HEDEP kongresi: Geri adım atılmadığını gösterdi

img
ANKARA - HEDEP kongresini değerlendiren Devrimci Parti Başkanı Elif Torun Öneren, “Bu coşku Kürt halkı başta olmak üzere halkların hiçbir şekilde geriye adım atmadığını gösterdi" dedi. 
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), dün Ankara'da binlerce kişinin katılımıyla 4'üncü Büyük Kongresi'ni gerçekleştirdi. Partinin ismi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirildi. Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan ise, yeni eş genel başkanlar olarak seçildi. Partinin yönetim kadrosunda da önemli bir değişikliğe gidildi. Kongreye katılan Devrimci Parti Genel Başkanı Elif Torun Öneren, kongre atmosferini değerlendirdi. 
 
Devrimci Parti Başkanı Elif Torun Öneren
 
İMRALI TECRİDİ
 
Halkın büyük bir coşkuyla kongreyi takip ettiğini belirten Öneren, "Bu coşku başta Kürt halkı olmak üzere halkların, sosyalistlerin, yurtseverlerin hiçbir şekilde geriye adım atmadığını ve partiye sahip çıktığını gösteriyor. AKP-MHP gibi bir faşist bloğun bütün baskılarına rağmen buralardayız. Direnişimiz, kararlılığımızı gösteriyoruz” dedi.
 
Öneren, kongrenin temel gündemleri arasında PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecrit ve fiziki özgürlüğü talebi olduğuna işaret ederek, "İmralı’dan başlayarak bütün ülkeye yansıyan bir tecridi yaşıyoruz. Reşit olmamış gençler bile söylemlerinden cezaevine alınıyor. Tutsaklar, insani haklarından yararlanamıyor. Tecridin kırmanın tek yolu mücadeledir. Öcalan’ın üzerindeki tecrit kalkarsa birçok kapının açılacağı ve barışın daha hızlı geleceği inancındayız. İmralı başta olmak üzere bütün cezaevlerinde tecridin kırılması gerekiyor. Tecridi birleşik devrimci mücadele hattıyla kıracağız, bu hattı sokaklarda oluşturacağız” diye konuştu.
 
‘İKTİDAR ROJAVA’DA BAŞARAMAZ’
 
Kongrede Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılara da tepki olduğunu söyleyen Öneren, şunları söyledi: "Rojava Devrimi, iktidarın hazmedemediği bir devrimdir ve oradaki kazanımların geriye alınması için saldırılar şiddetli bir şekilde sürmektedir. Amaçları oradaki direnişi, bütün dünyanın örnek aldığı bu kazanımları yok etmek. Dayanışmayla sürdürülen mücadeleyi bitirmek. Ama bunu başarması mümkün değil.”