Kampüs Cadıları yol haritası belirliyor: Özgürlük ellerimizde

  • kadın
  • 16:56 5 Mayıs 2018
  • |
img
İSTANBUL - Türkiye'nin dört bir yanından kadınlar Kampüs Cadıları 2. Konferans'ında bir araya gelerek, yol haritalarını tartıştı. 
 
Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadınlar Kampüs Cadıları, "Özgürlük ellerimizde" şiarıyla gerçekleştirdiği 2. Konferans için İçerenköy Pir Sultan Abdal Konferans salonunda bir araya geldi. Konferansın ilk gününde Mor Dayanışma, Liseli Cadılar, Üniversiteli Kadın Kolektifi, Özgür Genç Kadın, Anarşist Kadınlar, CHP Kadın Kolları, Üniversiteli Kadın Meclisleri, HDK Kadın Meclisi temsilcileri ile çok sayıda kadın katıldı. Konferans salonuna "Dünyanın bütün kadınları birleşin kahkahalarınızdan başka kaybedecek bir şeyiniz yok", "Bizler yakamadığınız cadıların torunlarıyız", "Kadınların isyanı kampüslerden taşıyor", "Kızkardeşlik bilinciyle öz örgütlenmeden özgürlüğe" ve "Tabuları yıkarım bulaşıklara karışmam" yazılı pankartlar ve kadın mücadelesindeki rolleriyle bilinen yazar ve feministlerin fotoğrafları asıldı. Kadınlar sık sık, "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa" ve "Gelsin baba gelsin koca gelsin devlet gelsin cop inadına isyan inadına isyan inadına özgürlük" sloganları attı. 
 
"Katledilen kadınlar isyanımızdır sloganı" eşliğinde katledilen kadınlar için yapılan saygı duruşu ile başlayan konferans, Kampüs Cadıları'nı anlatan sinevizyon gösterimi ile devam etti. Ardından Ulrike Marie Meinhof tarafından yazılan tiyatro oyunu sahnelendi. 
 
Konferansın açılış konuşmasını yapan Kampüs Cadıları'ndan Hatice Göz, "AKP-Erdoğan iktidarı, yönetimde olduğu süre boyunca kendi tekil iktidarını kurmaya çalışmış ve bu yönde adımlar atmıştır. Kurmaya çalıştığı yeni rejim yolunda attığı adımlarla ülkeyi savaşa, kaosa, ekonomik krize sürüklemekten geri adım atmayan Erdoğan şimdilerde bu süreci aşmak için erken seçime gidiyor" diye konuştu. 
 
‘KADINLAR MEYDANLARDA OLDU'
 
Baskıların en fazla kadına yönelik olduğunu hatırlatan Göz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yaratılan kaotik ortamda ayakta kalabilmek demek; erkek olmak, vurduğunu oturtmak, korkusuz olmak anlamına geliyor. Gece sokağa çıkmayan, çıkınca pembe taksi ya da otobüse binen, çalışmayan, çalışacaksa yarı zamanlı ve esnek çalışan, şort giymeyen, giyecekse tekmeye razı olan, üç çocuktan aşağı doğurunca kabul görmeyen, okula değil nikah salonuna giden, şiddete, tacize ya da tecavüze uğratıldığında sineye çeken ve giderek görünmezleşen bir kadın yaratmak istiyorlar. Ancak kadınlar herkesin sokaklardan çekildiği dönemlerde bile sokaklarda ve meydanlarda oldu." 
 
Göz’ün konuşmasının ardından mor kürsü açıldı. Farklı kadın örgütlerinden kadınlar sunumlarını gerçekleştirdi. Konferansta önergeler görüşüldü. Baskının şekillendiği liselerdeki baskılar ve bunun devlet politikalarıyla bağlantıları ve eğitim sistemindeki dönüşüm üzerine konuşuldu. Liseli cadıların liselerden doğru örgütleneceği deklere edildi.
 
‘ÖZGÜRLÜK ELLERİMİZDE’
 
Kadınların siyasi görüşleri ve etnik aidiyetleri üzerinden baskıya maruz kaldığını ifade eden Kampüs Cadıları’ndan İpek Karanfil de, “Dünyanın bütün kadınları birleşin dediğimiz zaman bilinmelidir ki dili, dini, rengi, cinsel yönelimi ne olursa olsun ezilme alanlarımızın benzer olmasından dolayı bunu en gür sesimizle özgürleşmek için dile getiriyoruz. Bizleri birer cinsel obje, vasıfsız, mağdur, kutsal anne gibi kalıplara sokmak isteyen erkek egemen dünyaya karşı özgürlük ellerimizde diyerek mücadelemizi sürdürüyoruz”  diye konuştu.
 
Konferansın ilk günü müzik dinletisi ve kadınların hep bir ağızdan söylediği şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla son buldu.