İSTANBUL - Yeşil Sol Parti Yurtdışı Seçim Koordinasyonu’ndan Tuncay Yılmaz, seçmenlerin ilk turun özeleştirisini yanına birkaç kişiyi de alıp sandığa giderek verdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri’nin yapıldığı 14 Mayıs’ta Cumhur İttifakı’nın adayı AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yüzde 49,52, Millet İttifakı’nın adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise yüzde 44,88 oy aldı. 28 Mayıs'ta gerçekleştirilecek ikinci tur seçiminde oyların çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı seçilecek.
İkinci tur seçimlerine sayılı günler kalırken, gözler oy kullanma süresinin 20 Mayıs’ta başladığı yurt dışındaki sandığa katılım oranına çevrildi. Yurt dışında seçime katılma oranı ilk turda yüzde 49,40 olarak gerçekleşti. İkinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Türkiye’nin 73 ülkedeki 151 temsilciliğinde 167 noktada sandık kuruldu. Oy verme işlemi temsilciliklerde 24 Mayıs tarihine kadar sürecek, gümrüklerde ise 28 Mayıs’ta saat 17.00’a kadar oy verebilecek. Oyunu kullananların sayısı üçüncü günde 1 buçuk milyonu geçerken, sandığa katılımın ikinci turda daha yüksek olacağı şimdiden netleşti.
Kılıçdaroğlu’nu desteklediklerini açıklayan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) seçim çalışmaları da yurt dışında kesintisiz devam ediyor. Yeşil Sol Parti Yurtdışı Seçim Koordinasyonu’ndan siyasetçi Tuncay Yılmaz, Avrupa’da devam eden seçim atmosferini değerlendirdi. Yılmaz, seçmeni değişim ve dönüşüm için oy kullanmaya çağırdı.
‘DİKTATÖRLÜK VE DEMOKRASİ SEÇİMİ’
İktidarın, devletin tüm imkanlarını ilk turda olduğu gibi seferber ettiğini dile getiren Yılmaz, muhalefetin ise Kılıçdaroğlu'na kazandırmak için iradelerini ortaya koyduğunun altını çizdi. Avrupa'da sandığa katılımın çok yüksek olduğunu dile getiren Yılmaz, “Katılımın çok yüksek olması seçmenin ilk turda yaptığı hatanın farkında olduğunu gösteriyor. Kritik seçimde tavır almayan ya da katılmayan seçmenler bu turda bir özeleştiri vermek için sandığa gelmiş durumda. İkinci tur, ilk tura katılmayan seçmenlerin de seçimidir diyebilirim. Kazanabilme potansiyeli çok yüksek. Bir tarafta diktatörlük diğer tarafta ise demokrasi seçimi var. Bu nedenle seçime katılımın daha fazla olacağını düşünüyorum” dedi.
‘SEFERBERLİK İLAN ETTİK’
Kılıçdaroğlu’nun kazanması için Yeşil Sol Parti olarak siyasi parti ve sivil toplum örgütleriyle birlikte seferberlik ilan ettiklerini aktaran Yılmaz, koordineli bir şekilde çalıştıklarını ifade etti. Yılmaz, yürüttükleri çalışmalara dair şunları anlattı: “Seçmenleri sandığa taşımak için ortak bir araç koordinasyonumuz var. Bizler tüm bu çalışmalarımızı, Erdoğan ve destekçileri gibi devlet imkanını alarak değil sivil gücümüzle yapıyoruz. Zor koşullarımıza rağmen bunu yapıyoruz. Seçmenler inisiyatif alarak diktatörlüğün önüne geçmek için sandığa geliyor. Seçmenler bu turda sandığa tek başına değil yanına birkaç kişiyi alarak gidiyor. Seçmenimiz, ‘ben gider oyumu kullanırım gerisi beni ilgilendirmiyor’ düşüncesiyle hareket etmiyor.”
‘OYLARI TÜRKİYE’DE KORUYUN’
Sandıkların korunması için herhangi bir güvenlik sorunu yaşamayacaklarını da sözlerine ekleyen Yılmaz, oyların Türkiye’ye gönderildikten sonraki süreç için “koruyun” çağrısı yaptı. Yılmaz, “Sandıkların sayıldığı Ankara Ticaret Odası’ndan (ATO) tutalım da esas olarak Türkiye’deki oyların korunması meselesi konusunda birinci turdan daha da dikkatli olmamız lazım. Çünkü birinci turdaki şaibeler çok fazla. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Oy ve Ötesi’ni hedef göstermesi boşuna değil. İstiyorlar ki sandıklar boş kalsın. Sandıklar boş kaldıktan sonra da istedikleri gibi müdahale etmek, manipüle etmek istiyorlar. Bunun için ülkedeki sandıklarımızdan bir tanesi dahi müşahitsiz kalmamalı” uyarısında bulundu.
SEÇMENE ÇAĞRI
Avrupa’daki seçmeni sandığa çağıran Yılmaz, son olarak şunları kaydetti: “Herhangi bir davet beklemeksizin birinci turda oy veren seçmenler, oy kullanmayan seçmenlere ulaşıp onları sandığa götürmeli. Bu tarihsel görevi hatırlatmamız ve takibini yapmamız lazım. Yine birinci turda oyunu Erdoğan’a vermiş seçmenleri Kılıçdaroğlu’na oy vermeye ikna etmemiz gerekiyor. Bunun için herkes seferber olmalı, bizi kolay bir süreç beklemiyor.”