Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası dolayısıyla yazılı açıklama yayımladı.

 

'90 YILLARDA SİSTEMATİK HALE GETİRİLDİ’

 

Gözaltında kaybedilen yüzlerce insanın anıldığı açıklamada, cezasızlık geleneğinin derhal sonlandırılması çağrısı yapıldı. Başaran, dünyanın birçok ülkesinde diktatör rejimlerin kullanmaktan imtina etmediği gözaltında kaybettirme politikasının Türkiye’ye ise ilk adımının 12 Eylül 1980 darbesi döneminde olduğunu hatırlatarak, “Bu tarihte üç kişi gözaltında kaybedilirken, ilerleyen günlerde bu sayı artmış, yalnızca birkaç gün içerisinde en az 15 yurttaş gözaltında kaybettirilmiş, 1990’lı yıllarda ise bu politika sistematik hale gelmiştir. Sistematikleştirilen bu politikanın ardında yatan mesaj çok açıktı: Muhalifleri yıldırmak, korku iklimini yaymak, itaatkâr bir toplum yaratmaktı” dedi.

 

‘DİRENENLER UMUT OLMAKTADIR’

 

Yaratılan karanlık tablonun İnsan Hakları Derneği ve Cumartesi İnsanları’nın kayıplarını bulma arayışıyla bu politikaların teşhir edildiğini vurgulayan Başaran, “Bu karanlığa adalet arayışlarını bıkmadan, usanmadan devam ettirerek ışık tutmuşlardır. Kayıpları ararken kaybettirilmeyi göze alanların cesareti, bugün yaratılmak istenen benzer anlayışa meydan okumakta ve direnenlere umut vermektedir” ifadeleri kullanıldı. 

 

'SAKLAYAN  YÖNETİMLER KAYBEDECEKTİR’

 

Mücadelesi devam eden Cumartesi İnsanlarına saldırıların yapıldığı ve yargı süreçlerinde ise dosyalarda verilen beraat kararlarıyla hakikat arayışına set çekildiğini vurgulayan Başaran, açıklamasında şunlara dikkat çekti: “Ancak şu bilinmelidir kayıpların faillerini saklayan ve koruyan dönemin hükümetleri nasıl kaybetti ise bu geleneği devam ettiren yönetimler de kaybedecektir. Kayıplar ölümsüzleşirken onları bulmak, onlara adaleti tesis etmekten geri duran devletler ve hükümetler ise insanlığın hafızasında mahkûm edilirler. 

 

17 yıldır ülkeyi yöneten anlayışa, kayıpları bulma yükümlülüklerini hatırlatıyor, Birleşmiş Milletler Kayıplar Sözleşmesini imzalamaya davet ediyoruz ve yineliyoruz: Kayıplar bulunsun, failler yargılansın.”