ANKARA - Kürt sorununda çözümü Kürt siyasetine yönelik tasfiye politikalarında arayan devlet aklının bugünkü tezahürü AKP, BDP’li siyasetçilere “KCK” adı altında gerçekleştirdiği operasyonun 13’üncü yıl dönümünde DBP’ye yönelik operasyonla tekerrür etmeye devam ediyor.
Kürt sorununda demokratik çözüm için siyaset sahnesine çıkan Kürtler, 1990 yılında Halkın Emek Partisi (HEP) ile başlattıkları demokratik siyaset mücadelesini, baskı, saldırı, gözaltı, tutuklama, katliam ve parti kapatmalara rağmen ısrarla bugünlere ulaştırdı. Anayasa Mahkemesi kararıyla HEP’in kapatılması sonrası ittifak ile Meclis’e giren 11 milletvekili, 21 Haziran 1991’de Demokrasi Partisi’ni (DEP) kurdu. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in hedef almasının ardından 2 Mart 1994’te DEP milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Mahmut Alınak, Selim Sadak, Sırrı Sakık, Orhan Doğan, Zübeyir Aydar ve Ahmet Türk Meclis’ten zorla çıkarılıp tutuklandı. DEP milletvekillerinin Meclis’ten çıkarılarak yaka paça gözaltına alındığı o kareler hafızalara kazındı. Daha sonra Anayasa Mahkemesi, 16 Haziran 1994'te DEP'i kapattı.
DEVLET AKLININ TEZAHÜRÜ
Devlet aklının bugünkü tezahürü olan AKP iktidarı da benzer yol ve yöntemlerle Kürt siyasetini tasfiye politikalarını uygulamaya başladı. KCK’nin "çatışmasızlık" ilan etmesinden bir gün sonra 14 Nisan 2009’da "KCK” adı altında Demokratik Toplum Partisi’ne (DTP) yöneticilerine yönelik operasyon düğmesine basıldı. DTP Genel Başkan Yardımcıları Kamuran Yüksek, Selma Irmak ve Bayram Altun’un da aralarında bulunduğu 51 siyasetçi gözaltına alındı. Bu süreci, 11 Aralık 2009’da DTP’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılması izledi.
7 BİN 748 GÖZALTI, 992 TUTUKLAMA
DTP’nin kapatılmasıyla siyaset sahnesine Barış ve Demokrasi Partisi’yle (BDP) ile çıkan Kürtler, AKP’nin “KCK” adı altında yürüttüğü operasyonların hedefi oldu. 14 Nisan 2009’dan başlayan “KCK” adı altında operasyonlar, aynı yıl 17 Haziran, 11 Eylül ile 25 Aralık’ta siyasetçilerin gözaltına alınması ve tutuklanmasıyla devam etti. Bununla sınırlı kalmayıp milletvekilleri, belediye başkanları, siyasetçiler, insan hakları savunucuları, avukatlar, akademisyenler, yazarlar ve gazetecilere uzanarak 3 yıl boyunca sürdürülen operasyonlarda, 7 bin 748 kişi gözaltına alındı, 992 kişi tutuklandı, 2 bin 146 kişi ise yargılandı.
KAYYIM ATAMALARI
Kürt siyasetine yönelik yönelimler, 2015 yılında gerçekleştirilen 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olma vasfını kaybetmesiyle siyasi soykırıma dönüştü. AKP’nin savaş ortamında yeniden gittiği seçimlerde tek başına iktidar olmasıyla, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eş genel başkanları ve milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. 11 Eylül 2016’da ise Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yönetiminde olan 96 belediyeye kayyım atandı, belediye eşbaşkanları gözaltına alındı ve tutuklandı.
4 KASIM DARBESİ
AKP, bu kez dokunulmazlığı kaldırılan HDP eş genel başkanları ve milletvekillerine yönelik 4 Kasım 2016’da operasyon başlattı. Aralarında eş genel başkanların da olduğu 12 milletvekili tutuklandı. Bununla sınırlı kalmayan siyasi soykırım operasyonlarında, 10 bini aşkın Kürt siyasetçi gözaltına alındı, binlercesi tutuklandı.
İKİNCİ KAYYIM DÖNEMİ
2019’da gidilen yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok belediyeyi kaybetti. Yerel seçimlerden sıra bir süre sonra AKP, bir kez daha kayyım politikalarını devreye koydu ve bu süreci 19 Ağustos’ta Amed, Mêrdîn ve Wan büyükşehir belediye eşbaşkanlarını görevden aldı. Devam eden süreçte HDP yönetimindeki 48 belediyeye kayyım atandı, birçok belediye eşbaşkanı tutuklandı.
MECLİS DARBESİ DEVAM EDİYOR
İktidarın siyasi operasyonları, 4 Haziran 2020’de “KCK” adı altında sürdürülen yargılamalarda cezası onanan Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Colemêrg Milletvekili Leyla Güven ile HDP Amed Milletvekili Musa Farisoğulları’nın vekilliğinin düşürülmesiyle devam etti. Güven ve Farisoğlulları, vekilliğinin düşürülmesinin ardından tutuklanarak konuldu. İktidarın seçilmişlere yönelik son saldırısı, dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından 3 Eylül’de tutuklanan HDP Amed Milletvekili Semra Güzel’in, 22 Aralık’ta milletvekilliğinin düşürülmesi oldu. Bu darbenin hemen ardından “KCK” adı altında BDP’li siyasetçilere yönelik operasyonun yıldönümünde Diyarbakır merkezli soruşturmada DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile parti yöneticilerinin gözaltına alındı.
DEVLET AKLI DA FOTOĞRAF DA DEĞİŞMEDİ
BDP, 11 Temmuz 2014’te gerçekleştirilen 3. Olağan Kongresi’nde yapılan tüzük değişikliyle çalışmalarına DBP adı ile devam etme kararı aldı. Siyaset sahnesine çıkmasının ardından “KCK” adı altında yürütülen operasyonla hedef alınan BDP, 13 yıl sonra onun devamı olan DBP ile hedef alındı. DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın da aralarında olduğu partinin İl Eşbaşkanları ve yöneticileri, “KCK” adı altında yapılan operasyonun yıldönümünde gözaltına alındı. DEP Darbesi’nde Orhan Doğan’a baş eğdirmeye çalışan zihniyet, bugün DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’a baş eğdirmek istedi.
DEP Darbesi’nden bugüne Kürt siyasetine yönelik bitmeyen operasyonlarda, devlet aklı da fotoğraf da değişmedi. Bayındır’ın gözaltına alındığı sırada zafer işareti ve gönderdiği “Kürt halkına kimse boğun eğdiremez” mesajı, Kürt siyasetinin tüm baskı, saldırı, gözaltı, tutuklama, katletme ve parti kapatmalara rağmen demokratik siyasette ısrarını bir kez daha ortaya koydu.
MA / Özgür Paksoy