sahada karşılık bulan İslamcılık. Bugün Türkiye’nin Libya’da ve başka yerlerde bundan daha bir kaç yıl önce IŞİD’in kontrol ettiği alanlarda zemin buluyor olması tesadüfle açıklanamaz. Bu noktada, uzun zamandır siyasal İslam’ın bittiği üzerinden yapılan tartışmaların da sorunlu olduğunu vurgulamak gerekir. Hatta Türkiye’de, Türk milliyetçiliğinin islamcılığı bir anlamda “yuttuğu” varsayımları da tartışmaya muhtaç.  
Tarihsel bağlamda Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış sürecine damgasını vuran İslamcılık ve Türk milliyetçiliği arasındaki çatışmalı ilişki, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte Türk milliyetçiliği lehine sonuçlanmıştır, demek yanlış olmaz. O dönem yapılan tartışmalarda "vatanın sınırları" ve "milletin kimliği" merkezi bir yer tutar. Ve nihayetinde bu sınırları ve kimliği tayin eden Türk milliyetçiliği olmuştur; islamcılık ise büyük ölçüde devletin kontrolünde ve ihtiyaç duyulduğunda Türk milliyetçiliğinin avantajına farklı biçim ve zamanlarda seferber edilen bir araç olagelmiştir. Bugün iddia edildiği üzere “Yeni Türkiye”nin kuruluşu aşamasında "vatanın sınırları" ve "milletin kimliği" yeniden gündemin merkezinde. Fakat Devlet Bahçeli ya da Doğu Perinçek gibi artık karikatüre dönüşen aktörler üzerinden bir değerlendirmeyle bu gündemin yine Türk milliyetçiliği lehine şekillendiğini, hatta konsolide olduğunu düşünmek bana göre doğru değil. Öznelere değil, yapılara bakmak daha açıklayıcı olacaktır. Bu bağlamda Türkiye’deki kurumların dönüşümü ve Türkiye’nin dış politikasına bakıldığında aksine "Yeni Türkiye”de Türk milliyetçiliğinin islamcılık lehine  seferber edilen bir araca dönüştüğünü söylemek için elimizde daha fazla veri olduğunu söyleyebiliriz. 
 
  Peki, yapılan saldırıda Türkiye’nin savunma sisteminin hedef alınmasının altındaki neden nedir?
 
Libya’da gerçekleşen son saldırı bir yönüyle militer Arap milliyetçiliğinin militer İslami milliyetçiliğine karşı bir saldırısı sayılabilir
 
Libya’da olup bitenlerin açığa çıkardığı iki önemli şey oldu. Birincisi; Türkiye’nin askeri operasyonlarının temel motivasyonu iddia edildiği gibi Kürtlerin yarattığı "sınır güvenliği tehdidi" değil. İkincisi ise, bugün Ortadoğu’da Türkiye’nin başını çektiği militer İslami milliyetçiliğe karşı Bileşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) öne çıktığı bir militer Arap milliyetçiliği var. Aslında buna Arap milliyetçiliği yerine "Wataniyye" yani bir anlamda Arap yurtseverliği demek daha doğru olur. Zira bu yeni biçimiyle Arap milletinin birliği ve bütünlüğünden çok her bir Arap devletinin siyasal sınırları içindeki birlik ve bütünlük vurgulanıyor. 
 
Arap Baharı sonrası ivme kazanan bu yeni milliyetçilik biçiminin özellikle Körfez ülkelerinin içine girdiği yeniden yapılanma sürecinin en önemli çerçevesi sayılabilir. IŞİD sonrası Irak’ta da aynı çerçevede bir yeniden yapılanmanın hayata geçirilmeye çalışıldığı söylenebilir. 
 
Bu arka plan üzerinden sorunuza yanıt vermek gerekirse, Libya’da gerçekleşen son saldırı bir yönüyle militer Arap milliyetçiliğinin militer İslami milliyetçiliğine karşı bir saldırısı sayılabilir. Zira kimi Araplar sosyal medyada bu saldırıyı "Arapların bir cevabı" olarak sahiplendi. Sonuçta bu saldırıyı her kim yapmış olursa olsun, ki bildiğim kadarıyla henüz kim olduğu belli değil, ortaya konulan tepkiler böyle bir gerilim hattının artık açığa çıktığını ortaya koyuyor. Diğer bir yönüyle ise, Türkiye’nin en son Mısır tarafından gündeme getirilen Libya’da tarafları uzlaştırma çabalarını reddetmesine bir yanıt, Türkiye’ye zayıf noktalarını hatırlatarak masaya oturmaya zorlama hamlesi olarak okunabilir. 
 
Saldırının hemen ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Türkiye ve Rusya Libya'da acil ateşkes için çalışıyor" dedi. Bu açıklamanın saldırı sonrası gelmesi sizce ne anlama geliyor? 
 
Dediğim gibi, Türkiye’nin bu hamleyle tarafların masaya oturması konusunda ikna edilmiş olduğunu düşündürüyor. 
 
 Türkiye ve Rusya arasındaki dengeleri göz önüne bulundurduğumuzda böylesi bir ateşkes kısa sürede mümkün mü? 
 
Libya’da meseleyi sadece Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler üzerinden okumak doğru değil. Bu iki ülke arasında varılan bir mutabakat Suriye’de bir ölçüde çalıştı. Ama Libya’da meseleye dolaylı ya da doğrudan dahil çok farklı aktörler var. Rusya en başından beri tıpkı Suriye’de olduğu gibi Türkiye’yi de yanına alarak Libya’da öncü bir rol oynamak istedi. Hafter’in de çağrıldığı Moskova zirvesi bu çabanın bir ürünüydü. Ama bunu beceremedi. En başta ABD ve Avrupa da açıkça bunu istemedi. Ve inisiyatif kısa sürede Almanya’ya geçti. Dolayısıyla bugün Almanya’nın denkleme dahil olacağı ve daha da önemlisi inisiyatifini kullanacağı bir oluşumun ateşkes konusunda bir sonuç almaya daha yakın olacağı söylenebilir. 
 
  Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde kontrolü altında tuttuğu kimi bölgelere de saldırı yapıldı. Bunu nasıl görmek gerekir? 
 
Ben bunun Türkiye’nin kontrol ettiği bölgelerdeki IŞİD bağlantılı grupların özellikle son aylarda artan hareketliliği ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Zira bugünlerde Suriye’nin farklı bölgelerinde de Esad güçleri ve IŞİD arasında 100’e yakın insanın öldüğü çatışmalar yaşandı. Rusya, İdlib sahasında da Türkiye’nin kontrol ettiği alanlarda bu tür operasyonlar yaptı ve yapmaya devam ediyor. Dolayısıyla, bu da eğer bir Rus saldırısıysa IŞİD’li gruplarla ilgili bir istihbarat sonucu yapılmıştır diye düşünüyorum 
 
*Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdi, Suriye'deki Rus Güçleri Komutanlığı ile görüşme yaptı ve koordinasyon düzeyinin ve ortak çalışmaların arttırılması konusunda anlaşmaya vardıklarını açıkladı. Yapılan bu görüşme ve anlaşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Bu gelişmeyi iki konu ışığında değerlendirmek gerekir. Birincisi, Rusya’nın kontrol sahasında olan Kobane’ye Türkiye’nin geçen hafta gerçekleştirdiği saldırı. İkincisi ise İran, Türkiye ve Rusya arasında yapılan son zirvede alınan kararlar içinde Suriye’nin toprak bütünlüğüne yapılan vurguyla Suriye’nin kuzeyinde bir özerklik oluşumuna izin verilmeyeceğinin yer alması. Suriye’nin toprak bütünlüğüne yapılan vurgu yeni değil. Daha önce Ankara zirvesi sonrası yapılan basın toplantısında Ruhani’nin "Fırat’ın doğusundaki terör yapılanması" dediğini de duymuştuk. Türkiye’nin tutumu zaten malum. Ancak Rusya’nın bugüne kadar özerkliği bu kadar net bir ifadeyle reddetmesi ve yapılan zirvede alınan kararlarla pozisyonunu tescil etmesi yeni bir şey. Rusya’nın bu tutumunu da PYD ve ENKS arasında sağlanan uzlaşma üzerinden daha da perçinlenen Kürtlerin ABD ile angajmanına bir tepki olarak okumak sanırım yanlış olmaz. Ama Ebdi’nin bu son görüşmeye ilişkin yaptığı açıklamanın Rusya’nın bu tutumunu değiştireceğine dair bir işaret verdiğini düşünmüyorum. En fazla, Rusya ve Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi arasındaki diyaloğun devam ettiği ve tarafların pozisyonlarını karşılıklı müzakere ettiği, ilişkilerin kopmadığı mesajını alıyorum ben. 
 
 Libya'ya geri dönecek olursak. Türkiye ile Fransa arasında Libya üzerinde karşılıklı sert açıklamaların yapıldığına tanıklık ediyoruz. İki ülke arasındaki bu gerilimin nedeni nedir? 
 
Fransa’nın etki alanı olarak gördüğü Libya ve Afrika genelinde Türkiye’nin İslamcı grupları harekete geçirmesi, güçlendirmesi de önemli bir faktör. Bu konu sadece dış politika değil, iç politika açısından da Fransa için bir risk
 
Bu gerilimin sadece Libya’da her iki ülkenin farklı tarafları desteklemesinden değil, aynı zamanda Libya’da Türkiye-ABD arasında gelişen ve basına yansıyan tartışmalara bakılırsa bu yakınlaşmanın Afrika ölçeğinde genişleme potansiyeli gibi gelişmelerden kaynaklandığını düşünüyorum. Tabii bu çerçevede, Fransa’nın etki alanı olarak gördüğü Libya ve Afrika genelinde Türkiye’nin İslamcı grupları harekete geçirmesi, güçlendirmesi de önemli bir faktör. Bu konu sadece dış politika değil, iç politika açısından da Fransa için bir risk. Tüm bunların ötesinde Fransa’nın özellikle Macron döneminde öne çıkan Avrupa’nın dış politikasında etkin rol oynama pozisyonu var. Bu haliyle Doğu Akdeniz ya da Libya ya da genel olarak Kuzey Afrika sahasında Fransa-Türkiye arasındaki gerilimin artarak devam edeceğini öngörebiliriz.
 
*Hem Libya’da hem de İdlib’te yapılan bu saldırıları göz önünde bulundurursak Türkiye’nin dış politikasına karşı tahammülün sona erdiğini söyleyebilir miyiz? 
 
Uluslararası ilişkilerde Fransızca ‘laissez faire’ diye geçen ve bir anlamda herkesin aklına eseni yaptığı bir geçiş sürecindeyiz. Türkiye’nin gidişatının da nasıl olsa eninde sonunda Türkiye’nin kendi ayağına dolanacağını öngörüsüyle ekonomik ve siyasi açıdan en düşük maliyetli olan tercih edilip sabrediliyor ve bu arada kısa vadeli çıkarlara odaklanılıyor da denilebilir.
 
Aslına bakarsanız o tahammül sınırı çoktan aşıldı. Ama Türkiye’nin deyim yerindeyse tekerinin önüne taş koyacak aktörler ya kendi iç sorunlarıyla boğuşuyor ya da içinde bulundukları ittifaklar etkin bir politika uygulayamayacak ölçüde yara almış ve dağınık durumda. Koronavirüs süreci de doğrusu bu durumu derinleştirdi. Öte yandan, bugün artık uluslararası sistemde sözünü dinletecek başat bir aktör de yok. Ne bir aktör ne de önerilen/savunulan daha iyi bir yönetim modeli, projesi var. Bu bağlamda, Türkiye’nin demokrasi eksikleri olan laik ve Müslüman bir ülke olarak artık görülmediğini de vurgulamak gerekir. Benim izlenimim, Türkiye’nin gelinen son aşamada İslamcı otoriter bir ülke olarak görüldüğü ve bunun da sorunsallaştırılmadan kabul edildiği yönünde. 
 
Türkiye’de olup biten ya da Türk dış politikasının yarattığı sorunlara gösterilen tahammülün bir açıklaması bu olabilir. Ama bir başka açıklaması da zaten uluslararası ilişkilerde Fransızca "laissez faire" diye geçen ve bir anlamda herkesin aklına eseni yaptığı bir geçiş sürecindeyiz. Türkiye’nin gidişatının da nasıl olsa eninde sonunda Türkiye’nin kendi ayağına dolanacağını öngörüsüyle ekonomik ve siyasi açıdan en düşük maliyetli olan tercih edilip sabrediliyor ve bu arada kısa vadeli çıkarlara odaklanılıyor da denilebilir.
 
ABD’nin IŞİD’le mücadele sürecinde İran’la kurduğu ilişki bunun tipik bir örneği. Sadece Obama döneminde İran’la yakınlaşmanın benimsendiği dönemde değil, Trump’ın daha ilk geldiği andan itibaren İran’a karşı pozisyonunu ortaya net koyduğu dönemde dahi ABD İran’la birlikte çalıştı. Hatta Trump, Kudüs Gücü lideri Kasım Süleymani’yi ‘terörist’ ilan ettiğini açıkladıktan iki gün sonra 16 Ekim 2017’de ABD’nin Abraham tanklarının refakatinde Kasım Süleymani Kerkük ve diğer tartışmalı alanların Peşmerge’nin elinden Haşdi Şabi milis güçlerinin eline geçmesini örgütledi. Ama sonra aynı ABD, "maksimum baskı politikasıyla" İran’a deyim yerindeyse soluk bile aldırmayacak bir politika izlemeye başladı ve Kasım Süleymani’yi de bir suikastla ortadan kaldırdı. Dolayısıyla, yarın Türkiye bağlamında da rüzgarın birden tersine dönmesi tümüyle ihtimal dışı değil. Sonuçta tüm bu faktörlerin birlikte çalıştığını söylemek sanırım en doğrusu olur. 
 
MA / Ferhat Çelik

Diğer başlıklar

21/12/2025
23:38 İmralı Heyeti 23 Aralık'ta Kurtulmuş ve Tunç ile görüşecek
23:16 2026 bütçe teklifi Meclis'ten geçti
23:08 Meclis’te yumruklu kavga
22:15 QSD, yakaladığı DAİŞ'linin itiraflarını paylaştı
22:06 Meclis'te ikinci taciz soruşturması
21:22 Güney Afrika'da silahlı saldırı: 9 kişi yaşamını yitirdi
21:14 Maç karşılaşmasında Leyla Zana’ya destek mesajı
19:48 Amed ve Wan'da Şeva Yelda etkinliği
19:38 TTGA'ya Kürdistan kentlerinden Deniz Güler seçildi
19:15 HPG'li Kartal'ın taziyesine ziyaret
19:10 Ordu’da 'kuş cenneti' mücadelesi sürüyor
19:01 Kürt Sosyal Bilimleri Araştırma Derneği kongresini gerçekleştirdi
18:57 DEM Parti Kadın Meclisi: Çocuklar için mücadele edeceğiz
18:35 Kürtleri reddeden CHP’li Dikbayır’a yanıt: Vardık, varız ve var olacağız
18:07 Kürt sorununu inkar eden Gül'e yanıt: İsmi doğru koyarsanız çözüm de doğru olur
17:57 DİTAM’ın yeni yönetimi belirlendi
17:53 Abdullah Öcalan’dan mesaj: Gerçek anma mücadeleyi ileriye taşımaktır
17:27 4 Ocak mitingine çağrı: Gelin Önderliğimizi özgürleştirelim
17:10 Sağlık Çalıştayı: Sağlık anlayışı komün perspektifiyle inşa edilmeli
17:06 Bütçe protestosu: İnsanca yaşamak istiyoruz
17:01 Dindar: Wan’ın yüzde 84’ünde doğalgaz altyapısı yok
16:53 Xwebûn 6'ıncı yılında: Kürt basını her zamankinden daha güçlü
16:38 Ege İşçi Birliği: Demokratik hak ve özgürlükler için mücadele
16:28 'Devleti barışa zorlamak için yan yana gelmek zorundayız'
16:27 Gazeteci Aykol’un sağlık durumunu ciddiyetini koruyor
15:52 Temelli: Barış için ek bütçe yapılması gerekiyor
15:29 Elazığ Cezaevi'nde süreç karşıtlığı: Her olumlu adımdan sonra işkenceli yanıt
15:28 Kuyu Tipleri Kapatılsın İnisiyatifi’nden 19 Aralık katliamı açıklaması
15:20 Tülay Hatimoğulları: Barışı, bu topraklarda mutlaka tesis edeceğiz
15:13 Depremzede aileler Ankara’da adalet nöbeti başlattı
14:50 'Sürecin hukuki gerekliliği iktidar ve devletin ortak sorumluluğundadır'
14:45 YJA-Star’lı Zilan Yılmaz’ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:27 Bütçe görüşmelerinde son gün
14:22 HPG'li Işık için verilen mevlide kitlesel katılım
14:15 Cûdî'de 'Umut tohumları' ekildi: Barış doğa ile olur
12:56 İmralı Heyeti, CHP ve EMEP'le yarın görüşecek
11:51 YÖK’ten üniversitede eğitimi üç yıla indirme açıklaması
10:51 Bakırköy Kadın Cezaevi'nde siyasi tutsaklara 'askeri' baskın
09:58 İkisi sarı kodlu 11 kent için sağanak yağış uyarısı
09:24 Siyasi ve hukuki adımın beklendiği süreç içerisinde ne oldu, kim ne dedi?
09:23 Jin dergi 'Yüzleşme' manşetiyle yayında
09:18 Paris’teki 23 Aralık anması için yoğun hazırlık
09:15 Ortadoğu savaşlarının nedeni yol haritaları mı?
09:10 Bu mağazada para geçmiyor: Amaç komün toplumu hatırlatmak
09:06 'Rojin Kabaiş Kadın Öyküleri' yarışması düzenlenecek: Son başvuru 31 Ocak
09:04 Sınırda yasaklı bir ilçe: Haritada var yaşamda yok!
09:01 İskandinav ülkeleri: Adem-i merkeziyetçilik, mali bağımsızlık
09:00 21 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:27 DEM Partili Demir yaşamını yitirdi
20/12/2025
23:24 Gaxand gecesi: Komünal yaşamı sürdürüyoruz
22:56 ‘Süreç karşıtlarının arkasında norm dışı devlet güçleri var’
22:42 Îdir'da su uyarısı
21:51 ‘Alternatif ekonomi programı’ sempozyumu
21:36 Wan’da Şeva Yelda etkinliği
21:29 Meletî’de iş cinayeti
21:20 MİT Başkanı Hamas heyetiyle görüştü
20:51 Hedef gösterilen düğün kameramanı gözaltına alındı
20:43 Semsûr’da bir kadın katledildi
20:12 Brezilya Devlet Başkanı’ndan ABD’nin müdahalelerine karşı uyarı
20:06 Kürt Dil Enstitüsü yeni yönetimini belirledi
20:04 Taciz faili Serdal Ös tutuklandı
19:41 Çıplak arama dayatması için AYM’ye başvuru
19:10 Pirsûs katliamında yitirilenler anıldı
19:03 Arkaş’tan 4 Ocak çağrısı: Kürt halkı Önderliğini özgürleştirecek
18:38 Saran adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı
18:37 Paris’teki anma programı açıklandı
18:23 Gazze’deki can kaybı artıyor
18:06 Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü talebiyle imza kampanyası
17:53 İmralı Heyeti ile TİP görüşmesi: Barış demokrasi ve özgürlüğün ön şartıdır
17:44 Sema Dalçiçek ve İnci Sümbül anıldı
17:36 Gültan Kışanak: Sözümüzü güçlü kılıp sürecin rotasını çevirebiliriz
17:27 'Geleceksizlik yaşamı cehenneme çevirdi'
17:25 Erdoğan’dan savaş sanayisine yatırıma ‘barış’ kılıfı
17:22 Alevilere yönelik asimilasyon tartışıldı
17:20 Sağlık Çalıştayı’nda komün örgütlemenin önemine değinildi
16:38 Talabani: Irak'ta güçlü bir hükümet inşa edilmeli
16:35 Gençlik ve Spor Bakanı’ndan Leyla Zana açıklaması: Hukuki süreç başlatıldı
16:28 Koma Amed İstanbul konseri kaymakamlık tarafından yasaklandı
16:24 İmralı Heyeti ile TİP görüşmesi başladı
15:49 ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine TJA’dan çağrı: Özgür önderlikle buluşma zamanı
15:37 İmralı Heyeti ile AKP ile görüştü: Barış hukuksuz olmaz
15:33 'Adil, eşit demokratik bütçe istiyoruz'
15:22 Kürtlere hakaret eden akademisyen serbest bırakıldı
15:18 DAD’ın yeni eş genel başkanları belli oldu
15:11 Gazeteci Aykol’un durumu stabil
15:08 On günde 3 İHA düştü
15:01 Gazeteci Cihan Berk’in tutuklanması protesto edildi
14:57 Üç kentte hasta tutsaklar için eylem
14:47 Sandıktan 2026 bütçesine ‘hayır’ çıktı
14:45 Mereş Katliamı anması: Yüzleşme olmadan barış olmaz
14:35 KHK eylemi 151’inci haftasında: Hukuksuzluğu sonlandırın
14:33 Leyla Zana'ya saldırı protesto edildi - YENİLENDİ
14:29 İmralı heyeti ve AKP heyeti görüşmesi başladı
14:26 Mazlum Ebdî: 2026’da önemli başarılara imza atacağız
13:33 KESK'ten Meclis'e çağrı: Bütçeye onay vermeyin
13:30 Karabey kardeşler, Haran ve Bahçeci için adalet talebi
13:05 Cumartesi Anneleri 31 yıl önce kaybettirilen Aydoğan’ın akıbetini sordu
12:54 HPG’li Sedat Işık anıldı
12:16 Suriye ‘adına’ konuşan Savunma Bakanı Güler, QSD’yi tehdit etti
11:10 ABD, Suriye'de DAİŞ’e ait 70’i aşkın hedefi vurdu: Operasyon kritik önemde
10:56 Cizîr'de serbest bırakılan taciz faili tekrar gözaltına alındı
10:55 Fenerbahçe Başkanı Saran uyuşturucu soruşturmasında ifade verecek
10:37 İngiltere’den Şara’nın komutan ve tümenlerine yaptırım
10:29 Deklarasyon: Kentleri kadınların barış ısrarıyla yeniden kuracağız
10:11 Xwebûn 6 yaşında: Kürtçe gazeteyi her koşulda halka ulaştıracağız
10:10 Ortadoğu’da 2025: Değişen güç dengeleri
09:46 ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı: Önderliğin özgürlüğünü haykırma günüdür
09:06 Avukat Duygu İnegöllü: Harran GBM hukuka aykırı tutsaklık merkezi oldu
09:05 Cûdî'de 50 bin palamut ekilecek
09:04 İspanya: Yüksek özerklik, açık yetki anlayışı, katılımcı demokrasi
09:02 Sebahat Tuncel: Komünal demokrasi kadınlar için yeni bir dünya
09:00 20 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
19/12/2025
23:13 Bakırhan: Demokratik anayasa ihtiyaç ama masada değil
22:25 Şam’dan muhatap belirtmeksizin Rojava’ya ‘entegrasyon’ belgesi
20:52 Cezaevi savcısından 30 yıllık tutsaklara: Bakan da arasa sizi bırakmayacağım
20:45 Riha’da trafik kazası: Bir kişi yaşamını yitirdi
20:37 'Leyla Zana üzerinden Kürt kadın mücadelesi hedefleniyor'
20:14 Nazım ve Cihan anması: Hakikat yolunda yürüdüler
20:05 Cihan Bilgin ve Nazım Daştan Kobanê’de anıldı
20:02 Fenerbahçe Başkanı Saran ifadeye çağrıldı
19:58 Hakimlik taciz faili öğretmeni serbest bıraktı
18:41 223 işçi 144 gündür direniyor
18:38 Gazeteci Cihan Berk tutuklandı
18:08 AYM’den 3 kitabın yasaklanmasına hak ihlali kararı
18:03 BM: Gazze’de soğuktan 3 çocuk yaşamını yitirdi
17:17 İstanbul'da ESP'li 6 kişi tutuklandı
16:55 Gazeteci Aykol’a yeni bir antibiyotik tedavisi başlandı
16:52 Çandar’dan Erdoğan’a: Dışişleri Bakanınıza ayar verin
16:37 Mûş'ta kadınlar bir araya geldi
16:19 AKP raporunda eski yöntem ve eski söylemler: Özerk Yönetim “tehdit” olarak tanımlandı
16:18 İŞKUR'da kura hilesi iddiası: AKP'li aileden 5 kişiye kura çıktı
15:21 Çetin Arkaş: Önder Apo’nun istediği kişilerle görüşmesinin imkanları yaratılmalı
15:09 Bozan: Cezaevi İvrendi’ye düşman hukukuyla yaklaşılıyor
15:00 Kamu emekçileri iş bıraktı
14:55 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun yıl dönümünde cezaevi tellerine karanfil bırakıldı
14:44 Yazar Tunç’un Mereş katliamını konu alan kitapları yeniden basıldı
14:27 Katledilen Taybet İnan ve 29 kişi anıldı: İnsanlığa karşı suçtur
14:23 Kayyım kararının yürütmesinin durdurulması karara bağlanacak
14:22 İHD: 'Hayata Dönüş' operasyonlarında cezasızlık politikası sürdürülmüştür
14:13 Kaya’nın taziyesine kitlesel ziyaret
14:09 Katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Daştan için mevlit verildi
12:46 'Katledilen arkadaşlarımızın hesabını sormaktan vazgeçmeyeceğiz'
12:33 AKP raporunu Meclis'e sundu
11:51 DEM Parti İmralı Heyeti ile TİP görüşmesinin tarihi belli oldu
11:13 Farqînli yurttaşlar: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü halkın özgürlüğüdür
10:53 Cizîr’de taciz faili öğretmen gözaltına alındı
09:53 2025: Küresel güç dengeleri değişti, yeniden mevzilenme başladı
09:29 Cizîr’de çok sayıda öğrencinin taciz edildiği ortaya çıktı
09:25 'Hasta tutsakları hala cezaevinde, barışa nasıl inanalım?'
09:24 10 yıldır kayyımın yönettiği kent komün ve meclislerle yeniden inşa edilecek