Yağız: Gençlik tarihi direniş etrafında kenetlenmeli

img

HABER MERKEZİ - İmralı tecridine karşı 187 gün boyunca açlık grevi eylemini sürdüren Nasır Yağız, “Tarihin en büyük direnişi bugün İmralı'dadır” diyerek, gençleri bu direniş etrafında kenetlenmeye çağırdı. 

Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı (DTK) Leyla Güven’in, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için tutuklu bulunduğu cezaevinden 8 Kasım 2018’de başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevine aynı taleple destek veren Nasır Yağız, Öcalan’ın çağrısıyla 187'nci gününde eylemini sonlandırdı. Öcalan’a uygulanan tecridin ağırlaşarak devam ettiğini, bu noktada gençlere ciddi bir rol ve sorumluluğun düştüğünü ifade eden Yağız, geç olmadan tecridin kırılması gerektiğini vurguladı. 
 
'VİCDANİ BİR SORGULAMAYDI'
 
Hewler’de 2018'de başlattığı açlık grevinden sonra MİT tarafından aranarak kendisine ajanlık dayatıldığını aktaran Yağız, kabul etmediği için ölümle tehdit edildiğini söyledi. Açlık grevinde kaldığı süreci anlatan Yağız, tarihsel bir sürece tanıklık ettiğini ifade ederek, "Öcalan üzerinde uygulanan insanlık dışı tecrit Kürtlerde ve özellikle de zindanlarda büyük bir infial yaratmıştı. Sayın Öcalan Kürt halkının kırmızı çizgisidir. Bu barbarca yaklaşımı bir Kürt bireyi olarak kabul etmediğim için ben de bedenimi ölüme yatırdım. O atmosfer insanın vicdanıyla yüzleştiği bir ayna görevi görüyordu. Bu varoluşsal bir sorgulama yaratıyordu bende. Önderliğimle, kimliğimle, halkımla ve mücadele değerlerimle bir vicdani sorgulamaydı bu” dedi.
 
İMRALI DİRENİŞİ
 
Tecridin kırılmasında yegane gücün direniş olduğunu kaydeden Yağız, "Kürtler bir serhildan ruhuyla ayağa kalkmalı. Tasfiye konsepti İmralı'da Sayın Öcalan şahsında Kürtleri hedefliyor. Tarihin en büyük direnişi bugün İmralı'dadır. Sayın Öcalan 23 yıldır İmralı işkence sistemine karşı büyük direniyor. Devlet bu direnişi kırmak için mutlak tecrit uyguluyor. Herkes Sayın Öcalan’ın misyonunun farkındadır. Bunun için de AKP-MHP iktidarı başta olmak üzere uluslararası kurumlar Öcalan üzerindeki baskıları görmezden geliyor ve süreci uzatarak çürütmek, unutturmak istiyorlar. Başta Kürtler olmak üzere demokrasiden, insan haklarından yana olan herkes İmralı direnişini sahiplenmelidir” diye belirtti. 
 
'ÖCALAN BARIŞIN İRADESİDİR'
 
Öcalan üzerindeki tecridin sadece Ortadoğu'yu değil, uluslararası arenayı da etkilediğini söyleyen Yağız, şunları kaydetti: "Özgürlük mücadelesine ve Sayın Öcalan’a dayatılan 9 Ekim uluslararası imha komplosu, kendisiyle birlikte 3'üncü Dünya Savaşı'nı getirdi. Sayın Öcalan, bütün halklar lehine bir barış iradesidir. Ortaya koyduğu demokratik ulus paradigması, insanlığın yegane kurtuluş kılavuzudur. Barış bilgeliğini ve insanlığın evrensel değerlerini temsil ediyor. Sayın Öcalan’ın esareti savaşın temel nedenidir. Onun özgürlüğü ise barışı getirecek. Onun için dünyadaki tüm barış yanlılarının ve Türkiye halklarının da içinde yer alacağı bir özgürlük muhalefeti kendisini görünür kılmalıdır.”
 
'GENÇLİK GÖREVİNE SAHİP ÇIKMALI'
 
Yağız, gençlerin tarihsel görev ve sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye’yi çöküşün eşiğine getiren faşizan zihniyet, gençliği yozlaştırıcı politikalarla asıl devrimci görevlerinden alıkoymak istemektedir. Umutsuzluk aşılayan her türlü ahlaki yozlaşmayı sistematik bir şekilde gençlik üzerinde denemektedir. Böylelikle gençliğin yarınlara ilişkin umudunu ortadan kaldırmak istiyorlar. Tam bu noktada gençliğin ayağa kalkarak, Sayın Öcalan etrafında kenetlenmesi gerekiyor. Sokaklara inen örgütlü ve bilinçli bir gençlik, faşizmin tüm tuzaklarını tuzla buz edecektir ve İmralı tecrit rejimini de yıkacaktır. Gençliğin direk besleneceği ve kendisini içinde var edebileceği aktif bir devrim mücadelesi var. Gençliğin, tarihsel misyonuna denk bir kararlılıkla dönemsel görevlerine sahip çıkması gerekiyor” diye konuştu. 
 
'ONURLU GELECEK İNŞA EDELİM'
 
Tecridin ağırlaşmasıyla birlikte Kürtlere dönük saldırı ve asimilasyon politikalarının da arttığına dikkati çeken Yağız, faşizme karşı topyekun bir mücadele hattı oluşturulmasının önemine değindi. Parçalı duruşların faşizme geri adım attırmayacağını sözlerine ekleyen Yağız, “Aktif bir toplumsal öz savunma örgütlülüğünü açığa çıkarmak gerekiyor. Günümüzde öz savunma olmadan insanların yaşamını sürdürmesinin olanakları yok denecek kadar azdır. Onurlu bir gelecek inşa etmek bizim elimizde. Dönem geleceğine, değerlerine sahip çıkma dönemidir. Yoksa yarın çok geç kalmış olacağız. Tecrit işkencesine karşı olağanüstü bir direnişle karşı koyan Sayın Öcalan’a sahip çıkmak temel bir görevdir. Başta gençler olmak üzere herkes mücadeleyi yükseltmelidir."