'Salgın ortamında yapılan kayyım atamaları fırsatçılıktır'

img
İSTANBUL - HDP’li 8 belediyeye daha kayyum atanmasına tepki gösteren HDK İstanbul Eş Sözcüsü Gurbet Aydoğan, salgınla mücadele sürecinde yapılan bu atamaları “fırsatçılık ve düşman hukuku” olarak tanımladı. HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı ise CHP ve diğer partilerden gelen tepkilerin cılız kalmasını eleştirdi.
 
Tüm dünya ile birlikte Türkiye’yi etkisi altına alarak ölümlere yol açan koronavirüs (Kovid-19) salgını tehdidi giderek büyürken, salgınla mücadelede yetersiz kalan kalmakla eleştirilen AKP Hükümeti, böylesin bir süreçte Batman belediyesi ile birlikte 8 belediyeye kayyım atandı. Yapılan bu son kayyım atamaları ile birlikte Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde kazandığı 64 belediyeden 37’sine kayyım atanmış oldu. 
 
Yapılan kayyım atamaları ile birlikte bu belediyelerin salgına karşı yürüttüğü dezenfekte çalışmaları durdu. Halkın sağlığının tehlikeye atıldığı kayyım atamalarına tepki gösteren siyasi partiler ve STK’ler hükümeti “fırsatçılıkla” suçladı.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Eş Sözcüsü Gurbet Aydoğan, yapılan kayyım atamalarının Kürt halkının iradesinin yok sayılması anlamına geldiğini ifade etti.
 
‘KÜRTLERİN İRADESİ YOK SAYILIYOR’
 
Kayyım atamaları ile Kürt halkına ‘Sen seçemezsin ben atarım, senin iradeni yok sayıyorum’ mesajı verildiğini söyleyen Aydoğan, salgın ile mücadele edildiği bu günlerde hükümetin HDP’li belediyelere kayyım atamasının “fırsatçılık ve düşman hukukunu işleme koyduğu” anlamı taşıdığını dile getirdi.
 
Aydoğdu, “Her yerde tekçiliği savunan iktidar kendi bekası için halkın demokrasi taleplerini görmezden geliyor. Bakın işte HDP belediyeleri su faturalarını askıya aldı, iktidar hemen kayyum atadı. Çok açık değil mi, artık saklamıyorlar bile. HDP bu ülkenin yüz akıdır. Gasp ettikleri belediyeler de yüz akıdır. Korkuyorlar, çünkü halk doğruyu yanlışı görüyor. Bugün dünya salgınla mücadele ederken kolonyadan başka bir şey vaat etmeyen, ‘tek çaremiz var salgına yakalanmamak’ diyen iktidara karşı HDP’nin herhangi bir belediyesi kısıtlı imkanlarına rağmen  tüm gücüyle halkıyla dayanışma içinde olmuştur. İşte korktukları budur. Çünkü artık iktidarın bütün argümanları çökmüştür” dedi. 
 
‘KÜRTLERE YAKLAŞIM TURNUSOL KÂĞIDIDIR’
 
Aydoğan, doğuda HDP belediyelerine kayyım atanırken, batıda demokrasi şöleni yaşanmadığını, anti demokratik uygulamaların burada da devam ettiğini kaydetti. Aydoğan, buna karşı yapılması gerekenleri ise şöyle ifade etti: “Devlet her ne kadar Kürt düşmanlığı üzerinden politikalarına devam ediyorsa da halkların mücadele tarihi ortaktır. Bu mücadeleyi büyütmek ve faşizme karşı ortak direnişi örgütlemek halkların özgürlük kaderidir. Biz HDK olarak temel gündemimiz halkların mücadelesini ortaklaştırmak ve yeni yaşamı inşa etmektir. Bunun ne kadar acil ve gerekli olduğunu salgınla mücadele ettiğimiz bu günlerde bir kez daha görüyoruz. İktidarın tek gündemi sermaye sahiplerini kurtarmak, yeni rant alanları oluşturmaktır. Çok açık ki devletin yoksul halklara vadettiği bir şey yok. Kürt halkının mücadelesine yaklaşım Türkiye demokrasisinde turnusol kâğıdıdır.” 
 
AVCI: BASKILAR CUMHURİYETİN İLK YILLARINA KADAR GİDİYOR
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Erdal Avcı ise, Kürt halkına uygulanan baskının Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar gittiğini,  bu baskı ve faşist politikaların sürekli sürdürücüsünün devlet aygıtı olduğunu dile getirdi. Avcı, yine devletin bu baskı politikasına karşı gelen Kürtlerin hedef tahtasına oturtulduğunu vurguladı. 
 
Son 18 yılda AKP iktidarının geliştirdiği merkeziyetçi ve tekçi politikalar, savaş ve faşizm uygulamalarına karşı direnen nerdeyse tek toplumsal muhalefetin HDP olduğunu ifade eden Avcı, şunları ekledi: “AKP-MHP ittifakı Kürt halkının görkemli direnişi ve coşkusu karşısında çıkmaza girmiş durumda. Hükümet ve devlet savaş konseptini sürdürmekte ısrar ettiği için savaşın yarattığı ekonomik, sosyal, siyasal sorunların altında kalmıştır. Salgına karşı içine düştüğü çaresizliğin nedeni ekonomik bitiş ve yol açtığı etkidir. HDP ve Kürt halkına dönük sistematik baskıdan sonuç alamadığını, almasının da mümkün olmadığını kanıtlamış durumdayız. Hükümetin hızla yapması gereken iç barışı sağlamaktır. Kürt sorununu demokratik yol yöntemlerle çözmek, demokratik bir Anayasa yapmaktır. Savaşın değil, barışın daha akılcı ve ahlaki çözüm olduğunu içinden geçtiğimiz süreç ispatlamıştır.” 
 
‘KAYYIMLAR HALK İRADESİNE DARBEDİR’
 
Belediyelerine kayyım atanmanın halk iradesine darbe olduğunun altını çizen Avcı, atılan adımla seçilmişlerin atanmışların gölgesi ve baskısından kurtulamadığını kaydetti. “Cumhuriyet esasen seçilmişlerin değil, merkezi hükümet ve devlet aygıtlarının kontrolü ve yönetimindedir” diyen Avcı, “HDP belediyelerine kayyım atanması, bunu Kürdistan coğrafyasında göze soka soka yapmaları, hem AKP hem de diğer sistem partilerinin devletçi zihniyette ortaklaşmalarının ürünüdür. Özellikle son kayyım atamalarındaki ana mesajı şudur; Korona salgını var, hükümet acz içinde, büyük iddialar var ama hiçbir icraat yok, belediyeleri ve kurumları halkı rahatlatacak adımlar ve kararlar alamıyor. Halk ciddi ekonomik ve yaşam sorunları içinde bunalmış durumda. HDP belediyeleri kıt imkanlarıyla halkı rahatlatacak, güven ve moral verici icraatlar yapıyor. Su fatura ödemelerini almayacağını açıklıyor, yoksula ve özellikle yaşlılara hizmet götürüyor. Son salgın vakasında da dayanışma ağlarını yasakladı, Vefa adında bir dayanışma mekanizması kurup, toplumun içinde gelişen dayanışma örgütlenmesini engellemek istiyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘YENİ YOL VE YÖNTEMLER BULMAK ZORUNDAYIZ’
 
Kayyımlara karşı mücadele etmeye devam ettiklerini belirten Avcı, şöyle devam etti: “Şu salgın ortamında fiili direniş ve demokratik sokak protestoları mümkün, ama doğru olmaz. Salgına karşı ilk önlem alan HDP oldu. Hükümet koronavirüsü vakalarını gizliyor, süreci şeffaf yönetmiyorken, HDP cesur ve yerinde bir kararla Newroz miting ve kutlamalarını iptal etti. Bütün toplu faaliyetler ve etkinlikleri yasakladı. Bu kararıyla hükümetten önce davrandı, halk sağlığı ve güvenliğine verdiği önemi gösterdi. Bu şartlarda kimi protesto yöntemleri geliştiriyoruz. Halkın demokratik direniş ruhunu ve duruşunu kamuoyuna taşımaya özen gösteriyoruz. Böylesi küresel bir salgın ortamında, zor koşullarda da yol ve yöntemler bulmak, araç ve gereçler yaratmak zorundayız.”
 
‘BEKLENTİMİZ YOK’
 
HDP İl Eşbaşkanı kayyım atamalarına ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve diğer partilerden gelen tepkiler üzerinde de durdu. Gösterilen tepkilerin çok cılız kaldığını söyleyen Avcı, “Parti olarak bunlardan çok büyük beklentimiz yok. Sonuç itibarıyla CHP sistem partisi, kodları ve tarihi itibarıyla sistemin kurucu partisidir. Demokrasi güçleri ile hareket ettiği, katıldığı, halkın bu yönlü taleplerine cevap verdiği oran ve düzeyde ilişkili kurulur. Biz demokratik siyaset ve çözümde ısrar edeceğiz. Diyalog ve demokratik çözüm seçeneğini son an ve imkana kadar değerlendireceğiz. Kayyımlara şunu söylemek isteriz; salgın günlerinin kötülük ortakları olmuş durumundalar. Tarih onları koronavirüsü olarak adlandırdı. Çekilme şanslarını kullanıp bu tarifsiz ve talihsiz kötülükten vazgeçsinler” diye konuştu. 
 
MA / Erdoğan Alayumat