25 Kasım’da açığa alınan Ariç, bu yıl da alanlara çıkmaya hazırlanıyor

  • kadın
  • 09:01 13 Kasım 2018
  • |
img

İZMİR - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nde basın açıklamasına gittiği sırada açığa alındığını öğrenen Maile Ariç, yaşamına kaldığı yerden daha güçlü devam ettiğini söyledi. Bu yıl da alana çıkacak olan Ariç, “25 Kasım’da tüm kadınları sokağa bekliyoruz” çağrısı yaptı. 

İzmir’in Bayraklı ilçesinde yaşayan Maile Ariç, 25 Kasım 2016 yılındaki Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü için eyleme katılmaya hazırlanırken 23 yıl boyunca çalıştığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından, "Görülen lüzum üzerine açığa alındı" denilerek işinden uzaklaştırıldı. 
 
İşveren servis şefi olarak görev yapan Ariç, uzaklaştırılmasının ardından 2017 yılında ihraç edildi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) Kadın Sekreterliği yapan Ariç, ihraç edildiği gün; cebindeki 300 TL ile peynir, tereyağı, dut pekmezi alıp satmaya başladığını anlatarak geçimi için ilk adımını attığını söyledi.  Ariç, ihraç edildikten sonra yaşadığı zorlukları ve kendisinin bunlara karşı gösterdiği mücadelesini anlattı. 
 
‘İKTİDARIN SEVMEDİĞİ KESİM OLDUK’ 
 
Her alanda aktif olarak sendika ve kadın çalışmaları yürüttüğünü söyleyen Ariç, önceliğini; barış ve demokrasi için çalışmak olduğuna vurgu yaparak, iktidara karşı halkı örgütleyen, bilinçlendiren bir noktada durduğunu dile getirdi. 
Kadınlar olarak her zaman sürgün edilip, baskıya maruz kaldıklarını ifade eden Ariç, “Buna rağmen darbe bahane edilerek ihraç edildik. Özellikle; yasaların performansa dayalı sistemi, kamu personel rejiminde kadınlara yöneliktir. Sosyal güvenlik yasaları, kadınlar için çok tuzak ve eve hapseden yasalardır. Bunları da biz deşifre ediyorduk. Bunun için iktidarın pek sevmediği kesim olduk. Sendikalı olarak değil de bir kadın olarak kendinizi daha fazla kanıtlamak zorunda kalıyorsunuz. Bilinçlendirmeye çalışınca da üstümüze geliyorlar. Kılık kıyafetimizden, eteğimizin boyuna kadar karışıyorlardı. Biz bu konuda arkadaşlarımıza destek oluyorduk.  Çünkü, toplumsal cinsiyet rolleri gereği en çok kadına baskı uygulanır” dedi.
 
‘25 KASIM’DA AÇIĞA ALINDIM’
 
Darbe girişiminden sonra isimlerinin hazırlandığını bildiklerini söyleyen Ariç, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “25 Kasım’da açığa alındığımı öğrendim. Elime verdikleri kağıtta ‘görülen lüzum üzerine açığa alındınız’ yazıyordu. Lüzumun ne olduğu belli değildi. Aslında biliyorduk biz aktif sendikacılardık. Barış, demokrasi, kadın ve emek mücadelesinden taviz vermeden yürütüyorduk çalışmalarımızı. Emeğimizi sonuna kadar sömürdüler. Bir kadın olarak o gün ekonomik ve sosyal anlamda devlet tarafından şiddete uğradım. İhraç edildiği o dönem 25 Kasım için görevliydim. Öğrendikten hemen sonra kadın arkadaşlarımla buluşup durumu onlara aktardım. Bu anlamda hem sendika, hem kadın arkadaşlarımdan müthiş bir dayanışma gördüm. Bizi de ayakta tutan dayanışmadır. 25 Kasım'da yapılan basın açıklamasında ben de konuştum ve bütün bunlara dikkat çekmeye çalıştım.” 
 
'ELİMDE VALİZİMLE DOLAŞIYORDUM’
 
Açığa alındıktan sonra sendikal mücadeleyi yürütmeye devam ettiğini vurgulayan Ariç, çalışmalarında geri adım atmadığını belirtti. Ariç, “İhraç edildikten sonra kendime bir sözüm oldu; su bile satarım, dışarılarda pazarlarda çalışırım; ama boyun eğmeyeceğim, biat etmeyeceğim demiştim. Çünkü amaçladıklarının sendikayla birlikte herkese mesaj verip biat ettirmekti. İşten tamamen atıldığımı öğrendiğim zaman cebimde 300 liram vardı. O parayla küçük bir valiz aldım. Memleketten peynir tereyağı getirdim, her gittiğim yere valizimi yanımda götürerek, satış yapmaya başladım. İlk müşterilerim de sendika içindeki arkadaşlarım oldu. Kendi hayatım için geleceğe dönük planlar yapmaya devam ederken, bu süreçte kadına yönelik bütün çalışmalarda ruhen ve bedenen olmaya devam ediyorum” diye konuştu. 
 
‘SOKAKLARDA GÖRÜNÜR OLMALIYIZ’ 
 
Her geçen gün iktidarın politikalarından dolayı kadına yönelik şiddetin ciddi boyutlara geldiğini ifade eden Ariç, şöyle devam etti: “Ancak, şiddeti önlemek için güçlü bir kadın dayanışması var. Ama bu bence yeterli değildir. Daha çok dışarı çıkmalı, sokaklarda görünür olmalıyız. Önümüzde; bizi eve hapsetmeye, köleliğin derinleşmesine sebep olacak yasalar var. Bunlara karşı 25 Kasımlarda, 8 Martlarda bunun dışında her türlü etkinliklerde kadınların, hem kazanılmış hakları hem de bundan sonra kazanabileceği bütün haklarına sahip çıkması için ekstra güç sarf etmesi gerekiyor. Bir arada dayanışarak, mücadeleyi büyütmeliyiz. Bu yüzden 25 Kasım’da tüm kadınları sokağa bekliyoruz.” 
 
MA / Ayşe Sürme