ANKARA - Anayasa Mahkemesi’nin bloke kararını hukuk skandalı olarak tanımlayan HDP Milletvekili Mahmut Toğrul, “AYM kimin emrindedir?” diye sordu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis İdare Amiri ve Dîlok Milletvekili Mahmut Toğrul, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM), Yargıtay’ın başvurusu üzerine partisinin Hazine yardımı yapılan hesaplarına bloke konulması yönündeki kararına tepki gösterdi. Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Toğrul, “Öncelikle HDP olarak nasıl ki onursuzca bir yaşama, anlamsız yasalara, yalanlara, sadaka kültürüne çevrilen demokrasiye, açlığa, yoksullukla terbiye edilmeye, ülkenin en sahtekâr insanlarından oluşan diktatöryal tarza, şovenist ve popülizme boğulmuş siyasete ve halkı sömürmeye ‘hayır’ dediysek, Anayasa Mahkemesi’nin bu haksız hukuksuz kararına da ‘hayır’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
‘TALİMATLA ALINAN BİR KARAR’
Kararın hukuki olmadığını dile getiren Toğrul, “Bu karar siyasidir ve sarayın talimatıyla alınmış bir karardır. 7 milyon seçmenin iradesini yok sayma kararıdır. Hukuku devre dışı bırakarak hukuku sağlayamazsınız. Hazine yardımına konulan tedbir, Türkiye halklarının yararına değil, beşli çeteye gidecek. AKP-MHP ittifakı milyonlarca Kürdün iradesine darbe yaparak, AKP-MHP ittifakına yeni ayakkabı kutuları doldurma şansı vermiştir. Herkes bilsin ki, bizim bu yoldan geri dönüşümüz yoktur. Tarih bunun şahididir. Bloke siyaseti ile inancımızı, davamızı, haklılığımızı durduramazsınız. Anayasa Mahkemesi HDP’ye değil, kendi gerçeğine bloke koymuştur. AYM, ihsas-ı reyde bulunmuştur. Tarafsızlığını kaybetmiş, açık bir şekilde Kürt düşmanı iktidarın arkasına dizilmiştir” şeklinde konuştu.
‘AYM’NİN HUKUK SKANDALI’
Kararın demokratik siyasete yönelik darbe olduğunu ifade eden Toğrul, “AKP-MHP-ulusalcı Kürt düşmanı ortaklık, demokratik yaşama büyük bir darbe indirdi. Söz konusu Kürtler olunca herkes bir ağızdan düşmanlık politikalarına devam ediyor. AYM’nin Anayasada yaptırım olarak öngörülen müeyyideyi tedbir olarak vermesi bir hukuk skandalıdır. Yargı aşaması bitmeden hükmü vermek demektir. Henüz sözlü savunma alınmadan hakkımızda verilen bu yaptırım Anayasa Mahkemesi’nde partimizle ilgili yürütülen sürecin sadece bir tiyatro olduğunun ispatıdır. AYM bu hukukun kıyısından bile geçmeyen karar ile kendi tarihine kara bir leke sürmüştür” dedi.
‘AYM KİMİN EMRİNDEDİR?’
Toğrul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yargının, hukukun bittiğinin, yamalarla yalanlarla vardır deyişinin de sonuna geldik. HDP’nin yardım alacağı hafta, belki de 1 gün kala, hızlıca karar alınıyor ve bloke konuyor. Anayasa Mahkemesi neye dayanarak bunu yapıyor? Daha önce reddettiği şeyi nasıl yeniden kabul ediyor? Böyle kepazelik, böyle Kürt düşmanlığı ve siyaset düşmanlığı görülmedi. AYM kimin emrindedir? Hangi hukuktan yanadır? Nasıl böylesi siyasi kararları aleni taraf olarak alabilmektedir? Türkiye’nin bütün kaynaklarına, bütçesine, dağlarına, derelerine bloke koyan AKP ve küçük ortağı siyaseten baş edemediği, demokratik mücadelede her gün yenildiği Halkların Demokratik Partisi’ne karşı hukuksuz bir şekilde engel olmaya çalışmaktadır.
SEÇİM KAMPANYASI KARARI
‘Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır’ diyen zihniyet, Türkiye’yi dünya kamuoyuna kapatmayı bugün başarmıştır. Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere, yargının bütün organları vesayet altına alınmıştır. Bütün kararlar siyasidir. Talimatla açıldığı Kobanê Kumpas davasında unutulan evraktan ve partimiz kapatılsın diye yapılan çağrılardan sonra hazırlanan iddianame ayan beyan ortayken, bu sefer de talimatla hesaplara bloke konuldu. AYM’nin verdiği karar bir yargı kararı değil seçim kampanyasıdır. AKP-MHP iktidar bloğu bu kararla seçim çalışmalarını başlatmış bulunuyor. AYM ise dört başı mamur bir çaba ile AKP-MHP faşist bloğunun imdadına koşuyor. AYM görevi ne zamandan beri seçim mühendisliği oldu? Bu olanları hukuksuzlukla bile tanımlayamıyoruz. Çünkü artık hukuksuzluklarına kılıf uydurma zahmetinde bile bulunmuyorlar, artık yalandan da olsa göstermelik bir yargılama bile yapmıyorlar. Süreç bitmeden, savunmalar alınmadan karar veriyorlar. Bu hukuksuz bir karar olmanın ötesinde fermandır. Yıllarda geçse AYM bu utançla alınacaktır.
ANAYASA’YI ÇİĞNEME MAHKEMESİ
Anayasa Mahkemesi Anayasayı çiğneme mahkemesine dönmüştür. HDP’nin miras aldığı gelenek yıllarca her türden baskılara maruz kaldı. Gözaltı ve tutuklamalardan tutun kumpas davalarına, mitinglerine saldırılardan tutun hatta vekilin katledilmesine kadar birçok baskı ve yok etme girişimi ile karşı karşıya kaldı. Ancak bu gelenek demokratik siyasetten asla vazgeçmedi. Bugün de demokratik siyasetten asla geri adım atmayacağız. Hazine yardımı konusunda verilen karar, AKP-MHP iktidarının, partimiz hakkında açılan kapatma davası için fragman niteliğinde. Burada bulunan tüm partiler gibi partimiz HDP de seçimlerde halkın iradesini Meclis’e taşımış ve bu ülkenin üçüncü büyük partisi olmayı başarmıştır. Bu karar partimize dönük büyük saldırı dalgasının bir parçasıdır. Burada bulunan tüm muhalefet partimize dönük bu hukuksuz karar karşısında tavır almalıdır.
ZULÜM SİSTEMİNE SON VERECEĞİZ
Bu karar partimize karşı değil, bize oy veren 6 milyon seçmenimize karşı alınmış bir karardır. Siyaseten yenemediğiniz bir halk hareketine hukuk yoluyla diz çöktürmeye çalışıyorsunuz. Biz buna karşı direnmeye, partimizi savunmaya, mücadelemize her düzlemde devam edeceğiz. Bu ülkenin en ücra köşesine kadar sesimizi duyuracağız, örgütleneceğiz ve bu zulüm sistemine son vereceğiz. Yerel yönetimlerde uygulanan kayyım rejiminin siyasi partilere yönelik bir uygulamasıdır. Seçim öncesi iktidar darbe yapmıştır. Demokratik siyaset alanın tasfiye edilmesi girişiminde yeni bir adımdır bu. Kumpas davalarıyla HDP gibi Türkiye toplumuna büyük bir umut vadeden bir siyaset, bertaraf edilmek istenmektedir.”