Temelli: Gelin üçüncü yolda buluşalım

img

VAN- Partisinin düzenlediği “Serhat Örgütlenme Konferansı”nda konuşan HDP Eş Genel Başkan Sezai Temelli, "Bu siyaseti ortadan kaldıracak tek güç üçüncü yoldur. Eğer bu seçeneği yaratamazsak bu baskı ve şiddet her gün biraz daha yayılacaktır. Gelin hepimiz bu çözümde buluşalım. Herkes herkesle konuşabilsin” dedi. 

 
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) “Demokratik siyasetle faşizmi yıkalım, toplumu özgürleştirelim” adıyla Van’da düzenlediği ve iki gün sürecek “Serhat Örgütlenme Konferansı”na  Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Berdan Öztürk, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, bölge milletvekilleri, PM, MYK üyeleri, bölge belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri, TJA üyeleri, HDP Gençlik Meclisi, Barış Anneleri Meclisi, HDP ve DBP il, ilçe yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 300’ü aşkın kişi katıldı. 
 
‘HALKLAR FAŞİST CENDERİNİN ALTINDA BOĞULUYOR'
 
İpekyolu Belediyesi Berivan Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Eş Genel Başkanı Sezai Temelli yaptı. Siyasetin toplumsallaşması gerektiğini ifade eden Temelli, yapılan konferans ve çalıştayların HDP’nin politik mücadelesine önemli katkılar sağlayacağını söyledi. Mücadelelerini taçlandırmak ve iktidar yapmak için herkesin örgütsel hayatını daha güçlü ve etkin hale getirilmesi gerekliliğinin altını çizdi. Modellerinin ülkeye bir örnek sunma modeli olduğunu ifade eden Temelli, “Bugün Türkiye’de siyaset sıkışıp, kutuplaştı. Bu sıkışma ve kutuplaştırma Türkiye halklarını bu gerileme mahkum etmekte ve en temel haklardan yoksun bırakmaktadır. Bu mahrumiyetin ortadan kaldırılması için HDP olarak öncülük yaptık. Bu siyaset toplumu siyasallaştırırken, kendisini de toplumun içerisinde var etmesidir. Bu fikriyatı toplumun her alanına taşımamız gerekiyor. Türkiye bu faşist cenderenin altında soluksuz kalmakta ve boğulmaktadır. Biz bunun uyarısını daha önce yaptık. Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu şey demokrasi ve toplumsal barıştır. Bizlerin demokrasi, barış mücadelesinde buluşmamız gerekiyor. AKP-MHP bloğu demokrasi ve barışın önüne kapatarak kendini var ediyor. Bunlar çözümsüzlüğü kendileri için elverişli bir ortam olarak var ediyor” dedi. 
 
'KÜRT SORUNU YOKTUR' 
 
Erdoğan’ın Kürt sorunuyla ilgili açıklamalarına değinen Temelli, “Kürt meselesine yaklaşım çözümden mi yanayız yoksa çözüme karşı mıyız yaklaşımının turnusol kağıdıdır.  Kürt sorununa yaklaşım demokrasi ve barışa yaklaşımınızı ortaya koyar. Bu blok inkardan besleniyor. Bunlar mutlak tecridi hayata geçirip, çözümsüzlük siyasetlerini kalıcı kılmak istediler. Mutlak tecrit uygulandıkça Kürt sorunu çözüm seçeneğinden, Türkiye barıştan uzaklaştı. Dört yıl boyunca uygulamaya konulan tecrit adeta barışı bombaladı. Bu blok kutup siyasetini yeniden yeniden ortaya koyuyor. Bu siyaseti ortadan kaldıracak tek güç üçüncü yoldur. Üçüncü yol Türkiye açısından bir seçenek yaratmaktır. Eğer bu seçeneği yaratamazsak bu baskı ve şiddet her gün biraz daha yayılacaktır. Gelin hepimiz bu çözümde buluşalım. Herkes herkesle konuşabilsin. Müzakere ile toplum için en iyisini üretelim. Bugün hukukun cenaze töreni kılınıyor. Bu ülkede adalet mahkeme salonlarını terk etmiştir. 'Kürt meselesi yoktur' diyen hükümet siyaset üretemez haldedir. Her yer sorunlar yumağı haline gelmiştir. Bunca sorunun nedeni kayyumcu zihniyetin yarattığı sorunlardır. Kimse kaygılanmasın bu sorunları mutlaka çözeceğiz" diye belirtti. 
 
XAKURK OPERASYONU VE SAVAŞ SİYASETİ
 
 Ortada yönetememenin verdiği bir enkaz olduğunu ifade eden Temelli, şöyle devam etti: "Yönetmiyorlar, yönetemedikçe savaş politikalarına daha fazla sarılıyorlar. Xakurk, Rojava ve Irak'ta bunun örneklerini görüyoruz. Bu iktidar Ortadoğu'da yaşayan halkları da bu cenderenin içerisine çekiyorlar. Kürt düşmanlığı üzerinden geliştirdikleri savaş politikalarıyla tüm Ortadoğu halklarının geleceğini yok etmek istiyorlar. Bizler halkların kendi haklarını tayin etme hakkına sahip çıkıyoruz. Bu savaş dayatmalarına karşı halklar barışı var edecektir. Artık bu bombaların masumların üzerine atılmasını istemiyoruz. Bu şiddet politikalarına bir an önce son vermek gerekiyor. Bu savaşa her yerde karşı çıkmalıyız. Kim bu coğrafyada siyaset yapıyorsa o zaman halklarına da saygı göstermeli, kirli ittifaklarla yol almamalıdır. Siyasetin öznelerine çağırımız şudur; savaş politikalarına destek vermeyin. Bu coğrafya küresel siyasetin merkezidir. Bu coğrafyada yaşayan halklar olarak çözümü geliştirmemiz gerekiyor. Bu savaş çığırtkanlıklarına meydanı bırakmamamız gerekiyor. Bu ülkede bütçenin önemli bir kısmı silaha mermiye ayrılıyor. Bir de üzerine 'bir mermi kaç paradır?' diye halkla alay ediliyor. Mermiye ihtiyaç duyanlar, birlikte yaşama savaş açanlardır. Biz demokratik bir cumhuriyeti inşa etmek istiyoruz."
 
MERKEZ BANKASI BAŞKANI’NIN GÖREVDEN ALINMASI
 
Merkez Bankası'na yapılan atamaya ilişkin konuşan Temelli, yapılan kayyum atama zihniyeti olduğunu ve OHAL kanunlarında ısrar etmek olduğunu belirtti. Temelli, "Merkez Bankası Başkanı görevden alarak faizleri düşürmek istiyorlar çünkü yandaş müteahhitler zordalar. Halkın zorda olmasının bir önemi yok. Bu atamayla her şeyin düzelteceğini sanan bir akıl var. Ama inan ki her şey daha da kötü olacak. Muhalefeti, halkı dinlemeyerek kendi fikrinde ısrar eden bu zihniyet; siyaseti, toplumu ve ekonomik krizin içinden çıkamazlar. 'Faiz düşürülünce enflasyon düşer' diye bir şey olmaz. Bunu okulda yapılan sınavda yazan öğrenci sınıfı geçemez. Faizin düşmesini istiyorsanız o zaman iktidardan düşün" dedi. 
 
SETA'NIN GAZETECİLERİ FİŞLEYEN ARAŞTIRMASI
 
SETA'nın gazetecileri fişleyen araştırmasına da değinen Temelli, şöyle dedi: "SETA bir araştırma kurumu ama neyi araştırdığını gördünüz mü? Bir araştırma şirketinin gazetecileri fişlemek için araştırma yaptığını bugüne kadar duydunuz mu? Ama bugün biz bunu da duyduk. Bu araştırma iktidarın siparişiyle yapıldı." 
 
'TÜRKİYE'DE KARANLIK BİR TABLO VAR'
 
Tek başına mücadelenin yetmeyeceğini sözlerine ekleyen Temelli, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizim mücadelemiz müzakere zeminini geliştirmektir. Türkiye'de karanlık bir tablo var ama çok güçlü de bir umudumuz var. Herkesin geleceğe dair sözü var. Mesele bu sözü örgütlemek, gerçekçi bir siyasete kavuşturmaktır. Aslolan örgütlü bir hayattır. Tüm stratejilerin ön koşulu örgütlenmektir. Özgürlük her şeyin dayandığı tek ilkedir. Bu ilkeyi var etme mücadelesi vermeliyiz."