AGIRÎ - Agirî’de ektikleri ayçiçeğine dolu vuran çiftçiler, girdi maliyetlerinin yüksekliğinden yakındı.
Agirî’de son yıllarda üretimi artan ayçiçeği (Gûlberoj), çiftçilere ekonomik gelir sağlıyor. Yağ, küspe ve biyodizel üretimi için oldukça önemli olan ayçiçeği, ülkede yağlık ve çerezlik olarak üretiliyor. Ekonomik değeri yüksek olduğu için Agirî’de her yıl üretim alanı artan ayçiçeği, 23 bin dekarı yağlık, 21 bin dekarı ise çerezlik olmak üzere toplam 44 bin dekar alanda ekimi yapılıyor. Ayrıca gece gündüz arasındaki sıcaklık farkı nedeniyle çerezlik ayçiçeğinin içinin dolu olması ve kalitesinin yüksek olması nedeniyle kentte her geçen yıl ekim alanı artıyor.
Agirî merkeze bağlı Aşqale köyünün Qûlingo bölgesinde ayçiçeği ekimi yapan Yıldırım Demir (47), daha önce şeker pancarı, buğday, arpa gibi ürünler ürettiklerini ifade etti. Demir, ayçiçeğinin ekonomik değerinin daha yüksek olmasından dolayı son yıllarda ayçiçeği üretimine başladıklarını söyledi. Bu yıl 240 dönüm alanda ayçiçeği ektiğini belirten Demir, “Bu ürün 120 günde hasat edilir. Ürünün ekimine Mayıs ayında başlanır. Ayçiçeği biraz masraflı üründür. Ekime başlamadan önce 3-4 defa toprağı sürüyoruz. Ürünün ekiminden toplamasına kadar dönüm başına yaklaşık 10 litre mazot harcıyoruz. Mazotun litresini 55 TL’den aldım. Bu yıl sadece mazot için 140 bin TL harcadım. Kendi traktörüm olduğu için biraz tasarruf etmiş oldum. Eğer traktörüm olmasaydı bu kalemdeki maliyetim çok daha yüksek olacaktı” dedi.
TONU 40 BİN TL’DEN SATILIYOR
Ayçiçeği tohumunun ithal edildiği için pahalıya mal olduğuna dikkat çeken Demir, “Tohum Çin’den ithal ediliyor. 10 kilo tohumu 13 bin TL’ye aldık. Bu tohum çiftçiye ulaşana kadar kaç el değiştiriyor. Bunun için fiyatı çok pahalı oluyor. 240 dönüm tarlam için 160 bin TL değerinde tohum aldım. Sattığımız zaman da tonunu 40-50 bin TL satıyoruz” diye konuştu.
Ayçiçeğini ektikten sonra dönüm başına 25 kilo taban gübresi, 50 kilo yüzey gübresi ve toprağın gerekli vitaminleri için de sıvı gübre olmak üzere 3 farklı gübre attığını dile getiren Demir, “Ürünümüz için 500 bin TL değerinde masrafımız oldu. Yine zararlı otların çıkmaması için 50 bin TL değerinde ilaç aldık. Bunun yanında suya para veriyoruz. Suyumuz DSİ tarafından yapılan barajdan geliyor. DSİ bu suyu bize fahiş fiyatta veriyor. Her hasat için dönüm başına 354 TL para ödüyoruz. Ayçiçeği ürünün ekiminde işçilik masrafı da çoktur. Çünkü bu ürün karış karış insan eliyle çapa ediliyor. Sık olan ayçiçeği seyrekleştiriliyor. Tüm bunlar insan eliyle yapıldığı için ürün hasadına kadar ortalama 100 yevmiye işçi çalışıyor. Bugün bir işçinin yevmiyesi bin 500 TL’dir. Bu yıl sadece 150 bin TL işçi yevmiyesi verdik” ifadelerini kullandı.
Ayçiçeğinin yapraklarından beslenen bir ürün olduğuna değinen Demir, “Maalesef bu yıl ayçiçeklerini dolu vurdu. Şu an ürünlere bakıldığında yapraklarının delik deşik olduğunu görebiliyoruz. Bu da ürünün az hasat vermesine neden olacak. Bu yıl ürünlerde yüzde 50’ye yakın kayıp var. Girdi maliyetleri çok yüksek olduğu için çiftçinin elindeki bütün para tohum, gübre, ilaç gibi maliyetlere gidiyor. Bunun için çoğu çiftçi tarlasını sigortalayamıyor. Olası bir doğal afette doğrudan çiftçi zarar ediyor” diye belirtti.
YANLIŞ İTHALAT POLİTİKASI
Bu yıl ektiği ayçiçeği için 1 milyon 200 bin TL girdi maliyetinin olduğunu kaydeden Demir, “Devlet desteklemesi çok yetersiz. Destekleme adı altında cüzi bir yardım yapılıyor. Verilen para sadece bir dönüme harcanan mazotun bir litresine denk geliyor. Verilen bu destekleme de destek sayılamaz. Ürünü hasat ettiğimiz zamanda tüccarların insafına kalıyoruz. Bu konuda devletin herhangi bir katkısı olmuyor. Aksine tam mahsulü aldığımız ithalatın önü açılıyor. Şu an 55 bin TL olan tonu tam hasat zamanında 30-40 bin TL’ye düşüyor. Durum böyle olunca da çiftçilerin beli kırılıyor” şeklinde konuştu.
Devletin çiftçiliği yaygınlaştırması için teşvik programlarını artırması gerektiğinin altını çizen Demir, yine çiftçinin ekeceği ürüne alım garantisinin olması gerektiğini söyledi.
MA / Ömer Akın