Bayındır: Abdullah Öcalan’ın başaktör olmadığı hiçbir süreç samimi değildir

WAN - Wan'da partisinin kongresinde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, "Sayın Öcalan’ın başaktör olmadığı hiçbir süreç samimi ve doğru değildir” dedi. 
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Wan İl Örgütü, 7’nci Olağan Kongresi’ni kentteki bir düğün salonunda gerçekleştirdi. Salonun dolup taştığı kongreye kadın ve erkekler yöresel kıyafetleriyle katıldı. DBP bayraklarıyla donatılan salona “Me bi ciwantî destpêkir em ê bi ciwantî serbikevin”, “Em ê li hemberî tecrîdê berxwedana xwe xurt bikin! Girtîgehan azad bikin! Tecrîdê bişkînin”, “1925’ten 1999’a diz çökmedik, çökmeyeceğiz!”, “Tecrit ve özel savaş politikalarına karşı kadın özgürlükçü paradigmayla örgütleniyoruz” pankartları asıldı.
 
Kongreye DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekilleri, Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları, Barış Anneleri Meclisi, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri ile kentteki sendika ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. 
 
Özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşunda “Çerxa Şoreşê” marşı okundu. Marş “Bîjî Serok Apo” sloganıyla sonlandırıldı.  Kongrenin açılış konuşmasını yapan mevcut DBP İl Eşbaşkanı Harun Okay, “Wan Kürdistan’da tarih yazdı. Wan Kürdistan’ın kalbidir. Wan her daim atacak ve bu başarıların ardı arkası kesilmeyecek. Her Kürt’ün kendi evine, kendi partisine gelmesi çağrısında bulunuyoruz” diyerek çalışma arkadaşlarına teşekkürlerini sundu.  
 
‘KÜRTLERE ASLA DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKLER’ 
 
Ardından söz alan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır sözlerine kitleyi selamlayarak başladı. Bayındır, “Wan’a her gelişimde karşınızda heyecanlanıyorum. Bu heyecan direnişimizle başarıya kadar gidecek. Partimiz DBP, toprağına, diline, kimliğine sahip çıkıyor. O nedenle DBP ile zafere gideceğiz. Direnişimize karşı saldırılar söz konusu ve kazanılmış haklarımız gasp ediliyor, her gün bize yönelik saldırılar gerçekleşiyor ancak 4 parça Kürdistan’dan Avrupa’ya kadar Kürtler mücadele ediyor. Dünyanın dört bir yanından Kürt halkına asla diz çöktüremediler, çöktüremeyecekler” dedi. 
 
ÖZGÜRLÜK VURGUSU 
 
Bölgede ciddi savaşların sürdüğüne dikkat çeken Bayındır, “İktidarlar ve ulus-devletler dört biz yanımızı savaşla sarmalamışlar. Kürt halkı zalimlere karşı yüz yıldır direniyor. Bugün 21’nci yüzyılda Filistin’den İran’a ve dört parça Kürdistan’ı savaşla kuşatmaya çalışıyorlar. Ancak Kürt halkının direnişi insanlık direnişidir, onur direnişidir. O nedenle ağır bedellere karşı mücadele ediyoruz. Kürt halkı insanlığın sigortasıdır. Mücadelemiz hak mücadelesidir ve mutlaka zafere ulaşacağız. Dünya, mazlum halklara ölümü dayatıyor. Ancak Kürt halkının ve Kürt özgürlük hareketinin mücadelesi özgür ve onurlu bir yaşamı önümüze koyuyor. Çizgimiz budur ve zafere ulaşana kadar mücadele edeceğiz. Biz halkımıza inanıyoruz ki bu mücadele zaferle taçlanacaktır. Kürt halkının zaferi yakındır. Dört parça Kürdistan’da Kürt halkının mücadelesi bir yıldız gibi, ışık gibi parlıyor. Bu mücadele Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüyle sonuçlanacaktır" diye belirtti. 
 
‘MUHATAP ÖCALAN’DIR’
 
Wan, Serhed ve tüm Kürdistan’ın iradesine bakıldığında kimlerin kaybettiğinin ortaya çıktığını belirten Bayındır, “Şark Islahat Planı ile yüz yıllık büyük bir plan koydular önlerine ve Kürtlerin imha ve inkârını hedef edindiler. Yüz yıldır bu düşmanca politikayı yürüttüler. Ancak bu politikaları çöktü. 2014’te diz çöktürmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Halkımızın mücadelesine karşı yapmadıkları şey kalmadı. En son 2023’te Kürt Özgürlük Hareketinin sonu gelecek dediler, biz de diyoruz ki 2024 yılı sizin çöküşünüz olacak. Bugün tüm dünya Kürtlerden bahsediyor. Kürt halkının mücadelesi özgür Kürdistan kurulana kadar sürecek. Mücadelemiz özgürlük içindir. 1 Ekim’den bu yana önlerine yeni bir şey koymuşlar. Selamlaşmadan tutun ‘acaba yeni bir çözüm süreci mi var’ sorusuna kadar yeni algılar yaratmaya çalışıyor. Kürt halkının çizgisi ve duruşu nettir. Özgürlük, anadilinde eğitim ve yaşama hakkı, demokratik anayasa, Kürdistan’a statü sağlanmayana kadar Kürt halkının mücadelesi sürecek. Biz yönümüzü İmralı’ya dönmeyeceksek başka nereye döneceğiz? Kürt halkının özgürlük mücadelesi Sayın Öcalan ile başladı, onunla bitecektir. Sayın Öcalan’ın başat aktör olmadığı hiçbir süreç samimi ve doğru değildir. Eğer niyetleri ciddiyse Sayın Öcalan İmralı’dadır ve muhatap odur” diye konuştu.
 
İKTİDARIN KADIN DÜŞMANLIĞI
 
Demokratik anayasa ve Kürdistan’a statü için Abdullah Öcalan ile görüşülmesi gerektiğini söyleyen Bayındır, “Kürt sorununun demokratik çözümü için muhatabın Sayın Öcalan olduğunu söylüyoruz. Bunun için 13 Ekim’de Amed’te gerçekleşen mitinge yönelik saldırı, iki gün önce Silopi’de Barış Annelerine yönelik yaklaşım sürece yaklaşımın göstergesidir. Barıştan başka bir talepleri olmayan annelere yönelik saldırı kabul edilemez. Anneler Kürt halkının özgürlük mücadelesinin kırmızı çizgisidir. Annelerimize yaklaşım Kürt halkına yaklaşımdır. Narin’den Rojin’e kadar bu iktidar Kürt kadınlarına düşmanlık besliyor. Kürt halkı özgür olana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Kadınlar ve gençler direnişleriyle korkulu rüyanız olacak. Onurlu Kürt’ün yanı işgalcinin yanı değil özgürlük mücadelesinin yanıdır. Eğer Bahçeli dilini değiştirdiyse, Erdoğan politikasını değiştirdiyse bu direnişimiz karşısında duydukları çaresizlikten kaynaklıdır” ifadelerini kullandı.
 
FEDERE KÜRDİSTAN SEÇİMLERİ İÇİN ÇAĞRI
 
Kürt sorununun tüm dünyanın sorunu olduğunu ve tüm sorunların çözümü Kürt halkının özgürlüğünden geçtiğini dile getiren Bayındır, “Kürdistan özgür olmayana kadar, Kürt sorunu çözülmeyecek, Kürt sorunu çözülmeyene kadar da Kürdistan özgür olmayacak. Sonuna kadar direniş, sonuna kadar mücadele. İşgalci politikaya direniş ve mücadelemizle cevap olacağız. Politikalarının önünü direnişimizle kapatacağız. Silêmanîye’den Hewlêr’e Kürt halkını rahatlıkla katledebiliyorsa bu işbirlikçiliğin sonucudur. Bu ihanet çizgisinin son bulması gerekiyor. Onurlu bir Kürt’ün yanı iktidarların yanı değildir, işgalcinin yanı değildir. Yanı Kürt halkının özgürlük mücadelesinin yanıdır. Yarın sandığa giderken katledilen Kürt gençlerini hatırlayın. Yarın Güney Kürdistan’da seçimler var ve Neçirwan Barzani, Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirdi. Anneler Silopi’de saldırı altındayken onlar Ankara’da görüşme halindeydi. Yarınki seçimlerde Güney halkına çağrımız var, yarınki seçimlerde ihanet siyasetine büyük bir cevap verin. Bombalara katledilmelere cevap verin. Yarın sandığa giden herkes katledilen Kürt gençlerini hatırlasın ve ona göre oyunu kullansın. Kürt halkı ‘artık yeter’ diyor. Kendine Kürt diyen herkes kirli siyasete karşı çıkmalıdır. Kürt’üm diyen herkesin yanı burada direnen annelerin yanıdır. Erdoğan’ın, MİT’in yanı değildir. O nedenle yarınki seçimlerden iyi bir sonuç alacağımıza inanıyoruz. Amacımız partimizi güçlendirmektir. DBP tüm halkın partisidir. DBP en büyük bahçemizdir. Bu nedenle sizin desteğinizle DBP büyüyecektir. Varlığınız ve desteğiniz için teşekkür ediyoruz” diye ekledi. 
 
YENİ YÖNETİM BELİRLENDİ
 
Bayındır’ın konuşmasının ardından mali ve faaliyet raporları okunarak oylamaya sunuldu. Ardından DBP Wan il Örgütünün yeni yönetimi belirlendi. DBP Wan İl Eşbaşkanlığı’na Gönül Uzunay ile Cemal Demir seçildi. Yeni yönetimin halkı selamlamasının ardından seçilen eşbaşkanlar teşekkürlerini sundu. 
 
Kongre alkış, slogan ve zılgıtlarla son buldu.