Sancar: Tutuklamalar ortak iradeye saldırıdır

img
İSTANBUL - HDK Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu ile ESP üye ve yöneticilerin tutuklanmasına tepki gösteren HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, yapılan operasyonun ortak mücadele iradesini kırmaya yönelik bir saldırı olduğunu söyledi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Sedat Şenoğlu ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üye ve yöneticilerin tutuklanmasına ilişkin Taksim'de bulunan Genel Merkez'lerinde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, EMEP Başkanı Selma Gürkan, ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, İstanbul Halkevleri temsilcileri, Devrimci Parti üyeleri, Ezilenlerin Hukuk Bürosu ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamanın yapıldığı salona, "Gözaltılar, baskılar, tutuklamalar mücadelemizi engelleyemez" pankartı asıldı.
 
‘BIKMADAN, USANMADAN TEŞHİR EDECEĞİZ’
 
HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, Şenoğlu ve ESP üyelerinin hiçbir delil olmadan tutuklandığını belirterek, “Arkadaşlarımız ifadeye çağrılsaydı kendileri gidip ifade verirlerdi. Ama bunu yapmadılar. 12 Eylül zihniyeti bugün de devam ediyor. Arkadaşlarımız ne yapmıştır. Bu iktidarın yaptığı şeyleri teşhir etmiştir. Tüm bunlar bize baskı ve gözaltı olarak geri dönüyor. Biz buradan söylüyoruz. Siz topluma, savaş açan bir iktidarsınız. Kendi toplumunu ötekileştiren bir iktidarsınız. Bu iktidarın topluma vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Dışarıda herkese parmak sallayarak, toplumu ikna etmeye çalışıyor. Siz size karşı olan herkesi cezaevine atıyorsunuz. Yapılan bu uygulamaların hesabını soracağız. Buradan topluma sesleniyorum: Korkmayın, bu uygulamaları bıkmadan, usanmadan herkese anlatın. Siz değil misiniz kız çocuklarını taciz eden kişileri ödüllendiren? Emekçilerin sömürülmesinin önünü açan siz değil misiniz? Bunu her gün sokaklarda teşhir ediyoruz. AKP-MHP faşist bloğunu geri püskürteceğiz. Bu bloka geri adım attırmak bizim elimizde” dedi. 
 
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
 
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, iktidarın baskı politikalarına karşı ortak mücadele çağrısında bulundu. Yapılan operasyonun ortak mücadele iradesini kırmaya yönelik bir saldırı olduğunu belirten Sancar, “HDK Eş Sözcüsü Sedat yoldaşımızın da alınması aynı zamanda halkların çatı örgütü mücadele platformu olan HDK’nin de hedef alındığını gösterir. Demokratik siyaset ve ortak mücadele Kürtlerin, ezilenlerin, mazlumların, kadınların, emekçilerin ortak mücadelesini hedef alan bir operasyonla karşı karşıyayız. Bunu durdurmanın tek yolu da ortak mücadeledir. Saldırıyı ancak ortak mücadele ile durdurabileceğimizi biliyoruz. Bunun tecrübesini tarihte binlerce kere yaşamış insanlar bizler de yaşadık” diye konuştu. 
 
‘HUKUK TANIMAYAN BİR İKTİDAR’
 
İktidarın hukuk tanımadığını dile getiren Sancar, şöyle devam etti: “Uzun uzun anlatmaya gerek yok ama şunu vurgulamak yeter. Soyguncular, tecavüzcüler, katiller, işkenceciler, ırkçılar dışarıda geziyor. Bunların suç işleme imtiyazı var. Bu iktidar cezasızlık politikasıyla bütün bu kesimleri koruyor, teşvik ediyor ve çoğu zaman da saldırı aracı olarak kullanıyor. Ama buna karşılık devrimciler, fikir insanları avukatlar, siyasetçiler ağızlarını açtıklarında operasyonla karşılaşıyorlar. Ortada çağdaş anlamda, evrensel anlamda yargı adını hak eden bir kuruluş yok artık Türkiye’de. Yargı evrensel anlamda yargı olmaktan çıkmıştır. İktidarın hakimiyetini sürdürmesi için bir sopa olarak kullanılmaktadır. Biz de bütün bunlara karşı en büyük gücümüz olan ortak mücadeleyi kararlılıkla sürdürmek zorundayız. Başka hiçbir çıkış yolu yok bu karanlıktan.” 
 
IRKÇI SALDIRILAR
 
Kürtlere yönelik ırkçı saldırılara değinen Sancar, “Son günlerde Kürtlere yönelik ırkçı saldırılar yoğunlaştı. Kürt emekçilerini hedef alan bu saldırılar, iktidarın nefret politikasından, düşmanlaştırma politikasından cesaret almaktadır. Buna karşı da hep birlikte mücadele ile başarılı olabiliriz. Kürde yönelik ırkçı saldırılara karşı mücadeleyi aynı zamanda emekçinin ezilmesi politikası olarak görmek zorundayız. Emekçiye yönelik her türlü saldırıyı başta Kürtler olmak üzere bütün ezilen halklara yönelik saldırı olarak görmek zorundayız. Halkların mücadelesini, kimlik ve onur mücadelesini emekçilerin sınıf ve onur mücadelesi ile buluşturma görevimiz var. Bunları soyut çağrılar olarak bırakmamak gibi bir sorumluluğumuz da var. Ortak mücadele çağrımızı sık tekrar eden kuruluşlarız hepimiz. Ama bunun içini doldurmamız gerekiyor. Doldurmak için de hepimizin çalışmaları yoğun bir biçimde devam ediyor ve devam etmek zorundadır” ifadelerini kullandı. 
 
‘TARİHE KARŞI GÖREVİMİZ’
 
İktidara halkların ortak gücünü göstermek gerektiğini belirten Sancar, “Bu hem halklarımıza hem tarihe karşı görevimizdir. Arkadaşlarımızın barış özgürlük demokrasi mücadelesinde yeniden aramızda dışarda olmaları için her türlü demokratik mücadele yolunu kullanacağız. İçeride rehin tutulan arkadaşlarımıza şimdi yenileri eklendi. O rehin tutulan arkadaşlarımızın hepsi başta Eş Genel Başkanımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere hepsini ve şimdi rehin alınan arkadaşlarımızı özgürlüğüne kavuşturacak şey bizim kararlı ve ortak mücadelemizdir. Bu vesileyle Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan ile birlikte Edirne’de ziyaret ettiğimiz Selahattin Demirtaş ve Abdullah Zeydan arkadaşlarımızın da hem selamlarını hem de ortak mücadele azmi ve kararlılığını sizlere getirdik. Bu mesajı iletmemizi istediler. Orada moral ve mücadele kararlılığı yüksek. Burada da aynı kararlılık ve moralle mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. 
 
‘HIRÇINLAŞTIKÇA SONLARI YAKLAŞIYOR’
 
İktidarın izlediği “kan ve düşman” siyasetini hep birlikte bitireceklerini ifade eden Sancar, şunları söyledi: “Buna gücümüz, inancımız var. Kimsenin moralini bozmasına, karamsarlığa, umutsuzluğa kapılmasına gerek yok. Hep birlikte barış mücadelesini yükseltmeliyiz. Bölge barışını da bölgedeki bütün devrimcilerle barışseverlerle ve demokrasi güçleriyle örmek zorundayız. Barış mücadelesi aynı zamanda özgürlük ve demokrasi mücadelesidir. Tersi de geçerli demokrasi mücadelesi bizi barışa götürecek yoldur. Bu inanç ve kararlılıkla hepinizi selamlıyorum, arkadaşlarımızı yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha buradan beyan ediyoruz. İstedikleri zulüm yöntemini kullansınlar, başarılı olamayacaklar. Başarılı olmadıkça da hırçınlaşıyorlar. Hırçınlaştıkça daha fazla sonlarına yaklaşıyorlar. İlk seçimlerde bu iktidarı halkların iradesiyle devireceğimizden hiç kuşkumuz yok. Ama seçimleri de beklemeyeceğiz demokratik mücadeleyi de her gün, her an büyütmeye devam edeceğiz.”
 
TÜMÜKLÜ: BİR ARAYA GELMEK ZORUNDAYIZ
 
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, hakların iktidarın ürettiği saldırılarla karşı karşıya olduğunu ifade etti. ESP’ye yönelik saldırıların HDP, DTK ve kadınlara yapılan saldırıdan bağımsız olmadığını ifade eden Tümüklü, “Amaçlarının ne olduğunu da çok iyi biliyoruz. Öncüyü kırmak, birleşik mücadeleyi zayıflatmak ve daraltmak istiyorlar. Çeteci yöntemlere başvuruyorlar. Her Eylül ayında bu saldırganlığın düzeyi artıyor. Evet, biz bir geleneğin temsilcisi bayrak taşıyıcıyız. Suphilerden, Mazlumlardan, İbolardan, Paramazlardan aldığımız bayrağı taşıyacağız, bu geleneği sürdüreceğiz. Aynı zamanda dostlarımızla her şekilde karşınızda duracağız, sizi yeneceğiz. Özgür tutsaklara sözümüz, bu faşizmi tarihin çöplüğüne göndereceğiz. Birleşik mücadeleyi büyütmek boynumuzun borcu. Partimiz bu konuda kendi üzerine düşen sorumluluğu oynamaya, amasız, fakatsız yer almaya, bayrak açmaya devam edecek” dedi. 
 
‘KADIN MÜCADELESİNE SALDIRI’
 
Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Ezgi Bahçeci, gözaltı ve tutuklamaların kadın mücadelesine yönelik bir saldırı olduğunu vurgulayarak, “Kadın katilleri, tecavüzcüler serbest bırakılırken, Gülistan Doku hala bulunmazken, bunun mücadelesini yürüten kadınlara yönelik saldırılar sürüyor. Birleşik hareketimizin önünü kesmeye ve yok etmeye çalışıyor. SKM ve birleşik kadın hareketinin öznesi olarak erkek egemenliğine karşı, kadın dayanışması ile duracağız. Kadınlara bu mücadeleyi büyütmeye, her alanda sokakta, mahkemede birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
‘AVUKATLARA DA GÖZDAĞI’
 
Ezilenlerin Hukuk Bürosu avukatlarından Sezin Uçar ise soruşturmanın Erzurum Cumhuriyet Savcılığı tarafından etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren bir kişinin ifadesi gerekçesiyle başlatıldığını söyledi. Soruşturma kapsamında dosyada müdafi kısıtlılık kararı verildiğini aktaran Uçar, “Siyasal rejimin savunma makamı ile kurduğu ilişkiyi aynı zamanda hakların, ezilenlerin sesini kısmak adına avukatları susturmaya çalıştı. Bizler bu davanın benzer dosyaların takipçisi olmamız gerekiyor. Savunma makamına ve avukatlara dönük saldırılar aynı zamanda haklara, ezilenlere, yurttaşlara dönüp de bir saldırıdır. Bu itirafçı 4 avukat hakkında da beyanda bulunmuştur. Bu da aynı zamanda avukatlara dönüp bir gözdağıdır. Buradan şunu da söylemek istiyoruz. Biz Ezilenlerin Hukuk Bürosu olarak, buradayız, kapımız dün olduğu gibi herkese açık” diye konuştu.