Avukat Bozkurt: Devlet cezasızlık politikasını derinleştiriyor

img
İZMİR - Meclis'e sunulan ceza infaz paketini değerlendiren avukat İpek Bozkurt, “Cinsel suçlara erken tahliye uygulanırsa, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önü açılacaktır” dedi. 
 
İnfaz düzenlemesini içeren 3’üncü Yargı Paketi Meclis’e sunuldu. Kadın örgütleri de paketin, kadına yönelik şiddet ve istismar suçlarını da kapsamaması yönünde taleplerini dillendiriyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nu avukatlarından avukat İpek Bozkurt, cinsel suçlara erken tahliye uygulanırsa, Türkiye’de kadın davalarında cezasızlık politikasının derinleşeceğini ve şiddetin önü açılacağını söyledi.
 
‘BAKAN ÇELİŞKİLİ KONUŞUYOR’
 
Koronavirüsü nedeniyle Meclis'e getirilen infaz paketini değerlendiren Bozkurt, “Devlete karşı işlenen suçlarda, devlet ceza konusunda çok bonkör davrandığı için cezaevlerinin kapasitesi aşırı dolu. Bir yandan salgın neden gösteriliyor ama diğer yandan da Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, cezaevlerinde virüsün olmadığını söylüyor. Bakanın bu çelişkileriyle, böyle bir ortamda bir infaz paketi geliyor” dedi.
 
‘ŞİDDET UYGULAYANLARA ERKEN TAHLİYE’
 
Pakette infaza ilişkin kanunlarda değişiklikler yapılmak istendiğini belirten Bozkurt, “Tüm toplumun dikkatinin çeken konu şu; İnfaz kanunun 108’inci maddesine ilişkin bir yasa önerisi var. Burada deniyor ki bazı suçlarda süreli hapis cezasının üçte ikisini iyi hal il geçirmişse, koşullu salıvermeden faydalanabilecek. Mevcut infaz kanunu diyor ki; cezanın dörtte üçünün çekilmesi lazım. Şimdi bu ceza üçte ikiye çekilmek isteniyor. Erken tahliye edilmesi istenen suçlar cinsel saldırı, çocuk istismarı, uyuşturucu maddelerine ilişkin suçları da kapsayacak. Kadın davalarına bu uygulanırsa, cinsel saldırı, çocuk istismarı gibi suçları işleyen kişiler erken tahliye edilecek demektir” diye konuştu.
 
Kadın ve çocuklara yönelik şiddete karşı mücadelede, suçları işleyenlerin cezalandırılmasını temel aldıklarını vurgulayan Bozkurt, “Aksi taktirde cezasızlık kültürü oluşuyor. Türkiye’de kadın ve çocuklar için mevcut durum zaten çok zorken, bir de üstüne devlet tarafından daha da ağırlaştıracak bir durum olacak” diye belirtti.
 
ŞİDDETE KARŞI YAPILACAKLAR
 
Koronavirüs nedeniyle kadınların zorunlu olarak ev kaldığını ifade eden Bozkurt, kadınların bu dönemde şiddete karşı başvurabileceği mekanizmaları şu şekilde anlattı: “Böyle bir dönemde kadınlar için evleri daha güvenli olmalı ama maalesef Türkiye’de kadın en çok ev içinde şiddet görüyor. Kadınlar şiddet gördüğünde polise başvurabilir, mahkemelerden koruma tedbirlerini alabiliyoruz. Aile ve çalışma Bakanlığı’nın numaralarına, baroların numaralarına ulaşılabilir. Böyle bir dönemde evde kendisine zarar verecek kesici aletleri mümkün olduğunca kaldırmalı. Bedeninde gördüğü şiddetin izlerini raporlaştırmak için dışarıya çıkamıyorsa, fotoğrafını çekmeli. Bakanın kamu spotları, canlı televizyon yayınları gibi mecraları kullanarak, kadınlara şiddet uygulayabilecek potansiyel kişilere devletin sürekli çağrı yapması gerekiyor.”
 
‘KADINLAR UMUTSUZLUĞA KAPILMAMALI’
 
“Bu ülkede doğa, kadın, çocuk, LGBTİ bireyi, hayvan, gazeteci, avukat olmak çok zor” diyen Bozkurt, özellikle kadınların bu dönemde asla yalnız olduklarını düşünüp, umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini söyledi. Bozkurt, son olarak dile getirdi: “Şiddetin en sevdiği şey korku  vermek ve gizli kalmaktır. Şiddet böyle ortamlarda çok büyüyor. İçinde bulunduğumuz durum da buna çok elverişli. Bu yüzden korkmadan destek istemek lazım.”
 
MA / Sevda Aydın