‘Emine Bulut’un çığlığı hepimizin çığlığıdır'

  • kadın
  • 21:16 28 Ağustos 2019
  • |
img

İSTANBUL / DERSİM – İstanbul’da, artan kadın cinayetlerine karşı yapılan eylemde konuşan HDP Milletvekili Hüda Kaya, “Emine Bulut’un çığlığı hepimizin çığlığıdır” dedi. Dersim’de ise kadınlar, kentte yaşanan taciz ve tecavüz girişimlerine ilişkin yaptıkları açıklamada “cezasızlık politikası”na tepki gösterdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Genç Kadın Meclisi, boşandığı eşi tarafından çocuğunun gözü önünde öldürülen Emine Bulut ve şiddete maruz bırakılan tüm kadınlar için Kadıköy'de bulunan Beşiktaş İskelesi önünde basın açıklaması yaptı. HDP milletvekilleri Hüda Kaya ve Dilşad Canbaz’ın da katıldığı açıklamada kadınlar, üzerlerine erkek şiddeti sonucu katledilen kadınların isimlerinin yazılı olduğu tişörtler giydi.

"Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir. Alanlardayız" pankartı ve "Öz savunma haktır", "Jin, jiyan, azadî", "Katledilen kadınlar isyanımızdır", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" yazılı dövizlerin taşındığı eylemde, ilk olarak HDP Milletvekili Dilşad Canbaz  söz konuştu.

‘CİNAYETLERE KARŞI İSYANDAYIZ’

Bugün Emine Bulut için sokaklarda olsalar da, katledilen binlerce kadın olduğunu belirten Milletvekili Canbaz, “Ölmek istemiyoruz diye haykıran birçok kadın var. Kadınlar için İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar uygulanması gerekiyor. Toplumsal cinsiyet rollerinizi kabul etmediğimiz için katlediliyoruz. İlk önce kazanımlarımıza saldırıyorlar. Çünkü kadınlardan korkuyorlar. Bulunduğumuz her yer de yasta değiliz, isyandayız. Biat etmeyeceğiz, erkekliğinizle barışmayacağız” dedi.

HDP Milletvekili Hüda Kaya ise, resmi rakamlara göre 1 Ocak 2019’dan Haziran ayına kadar 214 kadın cinayeti yaşandığına dikkat çekti.

Kaya, “Resmi kayıtlara yansıyan buzdağının görünen yüzü bile değil. Ataerkil zihniyeti yıllardır dünyayı yaşanmaz hale getiriyor. Nereye el artılarsa yaşanmaz hale geldi, ekonomiye el atıyorlar getiriyorlar, aile el atıyorlar geçirmez hale getiriyorlar. Din alanında da böyle. Erkekçi zihniyet dünyanın her bir tarafında paralel olarak kadın cinayetleriyle pratikleriyle beraber doğa talebinde devam etmektir. Erkekçi zihniyet doğaya tahakküm kurmayı kendinde hak olarak görmektedir. Erkek kadın cinsiyetine karşı da bu hakkı kendinde bulmaktadır” diye konuştu.

‘EMİNE’NİN ÇIĞLIĞI KULAKLARDAN EKSİLMEMELİ’

Kadının özgün ve özgür bir cinsiyet olduğunu vurgulayan Kaya, şöyle devam etti: “Erkeğin gölgesi değildir. Biz kaydedilmeye devam edilen kadınlarımız için adalet aramaya devam edeceğiz. Bizim neşelenmiş adalet armağan değil, cinslerin eşit olduğu bilincinin toplumsallaşmasıdır. Geçtiğimiz yıllarda Özge can Arslan toplumda travmaya sebep olmuştu, geçtiğimiz gün ise Emine’nin çığlığı kulaklardan eksilmemeli. Ülkede toplumun nasıl çürüdüğünün kadın düşmanı politikaların ne hale getirdiğinin en somut göstergesi olmuştur.”

‘HER GÜN KADINLAR ÖLDÜRÜLÜYOR’

Basın metnini ise HDP İstanbul Genç Kadın Meclisi Üyesi Gülistan Yılmaz okudu.

Kadınlara yönelik şiddetin vahim bir şekilde arttığını söyleyen Yılmaz, “Her gün birden fazla, kadına şiddet haberini duymaktayız ve bu kadınlar, kendilerine en yakın kişiler olan eşleri, partnerleri veya diğer aile bireyleri tarafından öldürülüyorlar. Her an tehdit, aşağılanma, saldırı ve şiddete uğrayan milyonlarca kadın var. Kadının yalnızca yaşam hakkı için verdiği mücadele gözlerimizin önünde. Bu ülkede kadın olmak çok zor, çünkü henüz yaşam hakkımızı korumak için mücadele ediyoruz. Kadınlar, kadın oldukları için katlediliyor. Erkek, kadın yaşasın istemiyor, boşansın istemiyor, kendi kimliği ile var olsun istemiyor” diye konuştu.

‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI’

Kadın mücadelesinin gün geçtikçe önem kazandığını belirten Yılmaz, “Kadının kimliği kabul edilmedikçe, kadına karşı işlenen suçlar örtbas edildikçe, cezasız kaldıkça, katillere, toplumsal yanlış kabuller sonucu indirimler uygulandıkça, kadın cinayetlerinin, taciz ve tecavüzün önüne geçilemeyecektir. Kadına yönelik şiddet ile mücadele için toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalı. Kadını koruyacak olan, şiddetine maruz kaldığı erkek değil; kadının kendisidir” dedi.

Açıklama, atılan “Kadın cinayetleri politiktir”, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” ve “ Jin, jiyan, azadi” sloganlarıyla son buldu. 

DERSİM’DE KADINLAR TACİZ VE TECAVÜZE KARŞI EYLEM YAPTI 

Dersim’de ise, kentte son dönemde yaşanan taciz ve tecavüz girişimlerine ilişkin açıklama yapıldı. Seyit Rıza Meydanı’nda bir araya gelen Dersim Kadın Platformu üyeleri, Pertek ilçesinde yaşanan tecavüz girişimine ve ismi daha önce istismar suçlaması ile gündeme gelen Munzur Üniversitesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanı Cem Tekinoğlu hakkında soruşturma başlatılmamasına tepki gösterdi.

 “Tacize, cinsel istismara, çocuk istismarına hayır” pankartının açıldığı eylemde hzırlanan basın metnini Platform üyesi Sırma Tayan okudu.

‘DEVLET POLİTİKASI TECAVÜZÜ ARTIYOR’

Kentin Pertek ilçesinde yaşanan çocuğa dönük cinsel istismar girişiminin ne ilk ne de son olduğunu söyleyen Tayan, “70 yaşındaki Ahmet Çelik adlı erkeğin kapı komşusu olan 17 yaşındaki çocuğa tecavüz girişiminde bulunduğunu, daha önce de çocuğa sözlü tacizde bulunduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. Devletin cezasızlık politikası bu kişileri evlerimizin içine kadar girip çocuklarımıza saldırmaya cüret edecek kadar cesaretlendiriyor” dedi.

Tayan, çocukları istismar edenlerin evlilik yoluyla aklanmasının önerilmesinin yanı sıra 15 yaş altında ‘rıza’yı tartıştırmanın ise, tüm bu cinsel istismar olaylarına zemin hazırladığını kaydetti.

‘HALA GÖREVDE OLMASI KAYGILANDIRIYOR’

Taylan, Munzur Üniversitesi’nde görevli memur Cem Tekinoğlu hakkında ise kamu görevlilerinin öğrenciler ile yakınlaşmasına aracılık ettiğine dair iddialar üzerine platform olarak daha önce açıklamalar yaptıklarını hatırlattı.  Taylan,  “Maalesef geçen süre içinde bu şahıs hakkında adli ya da idari herhangi bir soruşturma yürütüldüğünü duymadık. Üniversitelerin açılmasına az bir zaman kala bu şahsın hala görevde olması aynı olayların yeni dönemde de tekrarlanacağı kaygımızı arttırmaktadır. Bu şahıs hakkında bir an önce şeffaf ve adil bir soruşturma başlatılmalı ve bu süre içinde şahıs açığa alınarak, mağdurların bulunduğu yer olan kurumdan uzaklaştırılmalıdır” diye konuştu.