AKP-MHP ittifakı, seçim yasası, seçim güvenliği, olası erken seçim tartışmaları, sivil toplum örgütleri ve muhalefetin içinde bulunduğu durumu değerlendiren CHP eski Milletvekili ve Diyalog Grubu Üyesi Binnaz Toprak, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.  

 

AKP'nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1 oyu tutturamayacağını düşündüğünü söyleyen Toprak, "Yapılan kamu yoklamalarında henüz bu rakamı tutturabilmiş değil diye düşünüyorum. 56-57 oy oranı olsa ekonomi daha kötüye gitmeden, bu savaş meselesinin nereye varacağı belli değil, bütün bunlar olmadan biran önce erken seçim yapardı. Dolayısıyla 50+1 oy şüpheli. AKP'nin bunu garantiye almak için bir ittifak kurduğu görülüyor” dedi. 15 sene sonunda AKP’nin 7 Haziran seçimlerinde kaybettiğini hatırlatan Toprak, “Bu, halkın geri kalan yüzde 50'si açısından büyük bir heyecan yarattı. Ama MHP o kadar katı bir tutum tutturdu ki 'ben hiçbir şekilde bu ittifaka girmem, ben ana muhalefet partisi olacağım' havalarına girdi. Hatta 'biz dışarıdan destekleyelim girmeyelim bu koalisyona' diyen HDP'yi bile reddetti. Bunun sonucunda koalisyon kurulamadı, 1 Kasım seçimleri oldu” diye konuştu.

 

MHP’nin baraj altı kalacağını gördüğü için, AKP’nin de yüzde 50+1’i tutturabilmek için ittifak yaptığını sözlerine ekleyen Toprak, “Tabi ikisinin oylarının birlikte sayılması büyük bir haksızlık. Diyelim ki HDP yüzde 9.99’da kaldı, çok az oyla barajı aşamadı. Meclis’e giremeyecek. Öbür taraftan MHP yüzde 2-3 oy almış bir parti olarak Meclis’e girecek. Korkunç bir haksızlık. Adil bir seçimden çok uzak" dedi.

 

'STÖ’LER İLKELERDE BULUŞMAYI SAVUNUYOR’

 

Yeni seçim yasasının partileri ittifaka zorladığını kaydeden Toprak, referandum sürecinde Hayır Cephesi’nde bir araya gelen tüm parti ve çevreleri hatırlatarak, "Şimdi bu hayır cephesini birlikte tutmak lazım. Burada bir sürü açıdan zorluklar var. HDP, 'CHP ile ittifaka girmeyiz çünkü fikirlerimiz uyuşmuyor' dedi. Öbür taraftan CHP’ye bakıldığında HDP ile hareket etmek gerektiğini düşünenler olduğu gibi buna karşı olanlar da var. Öte yandan İyi Parti eninde sonunda MHP kökenli. HDP ile bir arada olması falan zor. Dolayısıyla benim anladığım kadarıyla CHP’nin düşündüğü ilkeler bazında bir birliktelik. Dört partinin seçime ayrı ayrı girmesi fark etmez; çünkü her birinin bir oy potansiyeli var. Eğer yeterli bir sinerji bu ittifakla yaratılırsa yüzde 50+1 ikinci tura kaldığında hangi partinin adayı daha fazla oy aldıysa ona destek verilmesi gerekir. İlkeler bazındaki birlikteliği sivil toplum örgütleri de savunuyor. Çünkü geçmişte CHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu için MHP ile bir ittifakı var. O ittifak yürümedi. CHP’lilerin büyük bir kısmı o isme itiraz ettiği için oy vermedi. O tecrübeden hareketle CHP şimdi yoğurdu üfleyerek yiyor" dedi.

 

‘PARLAMENTER SİSTEME GERİ DÖNÜŞ İLKESİ ÖNEMLİ'

 

AKP-MHP ittifakına karşı nasıl bir ittifak sorusunu ise Toprak, şu sözlerle yanıtladı: "Her şeyden önce birlikte hareket edecek olan partilerin şu ilkeler üzerinde anlaşması gerekir. Kazanıldığı takdirde parlamenter sisteme geri dönüş. Çünkü Türk tipi başkanlık sistemi veya cumhurbaşkanlığı dünyada olmayan bir sistemdir. Ben siyaset bilimciyim bütün bu sistemleri çok iyi bilirim. Bize göre uydurulmuş ve de bütün gücü tek bir kişinin elinde toplayan bir sistem. Türkiye bununla bir yere gidemez dolayısıyla Saadet Partisi de İYİ Parti de, CHP de bunu söylüyor. Ona geri dönüş, aynı zamanda temel hak ve özgürlüklerin yeni bir anayasayla genişletilmesi şart. Bilmiyorum sonuçta böyle mi olacak ama büyük bir ihtimalle bunlar çerçevesinde olacak diye düşünüyorum. Temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi, düşünce özgürlüğünün toplantı ve yürüyüş özgürlüğünün genişletilmesi, hukuk devletinin, yargının kesinlikle bağımsız olması gerekir. Çok daha demokratik bir siyasi partiler yasası şart yine. Türkiye’de demokrasinin kurumsallaşması, herkesin kendi kimliğiyle görüşleriyle yaşayabilmesi, kimsenin ötekileştirilmemesi, eşit şartlarda vatandaş olarak görülmesi, bütün bunların sağlanması üzerinden ilkeler anlaşmasının muhalif çevrelerde de heyecan yaratacağını düşünüyorum. Onun için bu heyecanın yaratılıp herkesin sandığa gitmesini sağlamak lazım."

 

'MUHALEFETİN KAZANMA ŞANSI BÜYÜK'

 

Yeni seçim yasasının problemli olduğunun altını çizen Toprak, güvenli olup olmayacağı tartışmalarıyla seçimlerin büyük tereddüt ve endişe yarattığını vurguladı. Toprak, devamla "Sandıkları korumak da, sandıklara giren oylarla çıkan oyların aynı olmasını sağlamak da bütün partilerin görevidir. Bunlar sağlanabildiği takdirde seçimler eğer zamanında olursa 17 yıllık yıpranmış bir iktidara karşı muhalefet cephesinin kazanabilme şansının büyük olduğu fikrindeyim" diye belirtti.

 

'STÖ’LER İRADE GÖSTERİRSE PARTİLER KARŞI DURAMAZ’

 

Seçim sürecinde yapılacak çalışmalar hızlandıkça sivil toplumun yapacaklarının da hızlanacağını belirten Toprak, referandum sürecinde yürütülen çalışmaların şimdi de aynı şekilde olması gerektiğini söyledi. Toprak, ayrıca HDP'nin kriminalize edilme sürecini de hatırlatarak, "Kamuoyu baskısı çok önemli burada. Sivil toplum örgütleri, odalar, tek tek bireyler her kimse kamuoyunun böyle bir birliktelik için 'bir araya gelin, bu ilkeler etrafında birleşin ve birlikte hareket edin' diyerek irade göstermesi halinde siyasi partilerin buna karşı durabileceğini zannetmiyorum. Kamuoyu baskısı önemli ve bunun muhakkak ve muhakkak yapılması lazım. CHP milletvekillerinden biri geçtiğimiz günlerde 'HDP ile ittifak yapabiliriz' diye bir demeç vermişti. Bence de yapabilmeleri gerekir çünkü HDP, 6 milyon oy almış legal bir parti. Meclis’te temsil edilen partiye siz böyle terörist örgütün hücresiymiş gibi bir muamele yapamazsınız" diye kaydetti.

 

'MUHALEFET DE HAZIRLANMALI'

 

Toprak, son olarak şunları kaydetti: "Anladığım kadarıyla yerelde bir takım toplantılar zaten yapılıyor ve daha fazla da yapılacaktır. Şimdiye kadar hep zamanında seçim yapılacağını düşündüğümüz için daha bir buçuk yıl var diyorduk; ama erken seçim de gündeme gelebilir. Onun için cumhur ittifakı hazırlanıyor dolayısıyla muhalefetin de hazırlanması lazım. Burada seçmenlere de çok önemli bir görev düşüyor. Muhakkak sandığa gitmeleri gerekiyor her şeyden önce. Çalışıldığı ve seçmen destek verdiği takdirde bunun gerçekleşmemesi için hiçbir neden yok. Ben kazanılabileceğini düşünüyorum. Umutluyum ve de iktidarın değişme zamanıdır. Çünkü iktidar gerçekten de yıprandı. Türkiye OHAL şartları altında, bütün özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda daha fazla devam edemez. O yüzden şimdiden başlamak lazım."

 

MA / Necla Demir