'Tecride karşı sürekli mücadele'

img
ANKARA - HDP Kadın Konferansı sonuç bildirgesinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye'de barışın tesisi ve demokratikleşme konusunda kilit rol oynadığına işaret edilerek, Öcalan üzerindeki tecrit uygulamalarına karşı sürekli mücadele kararı aldıklarını duyurdu.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, 18-19 Ocak’ta “Özgürlükte ısrarla, mücadelede kararlıyız” şiarıyla 3’üncüsünü düzenlediği Olağan Kadın Konferansı sonuç bildirgesini açıkladı.
 
Konferansı, birleşik kadın mücadelesini büyütme kararlılığı ve coşkusuyla tamamladıklarını duyurulan bildirgede, “Ülkenin dört bir tarafından delegenin katıldığı konferansımız, kadın ve özgürlük mücadelesi düşmanı AKP-MHP devletinin güdümünde bir uluslararası komployla Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i ve Silopi’de katledilen Seve, Fatma ve Pakize şahsında dünyanın dört bir yanında kadın özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşen ve direnen tüm kadınları, bugünleri onların mücadelesine borçlu olduğumuz bilinciyle saygıyla selamlar. Konferansımız Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak şahsında rehin tutulan bütün seçilmişlerimizi ve arkadaşlarımızı özlemle, sevgiyle selamlar” ifadelerine yer verildi.
 
‘ENTERNASYONAL AĞI KURMAK’
 
“Kadın enternasyonal ağının” kurulması tespiti yapılan bildirgede, “Rojava’dan Şili’ye, Hindistan’dan, İran’a, Sudan’a kadar, dünyanın pek çok bölgesinde kadınlar, ezilenler ve sömürülenler saldırganlığa karşı ayaktadır. Kadınların demokratik ve özgür yaşamı koruma ve var kılma mücadelesinin etkin bir parçası olarak bu parçalı enternasyonal mücadeleyi, daha birbiriyle bakışan daha birleşik bir mücadele haline getirme perspektifiyle kadın enternasyonal ağını kurmayı önümüze koyuyoruz” diye belirtildi.
 
Bildirgede, “Bölgemiz ve ülkemiz ölümcül bir savaş ikliminin kuşatması altındadır. Konferansımız hegemonya mücadelesi içine giren küresel sermaye ile statükocu bölge diktatörlüklerinin aslında kadınlara baskı, zulüm, şiddet, katliam, erkek devlet tahakkümü ve savaştan başka bir şey vaat etmediğini tespit etmiştir” denildi.
 
Bildirgenin devamında şu değerlendirmelere yer verildi:
 
“Dünyada olduğu gibi Türkiye’de derinleşen neo-liberal ekonomi politikalarının krizi sonucunda kadın işsizliği, yoksulluğu, güvencesizliği ve geleceksizliği artmıştır. Bu kapsamda HDP Kadın Meclisleri, ataerkil-ekonomik krize ve kadın yoksulluğuna karşı, kadın istihdamından, kadınların ev-içi görünmeyen emeğine, kadın dayanışma ağlarına kadar çok çeşitli alanlarda mücadeleyi esas alır.
 
Türkiye, erkek-devlet şiddetiyle dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmaması, kazanılmış hak olan nafaka hakkının elden alınmak istenmesini ve çocuk istismarcılarına af yasasını asla kabul etmiyoruz. Bu kapsamda, bütün kadın kurumları ve en geniş kadın ağlarıyla erkek iktidarın yaşam hakkımız ve kazanımlarımıza yönelik saldırılarına karşı sürdürdüğümüz mücadeleyi sokakta, işte, parlamentoda sürdürmenin sözünü yineliyoruz.
 
Türkiye'de barışın tesisi ve demokratikleşme konusunda kilit rol oynayan, halklara, kadınlara demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir yaşam perspektifi sunarak özellikle kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine etkin katılmasının yolunu açan Sayın Abdullah Öcalan, 21 yıldır özel bir politikanın yürütüldüğü İmralı Cezaevi sisteminde mutlak tecrit koşullarında tutulmaktadır. Sayın Öcalan’dan dışarıya ulaşabilen sınırlı birkaç mesajın kadınlara, bütün demokrasi güçlerine, halklara umut ve cesaret verme, Ortadoğu savaş kaosu içinde yol gösterme potansiyeline hep birlikte tanıklık ettik. Konferansımız tecride karşı mücadeleyi tekçi, cinsiyetçi, milliyetçi şiddet politikalarına karşı mücadelesinin ayrılmaz parçası olarak görmekte, tecridi kırmayı temel bir hedef olarak önüne koymaktadır.
 
Kürdistan’da erkek şiddetinin yanı sıra, özel savaş politikalarıyla kadınlar, genç kadınlar birebir hedef alınmaktadır. Mardin, Bingöl ve Dersim’de devlet teşvikiyle kolluk güçlerinin dahil olduğu cinsel şiddet, istismar, para karşılığı cinsel ilişkiye zorlama hadiselerinde de bu özel savaş politikalarını net bir biçimde görüyoruz. Genç Kadın Meclisleri olarak saldırılar karşısındaki direnişimizin öneminden hareketle, özel savaş politikalarını da boşa çıkaracak biçimde; üniversitede, lisede, fabrikalarda, genç kadınların olduğu her alanda daha güçlü bir biçimde genç kadın meclislerimizi kuracağımızın iddia ve kararlılığındayız.
 
'DİRENİŞİ PRATİKTE BÜYÜTECEĞİZ'
 
Bizler HDP'li kadınlar olarak, konferansımızda tartışıp birçok karar açığa çıkardığımız gibi Türkiye ve Kürdistan'ın her bir noktasında bu ağır kuşatmanın altında nasıl mücadele edeceğimizi ve ‘var olmaktan’ asla vazgeçmeden direnişimizi nasıl büyüteceğimizi pratikte göstereceğiz. Kadın özgürlük mücadelemizi yok etmek isteyenlere karşı ‘kadın partisi’ olma iddiamızı her geçen gün büyüterek, AKP-MHP erkek blokunu ve erkek ittifakını bir bir çözüyoruz.
 
Bizler daha da büyüyor, birleşiyor, Türkiye ve Kürdistan başta olmak üzere Ortadoğu ve tüm yeryüzünde bir kadın enternasyonal ağı kurmayı her geçen gün daha da somutlarken; onlar bölündükçe bölünüyor, ayrıştıkça ayrışıyorlar. Bir kere daha bütün iddia ve kararlılığımızla yineliyoruz; 2019 direniş yılımızdı, 2020 biz kadınların zafer yılı olacak."
 
ALINAN KARARLAR
 
Konferansta alınan kararlar şöyle:
 
“* Kadına yönelik erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi yükseltme,
 
* Kayyım, işgal, sömürge siyasetine karşı kazanımlarımızı koruma ve mücadeleyi büyütme,
 
* Kadın siyaset akademisi ve kadın hafıza merkezinin oluşturulması,
 
* Enternasyonal kadın dayanışma ağının kurulması,
 
*Tecrit uygulamalarına karşı sürekli mücadele kararlılığı,
 
* Kadın tutsaklara özgürlük kampanyalarını örgütleme,
 
* Kadın bütçesini oluşturma,
 
* Kadın yoksulluğuna karşı politikalar oluşturma ve çözümler geliştirme,
 
* Ekoloji mücadelesini büyütme,
 
* Göçmen ve mülteci kadınlarla dayanışmayı büyütme,
 
* Parti içi erkek egemenliğe karşı kararlı bir mücadele ve kadın ilkelerini etkili kılma,
 
* Genç Kadın Meclislerinin kurulması.”