WAN - Yerel yönetimlerde ulus devlet anlayışına karşı kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik bir sistemi örmeye çalıştıklarını belirten Wan Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, “Eşit temsiliyet, eşbaşkanlık sistemi ve kadın temsil mekanizmaları bu modelin temelini oluşturuyor” dedi.
Kürdistan’da kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik paradigmasıyla halka hizmet veren Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki belediyeler, seçimlerin üzerinden geçen 20 ayda kayyımların geride bıraktığı tahribatı gidermek için çalışmalarını sürdürüyor. Eşbaşkanlık sistemiyle kadın ve erkeklerin birlikte yönetimde söz sahibi olması, toplumun dönüştürülmesine olanak tanırken, mahalle düzeyinde kurulan meclislerle, kent yönetiminde kadın bakış açısı her alanda görünür hale getiriliyor. Kadın yoksulluğu, kadına yönelik şiddetle mücadele ile ekonomik katılımı önceleyen projeleri hayata geçiren belediyeler, üretim alanları ve kooperatiflerle ekonomik bağımsızlığı güçlendirmeyi hedefliyor.
Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) Eşbaşkanı ve görevden alınarak yerine kayyım atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, yerel yönetimlerinin perspektifine ilişkin konuştu.
ULUS DEVLET ANLAYIŞI
Ulus devlet anlayışının yerel yönetimlerde kadınları dışladığını belirten Neslihan Şedal, bu anlayışa karşı demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü bir model geliştirdiklerini söyledi. Neslihan Şedal, "Elbette, hayata geçirdiğiniz yerel üretimler modelinin toplumda yarattığı değişim ve dönüşümden bahsederken, bu modelin toplumun tüm kodlarına dokunan bir zihniyet değişimi ve dönüşümü sağlama çabası olduğunu vurgulamak gerekir. Burada yerel yönetimler modelinin hangi ideolojiden ve perspektiften beslendiği ile toplumda hangi alanlarda değişim ve dönüşüm yaratmayı hedeflediğini de ortaya koymak önemlidir. Çünkü biliyorsunuz, ulus devlet anlayışının kendine özgü bir yerel yönetimler ve belediyecilik modeli vardır ve bu modelde kadınların yeri yoktur. Kendi değerleri, toplumsal kültürü ve kimliği ile eşitlik, adalet ve demokrasi talep eden kesimler, ulus devlet modelinin yerel yönetim anlayışı içinde yeterince temsil edilemez" diye belirtti.
DEMOKRTİK ULUS PERSPEKTİFİ
DEM Parti'nin yerel yönetim modeliyle birlikte var olana karşı yeniyi alternatif olarak sunduklarını dile getiren Neslihan Şedal, "Tam da bu nedenle demokrasinin toplumsallaşması ve yaşamda yer bulabilmesi için ulus devlet mantığı öncelikle kadını yönetimsel mekanizmaların dışına itmiş, tecrit etmiştir. Vesayetçi ve halktan kopuk bu geleneksel model, toplumsal değerleri dışlayan ve farklı kimlikleri barındırmayan bir anlayışa dayanırken, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü yerel yönetimler modelini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Demokratik olmasının temel nedeni toplumun tüm kesimlerinin kendi yerellerine dair söz sahibi olabilmesi, yaşamlarına dair kararlar alabilmesidir. Böylece, herkes kendi kimliği, değerleri ve inançlarıyla bu yönetim mekanizmasının içinde yer alabilir. Yani demokratik ulus perspektifine uygun bir yerel yönetimler modeli inşa edilmeye çalışılıyor" dedi.
ÖZNE KADIN
Kadın özgürlükçü, demokratik ve ekolojik paradigmada öznenin kadın olduğuna dikkat çeken Neslihan Şedal, “Kadınlar yönetim mekanizmalarının dışında bırakılmışken, bu modelde özne olarak söz söyleyebilmekte ve toplumsal süreçlere aktif biçimde katılabilmektedirler. Kürt özgürlük mücadelesinin uzun deneyimlerinden gelen eşit temsiliyet, eşbaşkanlık sistemi ve kadın temsil mekanizmaları bu modelin temelini oluşturmaktadır. Ulus devlet aklının kadınları dışladığı yerde bu paradigmayı toplumsallaştırmayı hedefliyoruz. Kürt özgürlük mücadelesinin yerel yönetimler alanındaki deneyimi, bugün toplumsallaşma sürecinde somut sonuçlarını ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.
Yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sistemine dikkati çeken Neslihan Şedal, sistemin kolektif bir akıl sonucu kurulan bir sistem olduğunun altını çizdi. Neslihan Şedal, "Başlangıçta kota ile başlayan uygulamalar, toplumsal değişim ve dönüşümün etkisiyle artık eşit temsiliyet ve kadınların yönetimsel süreçlerde aktif rol alabilmesiyle daha kalıcı bir hale gelmiştir. Dünyada benzer örnekler olsa da yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sistemi, kolektif bir akıl ve demokratik ruhla kadın ve erkeklerin eşit şekilde yönetime katılmasını sağlayan bir model olarak öne çıkmaktadır. Kadınların eşit temsilinin sağlandığı bu sistem, demokrasinin toplumsallaşması ve radikalleşmesini mümkün kılmaktadır. Eşbaşkanlık sistemi yalnızca iki kişinin yönetimi değil, aynı zamanda güçlü bir meclis, kadın meclisleri ve kadın komisyonları aracılığıyla toplumun en küçük hücresine kadar yayılan demokratik mekanizmaları ifade eder” diye belirtti.
ÖZGÜRLÜKÇÜ ALANLAR
Yerel yönetimlerin kadın projelerine ve kadınlara açtığı alanlara da değinen Neslihan Şedal, şöyle devam etti: "Yerel yönetimlerde kadınların aktif rol alması, planlama ve politika üretim süreçlerine kadın perspektifinin dahil edilmesi, kadınların kendi mekanlarında özgürce söz kurabilmesini sağlamaktadır. Bu kapsamda, kadın politikaları daire başkanlıkları, kadın politikaları müdürlükleri ve birimleri aracılığıyla kadına yönelik şiddetle mücadele, kadın yoksulluğunu azaltma ve kadın ekonomisini güçlendirme çalışmaları yürütülmektedir. Ayrıca kadın akademileri, kadın hafıza mekanları ve kadın eserleri kütüphaneleri aracılığıyla kadınların tarihine ve kültürüne erişimi sağlanmakta, yoksulluk ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı mücadele edilmektedir. Kadın kooperatifleri ve üretim alanlarıyla kadınların ekonomik bağımsızlığı güçlendirilmekte, kentlerde kadın özgürlükçü alanlar ve yaşam merkezleri oluşturulmaktadır.
KADIN KENTLERİ
Bu sistem sadece kadın özgün alanlarıyla sınırlı kalmayıp, kentin planlanmasından altyapısına, ulaşımından parklara kadar tüm alanlarda kadın bakış açısıyla uygulanmaktadır. Önümüzdeki dönemde beş kent, pilot bölgesi olarak ‘kadın kenti’ ilan edilecek ve bu modelin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Bu çalışmalar, kentlerde demokratik, eşitlikçi ve özgür bir yaşamın inşasını, kadınların aktif iradesiyle mümkün kılmaktadır. Kadın kentleri projesi, toplumsal sorunların kadın bakış açısıyla çözülmesi, kadınların yaşam alanlarının özgür ve güvenli hale getirilmesi ve kadınların politika üretme süreçlerine eşit şekilde katılmasını hedeflemektedir. Bu şekilde, kadın özgürlükçü sistem toplumun tüm alanına yayılacak ve demokratikleşme süreci güçlenecektir."
MA / Zeynep Durgut
