ANKARA – Emek ve Özgürlük İttifakı olarak Meclis’te en yüksek vekil sayısına ulaşmayı ve parlamentoda anahtar güç olmayı hedeflediklerini belirten HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “Bütün halkımızı stratejik oy kullanmaya çağırıyoruz” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Mezunlar Derneği (MD) tarafından düzenlenen “Seçim Söyleşileri” programına konuk olarak katılım sağladı. Programa Yeşil Sol Parti Ankara milletvekili Adayı Emirali Türkmen, ODTÜ MD üyeleri, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) üyeleri, HDP Ankara İl örgütü üyeleri, Seçim Güvenliği Platformu (SGP) üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube ve ODTÜ'lü öğrenciler katılım sağladı.
‘21 YILLIK AKP İKTİDARI VE KARANLIK CUMHUR İTTİFAKI’
Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’nci dönem milletvekilliği seçimlerinin önemine değinerek, “21 yıllık AKP iktidarının son yıllarında MHP ile ortaklık şeklinde devam ediyor. Sistematik otoriterleşme ve talanın pervasızca yaygınlaşması bu dönemde iyice gözler önüne serildi. Bu seçimde ya bu süreç yerleşecek ya da gidecek. Eğer bu süreç ilerlerse daha da kötüye gidecek. Artık sadece AKP-MHP bloğunun karanlık iktidarıyla değil Cumhur İttifakının karanlık bloğuyla mücadele de söz konusu olacak. Demokrasi, özgürlük, barış mücadelesi her şartta devam edecektir ama Cumhur ittifakı kaybetmediği takdirde ülke halklarının faturalarını daha ağır ödeyeceği bir dönem olur” dedi.
‘EN YÜKSEK SAYIYLA PARLAMENTODA YER BULMAK ÖNEMLİ’
Bu karanlık bloğa karşı uzun süredir çalışma yürüttüklerini de değinen Sancar, şöyle konuştu: “Seçimlerde izlenecek yol ile ilgili tutum belgesini daha önce açıklamıştık. İktidar bloğu ve AKP medyası HDP’nin sürekli Millet İttifakı ile birlikte olduğuna dair propaganda yapıyordu. Tutum belgemizde bunun böyle olmadığını gösterdik. Tutum belgesinde Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini birbirinden ayırarak çalışmalar planladık. İkisinin farklı dinamikleri var. O nedenle iki seçimi birbirinden ayırarak önemini ortaya koyduğumuz bir yol ortaya koyduk. Parlamento seçimlerine en geniş demokrasi ittifakıyla katılma talebimizi de yeniledik ve buna yönelik çalışmaları sürdürdük. Bunun somut ürünü olarak da Emek ve Özgürlük ittifakı oluştu. Biz bu ittifakı mücadele ortaklığı temelinde kurduk. Diğer ittifak çalışmalarımız ise Kürt illerinde sürüyordu. Kürt Özgürlük ve Demokrasi ittifakı ile bu süreç de somutlaştı. Biz bunları birleştiren bir mücadele cephesi oluşturmayı planlıyoruz. Bu iktidara kaybettirirsek yeni başlangıç dönemi olacak ve kurucu bir aktör olarak yer bulacağımız sayıyla parlamentoda yer bulmak önem arz ediyor. Bu kadar hayati önem taşıyan bir seçimde parlamentoya en yüksek üye ile girmeyi önemsedik ve yaptığımız çalışmalarda da bu amaca en uygun yöntemi seçtik.”
‘HALKIMIZA STRATEJİK OY KULLANMA ÇAĞRISI YAPIYORUZ’
Sancar konuşmasının devamında Yeşil Sol Parti’ye neden sahip çıkılması gerektiğini ifade ederek şu ifadeleri kullandı: “Derdimiz bir iki vekilin ötesindedir. Bu ittifakının varlığını çok önemsiyoruz. Bu ittifakı bozmanın Türkiye'nin geleceği açısından da doğru bir tutum olmadığına inanıyoruz. Biz bu ittifakı sadece bugün ve seçimler için değil gelecekte kurucu bir merkez yaratma iddiası ile oluşturuyoruz. Bu yüzden tek liste kararımızda ısrarı esnettik. İttifakın bozulmasına yol açacak esnekliği de gösterdik. Tek parti altında seçime girmek ideallerimize en uygun yöntemdir ama ittifakı korumak da çok önemlidir. Biz bunu koruyacak formülü de bulduğumuzu düşünüyoruz. Formülleri hala arıyoruz. Halkımıza, bütün demokrasi güçlerine stratejik oy kullanma çağrısı yapıyoruz. TİP Belli yerlerde kendi amblemi ile girecek ve bu bölgeler kritik bölgeler. Yani vekil sayısını arttırmak mümkünken arttırmama ve belli kazanımları kaybetme riskimiz de var. Bu riski gözetmenin önemli olduğuna inanıyoruz. TİP’in aday çıkardığı yerlerde bizeler yarışacağız ama dostça yarışacağız. Bu işin doğasında var. Bu bir seçim. Yarış olacaktır ama başka partilerle yürüttüğümüz rekabet zeminine oturmayacaktır. Bu yarıştan en yüksek verimi ve olumlu seçimi çıkarmak için de kararımız var. Bu seçimlerin çok kritik niteliği ve parlamentoya en güçlü şekilde girme hedefi bizleri bu konuda daha açık tutum sergilemeye sevk ediyor. Vekil kaybı Türkiye için de ciddi bir sorun oluşturur. O nedenle ortak liste ile giremeyeceğimiz yerde bütün insanlarımızı stratejik oy kullanmaya çağırıyoruz.
HEDEF PARLAMENTODA ANAHTAR GÜÇ OLMAK
Parlamento seçimlerinde hedefimiz yüzde 15. Bu yüzde 15’le yetinmek gibi anlaşılmasın. En yüksek oy oranına ulaşmak için her türlü çabayı harcayacağız. Yüzde 15’in altı bir başarı sayılmaz. O nedenle bütün enerjimizle yüzde 15’in üstünü bulacak bir çalışma yapmalıyız. Parlamentoda anahtar güç olma gibi bir hedef koyduk önümüze. Yeni dönemin emekten, özgürlükten, eşitlikten yana bir hayata bürünmesi için parlamentoda çok güçlü olmamız gerekiyor. Anayasa süreci öyle ya da böyle yeni anayasa yapma meselesi de önümüze gelecektir. Burada da kurucu özne sorumluluğu ve gücü ile hareket etmeli en az 100 vekille meclise girmeliyiz. Güçlerimizi birleştirdikçe bu hedeflere ulaşmamız daha kolay olacaktır.
HEDEFİMİZ DÜZENİ DEĞİŞTİRECEK YOLU DÖŞEMEKTİR
Amacımız 2’nci yüzyıla girerken demokratik cumhuriyeti kurmak için yol yapmaktır. Tutum belgemizdeki başlıklar da buna dönüktür. Depremde gördüğümüz tablo demokratik sorumluluk görevlerimiz çerçevesinde bizi ayrı aday çıkarma kararımızı gözden geçirmeye yöneltti ve ayrı aday çıkarmama kararına vardık. Partimizin bu seçimlerde iki stratejik hedefi var. Biri bu iktidarı göndermektir. Bu konuda politikalarımız son derece şeffaf. Bu hedefle bağlantılı diğer stratejik hedefimiz düzeni değiştirmektir. İktidarı göndermek daha kolay, düzeni değiştirmek daha zor bir iş. Amacımız bu iktidara kaybettirmek, Erdoğan'a kaybettirmektir. Diğer hedefimiz de bu düzeni değiştirecek yolu döşemektir.
DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMÜN GÜVENCESİYİZ
Eğer muhalefet kanalında hatalar yapılmazsa Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak zor değil. İlkeler ve politik hedefler çerçevesinde hareket ettik. Bakanlık tartışmaları bizim semtimize dahi uğramıyor. Ancak bunu iddia edenler Kürtler bakan olamaz diyorlarsa bunu çok net biçimde reddediyoruz. Ne partimizi ne seçmenimizi ne de Kürt halkını incitmeye asla izin vermeyiz. Bu pazarlıklara girmek de açıkladığımız hedefler çerçevesinde bir yerde durmuyor. Biz süreci bu tür pazarlıklar üzerine kuran bir anlayışa sahip değiliz. Gücümüzü Türkiye'nin bütün ezilenleri için bir demokratik dönüşüm manevrası olarak görüyoruz. Demokratik dönüşümün güvencesi olduğumuz söylüyoruz.
GÜÇLERİMİZİ BİRLEŞTİRİRSEK HİÇBİR HİLE FARKI KAPATAMAZ
Kimi desteklemeyeceğimiz, kime kaybettireceğimiz çok açık. Diğer adaylara ilişkin açıklamamızı da resim olarak açıklayacağız. Açıklayacağımız resmi görüş Emek ve Özgürlük İttifakının tutumu olacak ve bir çağrıyı da içerecektir. Demokratik dönüşümü yaratacak desteği de halkımızdan bekliyoruz. Asıl dönüşümü sağlayacak olan bizlerin gücüdür. Muhalefet tabanında belli kesimlerinde korku ve endişe görüyoruz. ‘Bunlar oyları çalar, bunlar kavga etse de gitmez’. Bu duyguların yayılmasını isteyen AKP-MHP iktidarı ve Cumhur İttifakıdır. Bu kaygılarla çok sık karşılaşıyorum. İktidar bu korkuyu yaymak istiyor ve bu korku herkesin ruhunda zedelenme oluşturur. Gücümüze güvenelim ve yükseltelim. Bunun ötesinde her türlü provokasyon olma ihtimali her zaman mevcuttur ancak bunları boşa çıkarmak zor değil. En fazla saldırıya uğrayan parti biz olduk ve biz her seferde demokratik siyasette ısrarcı demokratik mücadelede kararlıyız diyerek bu saldırıları boşa çıkardık. Muhalefetin tamamı bu noktada bir irade ortaklığı ortaya çıkarabilirse her türlü oyun boşa çıkaracaktır. 2019 yerel seçimlerinde de aynı oyunlar oynandı. Mücadelede kararlılık bütün oyunları bozduğunu gördük. Yeşil Sol Parti Listelerinden seçime gireceğiz. On binlerce eğitimli müşahidimiz, tecrübeli çalışanımız var. Muhalefet partilerine bundan 2 yıl önce rapor halinde seçim güvenliği ortak çalışma raporunu sunduk. Şimdiden ortak çalışmalara başlayalım dedik ama maalesef orada da iktidarın kurduğu oyun sahasının dışına çıkmayı bir türlü başaramayan bir muhalefet bloğu ile karşı karşıya kaldık. Bu iktidarın en büyük başarısı da muhalefetin sınırları belirlemesidir. Şimdi o sınırların dışına çıkmaya başladı. Ben partimdeki tüm emekçilerle gurur duyuyorum. Çok hazırlıklılar. Çalışanlarımızın epey bir kısmı içeriye giriyor ama bu kararlılığımız hiç sarsılmadı. Rehin alınan arkadaşlarımızın yeri dolduruldu ve çalışmalar gayet iyi bir noktada. Güçlerimizi birleştirirsek Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açık fark yaratma şansı çok güçlüdür. Hiçbir hile o farkı kapatamaz. O yüzden güçlerimizi birleştirelim diyorum.
BU İKTİDARI GÖNDERMELİYİZ
Bu iktidar talan politikaların pervasızca yürütüyor. Sömürü en amansız noktaya geldi. Rant ve yandaş düzeni bizi bu enkazın altında bıraktı. 10 binlerce hektarlık ormanlarımız yandı, dereler taştı. Birde demokratik alanda mevcut kırıntıların da yok edildiği, hukuk devleti alanında hiçbir ilkenin de kalmadığı bir düzen içerisindeyiz. Bunu haketmiyoruz. Tabiri zor bir ahlaksızlık düzeni, ahlaki çöküş yaratıldı. Şaşkınlıkla bunun nereye gideceğine dair örnekler yaşıyoruz. Daha da dibe batmamak için stratejik hedeflerimizi gerçekleştirmeli, bu iktidarı göndermeliyiz. Bu ülkenin bütün demokratların güvenim var.”
Sancar'ın konuşmasının ardından program sorularla devam etti.