Öğrenciler: Tencereye ses verenler Saray'ı yıkacak

img

ESKİŞEHİR - Ekonomik krizden etkilenen öğrenciler, ülkeyi terk etmek yerine mücadeleyi yükseltmek gerektiğine işaret ederek, "Tencereye ses verenler Saray'ın faşizmini yıkacak" dedi.  

AKP'nin içte ve dışta yürüttüğü politikalar nedeniyle derinleşen ekonomik krizden etkilenen kesimin başında öğrenciler geliyor. Öğrenciler, gittikleri her kentte hem barınma hem de geçim sıkıntısı yaşıyor. Buna karşı "barınamıyoruz" ve "geçinemiyoruz" eylemleri yapan öğrenciler ise, gözaltı, tutuklama ve polis şiddetiyle karşı karşıya kalıyor. Öğrenci kenti olarak bilinen Eskişehir'de okuyan Müslüm Koyun ve Sinem Çelebi, krizin kendilerini nasıl etkilediğini anlattı. 
 
GEÇİM DERDİ
 
Sosyoloji bölümünde okuyan Müslüm Koyun, gelecekten kaygı duyduğunu belirtti. Bunun nedeninin sistemsel olduğunu kaydeden Koyun, "geleceksizlikle örülmüş bir ülkede" yaşadıklarını ifade etti. Geçimini sağlamakta zorlandığını aktaran Koyun, herhangi bir geliri olmadığına işaret ederek, "Emekçi bir ailenin çocuğuyum ve bir yerden sonra artık birey olarak kendi imkanlarımla geçinmem gerektiğinin farkındayım. Bu asla geçinebildiğim anlamına gelmiyor. Okumalarımdan, okuldan ve bireysel ihtiyaçlarımdan kısarak haftanın 3 günü kendimi geçindirebilecek bir kafede çalışıyorum” dedi. 
 
Sinema ve tiyatroya gitmenin kendileri için lüks hale geldiğini kaydeden Koyun, “Bugünü ne yiyerek geçirebilirim' üzerine kurulu bir düzenimiz var. Eğitimden yararlanamıyoruz, ancak okulun kütüphanelerinden yetişebildiğimiz kitaplar üzerinde eğitim ihtiyacımız karşılayabiliyoruz" dedi. 
 
ÇARE GİTMEKTE DEĞİL
 
Gençlerin bu duruma karşı Avrupa’ya gitmek istediğini ancak bunun da bir çözüm olmadığına dikkati çeken Koyun, “En güzel yıllarımız, ülkemizde bizi mülteci haline getiren şeyin ne olduğunu sorgulamakla geçiyor. Bir insanın yaşaması için gerekli olan bütün koşulları yaratmazsanız insanlar başka yerde bunu arama telaşına girecektir” diye kaydetti. Koyun, şunları söyledi: “Kaldığınız yeri cennet haline getirmediğimiz sürece gittiğiniz her yer cehennemdir. Taleplerimizi dile getirmemize rağmen, işkenceyle gözaltına alınmamıza rağmen ben hiçbir şekilde bu ülkeden gitmeyi düşünmüyorum. Bu düzeni değiştirebileceğimize inanıyorum. Gitmekle, zorbalığı ve despotluğu meşrulaştırmış oluyorsunuz, bununla her anlamda mücadele etmek gerekiyor. Ahmet Arif’in dediği gibi: Nerede olursan ol... Tükür yüzüne fırsatçının, fesatçının. Bu bilinçle hareket etmek gerekir."
 
'TENCERE SESİ SARAY'I YIKAR'  
 
Ekonomik krizin temelinde ülkenin yönetilememesi ve siyasi politikaların yattığına dikkati çeken Koyun, "Tencerenin çıkardığı sesten ziyade tencereye ses verenlerin iradesine güveniyorum. Eğer emekçi sınıfı bu sesi çıkarıyorsa bence korkulmalı, bu ses barikatlardan ve balyozlardan daha güçlüdür. Bu sesi çıkaranlardan biri de benim. Eskişehir’de ekonomik krizi reddettiğim için işkenceyle gözaltına alındım. Elim ve yüzümdeki bu çizikler sokaklara indiğimiz için. Bu hükümetin o tencere ve tavayla, emekçi sınıfının indirebileceğine inanıyorum. Bu sesler Saray faşizmini yıkar” şeklinde konuştu. 
 
HER ŞEY LÜKS OLDU
 
Anadolu Üniversitesi Maliye Bölümü'nde son sınıf öğrencisi olan Sinem Çelebi ise, en temel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ifade etti. Çelebi, "Şampuandan hijyenik pede kadar ihtiyaçlarımı aileme aldırmak zorunda kaldığım dönemler oluyor. Utanç verici bir olay. Genel olarak ailemin verdiği paraya bağımlıyım. Üniversiteye başladığım dönemde tiyatroya ayda bir iki kere gidebiliyorken, şuan hiçbir şekilde ne sinemaya ne tiyatroya ne de herhangi kültürel bir etkinliğe gidecek param yok" diye konuştu. 
 
MÜCADELE VURGUSU
 
Gelecek kaygısı nedeniyle intihar eden arkadaşlarının olduğunu aktaran Çelebi, “Bu kaygıları anlayabiliyoruz ama intihar veya yurt dışı bunların bir çözümü değil. Bu yüzden düzeni değiştirebilmek için mücadele vermeliyiz" diye kaydetti. Gençliğin toplumun dinamik yapısı olduğuna vurgu yapan Çelebi, "En demokratik hakkımız olan örgütlenme hakkımızı elimizden alıyorlar. Bırakın üniversiteleri sokakta bir bildiri dağıttığımız zaman bile çok sert müdahaleyle karşı karşıya kalabiliyoruz. Biz de Eskişehir’de 'geçinemiyoruz' diyerek, parkta sabahlamıştık. Valilik öğrencilerin bir araya gelmesine yasak getiriyor, dört kişi yan yana oturduğumuzda dahi onlar için suç teşkil ediyor. Sert bir müdahale oldu ve hala izlerini vücudumda" şeklinde konuştu.
 
Çelebi, şunları söyledi: “Erdoğan ağzını açtığında dolar yükseliyor. Saray'ın ekonomi politikaları nedeniyle yoksulluğa itiliyoruz. Ekonomik kriz de derinleşiyor ve bunu en derin hissedenler yine kadınlar, gençler ve emekçiler oluyor. Genel grev ve genel direniş şiarını yükselterek, birleşik mücadeleyle ancak faşizmin karşısında dikilip bu yoksulluğu aşabiliriz. Örgütlü mücadele şart. Halk direnişini büyütmek gerekiyor.”