Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi: Savaş karşıtlarına birlikte mücadele çağrısı

AMED - Kuruluşunu deklere eden Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi'nde yer alanlar, özgürlük için, “Zulme, zorbalığa, savaşa karşı ses çıkarmak isteyen bütün sanat insanlarını bu girişime davet ediyoruz" dedi. 
 
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, Amed’in Sûr ilçesinde bulunan İskenderpaşa Konağı’nda 18 Temmuz’da yaptığı açıklamayla kuruluşunu ilan etti. Kurdistan ve Türkiye'den gelen birçok sanatçı açıklamaya katıldı. Açıklamaya katılan yazar ve sanatçılar Süreyya Karacabey, Fırat Can ve Necati Sönmez, inisiyatifin kuruluş amacına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
‘ZAYIFLAR BİRLEŞMELİ’
 
Giderek her şeyin karanlık bir hal aldığını ifade eden yazar Süreyya Karacabey, hukuk ihlalleri, özgürlük baskısı gibi durumların sanat alanında da yaşandığını belirtti. Nefessiz bırakılan bir yerde bir araya gelerek seslerini duyurmak istediklerini belirten Karacabey, sanatın boyunca görevinin bu olduğunu ifade etti. Ülkede herkesin sansüre maruz kaldığını dile getiren Karacabey, “Biz de birbirimizi ‘cesaretlendirelim’ dedik. Zayıflar güçlerini birleştirirlerse seslerini daha gür biçimde çıkarabilirler. Derin bir yoksulluk ve derin bir hukuksuzluk içinde debelenip duruyoruz. Hakikati konuşmaya kalkanların sesi kısılmaya çalışılıyor. Herkes bir köşeye sıkışmış durumdadır. Sanat da bir köşeye sıkışmış durumda. O yüzden herkes için önce özgürlük mücadelesi diyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
Karacabey, "Sanatın özgürleşmesi toplumsal özgürleşmeyle iç içedir. Sanatın tarihsel sorumluluğunu üstlenmesi gerekir. Baskıcı zamanlar aynı zamanda en yaratıcı eylemlerin ortaya çıktığı zamanlardır. Böyle süreçlerde bizim de daha yaratıcı performanslarla kendimize alan açmamız lazım. Herkesi, bu sesi kendi çapında, kendi imkânlarıyla ve bulunduğu yerde çoğaltmaya davet ediyoruz" dedi. 
 
'SANATÇILARIN BİR SÖZÜ OLMALI'
 
Türkiye’de 2015 yılından sonra korku ve baskı ikliminin yaratıldığını kaydeden yazar Fırat Can, iktidarın toplumun bir araya gelebileceği alanlara karşı saldırı başlattığını söyledi. Can, “Sanatçılar da bu baskı ikliminde nasiplerini aldı. Tiyatrolar yasaklandı, sanatçılar gözaltına alınıp tutuklandı. Yani her türlü sansür ve yasağa maruz kaldılar. Doğal olarak bu durum sanat insanlarının kendi içlerine hapsolmalarına neden oldu. Toplumun güçlerinden bir tanesi de sanat insanlarıdır. Ama sanatçılar da kendi içlerine bu kadar hapsolunca yaşanan toplumsal sorunlara karşı bir duyarsızlık hali gelişti. Yaşanan sorunlara karşı sanatçıların bir şekilde ses çıkartabileceği bir mekanizma oluşturma kararı alındı. Özgürlük için Sanat İnisiyatifi de bunu ifade ediyor" dedi. 
 
Türkiye'de her gün farklı baskı ve zor uygulamalarının olduğunu aktaran Can, Colemêrg'de kayyım uygulamaları, sokak hayvanlarına karşı uyutma meselesi gibi sorunlara karşı Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi'nin bir sözünün olması gerektiğini kaydetti. Can, "Kurdistan'da uzun süredir devam eden savaş süreci var. Özgürlük için Sanat İnisiyatifi, buna karşı ses çıkarma eylemidir. Bu girişim her geçen gün büyüyerek üzerine düşen misyonu yerine getirecektir. Bir inisiyatif adı altında bir araya gelme fikri parçalanmışlığa da son verecek. Her türlü baskı ve sansüre karşı bu çalışma çok önemli. Zulme, zorbalığa, savaşa karşı ses çıkarmak isteyen bütün sanat insanlarını bu girişime davet ediyoruz"  diye belirtti. 
 
‘SOKAĞA ÇIKIP KENDİMİZİ GÖRMEMİZ GEREKİYOR’
 
İçinden geçilen dönemin herkesi bastıran ve susturan bir dönem olduğunu aktaran yönetmen Necati Sönmez, “İnisiyatifi sanatı ve sanatçıyı sokağa çağıran ve siyaseti geri çağıran bir girişim olarak görüyorum. Girişimle sesimizi duyan bütün sanatçılarla yan yana durmak istedik. Sanatçılara ihtiyaç duyulan bir dönemde sanatçılar şarkılarını söylesin. İşin kolay kısmı deklarasyon yayınlamaktır. Asıl mesele bundan sonra ne yapacağımızdır. Her türlü baskı, yasaklama, sansür, gözaltı ve tutuklamaya karşı refleks geliştireceğiz. Direneceğiz ve yaşadığımız faşizan ortamı geriletmeye çalışacağız” şeklinde konuştu. Baskı, sansür, oto-sansüre karşı birlikte mücadele etmenin önemine vurgu yapan Sönmez, "Aslında sandığımız kadar zayıf değiliz, aksine güçlüyüz. Sadece bu gücümüzün fakında değiliz, bu gücümüzün farkına varmamız gerekiyor. Farkına varmamız için de adım atmamız gerekiyor ve sokağa çıkıp kendimizi görmemiz gerekiyor" dedi.