'Altın bilezik kelepçeye çevrilmek isteniyor'

img
VAN – “Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı”nın itirazlar üzerine yapılan kısmi değişiklik ile AKP ve MHP’li vekillerin oylarıyla yasalaşmasının perde arkasında yaşananları anlatan HDP’li komisyon üyelerine göre; "Eskiden 'bir meslek sahibi ol, kolunda bileziğin olsun' deyimi vardı. AKP ise insanların kolundaki o bileziği kelepçeye çevirmenin mantığını topluma zerk etmek istedi.” 
 
Sağlık alanı ile ilgili kimi düzenlemeleri içeren ve “Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısı” olarak tanımlanan 42 maddeden oluşan "Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve KHK'lerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi", görüşüldüğü Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İlişkiler Komisyonu'nda yaşanan yoğun tartışmaların ardından getirildiği Genel Kurul'da, AKP-MHP’li vekillerin oylarıyla kabul edildi. KHK ile ihraç edilen hekimlerin özel hastanelerde çalışmasının önünü kapatan 5'inci madde ise, sağlık meslek örgütleri ve HDP ve CHP’nin itirazları tasarıdan çıkarılmak zorunda kalındı. 
 
Yapılan değişiklik doğrultusunda KHK ile ihraçlar edilen sağlıkçılar, SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde çalışabilecekken, güvenlik soruşturmasına takılanlar ise tazminat ödemeden özel hastanelerde çalışabilecek. 
 
Sağlık meslek örgütleri, sağlıkta şiddete karşı adım atılmasını beklerken, hiçbir yenilik getirmediğini belirttikleri yasaya karşı itirazlarını sürdürmeye devam ediyor.
 
KHK ile ihraç edilen doktor kökenli iki isim olan HDP’nin Iğdır Milletvekili Habip Eksik ile Hakkari Milletvekili Sait Dede, komisyondaki görüşmelerinde de yer aldıkları yürürlüğe giren yeni kanunu değerlendirdi. 
 
‘PARALEL BİR KOMİSYON KURULDU’
 
Tasarının komisyonda görüşülmesi sırasında AKP-MHP’li üyelerin ‘çoğunluk biziz ve istediğimizi yaparız’ anlayışıyla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Iğdır Milletvekili Habip Eksik, yaptıkları muhalefet üzerine AKP Grup Başkanvekilleri Mehmet Muş ve Bülent Turan’ın bizzat komisyona gelerek, komisyon başkanının iradesini, yetkisini gasp ederek adeta paralel bir komisyon başkanlığı görevine soyunduklarını söyledi. 
 
Eksik, AKP Grup Başkanvekillerinin tasarıdaki maddeleri baskı ve tehditlerle tartıştırmadan geçirmeye çalıştıklarını ifade etti. Eksik, “Komisyonun ne acelesi vardı bilmiyoruz ama AKP’nin çok acelesi var gibiydi. Sanki bir yerlerden sürekli 'çabuk geçirin maddeleri' denilmişti. AKP komisyon üyelerinin çoğu kanun teklifi maddelerinin neyi içerdiğini bile bilmiyorlardı. Bunun için de maddeler üzerine de neredeyse hiç konuşmadılar” dedi.
 
‘MÜCADELE GERİ ADIM ATTIRDI’
 
Komisyonun sabahlara kadar çalıştırıldığını da söyleyen Eksik, şunları belirtti: “AKP-MHP ittifakı kanun teklifi üzerine tartışmalar bitmeden 5’inci maddeyi gece yarısı oylama yapmadan korsan bir şekilde geçirmeye çalıştı. O gece ortaya çıkan o kötü görüntüler medyaya da yansıdı ve kamuoyunda ortaya çıkan rahatsızlık üzerine ertesi gün maddeyi tekrar getirdiler ve tekrar söz hakları verildi. AKP'nin bu karardan geri adım atması muhalefet partilerinin, Türk Tabipler Birliği’nin, SES’in, Diş Hekimleri Birliği, hakları gasp edilen KHK’liler ve güvenlik soruşturmasından dolayı ataması yapılmayan yeni mezun doktorların mücadelesidir.” 
 
'FİİLİ OHAL SÜRÜYOR'
 
AKP’nin fiili bir OHAL ile muhalifleri sindirmek ve tasfiye etmek için bu yollara başvurduğunu vurgulayan Eksik, bu tür maddelerle AKP’nin hukukun kırıntısını dahi ortada bırakmayacağını ifade etti. Eksik, “Bu gidişle AKP kadrolaşacak ve muhalif olanların çalışmasını engelleyecektir. Böylece muhalif olanlara ne iş hayatı ne de normal hayat bırakacak. Yani muhalifleri her alandan izole etme durumu yaşanacak” diye konuştu.
 
‘OHAL UYGULAMALARI İPTAL EDİLENE KADAR MÜCADELE SÜRECEK’
 
AKP-MHP ittifakının karşılaştığı muhalefet ve mücadele sonucu geri adım atmasının güzel olduğunu söyleyen Eksik, “Fakat bu yeterli değildir. 130 bin KHK ki işine dönünceye kadar mücadele devam etmelidir. Asıl başarı her alanda OHAL uygulamalarının iptali ve artık uygulanmaması olur. Barış, demokrasi, eşitlik, adalet sağlanıncaya kadar mücadele devam edecektir” dedi.
 
'HALK SAĞLIĞINI TEHLİKEYE DÜŞÜREN DÜZENLEMELER'
 
Hakkari Milletvekili Sait Dede ise, “sağlık emekçilerine şiddetin engellenmesi” adı altında propagandası yapılan kanun teklifine dair her ne kadar kamuoyunda sadece 5’inci maddeye ilişkin tartışmalar yansımışsa da, aslında yasanın bir bütün olarak anti demokratik uygulamalar içerdiğinin altını çizdi.
 
 “Örneğin aile hekimlerin hakları kısıtlanıyor, insan ve hasta merkezli yürütülen hekimliğin merkezine devlet yerleştirilmek isteniyor” diyen Dede, gerek parlamentoda gerekse de geniş toplumsal çevrelerce ve demokratik kitle örgütlerince yürütülen mücadele sonucunda hükumetin tasarıda kısmi değişikliğe gitmek zorunda kaldığını belirtti.
 
Dede, yapılan bu kısmi değişikliğe rağmen “Yasallaşsan bu garabet kanun, her ne kadar şiddetin engellenmesi maskesine bürünmüş olsa dahi, ruhu itibariyle sağlık emekçilerini sömüren ve halk sağlığını tehlikeye düşüren düzenlemeler içermektedir” dedi.
 
VERİLMEK İSTENEN MESAJ NEYDİ?
 
HDP’li vekil, hükümetin komisyondan geçirilmesine rağmen, sonrasında değişikliğe gitmek zorunda kaldığı 5’inci Madde ile ‘huzur, refah, rahatlık istiyorsanız benden olacak, benim gibi düşüneceksiniz aksi halde ne mesleki ne de kazanılmış hak anlamında hiçbir güvenceniz yoktur’  mesajı verdiğini vurguladı. Dede, bu konuda şunları dile getirdi: “Bunun yanında AKP gençlere, üniversite öğrencilerine; 'muhalefet etmeyin', onların ebeveynlerine ise; 'çocuklarınıza sahip çıkın farklı düşünmesinler bizim gibi düşünsünler, aksi halde ne okudukları okulun ne de kazandıkları mesleklerinin bir önemi yok' mesajını vermek istedi. Eskiden 'bir meslek sahibi ol, kolunda bileziğin olsun' deyimi vardı. AKP ise insanların kolundaki o bileziği kelepçeye çevirmenin mantığını topluma zerk etmek istedi.” 
 
‘SAVAŞ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR’
 
Savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Dede, “Biz bu suça ortak olmayacağız. ‘Savaş dursun’ dedikleri için önceleri KHK’lerle, şimdi ise güvenlik soruşturmaları ile kendilerine yaşam hakkı tanınmayan hekimlerin mücadelesini her şart ve koşul altında sürdürmeye devam edeceğiz. Şu çok iyi bilinmelidir ki hastanelerin ticarethaneye dönüştürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Herkesin ve her kesimin sağlık hakkından demokratik toplumun gerektirdiği ölçüde yararlanması için çaba sarf edeceğiz. Bu yasanın yerine yeni ve gerçekten sağlıkta şiddeti engelleyen ve herkesin sağlık hakkından yararlanabildiği demokratik bir yasaya ihtiyaç vardır ve biz bunun mücadelesini vereceğiz” diye konuştu. 
 
MA / Müjdat Can