Yazar Cewerî: Kürtçe konuşmak yasaklayıcılara karşı bir başkaldırıdır

img

KOCAELİ - Kürtçe'nin başvurulan tüm asimilasyon politikalarına rağmen varlığını sürdürdüğünü dile getiren yazar Fırat Cewerî, "Kürtçe yazmak, konuşmak ve okumak yasaklayıcılara karşı bir başkaldırıdır" dedi. 

Cumhuriyetin ilanı ile birlikte inşa edilmeye girişilen ulus devlet formu doğrultusunda bu topraklarda yaşayan halklara, kültürlere ve inançlara dönük başvurulan imha ve asimilasyon uygulamaları, bugün ülke yönetiminde bulunan AKP Hükümeti’nin “tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil” politikası ile hale devrede. 
 
Zikredildiği gibi “tek”liği esas alan bu anlayış, kimi zaman tıpkı Kürtçe'ye yönelik olduğu gibi bir yanda bu dili yaşamdan silmeye çabalarken, diğer yandan da kendi eliyle “TRT Kurdî” gibi kanallar açılarak esas amacını kamufle etme yoluna başvurabiliyor.
 
Devlet ve hükümetlerin Kürtçe'ye yönelik bu politikasına karşı Kürt kültürü ve dilinin kaybolmaması için ise, yakın zamanda Diyarbakır'da bir araya gelen Kürt yazar, aydın, sanatçı ve siyasetçiler "Dil ve Kültürler Ağı" oluşturdu. 
 
Kürt yazar Fırat Cewerî, Kürtçeye yönelik  baskı ve yasaklar ile birlikte dilin önemine dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘KÜRT DİLİ VE EDEBİYATI ZULME MARUZ KALDI’
 
Kürt dili ve edebiyatının amansız bir zulme maruz kaldığını dile getiren yazar Cewerî, ancak başvurulan tüm asimilasyon politikalarına rağmen Kürt edebiyatının kendini bugünlere kadar var ettiğini ifade etti.
 
Yürütülen politikalar dolayısıyla Kürtlerin dillerini var edebilmesini bu yüzden bir “mucize” olarak tanımlayan Cewerî, "Bugün birçok Kürt yazar ve elimizin altında yüzlerce Kürtçe kaynak var. Bütün baskı ve yasaklara rağmen faaliyet gösteren onlarca Kürt yayınevi bulunuyor. Kürtçe edebiyat etkinlikleri düzenleniyor. Kürtçe eserleri okuyan onlarca okuma grupları var" diye belirtti.
 
Cewerî, yine bugün Kürtçeye ilgi duyan dinamik bir gençlik bulunmasına rağmen Kürtçenin eğitim dili olması gerektiğini vurguladı. Ceweri, nedenini ise şöyle açıkladı: "Dilin yaşaması ve o dilde edebiyatın evrenselleşmesi ancak o dilin eğitim dili olması ile mümkündür. Halkı ve özellikle gençleri teşvik edici faaliyet alanları açmak gerekir. Kürtçenin eğitim dili olması için siyasi, ideolojik ayrımlara girmeden siyasilerin çaba içerisinde olması gerekir. Aksi halde Kürtçe yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir." 
 
‘KÜRTÇE'NİN KENDİSİ BİR SİYASET’
 
Kürtçe yazmanın, konuşmanın ve okumanın yasaklayıcılara karşı bir "başkaldırı" olduğunu ifade eden Ceweri, Kürtçe'nin doğrudan kendisinin bir siyaset olduğunun altını çizdi.
 
Yazar ve aydınların yasaklama ve ifade özgürlüklerine karşı mücadele içerisinde olmaları gerektiğini belirten Cewerî, "Siyaset kolektif bir eylem ise, edebiyat bireysel bir uğraştır. Bir edebiyat eserinin içerik ve biçimine dışarıdan müdahale ediliyorsa ve yazar da müdahale eden siyasetçi ve ideoloji doğrultusunda eserini yazıyorsa, o eserin ömrü kısa olur. O edebi bir eserden çok, bir propaganda metni olur. Ama yazarlık bireysel bir uğraştır demek, bir yazarın siyasete karşı olması gerekiyor anlamına gelmemelidir” ifadelerini kullandı. 
 
‘BİRLİKTE HAREKET EDİLMELİ'
 
Kürtlerin ulusal ve demokratik hakları için birlikte hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Cewerî, “Ulusal bilinci yaratmak, ulusal bilinç doğrultusunda mücadele etmekten geçiyor. Halk arasındaki anlaşmazlıklar aslında siyasetçilerin eseridir. Bütün Kürt partileri bir olsun demiyorum, hatta karşıyım da. Çünkü tek partili sistemlerde demokrasi yoktur. Ama bütün Kürt partileri, Kürtlerin ulusal, demokratik hakları için birlikte hareket etmelidir” diye konuştu.